Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti

[mayıstosböce]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti

Bu yakın zamanlarda Karadeniz e gittin gittin yoksa bundan sonra bizim için cazibesi iyice azalacak,ilerde Karadeniz turizmi yaşanacak derken yaşanmadan bitiyor,üzücü bir durum.Yeşilce beldesini hafızalara kaydettik.
Halil Rıfat paşa tünelini orjinal büyüklüğünde Yol-da bölümüne eklerseniz yerini bulmuş olur.

 

[buralpdi]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti

karadenizi sayenizde bir daha gezmiş olduk, resimlere bakarken bizim yaptığımız tur gözlerimizde canlandı, en azından bir kısmını görmemiz bizi teselli ediyor, zaman müsait olduğu dönemde inşaallah doya doya gezeriz,
selamlar

 

[gemiadami]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti

selamlar ülker ve yavuz çifti güzel anlatımınız ve resimler için teşekkürler.
kendinize iyi bakın.

 

[güngör]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


Ülker hanım,Yavuz bey;
Gezinizin Karadeniz bölümünü okurken birçok eksiklerimide gözden geçirme fırsatım oldu, Karadenize
o kadar çok gittimki sayısını hatırlamam ancak gezmem gereken daha çok yer varmış bunu farkettim.

Selamlar.

 

[egeli]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti

Geceyi TŞOF tesislerinde (Güvenli, temiz ve hesaplı olan TŞOF tesisleri konaklamak için ideal.) geçirdikten sonra Kırşehir'e ulaştık. Kırşehir kurulurken harcına tulumlar dolusu gülsuyu katıldığı, bu nedenle her yeri gül koktuğu için eski adı Gülşehri imiş, buranın. Zamanla kırlaşan Gülşehri, şimdi Kırşehir olmuş. Bir de il merkeziyken; siyasi nedenlerle ilçeye dönüşen tek kent burasıymış. Geniş caddeleri, mağazaları ile modern bir kent, şimdi.
1272 yapım tarihi taşıyan Cacabey Camii merkezde yeralıyor.

[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]

Bilinen bir çok türkünün derleyicisi, Muharrem Ertaş (Neşet Ertaş'ın babası) da bir Kırşehir'li.

[attachment=4]

Gece luna parkın yanında kaldık. Geç saate kadar hareketli ve eğlenceliydi.

[attachment=5]

 

[egeli]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


24 km. mesafedeki Mucur ilçesine girişte yol üzerinde kocaman 'Mucur Yeraltı Şehri' tabelasını görüyorsunuz. Daha önceki gelişimizde epeyce bir sorup soruşturduktan sonra girişini bulduğumuz 'Yeraltı Şehri'nin doğal umumi tuvalet olarak kullanıldığını görmüştük. Yolda gördüğümüz tabela, birşeylerin değiştiği yönünde umutlandırdı, bizi..
Merkeze geldiğimizde, gene bir çok kişiye sormak zorunda kaldık. Çünkü, herhangi bir yönlendirme tabelası falan olmadığı gibi, bilen de yok. Hatta şöyle bir konuşma geçti, bir muhteremle;
'' Yeraltı Şehrine nasıl gideceğiz? Ne tarafta?''
Yanıt; '' Ora ne ki? Burası Mucur..''

Neyse.. Sora sora Bağdat bulunurmuş ya.. Biz de sonuçta bulduk, yeraltı Şehri'ni.. Ve sürpriz.. Kapıda bu yazıyla karşılaştık...

[attachment=1]

Eeee.. adam demişti; Burası Mucur' diye..
Peki, üç yıl önce ziyarete kapatılan bu yerin tabelası hala neden durur, yol üzerinde???

Bir de, görülesi yerler, ana yol üzerinde kocaman tabelalarla gösterilirken, bir daha hiç yönlendirici tabela bulunmuyor, maalesef.. Yol ayrımlarında, kavşaklarda yazı-tura atmanız gerekiyor, ne yöne gidileceğini belirlemek için..Sorup öğrenebileceğiniz birileri varsa ne ala.. Yoksa, bazen tam ters yöne gitmiş oluyorsunuz.. İşte o an tam işkence oluyor. Hele ki hava da sıcaksa..
Yakındaki Kuş Cenneti Seyfe Gölü tamamen kurumuş.. Ne kuş kalmış, ne cennet..

 

[egeli]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


Mucur'dan 24 km. sonra Hacıbektaş ilçesi.. Hacı Bektaş-i Veli Külliyesi kent merkezinde. İlçenin tek camisi de burada. Dikkatimizi çekense heryerin çiçek bahçesi gibi olması. Balım Sultan türbesi de aynı bahçe içinde, 750 yıllık olduğu söylenen karadut ağacının gölgesinde.

[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]

 

[egeli]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti

[attachment=1]
[attachment=2]

Çilehane, yaklaşık 2 km. kadar uzakta, külliyeden..
Çilehane içindeki bu deliktaş, batıl inançların ortaya çıktığı bir yer. Koca koca, kilolu insanlar bu delikten dışarı çıkabildikleri zaman, dileklerinin yerine geleceğine, günahlarından arınacaklarına inanıyorlar. Sıkışıp kalanlar da oluyor, tabii..Deliktaşın yanıbaşında hanımlar,avuçladıkları taşın sayısı ile ilgili dilek tutuyorlar.

[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]

Kırşehir yakınlarında çıkarılan Hacıbektaş Taşı değerli ve hediyelik eşya yapımında kullanılıyor.

 

[egeli]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


Çilehanede, Aşık Veysel, Mahzuni Şerif, Pir Sultan Abdal gibi halk ozanlarının heykelleri var.

[attachment=5]
[attachment=1]

Hacıbektaş ilçesinden, 28 km. sonra ulaştığımız Gülşehir, Nevşehir'e bağlı. Eski adı Arapsun.. Ve peribacaları buradan itibaren başlıyor.

[attachment=2]
[attachment=3]

1779 yapım tarihli Karavezir Mehmet Paşa Camii ilçenin değerlerinden..

[attachment=4]

 

[egeli]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti




Tarihte Nyssa ve Soandos adlarıyla anılan Nevşehir'e Türkler de Muşkara adını vermişler. Çevresindeki doğal oluşumlarla ilgi çekici.

Nevşehir-Forum'un otoparkı konaklamak için uygun.

Açıksaray, Gülşehir'e 3 km. Tüf kayalara oyulmuş kiliseleri, mekanları ile ilginç..

[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]

 

[egeli]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


Nevşehir'e 12 km. mesafedeki Avanos, civarda en çok yeşilliğe sahip yeri. İçinden geçen Kızılırmak, hayat vermiş buraya..Hele günbatımında Kızılırmak bambaşka bir güzellik sergiliyor..Seramik yapımı ile ünlü,ilçe..

[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]

 

[egeli]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


Paşabağı'nda peribacaları, ekili (özellikle üzüm bağları) arazi içinde yeralıyor. Kilisesi ve Keşiş Simeon'un inziva hücresi olan üç başlı peribacası oluşumu ilgi topluyor.

[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]

 

[egeli]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


[attachment=1]

Zelve, vadisinde, kayalara oyulmuş evlerden oluşan iki köy şimdi terkedilmiş. Ayrıca 15 kilise kalıntısı mevcut. Hepsini tek tek gezmek zor..

[attachment=2]
[attachment=3]

Çavuşin de kayalar içindeki evlerden oluşmuş bir yerleşim yeriymiş. 1950 de deprem sonucu yıkılınca şimdiki yerine taşınmış, köy..

[attachment=4]
[attachment=5]

 

[egeli]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


[attachment=1]

Ürgüp yörenin gelişmiş turizm merkezi. Burada da, bazıları halen kullanılan kayalara oyulmuş evler göze çarpıyor.
Uçhisar, Nevşehir Merkeze 5 km.uzaklıkta bir belde. Erken Hristiyanlık döneminde, kaleyi Hristiyanların saklanmak için kullandıkları sanılıyor. Göreme de benzer özellikler taşıyan, Nevşehir'e yaklaşık 10 km. uzaklıkta bir belde.
[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]

 

[egeli]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]

 

[egeli]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti

[attachment=1]
[attachment=2]

Kapadokya'yı geride bırakıyoruz, artık. Hedefimiz Kayseri.. Kayseri'ye gelince, kenti şöyle bir dolaştık. Aşırı sıcak ve kalabalık.. Trafik yoğun.. Bir an önce daha sakin bir yerlere gitme isteğimize karşı koyamadık. 18 Km. sonra İncesu'da biraz nefes alabildik. Buraya üçüncü gelişimiz ve her gelişimizde gördüğümüz değişimle şaşkınlık yaşıyoruz.

[attachment=3]

Yıllar önce hava karardıktan sonraydı, ilk gelişimiz.. Fazlaca dolaşmadan jandarma karakolunun yanında konaklamaya karar verdik ve günün yorgunluğuyla hemen uyumuşuz..
Ne kadar zaman geçti, bilmiyorum. Bir an karavanın kapısının hızlı hızlı vurulmasıyla fırladık, uykumuzdan. Yavuz kapıyı açınca, elinde silahıyla bir jandarma eri yarı beline kadar içeri uzanıp;
' Hacı emmi, nöruyon burda?'
' Uyuyoz, görmüyon mu?'
' Hee.. Görüyom..'
' Tamam.. Şimdi git.. Sabah görüşürüz..'
' Oldu..'
Tabii bizim darmadağın olan uykumuzu toparlamamız epey bir zaman aldı, sonra..
Ertesi sabah, uyandığımızda; karakol komutanını kahvaltı masasında bizi bekler bulduk. Erin bizi rahatsız etmesi nedeniyle özür diliyordu. Oysa bu saf, temiz Anadolu delikanlısı görevini yapmıştı.

Bu olayı anlattığımız karavancı arkadaşlarımız arasında Yavuz'un adı 'Hacı Emmi' olarak kullanıldı, uzun süre..

[attachment=4]
[attachment=5]