Ynt: Haydi Pelepones'e
Karavanın yanına sandalye masa açıp güneşi birer kadeh içkilerimiz eşliğinde batırıyoruz.
2-06 Agria de gün batıyor
[attachment=1]
Buralara kadar bilinen rotalarda geldik ama sonrası için değişik bir yoldan Pelepones e inmeyi düşünüyoruz. Genelde otoyoldan devam edilince Atina ve Pire nin dışından transit geçilip Korinth’e gidilir ama biz bu defa Atina’ya Nea-Makri yönünden gitmeyi düşünüyoruz. Yani Chalkida yarımadasına paralel güney doğu tarafından. Böylelikle “her sefer, artı bir yer” prensibi ile farklı yerleri de görme ve keşfetme duygumuzu yitirmemeye çalışıyoruz.
Akşam olurken yeni düzenlenmiş olan kıyıdaki yürüyüş yolunda epeyce bir zaman yürüyoruz. Kıyıdaki mavi beyaz bayraklı teknelerin oynaşması hayallerimi geçmişin Kalamış’ına, kırmızı beyaz bayraklı teknelerin oynaştığı o eski günlere götürüyor bir an için. Martı çığlıklarının dozer homurtularına henüz yenik düşmediği o sakin günlere...
Gece kıyı yolundaki bir kafe de sohbetimize devam ediyoruz. Cici bir garson kız bize greek cafe’lerimizi ! servis ediyor . İyi sahip çıkamazsak Turkish Cafe’ler de Karagöz- Hacivat misali Greek’leşecek pek yakında.
Sabah güneş yükselmeden kıyıda bir yürüyüş yapıyoruz. Yol da bu yıl yapılmış besbelli. Balıkçı barınağındaki teknelerin oynaşmasına takılıyor gözlerimiz bir süre.
2-07 Agria da oynaşan tekneler
[attachment=2]
Bu gün rotamız da otoyoldan Chalkidika tarafına sapıp Ege nin Notio Evoikos Gulf yüzüne bakan beldelerinden birine ulaşmayı düşünüyoruz. Yunanistan ın en kalabalık bölgesinin burası olduğunu düşündüğümüzden buralardaki yerleşimleri , yaşamı görmeyi arzu ediyoruz. Şehrin dış mahallerine girmeden denize doğru sapıp Nea Makri yolunu tutuyoruz. Tenha bir dağ yolundan virajları döne döne yeşillikler içindeki beldeye ulaşıyoruz. Önce kıyı boyunca bir gezinip kendimize uygun bir yer arıyoruz. Eylül ayı hafta araları buralarda da tenha geçiyor ama hafta sonları Athina nın baskınına uğruyor her büyük şehir hinterlandı gibi.
2-08 Nea Makri de kıyı
[attachment=3]
Nea Makri de şirin bir yer diğerleri gibi. Tabii bu iş biraz tabiat anaya bağlı ama sonuçta insanlar değerlendiriyor doğayı.
Kıyı yolunun bitiminde güzel bir çamlık alan buluyoruz. Bir motel önü ama motel boş. Eee biz de niye bu mevsimde geldik, havaların bozma riskini göze aldık, rahat edelim diye değil mi ya.
2-09 Nea Makri de park.
[attachment=4]
Akşama kadar biraz dinlenerek oyalanıyoruz ama karanlıkla birlikte etraftan kalamar, balık, uzo gibi kollestrole, kalbe son derece yararlı maddelerin kokuları ile kuşatılıyoruz !. Bu kokulara dayanabilmenin tek yolu o kokularla haşır neşir olup farklılığı ortadan kaldırmak ! Yani bir nevi "kollestrol açılımı" yapmakgerekiyor gibi
2-10 Nea Makri de akşam
[attachment=5]
Karavanın yanına sandalye masa açıp güneşi birer kadeh içkilerimiz eşliğinde batırıyoruz.
2-06 Agria de gün batıyor
[attachment=1]
Buralara kadar bilinen rotalarda geldik ama sonrası için değişik bir yoldan Pelepones e inmeyi düşünüyoruz. Genelde otoyoldan devam edilince Atina ve Pire nin dışından transit geçilip Korinth’e gidilir ama biz bu defa Atina’ya Nea-Makri yönünden gitmeyi düşünüyoruz. Yani Chalkida yarımadasına paralel güney doğu tarafından. Böylelikle “her sefer, artı bir yer” prensibi ile farklı yerleri de görme ve keşfetme duygumuzu yitirmemeye çalışıyoruz.
Akşam olurken yeni düzenlenmiş olan kıyıdaki yürüyüş yolunda epeyce bir zaman yürüyoruz. Kıyıdaki mavi beyaz bayraklı teknelerin oynaşması hayallerimi geçmişin Kalamış’ına, kırmızı beyaz bayraklı teknelerin oynaştığı o eski günlere götürüyor bir an için. Martı çığlıklarının dozer homurtularına henüz yenik düşmediği o sakin günlere...
Gece kıyı yolundaki bir kafe de sohbetimize devam ediyoruz. Cici bir garson kız bize greek cafe’lerimizi ! servis ediyor . İyi sahip çıkamazsak Turkish Cafe’ler de Karagöz- Hacivat misali Greek’leşecek pek yakında.
Sabah güneş yükselmeden kıyıda bir yürüyüş yapıyoruz. Yol da bu yıl yapılmış besbelli. Balıkçı barınağındaki teknelerin oynaşmasına takılıyor gözlerimiz bir süre.
2-07 Agria da oynaşan tekneler
[attachment=2]
Bu gün rotamız da otoyoldan Chalkidika tarafına sapıp Ege nin Notio Evoikos Gulf yüzüne bakan beldelerinden birine ulaşmayı düşünüyoruz. Yunanistan ın en kalabalık bölgesinin burası olduğunu düşündüğümüzden buralardaki yerleşimleri , yaşamı görmeyi arzu ediyoruz. Şehrin dış mahallerine girmeden denize doğru sapıp Nea Makri yolunu tutuyoruz. Tenha bir dağ yolundan virajları döne döne yeşillikler içindeki beldeye ulaşıyoruz. Önce kıyı boyunca bir gezinip kendimize uygun bir yer arıyoruz. Eylül ayı hafta araları buralarda da tenha geçiyor ama hafta sonları Athina nın baskınına uğruyor her büyük şehir hinterlandı gibi.
2-08 Nea Makri de kıyı
[attachment=3]
Nea Makri de şirin bir yer diğerleri gibi. Tabii bu iş biraz tabiat anaya bağlı ama sonuçta insanlar değerlendiriyor doğayı.
Kıyı yolunun bitiminde güzel bir çamlık alan buluyoruz. Bir motel önü ama motel boş. Eee biz de niye bu mevsimde geldik, havaların bozma riskini göze aldık, rahat edelim diye değil mi ya.
2-09 Nea Makri de park.
[attachment=4]
Akşama kadar biraz dinlenerek oyalanıyoruz ama karanlıkla birlikte etraftan kalamar, balık, uzo gibi kollestrole, kalbe son derece yararlı maddelerin kokuları ile kuşatılıyoruz !. Bu kokulara dayanabilmenin tek yolu o kokularla haşır neşir olup farklılığı ortadan kaldırmak ! Yani bir nevi "kollestrol açılımı" yapmakgerekiyor gibi
2-10 Nea Makri de akşam
[attachment=5]