Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti

[egeli]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


Sn.mayıstosböce,

Göller bölgesi güzel bir espri olarak kalacak akıllarımızda

Aynı olayı kaç kereler yaşadık, ama hala her gördüğümüz tabelanın ardından gidiyoruz...

 

[egeli]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


Sn. gezmekistiyoz,

ayvacıkta barajın üzerinden karşıya geçince hemen ilerde çok şirin,kendi halinde baraj gölü manzaralı
bir aile işletmesi restoran var..çok güzel yayın balığı ızgarası yapıyorlar..taa oraya kadar gitmişken tadına bakmanızı dilerdim..

Barajın üstünden karşıya geçtik. Fotoğraflar çektik. Fakat sözettiğiniz gibi bir yer gözümüze ilişmedi.. :-\ :-\
Ne diyelim?.. Bir dahaki sefere..

 

[egeli]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


Yolumuz üzerindeki Yason (Iason) Burnu, şimdiki adıyla Kiremit Burnu. Burundaki Yason Kilisesi, 1869 da yapılmış. Önceleri bir kaç duvar kalıntısı iken, 4-5 yıl önce aslına uygun onarılarak ziyarete açılmış..

[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]

 

[egeli]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


Perşembe'ye yaklaşırken, Beyazkum Plajı karavanla konaklamak veya kamp yapmak için çok uygun.

Fatsa'dan Perşembe'ye bu yol, eski yol. Biraz dar ve virajlı. Fakat çok keyifli.. Medreseönü, Mersin, Çaka gibi şirin köylerden geçiyor. Harika görüntüler var.. Bir de ilginç mola yerleri var ki; Biri Uzunsaçlının Yeri. Çay molası için ideal.. Diğeri Vonalı Celal'in Yeri.. Nefis hamsili pilavı ve turşusunun tadı damağınızda kalacak..

Eski adı Vona olan Perşembe, önemli limanlarından biriymiş, Karadeniz'in. Şimdi bir özelliği kalmamış, deniz kenarındaki balık lokantaları, kafeleriyle sakin bir ilçe. Perşembenin pazarı pazartesi günü kuruluyor. Perşembede sahilde yol kenarında kalınabileceği gibi, eğer araç gürültüsünden rahatsız olursanız, bizim gibi spor tesislerinin önündeki boş arazide kalabilirsiniz..

[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]

Perşembe-Ordu arası 16 km. Bu arada Efirli'de kamp yapma ve denize girme olanağı var.
Fatsa'dan Ordu'ya Bolaman Tünellerini geçerek de ulaşabilirsiniz. Ancak, o zaman bu güzellikleri es geçmiş olacaksınız. Yüzlerce kuş türünü barındıran Hoynat (Akkuş) Adası bunlardan biri..
[attachment=4]
[attachment=5]

 

[egeli]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti

Ordu'ya geldiğimizde, belediye bandosu ve büyük bir halk kalabalığıyla karşılaştık. Üç yıl aradan sonra, bu kadar özlendiğimizi düşünmemiştik, doğrusu. Derken bir alkış-kıyamet.. Meğer, Orduspor'u süperlige taşıyan maçtan dönüyormuş, futbolcular.. Sabaha kadar süren bir coşku, bir heyecan ki, sormayın. Bitmek bilmeyen havai fişekler.. kornalar.. sloganlar.. her yer mor-beyaz...

[attachment=1]
[attachment=2]

Sahildeki parkın yanındaki otoparkta, havai fişek gösterilerini izleyerek konakladık, gece.. Bu parkta Ordu'nun yetiştirdiği Org. İbrahim Fırtına anıtı.. Ne yazık ki; siyasi görüşler nedeniyle anıt üzerindeki adı sökülmüş..

[attachment=3]
[attachment=4]

Şimdiye dek gördüğümüz ebat olarak en büyük bayrak... Bizim bayrağımız.. Türk bayrağı her zaman en büyük...
[attachment=5]

[

 

[egeli]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


''Boztepe'ye çıkmalı.. Şu Ordu'ya bakmalı..''
Denizden 485 metre yükseklikteki Boztepe, Ordunun simgesi diyebiliriz. Şimdi teleferik yapılıyor, Boztepe'ye.. Hizmete girmesi bir ay sonraymış.. İsterseniz 6 km.lik bir yolla da çıkılabiliyor. Ancak araçlar için çok fazla alan yok, yukarıda. Bazen manevra bile çok zor oluyor.. Hele karavanla.. Ve meraklıları yamaç paraşütü de yapabiliyor.

[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=1]
[attachment=4]

 

[egeli]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


Ordulular, Doğu Karadeniz otoyolunun sahillerinden geçmesine izin vermemiş, 108 km.lik kıyı şeridini değerlendirmişler. Bir de kanalizasyonları denize bağlamasalarmış... Öylesine berbat bir koku var ki..

1883 yılında büyük bir yangınla tamamen yok olan Ordu, yeniden yapılandırılmış.
Girişte, 1853 de yapılmış Rum Ortodoks Kilisesi, şimdi Taşbaşı Kültür Merkezi..

[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]

 

[mseref]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti

Hızlı bir şekilde gezdiğimiz Karadeniz'i sizlerle tekrar yaşıyor ve heyecanla takip ediyoruz.

 

[drares]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti

Her gezi yazınızda kendiniz gezinizi yaşarken, sayenizde bizler de aynı heyecanı hissediyoruz, binlerce teşekkürler

 

[egeli]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti



Karadeniz denince; özellikle de Ordu, Giresun denince fındık geliyor, akla. Dağ-tepe fındık ağaçları.. Lakin bu yıl, havaların serin ve olağandışı yağışlı geçmesi sonucu fındık olmamış, hiç..
20 km. mesafedeki Gülyalı, Ordunun doğu yönünde son sahil ilçesi.. Denizi, diğer yerlere göre daha temiz olduğundan yazlıklar dizilmiş, kıyı şeridinde.. Karavan ve çadır kamp yerleri var. Buraya havaalanı yapılacağı ile ilgili söylenti, yıllardır sürüyor. Henüz adım atılmış değil. Giresun ve Ordu halkı, uçak için ya Samsun'a, ya Trabzon'a gitmek durumunda..

Gülyalı'dan 5 km. sonra Piraziz'e geldiğinizde, Giresun ili sınırlarına girmiş oluyorsunuz. Ve sahil yolu 'otoban' başlıyor. Piraziz kendi halinde küçük bir ilçe.. Eğrice Plajı kamp ve denize girmek için uygun.. Ve tüm Karadeniz'de olduğu gibi her yer pideci.. Size önerimiz ise; Eğrice yönündeki Öz Kukul Pide. Sevimli, canayakın insanlar Mustafa Kukul, eşi Huriye Hanım ve oğulları Mesut'un güleryüzleri ile orada geçireceğiniz saatlerin farkına varmayacaksınız.

[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]

 

[egeli]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


Piraziz'de belediye binasının bahçesi, kasaplar sitesi, Bim marketin önü kalmak için uygun.. Kasaplar deyince; Doğu Karadeniz'de kasaplar sadece et ve et ürünleri satmıyor, isterseniz pişirip masanıza getiriyorlar. Porsiyon olarak değil, kilo olarak hesaplanıyor. Ve doğal ortamda, dağlarda kekik benzeri çeşitli otlarla beslenen hayvanların etleri de leziz oluyor.

Bozat, Piraziz'in güzelliklerle dolu bir beldesi. Çok eskilerde beldede cami olmadığından, köylüler atlarla diğer köylere camiye giderlermiş. Atlarının rengi dolayısıyla 'boz atlılar geliyor' denirmiş. Böylece beldenin adı Bozat kalmış.

[attachment=1] Serender veya serenti.
[attachment=2] Çınar Parkta.
[attachment=3] Serenderin içinde.

Alabalık çiftliği, Piraziz yolu paralelinde akan Pazarsuyu, lezzetli etler, pideler yiyebileceğiniz piknik yerleri ile akıllarda yer edecek, bir belde..

Piraziz- Bulancak arası 7 km. Zaten biri biterken, diğeri başlıyor. Doğu Karadenizde yerleşim yerleri çoğunlukla böyle. Bulancak, şimdi il olma isteğinde olan Şebinkarahisardan sonra ikinci büyük ilçesi Giresun'un..

Pazarsuyu, ilçenin batı yönünde.. Kovanlık ve Aydındere beldelerine bu yolla ulaşılıyor. Göz alabildiğine fındık ağaçları.. Yeşil renk hakim baktığınız her yerde. Karadeniz insanı kenarda-köşede bulabildiği 1-2 metrekarelik toprağa hemen bir şeyler ekiyor. En çok yetiştirilense, fasulye ve mısır..Bir de pancar dedikleri karalahana. Su kenarında pideciler.. Pazarsuyu çayının üzerine kurulmuş bu derme çatma asma köprü üzerine, fotoğraf çekmek için bile çıkmaya korktuk, biz. Derken yanımızdan geçen bu Ford-Transit minibüs bizimle alay edercesine köprüye yöneldi ve sallana sallana karşıya geçti. Bu arada sürücü, bozulan tahtaları onarmayı da ihmal etmedi. Bize de ardından fotoğrafını çekmek düştü..
[attachment=4]
[attachment=5]

 

[egeli]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


[attachment=1]

Gezi kitaplarında Bulancak'ta Acısu Mağarası (veya kilisesi) ndan sözedilir. Ancak, değerlendirilmemiş, ihmal edilmiş, ot ve çalılıklar arasında görünmüyor, bile. Gezmekse mümkün değil.

[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]

Bulancak'tan çıkılan Bektaş Yaylası 2100 metre yükseklikte. Yolu, gidilemeyecek kadar kötü.. Yolların kalitesi hakkında sorduğunuzda, Karadenizlilerin söylediğine pek itibar etmeyin, derim.. Çünkü, onlar çok zor koşullara alışık olduklarından, 'çok iyi' dedikleri yol, belki sizin, özellikle karavanla gidemiyeceğiniz bir yol olabilir. Bektaş Yaylası yolu da işte bu yollardan biri. Yağmurlar nedeniyle yer yer kaymış bir yol, yüreğinizi ağzınıza getirebilir, nitelikte. Sezon içinde açılan bir-iki bakkal, fırın, kasap var, yaylada.. Zaman zaman da öyle bir sis çöküyor ki, 10 metre ilerisini göremiyorsunuz..

 

[egeli]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


Bu yörenin de kendine özgü sözcükleri var...

Alaf ..... Mısır sapı Anuk ..... Nane
Abıca.... Abla Buymak ... .Üşümek
Cıbban .... Alkışlama Feşel .... Yaramaz çocuk
Dingil döğüç ..... Tahtarevalli Çeşmek yalabı ... Şimşek çakması
Yalaş ...... Muhallebi Makluvat ..... Canavar

v.b.

 

[egeli]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti

Giresun, Bulancak'a 12 km. Her ne kadar fındıkla tanınıyorsa da; kirazının güzelliğiyle 'Kirazlık'-'Kiraz yetiştirilen yer' anlamında 'Kerazus'tan almış, adını.. Kiraz turşusu ve bu turşudan yapılan yemek, yöre halkının gözdesi. Bize pek uymayan bir lezzet..

[attachment=1]
[attachment=2]

Giresun'un çarşısını barındıran caddesi, çok dik bir yokuş....

[attachment=3]
18. yy.da inşa edilmiş Gogora Kilisesi sahil yolunda. Şimdi müze olarak hizmet veriyor.

[attachment=4]
[attachment=5]

 

[egeli]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti


Karadenizin tek adası 'Giresun Adası' kente 1 mil uzaklıkta. Her yıl mayıs ayında yapılan Aksu Şenliklerinde ada çevresini dolaşıp eğleniyor, Giresunlular.. Bu eğlencelerden kale de nasibini alıyor. Çoluk-çocuk kaleye çıkıp, piknik yapan, eğlenen, oyunlar oynayan ailelerle, öyle bir kalabalık oluyor ki, iğne atsan yere düşmüyor, denebilir.

[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]

 

[buralpdi]

Ynt: Vee.. 2011 Yazı Da Böyle Geçti

Ordu'da teleferiğe binmek bize nasip olmuş boztepeyi görmüştük, biz haziranda geçmiştik
derlediğiniz yöresel sözcüklerin çoğu bizim Sivas yöresindede kullanılıyor ''Buymak ... .Üşümek'' gibi
izliyoruz, selamlar