Bir Ayda Yunanistan, Adriyatik Ve Italya -temmuz 2015

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan karanfiller Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 76
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 31,065

karanfiller

Kamp I
Mesajlar
114
Tepkime Puanı
69
Yer
İzmir
Herkese merhabalar,

2014 Mart ayında aldığımız 1990 model Hymer Camp 55 Karavanımız ile 2014 yazında 25 günlük bir yaz tatili yapmıştık. Bu tatilde İzmir'den çıkıp, sahilden Kaş'a kadar gitmiş, yine sahilden geri dönmüştük. Bu bizim ilk uzun soluklu gezimiz olmuştu. Bu yaz, annem ve babamında teşvikleriyle cesaretimizi toplayıp ilk Avrupa seyahatimizi gerçekleştirdik. Daha önce yurt dışına çıkmışlığımız, hatta yurt dışında uzun süreler yaşamışlığımız var, ama karavanımızla ilk kez böyle bir seyahate çıkacaktık. Bu bizi epey heyecanlandırdı :smiley:

Pasaport, vize, sigorta, aracın bakımları vs. hallolduktan sonra, 2 Temmuz'da yola çıktık ve tatilimiz 29 gün sürdü. Yorucu ama çok da keyifli, kolay kolay unutamayacağımız bir "road-trip" oldu. Tatil de denebilir elbet ama bana göre aslen bir yol macerasıydı.

Yola iki karavan çıktık ve seyahatin ilk yarısını bu şekilde tamamladık. Annemlerin aracı 2008 model Imaj Karavan yapımı Fiat Ducato. Bizim aracımız 1990 model Citroen C25 üzeri Hymer Camp 55. Onlar iki kişi, biz ise 9 yaşındaki kızımız Ada, eşim Aylin ve ben olmak üzere üç kişi seyahat ettik. 16 Temmuz'da babamlarla yollarımızı ayırdık ve deyim yerindeyse soloya kaldık:smiley: Annem ve babam ben bu satırları yazarken Fas'talar :smiley: Onlar gezmeye devam ediyor karavanlarıyla.

Her gün yaptıklarımıza, gördüklerimize dair notlar tuttuk. Bu seyahate çıkmadan önce bu forumlardaki notlardan çok faydalanmıştık.

Seyahatimize dair aşağıda sıralayacağım bir kaç kısa bilginin ve rotamızın kaba bir haritasının ardından, belki ileride başkaları da faydalanır düşüncesiyle gün be gün tuttuğum gezi notlarımızı bu başlık altında paylaşıyorum. Umarım okurken keyif alır ve belki kendi seyahatleriniz için faydalanırsınız :smiley:

-6350km (Bari-Igoumenitsa feribot seferi hariç)

-29 gün
-7 ülke
-Epey de bir şehir ve kasaba

-Yolun ilk yarısını annem ve babamla birlikte iki karavan olarak tamamladık. İkinci yarısında tek karavandık.
-Toplamda beş gün, dört farklı kampingde konakladık
-Geri kalan günlerde sokakta kaldık - bazen şehir merkezi, bazen deniz kenarı, bazen bir benzin istasyonu.
-660lt yakıt tükettik.
-Yakıta toplam 800 Euro ödedik
-Ortalama yakıt sarfiyatı 100km'de 10.4lt.
-Otoyolda ortalama saatte 80-90km ile seyrettik. Uzun rampalarda saatte 50-60km'ye düştüğümüz oldu.
-Karavanımızın yaşlı olmasından ötürü endişeliydik, fakat ufak sayılabilecek bir rulman talihsizliğinden başka araçla ilgili hiç bir sıkıntı yaşamadık.
-Sıcaklara ve yer yer rampalara rağmen bir kez bile hararet yapmadı Kuzu.
-Bir ara buzdolabımız arıza yaptı (3 sistem elektrolüx). Birdahaki yaza güneş paneli ve 12 voltla çalışan buzdolabına geçmeyi planlamaya başladık bile.

---------------------------

Yola çıkmadan bir gün önce iki karavan kafa kafaya
11666309_10153127769327585_7588974046996545171_n.jpg




Rotamızın kaba bir haritası
Screen Shot 2015-08-22 at 13.32.38.jpg
 

2 Temmuz

Bugün günlerden Perşembe. Resmi izin aslında Cumartesi başlıyor. Fakat üniversitede geçen haftadan beri sıkı çalışıp işleri yoluna koyuyorum. Bu sabah bir toplantım var ve ardından yola çıkmaya hazırız ;) Geceden karavanları yerleştirip tüm hazırlıkları tamamlıyoruz.

Sabah ben üniversiteye gidiyorum, toplantı işini hallediyorum ve saat 14.00’de ekip beni okuldan almaya geliyor karavanlarla. Arkadaşlar bizi uğurlamaya geliyorlar, arkamızdan sular dökülüyor :smiley: Yola çıkmadan once bir fotoğraf çektiriyoruz topluca.

Bugünün planı alabildiğimiz kadar fazla yol alıp sınıra mümkün olduğunca yaklaşmak.

Fakat Aliağa civarında direksiyonun 90lı hızlarda hafif titrediğini fark edince, hadi atlamayalım bu işi de diyip lastiklere balans yaptırmak için bir Ford servisine giriyoruz. Takribi 1.5 saatimize mal oluyor bu rot balans işi ama içimiz rahat bir şekilde yola devam ediyoruz.

Edremit Altınoluk’a kadar anca gidebiliyoruz. Takribi 270km. Altınoluk’a vardığımızda saat 19:00 civarı. Yazlık sitelerin arasında kuytuda bir yer buldup, iki karavanı karşılıklı park edip akşam yemeğimizi yiyiyoruz. Sitelerin arasında yürüyüş yapıp, geceyi burada geçiriyoruz.

--------------

Ekip yola çıkarken
2 temmuz.jpg
 
Son düzenleme:

3 Temmuz

Sabah kalkıp kahvaltımızı yapıyoruz. Babam hepimizden erken kalkıp denize giriyor. Toparlanıp, mümkün olduğunca hızlı yola çıkıyoruz. Saat 10:15.

Bugün sınırı geçebilmek için uzun yol almak niyetindeyiz. Lapseki feribotu ile karşıya geçiyoruz. Keşan’da kısa bir mola verip son ıvır zıvır alışverişleri hallediyoruz ve İpsalaya doğru devam ediyoruz.

Sınır kapısına vardığımızda saat 18:00. Ben sınırda görevliden rica edip arabayı kantara sokuyorum, 2800kg çekiyor. İçinde Ada ve ben varım, su ve mazot depoları ful değil ama ikisi de epeyce dolu.

İki karavan sıralanıyoruz ve sınırdan önce babamlar geçiyor. Sıra bize geldiğinde, parmak izi için araçtan inmemizi istiyor görevli. Tam bu işlemler devam ederken Yunanlı memur vizemizin ayın dördünde başladığını farkediyor. Bugün ayın üçü.

Bunu nasıl atladığımı hala anlayabilmiş değilim. Yola çıkmadan once benim en büyük endişem aracın ruhsatındaki bir karışıklık yüzünden (Citroen yerine Hymer yazıyor) yeşil sigortasının sorun çıkarma ihtimali idi. O yüzden tüm konsantrasyonumu aracın sigortasına vermiş olmalıyım ve yeşil sigorta ayın üçünde başlıyor. Bu arada vizelerin ayın döründe başladığı tamamen aklımdan çıkmış.

Tüm ricalarımıza ragmen sınırı geçemiyoruz, mosmor bir şekilde gece yarısına kadar iki arada bir derede beklemek zorundayız J:smiley: Annemler sınırın öte tarafında, biz beri tarafta 6 saat bekliyoruz. Ne Türk tarafındayız ne Yunan tarafında. Aklımıza Tom Hanks’in oynadığı meşhur Terminal isimli film geliyor. Adamcağız Havalimanı terminalinde yaşamak zorunda kalıyordu uzunca bir sure :smiley:

Yapacak pek bir şey yok. Madem burda altı saat bekleyeceğiz, alıp elime tornavidayı karavanın ıvır zıvırıyla uğraşıyorum. Kapı için aldığımız mıknatıslı sinekliği hallediyorum. Aylin’le karavanımızda ilk kez duş alıyoruz. 2014 Mart’ta almıştık karavanı ama şimdiye kadar hiç duş almamıştık içinde desek yeridir. Bir kere Foça’da denemiştik. Bu sefer trumayla suyu falan ısıtıp bildiğiniz duş alıyoruz. Pek hoşumuza gidiyor :smiley:

Duştan sonra akşam yemeğimizi hazırlayıp yiyiyoruz, Ada scooter’a biniyor gümrük sokaklarında tırların arasında :smiley:

Sınırda beklerken Amerikalı bir Nato görevlisiyle tanışıyoruz. Adam Ada’ya bir golf sopası hediye ediyor. O da araç vizesindeki sıkıntı yüzünden orada sıkışmış.

Saat geceyarısını vurunca, bal kabağımızla sınırı geçiyoruz. Her hangi bir sıkıntı yaşanmıyor. Yunan gümrüğünde park edip geceyi orda geçiriyoruz.

---------------------

Lapseki feribotu
3 temmuz.jpg


Lapseki feriboty
3 temmuz1.jpg


Sınıra doğru
3 temmuz2.jpg


Kantar
3 temmuz3png.jpg


İpsala
3 temmuz 4.jpg
 
Son düzenleme:

4 Temmuz

Sabah 8:30 gibi yola dökülüyoruz. Tali yoldan Alexandropouli’ye kadar devam (Tali yol kötü değildi).

Annemle Ada’nın dikkati yol kenarındaki küçücük maket dilek evlerine takılıyor ve bu dilek kutularını saymaya karar veriyorlar.

Alexandropouli sınır kapısına 35-40km. Bizim bildiğimiz adıyla Dedeağaç. Burada bir okul bahçesinde kahvaltı yapıp yolumuza devam ediyoruz.

Bu sefer ücretli yola geçiş yapıyoruz ve Kavala’ya doğru yollanıyoruz. Yolda bir benzin istasyonuna girip mazot alıyorum. Benzincide üç tane 34 plaka 4x4 jip var. Selamlaşıyoruz. Benzin istasyonunu Türk bir kadın işletiyor. Dedesi oranın yerlisiymiş, hiç göçmemişler. Benzin deposunun kapağını açmaya uğraşıp beceremediğimizde, kocasına telefon ediyor, kocası yakındaki Türk köyünden gelip açıyor depoyu (kapak sıkışmış). Memleketin durumunu soruyorlar, şahane diyorum. Ben de onlara Yunanistan’ın durumunu soruyorum, burası daha bir şahane diyorlar. Karşılıklı gülüşüyoruz.

Saat 14:30 gibi Kavala girişinde bir halk plajında durup, yemek yiyiyoruz, hepimiz denize giriyoruz. Yanına park ettiğimiz lokantanın tabelasında “taze balık” yazıyor.

Deniz pek keyifli değil. Hava zaten kapalı, deniz temiz fakat hafif çalkantılı ve yeşil renkte. Bu arada, ağaç altında konakladığımız bu plajda denize karşı bu notları alıyorum. Bunlar geziye dair ilk notlarım oluyor.

Saat 18:00 gibi, Kavalanın içine, şehir merkezine hareket ediyoruz. Kavala’nın merkezinde bir otoparka bırakıyoruz araçları (2 saati üçer Euro). Sahilde trafiğe kapalı bir caddeyi geziyoruz. Gençlerle dolu, cıvıl cıvıl burası. Acıkınca bir ara sokakta ekmek arası döner bile yiyiyoruz, sanki hala Türkiye'deyiz :smiley:

Geceleyebileceğimiz bir park alanı için yola çıkıyoruz fakat bir türlü gönlümüze göre bir yer bulamayınca kendimizi Selanik çevre yolunda buluyoruz. 20 km kadar yol aldıktan sonra gişeleri geçer geçmez bir park alanında durup geceyi burada geçiriyoruz. Kendimce bir mental not alıyorum. Güzel bir yer bulunca dur! Hayallerini süsleyen yer olmasa da burası, güzelse dur. Yoksa otoban köşelerinde uyumak zorunda kalırsın ;)

Bu arada, gişelerde bizim Hymer’ı ölçüyorlar ve 2.7’in üzerinde olduğu için yüksekliği, 6 Euro alıyorlar otoyol için. Babamdan sebebini anlayamadığımız bir şekilde yine hiç para almıyorlar (Alexandropouli-Kavala arasında da babamdan para almamışlardı). Daha sonra öğreniyoruz ki referandum sebebiyle iki gün boyunca yollar 2.7m altı araçlara ücretsizmiş.
Babamların araç 2.65, bizim araç 2.80 :(

-----------------------------

Kavala'da taze balık
4 temmuz.jpg


Kavala plajında konakladığımız yer
4 temmuz1.jpg


Kavala plajı
4 temmuz2.jpg


Plajdan karavanların görünüşü
4 temmuz3.jpg


Kavala'da bir kaptan şoför
4 temmuz4.jpg


Kavala'da babamları takip ederken
4 temmuz5.jpg


Kavala'da Konstantinopolis tabelası
4 temmuz6.jpg


Kavala'da Aylin ve tarihi kemer
4 temmuz7.jpg


Kavala sokakları
4 temmuz8.jpg
 
Son düzenleme:

5 Temmuz

Bugün neredeyse tüm gün yol yapıyoruz. Kavala’dan çıkıp Makedonya’ya geçiyoruz. Sınır sonrası ilk kasabada alışveriş yapıp bir restoranın arka otoparkında uyuyoruz.

Sabah toparlanmamız uzun sürüyor, saat 10:45 gibi Kavala’dan çıkıyoruz yola. Planımız Halkidiki’yi dolaşıp, oralarda bir yerlerde konaklayıp, ertesi gün Selanik yapmak aslında. Ama evdeki hesap çarşıya uymuyır. Stavros’a kadar geliyoruz ve Stavros’ta deniz kenarı bir plajda mola veriyoruz. Hava çok rüzgarlı, deniz bulanık olduğu için buradan pek keyif alamıyoruz ve yola devam ediyoruz.

Bulunduğumuz yerden Halkidiki’nin geri kalanına yollar rampalı ve virajlı gözüküyor haritadan. Önce Selanik’e gidelim, ordan Halkidiki’ye ineriz diye düşünüyoruz (Haritaya bakınca Selanik’den daha düzgün gözüküyor yollar). Fakat Selanik ölü gibi, hiç bir hareket yok, sokaklar bomboş. Ya pazar olduğu için ya da referendum yüzünden diye düşünüyoruz. Belki de her ikisi. Bunun üzerine Yunanistan’ı pas geçelim, dönüşte gezeriz buraları diyoruz ve Makedonya’ya doğru devam ediyoruz.

Bu arada acıkıp, yoruluyoruz fakat duracak bir yer bulamayınca, sonunda sınıra 70km kala terk edilmiş bir benzincide mola veriyoruz. Burası başı boş bir benzin istasyonu. Kuş uçmuyor kervan geçmiyor. Şansımıza ortada duran bir musluktan buz gibi su akıyor. Elimizi yüzümüzü yıkayıp biraz ferahladıktan sonra yolumuza devam ediyoruz.

Sınırı geçmemiz saat 21:00’i buluyor. Duty free falan derken, tekrar yola çıkmamız 21:30.

Sınırı geçerken Makedon görevli, iki karavanında içine girip şöyle bir bakınıyor, bir iki dolap kapağını göstermelik açtırıyor, bir şey bulamayınca Türkçe “hadi güle güle” diyerek uğurluyor bizi. Oysa biz zulalamış durumdayız aldığımız her şeyi :smiley:

Sınırdan 4-5km içeride çok ufak bir kasaba’da alışveriş yapıp konaklıyoruz. Burası Manastır’a 2-3km mesafede sanıyorum.

Gece çok güzel uyuyoruz.

Yola çıkalı 1213km olmuş. Arabanın yağını ve suyunu kontrol ediyorum hiçbir eksiği yok. 100kmde ortalama 10.5lt yakıt sarfıyatı var. Maşallah deyip yola devam edeceğiz yarın.

-------------------------

Stavros'ta deniz kenarı molası
5 temmuz.jpg


Selanik'e girerken
5 temmuz1.jpg


Yunanistandan çıkarken Duty Free
5 temmuz2.jpg


Issız benzinlik
5 temmuz3.jpg


5 temmuz4.jpg
 



6 Temmuz

Sabah gayet dinlenmiş olarak uyanıyoruz. Yol kenarında bir restoranın arkasındaki otoparkta uyumuştuk. Gecemiz çok sessiz ve sakin geçti.

Bugün kahvaltıda yeni bir uygulama başlatıyoruz. Her sabah kahvaltımızı yaparken Ada’ya 5 Euro harçlık vermeye karar veriyoruz, arkadaş dilediği gibi harcasın :smiley:

Kahvaltımızın ve Ada’nın 5 Eurosunun ardından sabah 10.00 gibi yine düşüyoruz yollara. Takribi 20 dakikada Bitola’ya (Manastır) geliyoruz. Karavanları şehir merkezinde uygun bir yere park edip Atatürk’ün okuduğu ve müzeleştirilmiş okulu ziyaret ediyoruz. Ardından bir kafede bir şeyler içiyoruz, wi-fi’dan yararlanıp, ufak tefek internet işlerimizi halledip tekrar yola koyuluyoruz.

Yollar genelde kötü Makedonya’da. Satıh yamalarla dolu. Yolda mazot alıpo, depoyu fullüyorum. 59lt alıyor Kuzu, 52 Euro. Şu ana kadar ki en ucuz mazot burada – litresi 55 Dinar (95 Cent).

Manastır’da işimizi bitirince takribi 45 dakika içinde Ohrid’e varıyoruz. Ohrid’in merkezinde göl kenarında karavanları yan yana park ediyoruz ve tüm günü burda geçiriyoruz. Hemen arkamızdaki kafeden birer latte içiyoruz, wi-fi kullanmamıza müsade ediyorlar :smiley:

Ohrid çok güzel. Temiz, şirin bir kasaba. Burada göle giriyoruz, Ada ve büyükbabası gölde deniz bisikleti ile geziyor. Hep birlikte 3 kişilik aile bisikletleriyle göl kenarını dolaşıyoruz. Epey bir dinleniyoruz.

Makedonya Yunanistana göre epey ucuz, hatta genel olarak da ucuz geliyor bize. Lattenin tanesi 1 euro, 6lt su 1 euro, 350gr. kaşar 3 euro vs.

Konu hazir finansal durumlardan açılmışken belirtelim. Süpermarket, Duty free gibi extra harcamaların dışında yola çıkarken kabaca hespladığım günlük 30Euro yevmiyeyle şu ana kadar gayet iyi idare ediyoruz J Hatta henüz hiç günde 30 Euro’ya ulaşmadık bile. Neredeyse sürekli karavanda yiyiyoruz, atıştırıyoruz ve şimdilik hiç kampa girmedik. Günlük 30Euronun içinde mazot, supermarket (erzak vs.) ve duty free yok. Fakat otoban ücretleri, dışarda yenen yemekler, vs. var mesala.

Benim mutluluğuma diyecek yok bu yüzden J Böyle gidersek super olacak, bakalım Italya’da durumlar nasıl diye düşünüyorum kendimce. Şimdiden sürprizi bozayım, İtalya’da duvara çarpmış gibi oluyoruz. İtalya çok pahalı ve günlük harcamamız en az iki katına çıkıyor :smiley:

----------------------------

Dün gece uyuduğuumuz restoranın otoparkı. Sabah kahvaltı sonrası pozu :smiley:
6 temmuz.jpg


Makedonya, Manastır
6 temmuz1.jpg


Makedonya, Manastır
6 temmuz2.jpg


Ada Manastır'da Atatürk'ün okuduğu okulu ziyaret ediyor ve anı defterine duygularını yazıyor
6 temmuz3.jpg


Manastır'da Atatürk'ün okulu
6 temmuz 4.jpg


Makedonya'da bir kasba sokağı
6 temmuz5.jpg
 

6 Temmuz devam...

-------------------------

Ohrid Gölü
6 temmuz 6.jpg


Göl kenarında güneşlenirken
6 temmuz7.jpg


Ohrid Gölü'nde bisiklet keyfi
6 temmuz8.jpg


En sevdiğim saatler
6 temmuz9.jpg


Göle karşı gezi notları :smiley:
6 temmuz10.jpg


Ohrid geceleri :smiley:
6 temmuz11.jpg


Akşamüzeri büyükbabayla gölde su bisikleti keyfi
6 temmuz12.jpg


Welcome to Ohrid
6 temmuz13.jpg


Kaptan ve kabin amiri :smiley:
6 temmuz14.jpg
 

7 Temmuz

Bugün tüm gün yol alıyoruz. Makedonya TR’ye göre bir saat geride. Bunu avantaja çevirip erken yola çıkalım diyoruz, tekerler döndüğünde saat 10:15 :smiley: Bugünkü hedef Arnavutlu’ğu transit geçip Karadağ, Bar’a varmak.

Ohrid’den çıkınca gölün kenarında bir diger kasaba olan Struga’ya uğruyoruz. Burada bir cafede 30 dakika kadar oturuyoruz, bir şeyler içip son dinarları da harcıyoruz. Bir 30 dakika Struga’da etrafı kolaçan ettikten sonra yine yola koyuluyoruz.

Makedonya yolları virajlı ve satıh çok iyi değil.

Arnavutlu’ğa geçerken gümrük görevlisi biraz uğraştırıyor. Nereye gidiyosun, ne yapmaya gidiyosun, ne iş yapıyosun gibi anlamsız bir kaç soru soruyor. Gümrük kontrolünü geçer geçmez sınır bölgesinde bir gölgeliğe çekip hızlıca sandviçlerimizi atıştırmaya başlıyoruz. Bu sırada bir başka gümrük görevlisi geliyor yanımıza, burda duramazsınız diyor. Neden diye sorunca, karşı tarafta, güneşin alnında başka bir yere çekmemizi söylüyor. Yine neden diye soruyoruz, sonuçta durduğumuz yer bir park alanı. Bu sefer kırık dökük bir Türkçe’yle “bahşiş” istiyor bizden. Bahşiş yok deyince, “bahşiş yok sen güneşe git, bahşiş var gölgede kal” diyor. Biz de homurdanarak uzaklaşıyoruz oradan – zaten sandviçlerimiz de bitmişti :smiley:

Arnavutluk cehennem gibi. Yollar çok kötü, insanlar nemrut (maalesef yapacağım bu genellemeyi), trafik kurallarına uyan kimse yok, trafik tam bir keşmekeş. Arnavutlu’ğu Elbasan ve Tiran üzerinden kesen yola yer yer otoban yapmaya çalışmışlar ama pek bir işe yaramamış. Çok kısa otobanlar zaten. Bir de leş gibi bir sıcak oturuyor havaya, çok stresli, yorucu ve sıkıntılı bir gün geçiriyoruz, ama sonunda Arnavutlu’ğu geçip Karadağ’a giriyoruz. Arnavutluk’ta benim belim arıza vermeye başlıyor, direksiyonu Ayline emanet edip dinlenmeye çekiliyorum. Arnavutluk’un neredeyse tümünde Aylin kullanıyor karavanı.

Karadağ güzel. Özellikle dooğası gayet güzel. Her yerde ufak ufak şirin kasabalar, köyler var. Sınırdan sonra bir saat daha yol gidip saat 9:30 gibi Bar’a varıyoruz. Saat 10:00a doğru deniz kenarında bir otoparkta duruyoruz. Hep birlikte denize giriyoruz. Su harika. Duş alıp birer kadeh viski içip yattıyoruz :smiley:

--------------------------

Struga da karavanlar kafa kafaya :smiley:
7 temmuz.jpg


Struga'da babaanneyle bir poz
7 temmuz1.jpg


Struga
7 temmuz2.jpg


Arnavutluk yollarının fatihi Aylin Kaptan :smiley:
7 temmuz3.jpg


Karadağ'a girerken - Kabin Amirim Ada'yla :smiley:
7 temmuz4.jpg
 

8 Temmuz

Sabah saat 7 gibi uyanıyoruz. Güzel uyumuşuz. Kahvaltı yapıp yola koyuluyoruz. Günlerdir yol yapıyoruz, bugün bir kamp alanına girip dinlenmek niyetindeyiz. Ama olmuyor. Dura kalka 1.5 saat kadar yol yapıyoruz. Karadağ sahil şeridinde ciddi kot farkı var. Yol denizden epey yüksekte. Dolayısıyla yerleşim yerlerine ulaşmak için dik yokuşlar inmek gerekiyor. Üstelik sahil şeridini oteller istila etmiş. Denizin görülebileceği yakınlıkta sokaklar araçlara kapalı, denizden ikinci sıradaki sokağa girilebiliyor araçla, oralar da tıklım tıklım dolu. Dolayısıyla tüm kamp yerleri denize 300-500 metre mesafede.

Tam ümidimizi yitirmek üzereyken Budva’nın çıkışında bir sahil kenarında geniş ağaçlık bir arazide yarı otopark yarı kamp bir yer bulup duruyoruz. Park ttiğimiz yerden deniz gözükmüyor fakat denize çok yakın aslında burası. 4 yetişkin, 2 araç, 1 elektrik 21 Euro alıyorlar. Wi-fi falan yok. Tuvalet paralı, çamaşır paralı, şezlonglar paralı vs. Plaja kendi hasırımızı şemsiyemizi kurup denize giriyoruz. Deniz çok güzel. Öğlen biraz kestirip dinleniyoruz, akşam rakılarımızı içip, laflıyoruz. Çok güzel bir yer değil burası ama dinlenmeye çok ihtiyacımız vardı, bu anlamda iyi iş görüyor.

Bu arada, boş bir zamanda tekrar Kuzu’nun yağını suyunu kontrol ediyorum. Hiç yağ eksiltmemiş. Maşallah :smiley:

-----------------------------


Budva çıkışında konakladığımız park alanı
8 temmuz.jpg


Aynı park alanı, yakından bir çekim
8 temmuz1.jpg


Motor kontrolü sonucu müspet :smiley:
8 temmuz2.jpg


Budva'ya doğru bir selfie :smiley:
8 temmuz3.jpg


Budva
8 temmuz4.jpg


Tam yeri hatırlayamıyorum ama bu fotoğrafta Budva yakınlarında, Kotor'a doğru. Çok yakışıklı çıkmışım, o yüzden paylaşayım dedim :smiley:
8 temmuz5.jpg
 
Son düzenleme:

9 Temmuz

Burada güzelce kahvaltımızı yapıp sabah 10.00 gibi yola çıkıyoruz. Yolda Budva üzerinden geçiyoruz. Aslında Budva’ya uğruyoruz fakat sahil şeridini büyük oteller kapatmış. Araçla girilemiyor. Bu durum keyif vermeyince Budva’yı hızlıca geçiyoruz.

Kotor’da mola veriyp, denize giriyoruz. Kotor harika bir yer. Çok beğeniyoruz burayı. Yolları çok dar. Ben alkovendeki sinyal lambasını bir evin çıkıntı yapmış çatısına sürtüp kırıyorum. Böylece Kotor’da bir parçamız kalmış oluyor :smiley:

Kotor körfezini kuzeyden dolanıp Herzegnovi yakınlarında bir kasabada (Bejij sanıyorum), Camping Zlokovij isimli bir kamp alanında konaklıyoruz. 20 Euro araç başı, elektrik ve wifi içinde. Sıcak su var, denize sıfır. Uroj adında bir amca işletiyor, güler yüzlü. Ertesi gün saat 16:00ya kadar kalmamıza OK diyor. Italya’daki kamplarda hiç rastlayamayacağımız bir esneklik bu – henüz farkında değiliz tabi. Ufak, sessiz, sakin, keyifli bir yer burası.

Lafı fazla uzatmadan fotolara geçiyorum.

---------------------------

Hymer'da sabah kahvaltımız :smiley:
9 temmuz.jpg


Penceremizden Kotor
9 temmuz1.jpg


Kotor'da deniz sefası
9 temmuz2.jpg


Kotor sahil şeridi
9 temmuz3.jpg


"Kuzu" Kotor'a karşı
9 temmuz4.jpg


Kotor sahilleri ve dağları
9 temmuz5.jpg


Kotor körfezinde bir yerler
9 temmuz6.jpg
 



9 Temmuz'a devam ...

Kotor'dan epey etkilenmişiz sanıyorum, bolca foto seçmişim bu paylaşım için :smiley:

---------------------------

Kotor yolları
9 temmuz7.jpg


Kotor kasaba merkezine doğru
9 temmuz8.jpg


Yine Kotor
9 temmuz9.jpg


Tekrar Kotor
9 temmuz10.jpg


Konakladığımız Kamping
9 temmuz11.jpg


Kamping'de dinlenmece
9 temmuz12.jpg


Denizden kopamıyoruz :smiley:
9 temmuz13.jpg
 

9 Temmuz'a devam ...

Kotor'dan epey etkilenmişiz sanıyorum, bolca foto seçmişim bu paylaşım için :smiley:

---------------------------

Kotor yolları
Ekli dosyayı görüntüle 355

Kotor kasaba merkezine doğru
Ekli dosyayı görüntüle 356

Yine Kotor
Ekli dosyayı görüntüle 357

Tekrar Kotor
Ekli dosyayı görüntüle 358

Konakladığımız Kamping
Ekli dosyayı görüntüle 359

Kamping'de dinlenmece
Ekli dosyayı görüntüle 360

Denizden kopamıyoruz :smiley:
Ekli dosyayı görüntüle 361
9 Temmuz'a devam ...

Kotor'dan epey etkilenmişiz sanıyorum, bolca foto seçmişim bu paylaşım için :smiley:

---------------------------

Kotor yolları
Ekli dosyayı görüntüle 355

Kotor kasaba merkezine doğru
Ekli dosyayı görüntüle 356

Yine Kotor
Ekli dosyayı görüntüle 357

Tekrar Kotor
Ekli dosyayı görüntüle 358

Konakladığımız Kamping
Ekli dosyayı görüntüle 359

Kamping'de dinlenmece
Ekli dosyayı görüntüle 360

Denizden kopamıyoruz :smiley:ı
Ekli dosyayı görüntüle 361
Gökçen bey,gezi yazınızı bir solukta okudum. Güzel bir rotada her gezgininhayal ettiği bir tatile çıkmışsınız. Sıcak aile görüntülerinin eşliğinde bize güzel manzaralar sunmuşsunuz. Size bu paylaşımınız için teşekkür ediyorum. Yazınızın devamını merakla bekliyor olacağım
 



6 Temmuz

Sabah gayet dinlenmiş olarak uyanıyoruz. Yol kenarında bir restoranın arkasındaki otoparkta uyumuştuk. Gecemiz çok sessiz ve sakin geçti.

Bugün kahvaltıda yeni bir uygulama başlatıyoruz. Her sabah kahvaltımızı yaparken Ada’ya 5 Euro harçlık vermeye karar veriyoruz, arkadaş dilediği gibi harcasın :smiley:

Kahvaltımızın ve Ada’nın 5 Eurosunun ardından sabah 10.00 gibi yine düşüyoruz yollara. Takribi 20 dakikada Bitola’ya (Manastır) geliyoruz. Karavanları şehir merkezinde uygun bir yere park edip Atatürk’ün okuduğu ve müzeleştirilmiş okulu ziyaret ediyoruz. Ardından bir kafede bir şeyler içiyoruz, wi-fi’dan yararlanıp, ufak tefek internet işlerimizi halledip tekrar yola koyuluyoruz.

Yollar genelde kötü Makedonya’da. Satıh yamalarla dolu. Yolda mazot alıpo, depoyu fullüyorum. 59lt alıyor Kuzu, 52 Euro. Şu ana kadar ki en ucuz mazot burada – litresi 55 Dinar (95 Cent).

Manastır’da işimizi bitirince takribi 45 dakika içinde Ohrid’e varıyoruz. Ohrid’in merkezinde göl kenarında karavanları yan yana park ediyoruz ve tüm günü burda geçiriyoruz. Hemen arkamızdaki kafeden birer latte içiyoruz, wi-fi kullanmamıza müsade ediyorlar :smiley:

Ohrid çok güzel. Temiz, şirin bir kasaba. Burada göle giriyoruz, Ada ve büyükbabası gölde deniz bisikleti ile geziyor. Hep birlikte 3 kişilik aile bisikletleriyle göl kenarını dolaşıyoruz. Epey bir dinleniyoruz.

Makedonya Yunanistana göre epey ucuz, hatta genel olarak da ucuz geliyor bize. Lattenin tanesi 1 euro, 6lt su 1 euro, 350gr. kaşar 3 euro vs.

Konu hazir finansal durumlardan açılmışken belirtelim. Süpermarket, Duty free gibi extra harcamaların dışında yola çıkarken kabaca hespladığım günlük 30Euro yevmiyeyle şu ana kadar gayet iyi idare ediyoruz J Hatta henüz hiç günde 30 Euro’ya ulaşmadık bile. Neredeyse sürekli karavanda yiyiyoruz, atıştırıyoruz ve şimdilik hiç kampa girmedik. Günlük 30Euronun içinde mazot, supermarket (erzak vs.) ve duty free yok. Fakat otoban ücretleri, dışarda yenen yemekler, vs. var mesala.

Benim mutluluğuma diyecek yok bu yüzden J Böyle gidersek super olacak, bakalım Italya’da durumlar nasıl diye düşünüyorum kendimce. Şimdiden sürprizi bozayım, İtalya’da duvara çarpmış gibi oluyoruz. İtalya çok pahalı ve günlük harcamamız en az iki katına çıkıyor :smiley:

----------------------------

Dün gece uyuduğuumuz restoranın otoparkı. Sabah kahvaltı sonrası pozu :smiley:
Ekli dosyayı görüntüle 320

Makedonya, Manastır
Ekli dosyayı görüntüle 321

Makedonya, Manastır
Ekli dosyayı görüntüle 322

Ada Manastır'da Atatürk'ün okuduğu okulu ziyaret ediyor ve anı defterine duygularını yazıyor
Ekli dosyayı görüntüle 323

Manastır'da Atatürk'ün okulu
Ekli dosyayı görüntüle 324

Makedonya'da bir kasba sokağı
Ekli dosyayı görüntüle 325
 




Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,662
Mesajlar
1,521,821
Kayıtlı Üye Sayımız
166,519
Kaydolan Son Üyemiz
cagatayuysal

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst