Neyse öyle, böyle Selanik’e ulaşıyoruz. Gemi bizi Beyaz Kulenin önüne bırakıyor. Saat 3, tahminimizden erken geldik. Uzun zamandır yürümedik, gezerek dolaşalım diyoruz, Hop Off – Hop On’ lara binmiyoruz ama bir haritasını ediniyoruz. Haritada gezilecek yerler numaralandırılmış. 5 numara çok yüksekte yemiyor, 8 çok enterese etmiyor, 2 ye de zamanımız yetmiyor, diğerlerini yürüyerek dolaşıyoruz. Yaklaşık 18,000 adım atınca kısa sürede yoruluyoruz haliyle. Saat 7 gibi atıyoruz kendimizi Aristotelous Meydanı’na, dinlenirken dondurmalarımızı yiyoruz. Aslında Modiano Pazarı’nda bir, iki tavernayı kestirdik gözümüze ama dönüşü nasıl yapacağımızı bilmiyoruz. Teknenin son seferi 8’de. Riske girmeyip, yemeği bizim oralarda yeriz, otobüsle dönelim diyoruz. Önce Meydan’dan 3 numaralı otobüsle IKEA’ya gidiyoruz. (Otobüste IKEA diye yazınca Yunanca bir kelime diye algılamıştım, son durak bildiğimiz IKEA mağazası çıktı, şaşırdım valla.) IKEA iyi oluyor. Bir kaç parça eşya ve somon alıyoruz. Oradan da 72 numaralı otobüse biniyoruz, otobüs bizi neredeyse karavanın kapısına kadar bırakıyor. (Bu arada değinmeden geçmeyeyim, daha önce yalnızca Atamızın evini ziyaret etmek için araba ile gelmiştik. Bu nedenle bu sefer uğramıyoruz.)