Ynt: Seyyah-34 İle Tarihe Yolculuk Başlıyor
Çok şükür tekrar şuan İstanbuldan sizlere selam ve sevgiler diye yazabiliyorum. Aslında Afyondan İstanbula dönüşüm dün gece oldu fakat iyice dinlenmek istediğimden gece gezenbilire giremedim. Benim normalde böyle uzun yollara sabah git akşama dön diye bir yol anlayışım asla yoktur hatta sevmemde ama söz konusu Anne olunca bu kriter,bu fikir anında değişebiliyor.Bu iki günlüğüne tekrar Afyona gidişimi nedenmi konu ediyorum?
Tabiki Tabiri caizse biraz da ne kadar inatçı ve bir o kadarda azimli bir gezgin olduğumu anlatabilmek için. çünkü bu geziimizin biliyorsunuz son durağı Afyondu ve burada gezimizi sonlandırıp direk İstanbula dönüş yapmıştık.
İşte bu son durağımız olan Afyonda iken 05 - 02 - 2010 tarihin de kocata tepeye çıkmak istedim fakat zaten rakımı yüksek olan Afyonun birde 15 km yukarı çıkınca hemen yolları kapayan kar ile karşılaştık. Burada belediye binasında görevlilere yol durumunun danıştığımda bir ihtimal zincir takarsam çıkabileceğimi söylediler. Zira zincir takmama rağmen hiç basılmamış karda vede epeyce dik olan rampalarda malesef zincirde fayda etmedi.
Netice itibarı ile geriye döndük yine yolumuzun üzerinde ki kocatepenin ilk çkış köyü olan Büyükkalecik köyünde kızak kayarak eğlendik çocuklaştık. Ama Mustafa Kemal ile kocatepe randevumuz ertelenmişti.
İşte şimdi tedavisi uzayan annemi tekrar Afyona almaya gittiğimde havanın ısındığını ve karların erimiş olabileceğini düşündüğümden Mustafa Kemal Atatürk ile randevuma gitmeliydim dedim ve araçta annemde olduğu halde ( 84 yaşında atamızın vefatında 13 yaşında idi ve Atatürkü çok sever hala keşke başımızda olsa diye anar) bu randevuyu aracın cd çalarına bir mehter marşı cdsi koyarak sanki o anları yaşayarak çoşkulu bir şekilde gerçekleştirdim. ama o tepede de mehter marşı ne gidiyor bilseniz hatta işte bir kaç mısra size:
26 AĞUSTOS MARŞI
Şu kopan fırtına Türk ordusudur Ya Rabbi,
Senin uğrunda ölen o ordu budur Ya Rabbi,
Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed-namın,
Galib et çünkü bu son ordusudur İslamın...
-------------------------------------------------------------------
ORDUNUN DUASI
Yılmam ölümden yaradan askerim
Orduma gazi dedi Peygamberim.
Bir dileğim var ölürüm isterim
Yurduma tek düşman ayak basmasın
-------------------------------------------------------------------
CEDDİN DEDEN
Ceddin deden, neslin baban
Hep kahraman Türk milleti
Orduların, pekçok zaman
Vermiştiler dünyaya şan.
Türk milleti, Türk milleti
Aşk ile sev milliyeti
Kahret vatan düşmanını
Çeksin o mel’un zilleti.
------------------------------------------------------------------------
İstiklal marşından
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddım var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
“Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı:
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Fakat hava ılık olmasına karşın zirvede ufak bir kar kütlesini yine patinaja düşürek ile aşabildim. biraz sisli olan havada olsa nihayet istediğim pozları çekebildim ama burada size yukarıda ayakata durabilmenin vede Atatürkün neden ahşap iskele içine alındığını anlatabilecek bir kaç resim ile Afyona, kocatepeye veda edip tekrar gezimizin başına yani kaldığımız yere İzmir - selçuk'tan devam edeceğiz.
Şimdi devam eden gezimizi bölen ve gezimizin aslında son durağı olan Afyon mecaramızdan bir kaç kare....
[attachment=1] İşte bize geçiş vermeyen 05 - 02 - 2010 günü kocatepeye başarısız çıkış denememiz.
[attachment=2] Burada ise 20 - 02 - 2010 da tekrar Kocatepeye gelişim. Ayakta durmanın imkansız olduğu Kocatepede Atatürk'ün çetin rüzgarlara dayanabilmesi için iskele içine alınmış temsili heykeli yanda ayakta durmakta zorluk çeken ben ve resmi çekende yeni evlenen kızım. Burada rakımın 1874 olduğu bu tepede malesef bayrak dayanmadığından bayrağımız bulunmuyordu fakat güzel havalarda asılmak üzre direği mevcuttu.
[attachment=3][attachment=4]
Evettt Mustafa Kemal Atatürk ile randevumuzuda böylece gerçekleştirdikten büyük taarruzun büyük çarpışmaların yaşandığı yerleri müşahede ettikten sonra yine gezimize kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Çok şükür tekrar şuan İstanbuldan sizlere selam ve sevgiler diye yazabiliyorum. Aslında Afyondan İstanbula dönüşüm dün gece oldu fakat iyice dinlenmek istediğimden gece gezenbilire giremedim. Benim normalde böyle uzun yollara sabah git akşama dön diye bir yol anlayışım asla yoktur hatta sevmemde ama söz konusu Anne olunca bu kriter,bu fikir anında değişebiliyor.Bu iki günlüğüne tekrar Afyona gidişimi nedenmi konu ediyorum?
Tabiki Tabiri caizse biraz da ne kadar inatçı ve bir o kadarda azimli bir gezgin olduğumu anlatabilmek için. çünkü bu geziimizin biliyorsunuz son durağı Afyondu ve burada gezimizi sonlandırıp direk İstanbula dönüş yapmıştık.
İşte bu son durağımız olan Afyonda iken 05 - 02 - 2010 tarihin de kocata tepeye çıkmak istedim fakat zaten rakımı yüksek olan Afyonun birde 15 km yukarı çıkınca hemen yolları kapayan kar ile karşılaştık. Burada belediye binasında görevlilere yol durumunun danıştığımda bir ihtimal zincir takarsam çıkabileceğimi söylediler. Zira zincir takmama rağmen hiç basılmamış karda vede epeyce dik olan rampalarda malesef zincirde fayda etmedi.
Netice itibarı ile geriye döndük yine yolumuzun üzerinde ki kocatepenin ilk çkış köyü olan Büyükkalecik köyünde kızak kayarak eğlendik çocuklaştık. Ama Mustafa Kemal ile kocatepe randevumuz ertelenmişti.
İşte şimdi tedavisi uzayan annemi tekrar Afyona almaya gittiğimde havanın ısındığını ve karların erimiş olabileceğini düşündüğümden Mustafa Kemal Atatürk ile randevuma gitmeliydim dedim ve araçta annemde olduğu halde ( 84 yaşında atamızın vefatında 13 yaşında idi ve Atatürkü çok sever hala keşke başımızda olsa diye anar) bu randevuyu aracın cd çalarına bir mehter marşı cdsi koyarak sanki o anları yaşayarak çoşkulu bir şekilde gerçekleştirdim. ama o tepede de mehter marşı ne gidiyor bilseniz hatta işte bir kaç mısra size:
26 AĞUSTOS MARŞI
Şu kopan fırtına Türk ordusudur Ya Rabbi,
Senin uğrunda ölen o ordu budur Ya Rabbi,
Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed-namın,
Galib et çünkü bu son ordusudur İslamın...
-------------------------------------------------------------------
ORDUNUN DUASI
Yılmam ölümden yaradan askerim
Orduma gazi dedi Peygamberim.
Bir dileğim var ölürüm isterim
Yurduma tek düşman ayak basmasın
-------------------------------------------------------------------
CEDDİN DEDEN
Ceddin deden, neslin baban
Hep kahraman Türk milleti
Orduların, pekçok zaman
Vermiştiler dünyaya şan.
Türk milleti, Türk milleti
Aşk ile sev milliyeti
Kahret vatan düşmanını
Çeksin o mel’un zilleti.
------------------------------------------------------------------------
İstiklal marşından
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddım var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
“Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.
Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı:
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Huda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
Fakat hava ılık olmasına karşın zirvede ufak bir kar kütlesini yine patinaja düşürek ile aşabildim. biraz sisli olan havada olsa nihayet istediğim pozları çekebildim ama burada size yukarıda ayakata durabilmenin vede Atatürkün neden ahşap iskele içine alındığını anlatabilecek bir kaç resim ile Afyona, kocatepeye veda edip tekrar gezimizin başına yani kaldığımız yere İzmir - selçuk'tan devam edeceğiz.
Şimdi devam eden gezimizi bölen ve gezimizin aslında son durağı olan Afyon mecaramızdan bir kaç kare....
[attachment=1] İşte bize geçiş vermeyen 05 - 02 - 2010 günü kocatepeye başarısız çıkış denememiz.
[attachment=2] Burada ise 20 - 02 - 2010 da tekrar Kocatepeye gelişim. Ayakta durmanın imkansız olduğu Kocatepede Atatürk'ün çetin rüzgarlara dayanabilmesi için iskele içine alınmış temsili heykeli yanda ayakta durmakta zorluk çeken ben ve resmi çekende yeni evlenen kızım. Burada rakımın 1874 olduğu bu tepede malesef bayrak dayanmadığından bayrağımız bulunmuyordu fakat güzel havalarda asılmak üzre direği mevcuttu.
[attachment=3][attachment=4]
Evettt Mustafa Kemal Atatürk ile randevumuzuda böylece gerçekleştirdikten büyük taarruzun büyük çarpışmaların yaşandığı yerleri müşahede ettikten sonra yine gezimize kaldığımız yerden devam ediyoruz.