Bugün sabah çok erken kalkıp yola çıktım. Dolayısıyla tüm devlet erkanından önce Hattuşa'da yerimi almıştım. Beni Celal hocam karşıladı. Hanımefendiyle beraber bana çay ısmarladılar karavanlarında ben de çayları içtim, içtim.
Sonra çadırımı kurdum ama içini yerleştirmedim. Sadece kazıklarını çaktım. Programı izledim. Birşeyler yedim. Sonra araba ile Hattuşa şehrini gezdim. Sonra çadırımı toplayıp bir kampingi de olan Başkent Demiralan otele baktım. Hiçkimse yoktu. Garip ülkemdeki tüm karavan yatırımları gibi boş ve atıl durumda, nerde olduklarına akıl sır erdiremediğim karavancıları beklemekteydiler. Saat 14 gibi festivalden ayrıldım ve evime döndüm. Güzel bir festivaldi. Seneye yine katılmayı düşünürüm. Festivalde ayrıca UKKF başkanı Leyla hanım ile tanıştım. Bana kartını verdi. Bütün kampçılar ve karavancılar gibi çok güzel insanlardı ordakiler. Emekli oldukları için bizden daha çok gezdikleri bir gerçek. Oraya Antalya'dan gelmişler. Ne kadar uzun bir yol. Neyse herhalde başka yerlere de giderler buradan.
Hattuşa hemen hemen 180 km uzakta. Ben aynı gün gittim ve döndüm. Ama dönüşte yol yoğundu. Özellikle Kırıkkale'den bu yana trafikte dikkatli olmak ister. Yolları öğrendim seneye belki karavanımı da çekerek giderim.
Hattuşa'ya (Boğazkale) Barış Günleri denilen festival sırasında gitmeniz bu hareketliliği de tatmanızı sağlayacaktır. Değilse çok küçük bir yer.