Ynt: Haydi Pelepones'e
İkinci Bölüm
İkinci Bölümün Rotası
Selanik- Katerini-Volos /Agria (kd) – Nea Makri- Athina- Nafplio (kd)
2-01 İkinci bölümün haritası
[attachment=1]
Haydi artık, pamuk eller marşa...
Asprovalta ya veda edip Selanik yoluna doğru çıkıyoruz. Eteklerimizdeki belde giderek daha çok yeşilliklere bürünerek küçülüyor, küçülüyor ve son virajın ardından gözden kayboluyor.
Selanik’e yaklaşırken hafiften çiseleyen yağmur camlara ilk öpücüğünü konduruyor. Tabii endişelerimiz de rahat rahat oturdukları yerlerden şöyle bir kıpırdıyor. Bu öpücükler hayra alamet değil...Bakalım arkasından neler getirecek..
Cam sileceğimin ucu kalkmış gidiyor. Eyvah diyorum yedeği de yok, yolum de uzun...Bu işi hemen halletmeliyim...
Nâçar Selanik’e dalıyorum...Çoktandır transit geçip gittiğim belde geçen yıllarda biraz daha kalabalıklaşmış gibi geliyor bana.
Gözüm bir taraftan da silecekleri değiştirebileceğim bir yer arıyor.
Şehrin ortasından Athina yönüne doğru çıkarken bir İveco parçacısı gözüme ilişiyor. Yarı Türkçe yarı İngilizce işimi hallediyorum, hem de sadece 5 € ödeyerek. Bu gün hava kapalı ve de yolum uzun. Niyetim Volos u tutmak, kıyıda güzel bir gece geçirmek.
Selanik çıkışında 2€ ödeyerek daldığım otoyoda hızla Katerini tarafına bastırıyorum. Katerini girişinde yollar TIR cılar tarafından kesilmiş. “Nooluyor hemşerim” dediğimizde kibar bir dille nakliyecilerin direnişi olduğunu söylüyorlar. Yunanistan da da direnişten bol bir şey yok. Halk bizim gibi kuzu değil...Ne zaman gelip geçsek direnecek bir şeyler bulunuyor ülkede. Çöpçüler, nakliyeciler, polise karşı direniş gösteren talebeler... Bizim gibi her şeyleri yolunda gitse canları sıkılacak zavallıların !.
Katerini de vakit öğle oluyor ve yol kenarı bir kantina da içi dolu dolu soufuli’li (köfteli) sandviçlerimizi götürüyor üzerine birer cola çekiyoruz. Çevremizdekilerden bir kısmı bizim TIR cılar. Biraz sohbet ediyoruz vatandaşlarımızla. Sonra sessiz bir yolun içine çekip biraz siesta ile dinleniyoruz.
Katerini plajlarını geçtikten epey sonra otoyol dar bir vadinin içine girerken sona eriyor. Bu vadide tren yolu ile karayolu daracık bir yerden yılan gibi kıvrılarak ilerliyor. Yol üzerinde de önemli bir ayazma var. Bir çok Yunanlı dua etmek için duruyor, su ihtiyaçlarını karşılıyor hediyeliklerden bir şeyler alıyor sonra hafiflemiş olarak yollarına devam ediyorlar.
2-02 Ayazma da hediyelik ikonlar
[attachment=2]
Biz de gelip geçerken durup ayazmayı ziyaret etmiş, soğuk sulardan içmiş kendimize göre bir şeyler almıştık buradan yıllar önce.
Yıllardır çarpılmadan sapasağlam durduğumuza göre insanlara bir şeyler olmuyormuş ayrı dinlerin önemli yerlerini ziyaretlerde !..
Sonrasında kilometrelerce düm düz yoldan hızla geçip Volos sapağına gelmeden bir otoyol gişesinde para ödüyoruz. Pek de merak etmiyoruz neden bu parayı ödediğimizi. Boşver bu sıralarda ülke krizde. Yardım olur. O soruyu başka zaman sorarız artık.
Volos’ u boydan boya geçip şehrin öbür başındaki uygun gördüğümüz bir yerde kısa bir mola veriyoruz.
Selma acele bir çay demliyor. “Basamakta çay” molasında çay daha bir lezzetli geliyor içene. Tabakta da altlık bir şeyler var...Pek konforlu olmasa da öğün atlamamaya özen istiyor vücudumuzun uyarı sistemi.
2-03 Basamakta çay
[attachment=3]
Volos’un bitimine kadar epeyce gidiyoruz. Yolda rastladığımız bir market den koli ile su alıyoruz. Buralarda da sular sert, koyunca çaydanlığa, içince midene oturuyor. Kampda kalma yerine hayatın içinde kalmayı yeğliyor va Agria ya geri dönüyoruz. Belde de rastladığımız bir çeşmeden karavana su takviyesi yapıyoruz.
2-04 Karavana su doldurmak
[attachment=4]
Agria, Volos’un doğu tarafında ve birkaç km. kadar dışında bir dış mahalle. Şehrin içine göre daha sakin ama ıssız değil. Yemek yeme, küçük alışverişler, yürüyüş gibi ihtiyaçlar için yeterli.
2-05 Volos /Agria de kaldığımız yer
[attachment=5]