Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan egeli Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 307
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 89,032
Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


[attachment=1]

Arhavi-Sarp yolu üzerinde bizim görebildiğimiz 25 den fazla şelale var.. Üstelik incecik akan, küçük suları saymadık.

[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]

Sarptan Batuma.jpg


şelale5 (2).jpg


şelale3 (2).jpg


şelale4 (2).jpg


şelale7.jpg
 

Etiketler
Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti

Niyetimiz, Artvin üzerinden Ardahan, Iğdır, Kars, Ağrı.. Van'a dek uzanmaktı. Ne yazık ki, bazı nedenlerle uygulayamadık, bu gezi rotasını.. Gittiğimiz yoldan geri dönmeyi de genelde tercih etmeyiz. Bu kez zorunlu olarak Ordu'ya kadar aynı yoldan dönmek durumunda kaldık. Biz de, Beşikdüzü'nden Şalpazarı, Dereli'den Kümbet Yaylası, Ordu'dan Çambaşı Yaylası gibi sapmalarla renk katmaya çalıştık, dönüş yolumuza..

Şalpazarı, Beşikdüzü'ne 16 km. uzaklıkta. Yol boyunca kah derinlere inerek, kah yol kenarındaki çiçekler arasından yanıbaşımızda bitiveren Ağasar Deresi eşlik ediyor, yolculuğumuza.. Ağaçlar arasından gürül gürül akan şelaleler.. Tarihi kemer köprülerle süslü, yeşil.. yemyeşillikler içinde bir yol.. Yol kenarında, ancak 4 ay sonra yenecek olgunluğa ulaşacak kiviler, dallarında..

[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]

dere.jpg


kiviler.jpg


köprü3.jpg


köprüde.jpg


Curudere Köprüsü.jpg
 

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


Yeni Üzümözü, eski Curudere Köprüsü yanyana.. ve yanındaki artık çalışmayan su değirmeninin eski hali..

[attachment=1]
[attachment=2]

Şalpazarı'na giderken, daha önce çıktığımız ve çok sevdiğimiz Sisdağı Yaylasına çıkmayı düşünüyorduk. Sisdağı Yaylası Şalpazarı'na 20 km. uzaklıkta. 1850 metre yükseklikte ve Giresun-Trabzon-Gümüşhane illeri arasında yeralıyor.
Şalpazarı'nda tanıştığımız tuhafiyeci Bayram Bey'in yayladaki kardeşiyle yaptığı telefon görüşmesinden, yoğun sis ve yağış olduğunu öğrendik, çıkmaktan vazgeçtik.

[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]

değirmenci teyze.jpg


Değirmende.jpg


Sisdağı yolu.jpg


Sisdağından.jpg


Şalpazarı.jpg
 

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


Şalpazarı'na bir çarşamba günü yolunuz düşerse, ilçenin pazarında çok sayıda yöresel giysili hanımlar görme şansınız olur.

[attachment=1]
[attachment=2]

1600 metre yükseklikteki Kümbet Yaylasının yolu, yağan aşırı yağmurlar sonucu yer yer tahrip olmuş, yolun yarısı çökmüş. Buna bir de Aksu Çayı üzerine yapılan baraj inşaatı eklenince felaket bir durum almış.

Kümbet'e çıkan alternatif yol, Dereli-Şebinkarahisar yolu oldukça uzun.. Fakat harika görüntülerle süslenmiş bir yol.. Bu şelale de yol üzerinde.. Seyrine doyum olmuyor.. Rengarenk çiçekler.. Yeşilin binbir tonu..

[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]

Ağasar kıyafeti.jpg


Ağasar giysileri.jpg


Dereli.jpg


Kümbet yolunda şelale.jpg


şelale2.jpg
 

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


[attachment=2]
[attachment=1]
[attachment=3]

İnsan gücü ile, kazma-kürek kullanılarak açılmış Halil Rıfat Paşa Tüneli..

[attachment=4]
[attachment=5]

Kümbet yolu.jpg


yol.jpg


şelale3.jpg


Halil Rıfatpaşa tüneli.jpg


Halil rıfat paşa tüneli.jpg
 



Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


Doyum olmayan leziz, kekik kokulu etleri, buzdolabından çıkmışcasına soğuk, içimi tatlı suları, gündüz güneşli ve sıcak, geceleri karavanın ısıtıcısını devreye sokacak kadar serin, tertemiz havası, küme küme açmış sarı çiçekleri, yemyeşil halıyı andıran çimenleri ile gerçekten güzel., Kümbet. Halkın söylediğine göre, burada 21 gün kalırsanız, tüm kanınız temizlenirmiş. Daha önceki gidişlerimizde günlerce kaldığımız yayla, bu kez hayal kırıklığına uğrattı, bizi.. Issız.. Kimsecikler yok.. Karadeniz'de nadir görülen güneşli bir haftasonu olmasına karşın..

[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]

Doğu Karadenizliler, vefat eden yakınlarını hemen bahçelerinin bir köşesine defnediyorlar. Her bahçede bir-iki mezar var, mutlaka..
[attachment=5]

Kümbet.jpg


Kümbet yaylasından.jpg


Kümbet1.jpg


Koçkaya.jpg


mezarlar.jpg
 

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


6 Temmuz 2011 sabahı, Perşembe'de kahvaltı ederken, gazeteden Ordu-Turnalık Yaylasında 'Vosvos Şenliği'nin devam ettiğini öğrendik. Kahvaltı sonrası da karavan o tarafa yöneldi, tabii.. Ordu'dan 16 km. sonra Kabadüz.. 50. km.de Turnalık.. Vosvoslar 3-4 km. daha ilerde bir vadide kamp kurmuşlar. İstanbul, Ankara ve doğal olarak ev sahibi Ordu'lu vosvosçular.. Ege'den hiç katılım olmaması şaşırttı, bizi.. Eski vosvosçu olarak İzmir'i temsil etmeye çalıştık, ama ne derece başarılı olduk, bilemem.

[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]

( Biz Ordu'dan ayrıldıktan bir kaç gün sonra teleferik hizmete girmiş.. 'Bir başka sefere..'mi desek? Kısmet..(!))

Turnalık'tan 10 km. uzaklıktaki Çambaşı Yaylasına çıktık, daha sonra.. Burası da 1850 metre yükseklikte ve daha büyük bir yayla. Çıktığımız tüm yaylalarda dikkatimizi çeken arazinin maalesef talan edilmiş olması. Herkes kendince uygun gördüğü genişlikte bir yeri çevirmiş, sahiplenmiş. Oysa yaylaların ortak olarak kullanılması gerektiğini düşünüyorum..

[attachment=4]
[attachment=5]

vosvoslar.jpg


VWlar.jpg


eski vosvoscu.jpg


Çambaşı.jpg


Çambaşı1.jpg
 

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


[attachment=1]
[attachment=2]

Ertesi gün 25 km.lik stabilize bir yol dağların zirvelerinden, büyük-küçük obalar arasından geçtik.

[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]

Çambaşında akşam.jpg


Çambaşı göleti.jpg


bir oba.jpg


Zile Obası.jpg


Zile göleti.jpg
 

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


Bu yol Yeşilce Beldesine ulaştırdı, bizi. Burası dağların arasında saklı, beklenilmiyecek kadar güzel bir yer. Tertemiz, beyaz boyalı, kırmızı çatılı evleriyle çok şirin bir yerleşim yeri..

[attachment=1]
[attachment=2]

Rengarenk çiçekler ve ağaçlarla çevrili bir yolla 12 km. sonra, Ordu'nun ilçesi Mesudiye'ye geldik.

[attachment=4]

Sonra Koyulhisar ve genişletme çalışmaları ile yer yer bozulmuş, tozlu bir yol ve Kelkit Çayı üzerine gene HES yapımı.. 45 km. de böyle katettikten sonra yorgun.. Reşadiye'de otobüslerin mola yeri olan bir akaryakıt istasyonunda konaklama..

[attachment=5]

Bu arada Niksar'a yaklaşırken, yol boyunca 'Tarihi Konaklarımızı görünüz.' 'Tarihi köprülerimizi görünüz' tabelalarını görünce, yeni bir şey keşfetme heyecanıyla ana yoldan 10-12 km. kadar içeri, Niksar'a girdik. Ve gene hayal kırıklığı.. Ne konak görebildik, ne köprü.. Niksar halkı böyle bir şeyden haberdar bile değil.
[attachment=3]

'Dünyanın ikinci büyük kalesi burada' tabelası da dalga geçer gibi birşey.. Ne kale var, ne kale kalıntısı..

Yeşilce.jpg


Yeşilce2.jpg


Niksar.jpg


Mesudiye.jpg


Kelkit çayı.jpg
 

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


Sonrasında üç gün boyunca Amasya'da yorgunluk atma..

[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]


Hani, ilerleyen yaşlarda 'dünya gözüyle bir daha göreyim' düşüncesi gelişir ya; bizim Doğu Karadeniz gezimiz de böyle bir düşünce ürünü.. Şimdi de 'iyi ki gitmişiz' diyoruz. Önceki gidişlerimize göre bazı şeylerin yokolduğunu gördük, üzüldük. Bizden sonra gidecekler daha bir çok güzelliği göremeyecekler, ne yazık ki.. Gelişen teknoloji, doğallığı, bakirliği yok ediyor..
Ulaşımın kolaylaşması en uç noktalara kadar girilmesine, dolayısıyla da korkunç bir çevre kirliliğine yol açıyor..

Amasyadan.jpg


Amasyada akşam.jpg


Gece Amasya.jpg
 



Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti

Gamzeyle bütün yaz karavanınızın durduğu yerden geçerken şimde nerededirler diye kulağınızı çınlattık.Nihayet muhteşem yazılarınız ve fotoğraflarınızı burada görüyoruz.Sayenizde bizde oraları görmüş kadar olduk.Sizler gibi komşularımız olduğu için şanslıyız.
 

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


Sevgili Gamze,
Sevgili Tarkan,

Övgü ve içtenlik dolu sözleriniz için çok teşekkür ederiz. İlginiz bizi onurlandırdı. Biz de sizler gibi kardeşlerimiz olduğu için mutluluk duyuyoruz. :smiley: :smiley:
Çok çok öpüyoruz.

Ülker&Yavuz
 

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti

Selamlar
Anlatımınız ve fotoğraflar kitap gibi oldu.
Teşekkürler
Hatice - Kenan YAMA
 

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


Gezimizin Ankara'dan başlayan ikinci bölümü

5 Ağustos 2011.. Ankara'dan ayrılıp, Gölbaşı'nı geçtikten sonra Bala yolunda ilerliyoruz. Beynam ormanları Ankara'nın en büyük ormanı.. Keskinköprü de bu yolla ulaşabileceğiniz çok güzel bir piknik ve kamp yeri iken, bir kaç yıl önce Ankara'ya Kızılırmak'tan su nakli projesi sonucu, döşenen borular ve bu boruları geçirmek için yapılan kazılarla kullanılamaz hale gelmiş.. Tüm özelliğini yitirmiş.

Karakeçili.. ve Köprüköy oldu, ilk durağımız.. Köprüköy, Kızılırmak kıyısında.. 'Kızılırmak'ta yüzdüm' demek isteyenlerin girebileceği (oldukça tehlikeli olsa da girenlerin çok olduğu) bir bölüm.. Buranın bir başka ilginçliği de, civar köylerde yapılan düğünlerde, konvoy halinde subaşına gelinip, davul-zurna eşliğinde oynanması geleneği.. Önceki yıllarda bir gelişimizde bir günde altı düğün konvoyuna tanıklık etmiştik.
Tarihi Çeşnigir Köprüsü de buraya ayrı bir güzellik katıyor. 13. y.y. da yapılan 112 metre uzunluğundaki köprünün 13 kemeri var.

[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]

Köprüköy.jpg


Çeşnigir Köprüsü.jpg


Çeşnigir köprüsü1.jpg


Kızılırmak.jpg
 

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


Köprünün tüyler ürperten bir de öyküsü var..
Zamanın hükümdarı sefere giderken Kızılırmak'ı geçmekte epeyce zorlanıyor ve 'Ben seferden dönünceye dek buraya bir köprü yapıla' emrini veriyor. Böylece büyük bir hızla yapımına başlanan köprü, tam bitirildiği anda yıkılıyor. Ve aynı olay bir kaç kez tekrarlanıyor.
Çaresizlik içinde kıvranan hıristiyan bir mimar, uykusuzluk ve yorgunluktan bitkin düşmüş, şöyle bir içi geçmişken rüyasına giren azizlerden biri; çocuklarını kurban ederse köprünün bir daha yıkılmayacağını söyler. Bunun üzerine kızını ve oğlunu kurban eden mimar, çocuklarının kanı ile yoğurduğu iki tuğlayı köprünün yapımında kullanır. Gerçekten günümüze dek sağlam kalan, yıkılmayan köprünün ortasında kırmızı renkli iki taş olduğu söyleniyor. (Biz görmedik.)

Şimdi yeni yapılan Kızılırmak Köprüsü kullanılıyor. Çeşnigir Köprüsü de Kızılırmak'ın üzerinde süs olarak kalmış..

Hirfanlı Barajı, Kaman yolu üzerinden ayrılan 18 km.lik bir yolun bitiminde.. Göl oldukça büyük..

[attachment=1]

Kalehöyük ve Japon Prensi Mikasa Bahçesi ise kapalıydı, maalesef..
Kaman-Kırşehir arasında Çoğun (Çoğan) Baraj Gölü kıyısındaki 'Göl Restoran' burayı bir vaha görünümüne çevirmiş. Bozkır ortasında giderken böyle bir yerle karşılaşacağınızı düşünemiyorsunuz, bile..

[attachment=2]
[attachment=3]

Hirfanlı Barajı.jpg


Çoğan Baraj Gölü.jpg


Çoğan.jpg
 




Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,827
Mesajlar
1,524,046
Kayıtlı Üye Sayımız
166,621
Kaydolan Son Üyemiz
Gamze Erol

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst