Evler tipik Osmanlı mimarisinde. Gerçi çok normal, tam 522 sene Osmanlı idaresinde kalmış. Her yeri dolaşıp bol bol fotoğraf çekiyoruz. Ufak tefek alışverişimizi de yaparak Edessa’yı bitiriyoruz. Saat 4’ü geçti, tekrar yola çıkıyoruz. Niyetimiz buradan Serez’e gitmek. Üç saate yakın yol var navigsyona göre. Bu saatten sonra oraya kadar gidemeyiz diye düşünüyoruz. Muhtemelen arada bir yerde uyuyup, sabah kaldığımız yerden devam edeceğiz. Yarım saat yol aldıktan sonra, kendi aramızda konuşurken, Yunanistan'ın kuzeyini daha önce çokça gezdiğimizi, gezilecek yerlerin çoğunu gördüğümüzü söylüyoruz birbirimize. Bu konuşma ile bir anda yeni bir karar çıkıyor ortaya. (Tabii 3500 km yol yaptıktan sonra, yorulmuşluk ta etkiliyor kararı.) Deniz kenarına gidip, iki gün dinlenip, kendimize gelmeyi benimsiyoruz hep beraber. Haritaya bakıp, en yakın yerin, hem de dönüş rotamıza uygun Stratoni olduğuna karar verip, direksiyonu kırıyoruz oraya. Yaklaşık 2.5 saat yolumuz var. Saat akşam 8 gibi orada oluruz.
Yol bizi Selanik’in içerisinden geçiriyor. İzmir Kordon’u hatırlatan sahilden geçerken, iki hafta önce yürüdüğümüz yerleri hatırlıyoruz tekrar.
Bu arada yazmadan geçmeyeyim, Edessa’dan çıktıktan sonra veya o bölgede, meyve bahçeleri oldukça fazla. Ara yollardan gitmenin avantajı da öyle. Bir ara, yolda durduk, yol kenarında yabani yetişmiş meyvelerden topladık. İnanılmaz, durduğumuz yerde elma, sarı, kırmızı, siyah erik, böğürtlen, badem, kuşburnu, üzüm, ahlat, incir, hepsi vardı. On dakikada 2 kilo meyve toplayıp yola devam ettik. Daha ne olsun.
Selanik’ ten sonra yine ara yollardan, güzel kasaba ve köylerden geçerek ilerliyoruz. Akşam beklendiği gibi saat 8’ de Startoni’ye ulaşıyoruz. Buraya geçen ayın 15’inde gelip iki gece kalmıştık. Şimdi biraz değişik bulduk. Kasaba sahilinden geçen ana yolu araçlara kapatmışlar. Biz de plajın sağ yanı, daha önce bir çok karavanın park ettiği ağaçlık bölgeye doğru yöneliyoruz. Karavanlar azalmış. 3 karavan var. Biz de çimenlik alanda boş bir yere yerleşiyoruz. Hemen sandalyeleri, masayı çıkartıp, soğuk bir kadeh uzo ile günün yorgunluğunu atıyoruz. Sonra yemek faslı ve akşam serinliğinde bir süre daha oturup yatmaya çekiliyoruz. O kadar kolay olmuyor tabi, yani sivrisinekler izin vermiyor. Gece periyodik sinek avcılığı uykuyu bölüyor.