Ynt: Haydi Pelepones'e
Neden, niçin sorularının cevabı çeşitli. Öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki gelen geçen ezmiş, yıkmış ve bir şekilde imzasını bırakıp gitmiş. Bizdeki savaş, devrim, ekonomik buhran, kültür çeşitliliği, entrika ve rüzgara göre yön değiştiren siyasi politikaların onda biri bile onlarda yok.. Bu nedenle biraz daha stabil kalıp yeri geldikçe kendini yenilemelerine şaşırmamalı.
Bursa tüm bu anlattıklarımın canlı bir örneğidir. Yüzyıllar boyunca tembellik ve yoksulluktan evlerine tek bir çivi bile çakmayan, Yunan işgalinde Yunan subaylarını Yunan bayraklarıyla karşılayıp kuzu çeviren bir köy ayakta kalıp kültür mirasına dahil olarak günümüzün trendy otantik turizminden parsayı kaparken, biz bununla gurur duyabiliyoruz. Oysa Yunan işgalinde 2 km. aşağısındaki benzer bir köy çok daha namuslu ve zengin olduğu için yakılıp yıkılmış, talan edilmiştir. Bugün biri beton yığını olarak Bursa'nın kenar mahallesi, diğeri parlayan yıldızıdır.
Kültür farkı elbette var. Biri at sırtında göçebe yaşam sürerken diğeri felsefenin temellerini yazıp bitirmiş, İyon devleti çoktan tarih olmuş, Roma İmparatorluğu en parlak dönemlerini bitirmiş, hatta yıkılma döneminde. Karşılığı olan tarihsel çizgide Orhun yazıtları ancak kaleme alınıyor, Göktürkler devlet oluyor... Ama burada hangimiz etnik kökenden bahsedip Orta Asya'dan geldiğini iddiia edebilir? Bizler bu coğrafyalıyız. 3 - 4 kuşak öncesinden geriye tarihi etnik kökenini bilene de pek rastlanmaz. Oysa bu coğrafyada yaşam bulan Helen kültürü, Doğu Roma İmparatorluğu gibi onların kültüründen gelen izler bulunur. Osmanlı bile Roma İmparatorluğunun son varisi olarak nitelendirilir tarihte. Kıyaslanır ya da kıyaslanmaz, Arap etkisinde ya da değil ama başta İstanbul olmak üzere Osmanlının da kendine özgü kültürel ve mimari özellikleri bulunur. Her ne olduysa sonradan değişen siyasi ekonomik nedenlerden dolayı olmuştur.
Sizlere Bursa Altıparmak semtinin çok eski yıllardaki bir fotoğrafını göstereyim:
[attachment=1]
Buyrun bu da şimdiki hali:
[attachment=2]
Bursa'nın o yıllardaki nüfusu bilmiyorum kaç kişi? Şimdi milyonlarla ifade ediliyor. Uygulanan bin türlü yanlış politika, iç savaş, terör, darbeler, türlü entrikalar, dış müdahaleler, yoğun göç... Gemisini kurtaran kaptan bireyselliğinin yaşandığı son yüzyılda başka ne olması beklenirdi ki? Beraberinde kültür yozlaşmasının geleceği ve buradan değişik politik grupların besleneceği öncesinden belli değil miydi?
Bakıyorum Artvin yaylalarına, İsviçre'den neyi eksik? Bakıyorum Ege sahillerine, Yunanistan'dan neyi eksik? Bakıyorum Doğu Anadolu platosuna, ne kadar bakir, doğal, sessiz.. Şimdi buralarda da kendi kendine yetebilen 300-500 bin nüfuslu şehirler olsaydı İstanbul'un Nüfusu 14 milyon olur muydu? Bursa Altıparmak'ın o fotoğrafı kaybolur muydu?
Milyon nüfuslu şehir olmaz dostlar. Gün gelecek, kendi bokunda boğulacak insanlar. Nitekim boğuluyor da. Ülke ne kadar zengin ve teknolojik olursa olsun, yine de olmaz. Gelişmiş ülkelerde de böyledir bu durum. Ne su ne enerji ne de altyapı yetiştiremezsiniz. Kalabalık arttıkça hırsızı, uğursuzu, çirkini, kötüsü, eğitimsizi boka üşüşen sinekler gibi doluşacaktır. Tarih boyunca her yerde böyle olmuştur bu durum. Bakın Newyork'un yüz yıl önceki, Londra'nın, Paris'in 200 yıl önceki haline? Orada yaşayan insanları getirin o zamanın İstanbul'una, Bursa Altıparmak'ına.. Ne düşünürlerdi sizce?
Her birey kendi içsel gelişim sürecini tamamlamadıkça insanlık paylaşmayı öğrenemeyecektir. Paylaşmayı bilmediğimiz sürece bu kavga ve talan ekonomisi devam eder. Dünyanın her geçen gün kalabalıklaşması ve tükenen kaynaklarımız ileride yaşanacak daha kötü günlerin habercisi. En azından homojen dağlmayı becerebilsek uzunca bir süre daha idare edebiliriz. Ama beceremiyoruz. Sinekler gibi yaşamak tercihimiz. Nerede mama, oraya hücum..
Dolayısıyla kültürle doğrudan alakalı olduğunu düşünmüyorum bu durumun. Şartlar öyle getirmiş, bazı yerler, bazı ülkeler temiz kalmış. Neden Arap ülkeleri ve Ortadoğu temiz kalamıyor? Onlarınki kültür değil miydi? Yüzyıllar önce kültürün beşiği Mezapotamya değil miydi? Matematiği, cebiri, astronomiyi, tıbbı Araplardan öğrenmedi mi batı? Onların kıçını silmeyi bilmediği dönemde bizim hamamlarımız yok muydu?
Her ne olduysa oldu, dengeler tersine döndü. Onlar ileri giderken bizim gerilediğimiz çok açık. Bakın Çin bugün bu dengeyi tersine çevirmeyi başardı. Biz de yapabiliriz. Ama çok fedakarlık gerekiyor daha.