Tek Başıma Otomobil ile İran - Azerbaycan - Gürcistan - Ermenistan; 15.500 km Overland

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan seyr-ü zafer Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 605
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 170,178
Ynt: Tek Başıma Otomobil ile İran - Azerbaycan - Gürcistan - Ermenistan; 15.500 km Overland

zafer hocam merhabalr,
arabistanla iligili yazdiklariniz da cok onemli,tesekkurler, insallah dubai ye kadar niyetim var :smiley:
 

Etiketler
Ynt: Tek Başıma Otomobil ile İran - Azerbaycan - Gürcistan - Ermenistan; 15.500 km Overland

Bu kadar uzun yolculuklarda ben hep ruh halinizi merak ettim. Öncelikle alıştığımız konfor adına adına ne varsa hepsini terkediyorsunuz. Birde mecburiyetlerimiz var. Belki birkaç gün yaşadığımız hayatı terk edebiliriz. Ama bu kadar uzun süre herşeyden uzaklaşmak çok kolay değil. Maddi boyutuna hiç girmiyorum. Beşeri ilişkiler, feodal bağlar, gelecekle ilgili zorunlu külfetler bunlardan bazıları. Bir de sizin için ayrıca sağlık sorunları var. Umarım ciddi değildir, lakin bir aspirine apostili kimse vurmaz.
Bunun dışında zorunlu ihtiyaçlar geliyor aklıma. Bilmediğiniz bir coğrafyada ve çadır hayatında. Seçtiğiniz otomobil. Yolda bırakmamış ama, çoğunlukla kendi çabanızla bakımları yerine getirmişsiniz.
Vize işlemleri var. Bir çok ülke birçok bürokrasi demek. Ben yeşil pasaport sahibiyim. Vize istemeyen ülkeleri tercih ediyorum. Vize için gerekli işlemler bile başıma ağrılar girmesine yetiyor. O yüzden hiç girmiyorum o cendereye. Siz birçok ülke için yerine getirdiniz.
Hayatım yollarda geçti. Yola bağımlı olmanın ne demek olduğunu az çok tahmin ediyorum.
Lakin bu derecesini hiç hayal bile etmemiştim.
Gezilerinizin bu kısımlarıyla ilgili de malumat verirseniz, en azından benim gibi düşünenlerin merakını da gidermiş olursunuz. Herşey gönlünüzce olsun.
Sevgi ve saygılarımla.
 

Ynt: Tek Başıma Otomobil ile İran - Azerbaycan - Gürcistan - Ermenistan; 15.500 km Overland

kayzer' Alıntı:
Bu kadar uzun yolculuklarda ben hep ruh halinizi merak ettim. Öncelikle alıştığımız konfor adına adına ne varsa hepsini terkediyorsunuz. Birde mecburiyetlerimiz var. Belki birkaç gün yaşadığımız hayatı terk edebiliriz. Ama bu kadar uzun süre herşeyden uzaklaşmak çok kolay değil. Maddi boyutuna hiç girmiyorum. Beşeri ilişkiler, feodal bağlar, gelecekle ilgili zorunlu külfetler bunlardan bazıları. Bir de sizin için ayrıca sağlık sorunları var. Umarım ciddi değildir, lakin bir aspirine apostili kimse vurmaz.
Bunun dışında zorunlu ihtiyaçlar geliyor aklıma. Bilmediğiniz bir coğrafyada ve çadır hayatında. Seçtiğiniz otomobil. Yolda bırakmamış ama, çoğunlukla kendi çabanızla bakımları yerine getirmişsiniz.
Vize işlemleri var. Bir çok ülke birçok bürokrasi demek. Ben yeşil pasaport sahibiyim. Vize istemeyen ülkeleri tercih ediyorum. Vize için gerekli işlemler bile başıma ağrılar girmesine yetiyor. O yüzden hiç girmiyorum o cendereye. Siz birçok ülke için yerine getirdiniz.
Hayatım yollarda geçti. Yola bağımlı olmanın ne demek olduğunu az çok tahmin ediyorum.
Lakin bu derecesini hiç hayal bile etmemiştim.


Gezilerinizin bu kısımlarıyla ilgili de malumat verirseniz, en azından benim gibi düşünenlerin merakını da gidermiş olursunuz. Herşey gönlünüzce olsun.
Sevgi ve saygılarımla.



Tek kişi seyahat etmek, yaptığım türden keşif yolculukları için yol arkadaşıyla gitmekten psikolojik anlamda daha zor olmakla birlikte geziden alınan verimi kesinlikle arttırıyor. Başa gelecek büyük felaket ve aksiliklerden arkadaşın da kurtarma ihtimali bulunmadığından kafayı rahat tutmak lazım.

Yaptığım gezilerde yanımda insan yok diye hiç sıkılmadım, zira yolda hep insanlarla karşılaşılıyor, hem yerel halk ile hem de gezgin ve turistlerle. Ben genelde gittiğim ülkenin insanlarıyla vakit geçirmeye gayret ettim, bazen de denk geldiğim batılı turistlerle sohbetlerim oldu.

Kendimce gerekli hazırlıkları yapıp, tedbirleri aldıktan sonra yola koyulduğumda, başıma kötü şeyler gelme ihtimalini neredeyse hiç aklıma getirmedim, yurtiçi gezilerdekinden daha temkinli davranmaya gayret etmedim; örneğin Türkiye’de yol üzerinde nasıl çadır kurup yatıyorsam, oralarda da hiç çekinmedim, kendimi tehdit altında hissetmedim hiç, dolayısıyla sürekli gerginlik yaşamadım.
Uzun süreli ve menzilli bireysel seyahatlerde irili ufaklı onlarca risk mevcut, işler her an ters gidebilir bunu baştan kabul etmek lazım, günlük yaşamımızdaki konfor ve düzen ise ilk terketmeyi göze almamız gereken şey, kendimi yola çıkmaya mental olarak böyle hazırladım. Evdeki alışkanlıklarımı(yeme-içme, haberleşme, uyku, barınma, internet) özellikle sürdürmemeye çalıştım, zaten pek de mümkün değil. Ev ve geride bırktığım insanları anmamaya gayret ettim. Telefonumu günlerce kasten kapalı tuttum, internete bağlanmadım. Seyahat etme halini geçici ve yakında bitecek bir durum olarak görmekten çok, hayatımın süreğen biçimiymiş gibi algılamaya çalıştım, bu uzun yolculuklar için çok gerekli. Bir iki haftalık tatile çıkma psikolojisi ve sabrıyla, sözkonusu boyutta gezilerin sonu getirilemez. Düzenli aralıklarla değilse de kendimi fiziken-manen yorgun hissettiğimde, hevesim azalmaya başladığında, uygun bir şehirde hiçbir şey yapmadan, yiyip içip uyuyarak, insanlarla kaynaşarak kısa molalar verdim.

Net plan, program hiç yapmadım, Zaman ve detaylı rota planlaması kesinlikle işlemiyor. Günlük hedefler bile çoğunlukla insanı strese sokabiliyor, ben de yolu akışına bıraktım. Temel amacım başladığım geziyi kapsamından en az ödün vererek bitirmekti, yine de başıma gelen birkaç olayda durmam ve zorlamamam gerektiğini farkedip, hırsıma yenik düşmekten kurtuldum.

Vize, triptik gibi işlemleri önceden araştırıp, gidilecek ülkelerin güncel siyasi ve sosyal koşullarına bakmak faydalı oluyor

Geziler sırasında hep esnek davrandım. İran tarafına giderken Ermenistan’a girmeyi düşünmüyordum, sonradan fikir değiştirip orayı da dahil ettim, iyi ki de gitmişim. Ortadoğu’ya giderken İsrail’i de görmek istiyordum. Konuştuğum insanlardan edindiğim bilgi, bir Türk’ün araçla İsrail’e girip Filistin bölgesinde dolaşmasının imkansızlığı yönündeydi, İsrail’i listemden çıkardım, boşu boşuna zorlayıp zaman ve moral kaybetmedim. Her ülkenin vize rejimi farklı gitmeden mümkünse halletmek lazım. Küçük bir örnek vereyim. Vietnam, Kamboçya, Laos ve Tayland’a gitmek üzereyim bu günlerde. Vize işini araştırdım, hepsinde durum farklıydı. Laos Vizesi Türkiye’den alınmıyor. Vietnam Vizesi Türk pasaportuna dünya üzerinde sadece Ankara’dan veriliyor ve yola çıkmadan 15 gün önce başvurulması gerekiyor, en fazla 15 günlük kalış hakkı var. Tayland için bir aya kadar vize yok, Kamboçya Vizesi internetten para yatırıp fotoğraf yollayarak bir ginde alınıyor, e- maille yolluyorlar. Bunu öğrenmeden ve çözümlemeden giden insanların yazılarını okudum, kimisi gümrük kapısından dönmüş(Laos), kimisi gözaltına alınmış(Vietnam) yüzlerce dolar ceza yemiş. Gün itibariyle geçerli kural şu: O bölgeye gidilecekse Vietnem’dan başlamak lazım.

Plansızlıktan bahsetsem de, bu ilgili ülkeye girdikten sonra geçerli, oraya gidebilmek için karşı tarafın istediği koşulları sağlamak üzere bazen kılı kırk yaran plalnlama ve hazırlık gerekebiliyor. Örneğin, Libya’ya gitmek isteyenler vizenin kalkmasına güvenip rahatça yola çıkarlarsa gerisingeri dönerler. Pasaportun açıklamalar sayfasına kimlik bilgilerinin Arapça tercümesinin eklenmesi ve emniyetin onaylaması gerekiyor. Bunu öğrenip de yaptırmasaydım, koskoca bir gezinin yarısında, kös kös geldiğim yoldan geri dönmek zorunda kalabilirdim, herşey berbat olabilirdi. Ha birgün başıma büyük aksilik gelmez mi? Gelebilir, ben gelmemesi için çalışıyorum sadece..

Bu tarz uzun soluklu geziler, insanın heves etmesinden ziyade, içindeki gitme isteğinin dayanılmaz hale gelmesiyle gerçekleşebiliyor ancak. Bendeki hal de buna yakındı, gitmeyi o kadar çok istedim ki ve bu istek görüp de heves ettiğim birşey olmaktan çok salt kendi içimden gelen kuvvettli bir duyguydu ki, gitmekten başka çare bırkmadım kendime.. Çetrefilli bürokrasi, konforsuzluk ve türlü riskleri başka türlü göze almak zaten olanaksızdı..
 

Ynt: Tek Başıma Otomobil ile İran - Azerbaycan - Gürcistan - Ermenistan; 15.500 km Overland

Suallerime yazdığınız bu samimi ve açıksözlü yazınız için çok teşekkür ederim. Aradığım cevapların hepsini buldum.
Yeni rotanız da çok ilginç. Kimbilir neler yaşayacaksınız. Sizi şimdiden tebrik ediyor, Allah yolunuzu açık etsin diyorum.
 

Ynt: Tek Başıma Otomobil ile İran - Azerbaycan - Gürcistan - Ermenistan; 15.500 km Overland

gezinizi okudum,, bizde 4 kisi iki jep bir motorsikletle ,isvicreden cikark mogolistan gezisi duzenledik hazirliklarimizi bitirmye calisiyoruz 1 nisan 2011 de iran girisimiz var bir aksilik olmazsa 5 aylik bir sürec, turkmen ve ozbek vizeleri su an icin zorluyoruz kazak istanda bir sirket isvicre paslarina davetiye gönderdi bu ayin sonunda muracatimizi yapip vize almayi planliyoruz butun sorun bu iki ulke o gecislerde rehber esliginde olacak irani yedi gunde turkmnen ve ozbek gecisleride 1 haftaya tekabül ediyor, kazak ve rusya uzun olacak,, en fazla mongoy da kalacagiz,, dönüs icin farkli dusuncelerimiz var rusya uzerinden almanya , secenek olarak sociden trazon hayirlisi,,, www.hedeftekiyolar.com. gezi icin kurdugumuz link saygilar
 



Ynt: Tek Başıma Otomobil ile İran - Azerbaycan - Gürcistan - Ermenistan; 15.500 km Overland

kamkac' Alıntı:
gezinizi okudum,, bizde 4 kisi iki jep bir motorsikletle ,isvicreden cikark mogolistan gezisi duzenledik hazirliklarimizi bitirmye calisiyoruz 1 nisan 2011 de iran girisimiz var bir aksilik olmazsa 5 aylik bir sürec, turkmen ve ozbek vizeleri su an icin zorluyoruz kazak istanda bir sirket isvicre paslarina davetiye gönderdi bu ayin sonunda muracatimizi yapip vize almayi planliyoruz butun sorun bu iki ulke o gecislerde rehber esliginde olacak irani yedi gunde turkmnen ve ozbek gecisleride 1 haftaya tekabül ediyor, kazak ve rusya uzun olacak,, en fazla mongoy da kalacagiz,, dönüs icin farkli dusuncelerimiz var rusya uzerinden almanya , secenek olarak sociden trazon hayirlisi,,, www.hedeftekiyolar.com. gezi icin kurdugumuz link saygilar
Ben de bu geziyi Hazar Denizi'nin doğusundaki ülkeleri kapsayacak biçimde yapmak istemiştim başta, ancak söylediğiniz gibi vize prosedürünün uzunluğu ve ülkelere girdikten sonra özgür seyahat edememe durumu yüzünden o ülkelere gidişimi ertelemiştim. Dilerim bürokratik işlemleri hallettikten sonra sorun yaşamadan seyahatinizi tamamlarsınız.
 

Ynt: Tek Başıma Otomobil ile İran - Azerbaycan - Gürcistan - Ermenistan; 15.500 km Overland

gece saat 2'den beri her mesajı keyifle okudum ve her fotoğrafı hayranlıkla izledim. . . diğer gezinizi daha bitiremedim 6 sayfam kaldı ama uykusuzluğa dayanamıcam :smiley:
hayatın tadını çıkarmak diye ben buna derim. . . bu anılarınızı bizimle paylaştığınız ve o harika anlatımınızla bizleride oralara götürdüğünüz için sonsuz teşekkürler . . .
saygılar. . .

taha
 

Ynt: Tek Başıma Otomobil ile İran - Azerbaycan - Gürcistan - Ermenistan; 15.500 km Overland

n_y_c_b' Alıntı:
gece saat 2'den beri her mesajı keyifle okudum ve her fotoğrafı hayranlıkla izledim. . . diğer gezinizi daha bitiremedim 6 sayfam kaldı ama uykusuzluğa dayanamıcam :smiley:
hayatın tadını çıkarmak diye ben buna derim. . . bu anılarınızı bizimle paylaştığınız ve o harika anlatımınızla bizleride oralara götürdüğünüz için sonsuz teşekkürler . . .
saygılar. . .

taha

Sağol Taha,
Uzakdoğu gezisindeydim, yaklaşık iki aydır ekleme yapamıyordum iki konuya da, şimdi devam edeceğim, başka gezi icat etmezsem aniden:smiley:. Yazı ve fotoğrafları hazırlıyorum.

Takip eden tüm arkadaşlara teşekkürler.
 

Ynt: Tek Başıma Otomobil ile İran - Azerbaycan - Gürcistan - Ermenistan; 15.500 km Overland

Zerdüştün sönmeyen ateşi.

İran genellikle olumsuz önyargılarla yaklaşılan, bilmeden öğrenmeden hakkında ahkam kesilen bir ülke. Bunda elbette duruma fırsat veren resmi ideolojinin ve statükodan beslenen din oligarşisi yapısının payı büyük. Ülkenin İslam devriminden sonra giderek içine kapanma yolundaki tercihi günümüzde İran’ın batı ittifakı tarafından, dünyanın başına bela, büyük felaketlerin potansiyel kaynağı olarak gösterilmesine sebebiyet vermekte. Şöyle bir başımızı kaldırıp baktığımızda, yeryüzüne ve insanlığın geleceğine savaşlarla veya başka yollardan hangi ülkelerin daha çok zarar verdiğinin sıralamasını tutmaya kalktığımızda, İran’ı başlara yazmamızı gerektirecek sabıka listesi henüz yeterince kabarık değil zannımca. Bunları söylerken politik tavır içinde görünsem de aslında, İran halkıyla tanışıklık yaşamış ve yönetenler ile yönetilenler arasındaki kopukluğu bizzat gözlemlemiş bir insanın vicdani yükünü yaşıyorum. Yarın öbür gün molla rejimi delilikler yapabilir mi? Mümkündür. Bildiğim şey, kötü olasılıkların halkın iradesi sonucunda gerçekleşmeyeceğidir, ne demek istediğim İran’a gidilip halkın arasına karışılınca daha iyi anlaşılabilir.
Yazd’a bir mahalle bakkalı şöyle söylemişti.:“ Ahmedinejad Efendi’nin çenesi hiç durmuyor ki, bir sussa, huzur verse? Bıktık kuru gürültüden, memlekete zarar vermekten başka işe yaramıyor..”

İsfahan’dan ayrılıp yine sıcak çöl yollarından ilerledim ve görülmeye değer şeyler barındıran Yazd şehrine vardım. Burası İsfahan gibi şenlikli bir kent değilse de tarihi miraslara sahip. Zerdüştlük(Mecusilik) dininin yeryüzündeki önemli bir merkezi.

Dinin kurucusu Zerdüşt’ün ne zaman ve nerede yaşadığı kesin olarak bilinmiyor. Rivayete göre M.Ö. 700-600 yılları arasında ve bugünkü Kuzey İran’da olabilirmiş. Zerdüştlük semavi bir din değilse de tek tanrı kabulü var, ilahi gücün adı Ahura Mazda. Mevcut daha eski Pers inanışının Zerdüşt tarafından yeniden yorumlanmış hali. Ahura Mazda’nın temel özellikleri doğruluk, iyi akıl, iyiliksever bağlılık, yararlı egemenlik, kusursuzluk ve ölümsüzlük. Kutsal kitapları Avesta. Bu yazıtta kısmen Zerdüşt’ün sözleri de mevcut.

Dinin mitolojisi, iyiliğin ve kötü ruh Ehrimen’in mücadelesi üzerine kurulu. Ateş ise kirlilik ve kötülükten nasibini almamış, onları kendinden uzak tutan bir element olarak kabul ediliyor bu sebeple ibadet ederken ateşe dönülüyor, tapınılan ateşin kendisi değil. Zerdüştlerin ölülerini gömmeyip ya da yakmayıp dakhmalarda(sessizlik kuleleri) akbabaların yemesi için bekletmelerinin sebebi, doğadaki her varlığın ayrılmaz parçası kötülükle toprağın ve havanın kirlenmesini önlemek. Ölenlerin başında rahip beklermiş ve kuşlar ölünün ilk önce sağ gözünü yerse cennetlik, sol gözünü yerse cehennemlik olduğuna hüküm verirmiş. Bugün Hindistan’a göçen cemaat geleneği sürdürse de 1960’larda İran’da sessizlik kulelerine ölü bırakmak yasaklanmış. Zerdüştlüğün ayrıntısına girilince semavi tek tanrılı dinlere hem şekilsel hem de felsefi açıdan çok benzediği görülüyor. İyilik-kötülük diyalektiği, cennet-cehennem kavramı ve diğer şeyler..

470 yılından beri yandığı rivayet edilen Zerdüştlerin kutsal ateşi 1474 yılında Yazd’a getirilmiş ve metal kadeh(Ateşkadeh) içine konmuş, 1934'de ise bugünkü binaya yerleştirilmiş.
Yazd’ın üç-dört kilometre dışındaki biri 60-70 metre civarındaki diğeri daha alçak karşılıklı tepelerde artık kullanılmayan sessizlik kuleleri mevcut. Yüksek kuleye erkekler, alçağına kadınlar bırakılıyormuş. Yazd’da halen sayıları beş ila onbin arasında Mecusi yaşamaktaymış.

Ülkemizde de aynı dinin mensupları(Yezidiler) Doğu Anadolu’daki iki-üç köyde halen yaşamlarını sürdürmekte ve ibadet etmek için her sabah yüzlerini insan eliyle yakılmış ateşe değil ama güneşe dönmekteler…

Yazd’da bulunduğum sürede İran’ın ilginç bir geleneğini, zurkhaneyi görme fırsatı yakaladım ve etkilendim, bizim mahallede de zurkhane açılsa sık sık gidip idmanları izleyebilirdim. Zurkhaneler, güreş ve savaş idmanı yapılan salonlar, Pers İmparatorluğu’nun son dönemlerinde ortaya çıktığı rivayet ediliyor. Salonun ortasında bir metre civarı derinlikte ve 7-8 metre civarı çapta silindirik çukur var. Sporcular bu çukura girip belli hiyerarşik düzen içerisinde kenarda yüksekçe bir yerde oturan, bendir ya da büyük dümbelekvari vurmalı enstrumanı ve önünde asılı zilleri çalarak ritim tutan, nağmeler söyleyen mürşidin liderliğinde çukur içerisinde ortada duran kıdemli kişinin gösterdiği hareketleri birlikte yapıyorlar. Ritim bazen hızlı bazen yavaş gidiyor, bazen mürşidin söyledikleri hep bir ağızdan bağırılarak tekrar ediliyor. Bu toplantıya salt spor idmanı denemez, zurkaneler ilk kurulduğundan beri sufizm ve fars milliyetçiliği öğeleri sözkonusu kurumların temel taşları olagelmişler. Söylenen ilahi ve diğer şarkıların güfteleri de ağırlıkla o konulara vurgu yapıyor. Bendirin ve zillerin sesini göğsünüzde hissederek mürşidin nağmelerini dinlerken sporcuların adeta zikir merasimindeymiş gibi kendilerinden geçerek hareketleri yapmaları gerçekten görülmeye değer. Bu insanlar yüzlerce yıllık ata sporu yapıyorlar, idman biçiminin balet figürlerinden ya da clubberlardan görülüp esinlenildiğini hiç sanmıyorum, ancak o danslara aşinaysanız idmanı seyrederken hayret içinde kalabilirsiniz. Kah baletlerin yaptığına benzer zıplayarak spin hareketleri, kah trans müzik eşliğinde dans eden insanların figürleri, bazen step-aerobik gibi modern salon sporlarından bildiğimiz hareketler; hepsini görmek mümkün. İdmanın ilerleyen bölümlerinde büyük tahta lobutlar ve Kerbela trajedisine atıfta bulunmak üzere zincirli metal aksesuarlar da kullanılıyor. Yazd’da değilse bile diğer şehirlerde zurkhanenin yerini bulup idmanı seyretmenizi öneririm, İran’da yaşayacağınız en unutulmaz deneyimlerden biri olacaktır…
 

Ynt: Tek Başıma Otomobil ile İran - Azerbaycan - Gürcistan - Ermenistan; 15.500 km Overland

Yazd'a giderken gördüğüm, karayolunun yarım kilometre uzağındaki harabe, ne olduğunu öğrenemedim, çevrede soracak insan yoktu.
[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]

IMG_2131p.jpg


IMG_2135p.jpg


IMG_2137p.jpg


IMG_2138p.jpg


IMG_2140p.jpg
 



Ynt: Tek Başıma Otomobil ile İran - Azerbaycan - Gürcistan - Ermenistan; 15.500 km Overland

Emir Çakmak Camii
[attachment=1]
[attachment=2]


Yazd'deki evlerin mimari açıdan dünyada benzeri pek bulunmayan bir özelliği var. Evlerin üzerindeki bu yapılara rüzgar kulesi deniyor, her yönden esen rüzgarı toplayıp evin içine yönlendiriyor kuleler ve evin içinde sürekli hava akımı oluşturuyorlar, böylelikle evle dışarısı arasında hissedilir sıcaklık farkı oluşuyor. Yazd'in bu rüzgar kuleli evleri UNESCO kültür mirası listesinde.
[attachment=3]
[attachment=4]

IMG_2150p.jpg


IMG_2161p.jpg


IMG_2153p.jpg


IMG_2160p.jpg
 

Ynt: Tek Başıma Otomobil ile İran - Azerbaycan - Gürcistan - Ermenistan; 15.500 km Overland

Ateşkadeh'in bulunduğu bina.

[attachment=1]

Ateşkadeh

[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]

IMG_2186p.jpg


IMG_2170p.jpg


IMG_2177p.jpg


IMG_2179p.jpg


IMG_2188p.jpg
 







Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,744
Mesajlar
1,523,057
Kayıtlı Üye Sayımız
166,559
Kaydolan Son Üyemiz
Sercantetik

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst