Şimdi buradan itibaren göreceğiniz bütün hasarlı bahçeler ve arabalar 2009 senesinin Ekim ayında buralarda yaşanan sel felaketinin önüne katıp sürüklediği eserleri halen ortalıklarda duruyor ve görülüyor dahası ise biraz aşağıda Olympos'ta ve köyün içindeler. Bu sel felaketi ile akıl başa geliyor ve hemen dere yatağı genişletiliyor tasvip edilmez ama bazı felaketler insanların aklının başına gelmesini ve doğanın,çevrenin gelişip güzelleşmesine sebeb oluyor buda yine insanların yararına değilmi ??.
Şimdi döndüğümüz yol ayrımından Olympos'a doğru rampa aşağıya iniyoruz.
Az önce izlemiş olduğunuz nehir bu araç gibi 2009 yılının Ekim ayında gelen sel ile daha 40 aracı denize sürükledi,denizden sadece 15 araç çıkarılırken daha 25 araç halen nehrin Olympos Antik kentinin içinden geçerek denize döküldüğü yerde bulunuyor ve bu yaz denize girecekler yerli ve yabancılar için seyirlik olacak gibi görünüyor.
Hollywood flim platforumlarını aratmayan bu turistik yerlerden nehir kenarına ve nehir içine kadar inen bu yapıları sel ve doğal afetler hiç acımadan gereken neyse onu yapıyor önüne kattığını denize taşımak için herhangi bir engel tanımıyor.
Olympos'ta aheste aheste ilerlerken bu dükkandaki İstanbul Fatihli bir kardeşimiz etrafın resimlerini bol bol çektiğimi görünce büyük bir ısrar ile beni içeri çağırıp içerdeki entresan hediyelik eşyalardanda görüntüler almamı istedi. Çok efendi görünen bu kardeşimizi kırmak istemedim isteğini yerine getirdim. Ayrıca o sadece içerdekileri çekmemi isterken bende bir adette dışardan alarak bu iyi niyetli kardeşiimize bir katkıda bulunmak istedim.
Diğer yandan buraya yani Olympos'a dair bir çok şey kameraya takılıyordu,en belirgini ise ağaçların üzerine yapılan evlerdi.