Sizde yürek yemişsiniz maşallah.Çocuklarım doğduktan sonra yani 7 senedir yurtdışına hiç çıkamadım.
Bahsettiğiniz konuları bende yakından takip ediyorum. Ve tespitlerinize tamamen katılıyorum.
Ben Çin'e ne zaman gitsem istisnasız sorgu odasına alınıyorum.
Neden diye sorarsanız, ilk gidişim 2000 senesiydi. Bakü aktarmalı Doğu Türkistan'ın başkenti Urumqi'ye (Urumçi) gittim. Türkiye'den geldiğim için herkes alarma geçmişti. İlk sorunu orda yaşadım.
Beni her seferinde sorguya alıp neden ilk Urumçi'ye gittin? Ne işin vardı vs vs. Aklınıza gelebilecek çeşit çeşit sorular soruyorlar. Benimde klasik cevabım hep aynı oldu. Turistik olarak buradayım ve Kaşkar'lı Mahmut'un kabrini ziyaret için geldim diyordum.
Bir şey bulamayınca zaten 30 dk içinde çıkıyorum odadan
Çin'e çok gittiğim için açıkçası midemi bulandıran bir yapısı var.
Bir gün Shenzen'de cadde kenarında kaldırmda yürüyordum. Trafik felçti. Yanımdan geçen bir taksinin camı açıldı, bir kadın yediği yiyeceğin çöpünü olduğu gibi yere attı. Yüzlerce insan yürüyoruz. Herkesin gözü önünde. Bu duruma gıcık oldum. Belki biraz örnek olur diye taksinin yanına gittim. Kadına cam açmasını söyledim. Açtı. Yerdeki yiyecek ambalaj çöplerini aldım camdan içeri geri attım. Kadın şok oldu. Sadece yüzüme baktı. Bende arkamı dönüp yoluma devam ettim.. Yabancı olduğum bir yerde fazla cüretkar davrandığımı sonradan anladım ama olan olmuştu Hadi gel de günümüz Türkiye'sinde böyle bir şey yap. Ya ölür ya öldürürsün.. Al başına bela
Çinde belaya bulaşmamak şart. Başbakanlarını bile yıllarca ortadan kaldırdılar, kimse soramadı nerede diye...
SM-S908E cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi