Tek Başıma Otomobil ile İran - Azerbaycan - Gürcistan - Ermenistan; 15.500 km Overland

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan seyr-ü zafer Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 605
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 170,410
Ynt: Tek Başıma Otomobil ile İran - Azerbaycan - Gürcistan - Ermenistan; 15.500 km Overland

.

IMG_1149p_001.jpg


IMG_1151p_001.jpg


IMG_1156p_001.jpg
 

Etiketler

Ynt: Tek Başıma Otomobil ile İran - Azerbaycan - Gürcistan - Ermenistan; 15.500 km Overland

Antalya'da öğretmenlik yapan bir Fransız uzun yol bisikletçisi. Posof üzeri Gürcistan'a gidiyordu. Suyu bitmişti, ikmal yaptık.

IMG_1160p_001.jpg
 

Ynt: Tek Başıma Otomobil ile İran - Azerbaycan - Gürcistan - Ermenistan; 15.500 km Overland

Daha önceden de belirttiğim gibi 2 yıl Rize'de yaşadım.Dolayısıyla o tarafları bilirim.Uzungöl,Ayder,Sümela,Çamlıhemşin,İkizdere,Fırtına Deresi...Sarp'a kadar olan kıyı şeridi...Artvin'e de gitmiştim merakettiğim için...Yalnız içimde bir ukte kalmıştı hala da duruyor..Çamlıhemşin'i kar yağmışken de görmek istemiştim olmadı o zamanlar,karda zordu çünkü.....Kar yağdığında ağaçları,özellikle de kuru dallar üzerindeki o müthiş manzarayı seyretmeye bayılırım...Karın yağışını seyretmeyi de...Hemşindedere kenarındaki fotoğrafınızı görünce aynı yerde inip benim de çektiğim footoğraflar geldi,köprüyü görünce de öyle....içim tuhaf oldu...ne yazık ki...
 

Ynt: Tek Başıma Otomobil ile İran - Azerbaycan - Gürcistan - Ermenistan; 15.500 km Overland

lizz' Alıntı:
Daha önceden de belirttiğim gibi 2 yıl Rize'de yaşadım.Dolayısıyla o tarafları bilirim.Uzungöl,Ayder,Sümela,Çamlıhemşin,İkizdere,Fırtına Deresi...Sarp'a kadar olan kıyı şeridi...Artvin'e de gitmiştim merakettiğim için...Yalnız içimde bir ukte kalmıştı hala da duruyor..Çamlıhemşin'i kar yağmışken de görmek istemiştim olmadı o zamanlar,karda zordu çünkü.....Kar yağdığında ağaçları,özellikle de kuru dallar üzerindeki o müthiş manzarayı seyretmeye bayılırım...Karın yağışını seyretmeyi de...Hemşindedere kenarındaki fotoğrafınızı görünce aynı yerde inip benim de çektiğim footoğraflar geldi,köprüyü görünce de öyle....içim tuhaf oldu...ne yazık ki...

Demek Rize'deyken sadece o coğrafyada bulunmaktan değil, genel anlamda yaşamından da memnunmuşsun. Bende de şöyle gelişir genelde:
En çok içimi burkan, kendimi kötü hissettiren yerler, zamanında en çok mutluluk yaşadığım yerlerdir. Harika çocukluk yıllarımın geçtiği Antalya, en güzel uçuşlarımı yaptığım, eğlendiğim, aşkı tattığım Fethiye Ölüdeniz, İstanbul Anadolu Kavağı'ndaki Ceneviz Kalesi ve tabii ki işgüzarlık edip normalden bir sene önce bitirdiğim Boğaziçi Üniversitesi...Gitmemeye yeminli değilim bu yerlere, ama gittiğimde kendimi kötü hissedeceğimden adım gibi eminim. Büyük ihtimalle benzer duyguları yaşayan tek ben değilimdir, orta yaş bunalımı denen şey bu mu yoksa? O kadar da doldurmaya çalışıyoruz hayatlarımızı, geziyoruz, öğreniyoruz, paylaşıyoruz..Faydasız..
Kar dediğinde aklıma geldi. O yıllarda İstanbul'a düzenli kar yağardı kışları. Bizim okulun yakınlarında Büyük Bebek Yokuşu diye 70-80 metre yükseklikten Boğaz'a doğru dimdik inen bir yol vardı, akşamları yokuşun başına giderdik. Büyük, kalın sera naylonlarımızı alırdık, kafamız kırılmasın diye Havacılık Kulübü'nde kullandığımız kaskları takardık, naylondan yaptığımız beş kişilik kızağa oturur avazımız çıktığı kadar bağırarak aşağıya salardık kendimizi. Tabii yokuşun sonunu göremeden en fazla yüz metre gidip çevreye saçılırdık ve böyle defalarca tekrarlardık oyunumuzu...Şimdi aynısını yapıp, aynı mutluluğu tekrar tadabilmek için nelerden vazgeçerdim, inanamazsın..Faydasız..
 



Ynt: Tek Başıma Otomobil ile İran - Azerbaycan - Gürcistan - Ermenistan; 15.500 km Overland

Eşek poposu çomaklamak.

Böyle bir tabir gerçekten de varmış, Anadolu’da, meraklı ve yaramaz çocuklar için kullanılıyormuş..Kars Ani Harabeleri’ni gezmiş, arabaya dönüyordum. Köyün çocukları yanıma gelip “Eşekle gezmek ister misin abi?” diye sordular. Eşeğe binmedim, çocuklarla sohbet ettim. Hayvan, arkaya ters binmiş çocuğa aitti, çocuk sürekli elindeki çomakla eşeği canını acıtacak derecede kuvvetli dürtüyordu, hayvan da acıdan şuursuzca üzerindekilerle dört yana koşturuyordu. Çocuklar birazdan başlarına gelecekten habersiz pek bir eğleniyorlardı, müdahalenin fayda etmeyeceğini bildiğimden, sessiz kaldım. Az sonra Cano’nun sabrı taştı ve hızla koştururken silkindi,sahibini tepe taklak yere düşürdü. Çocuk şaşkındı, kıvranıyordu, ama yüzü de gülüyordu. Kolundan şakır şakır kan akacak kadar büyük yarasını görünce devreye girdim, ilk yardım malzemeleriyle iyice temizleyip, yarayı kapattık, iki gün açmamasını ve su değdirmemesini söyledim, teşekkür edip havuç verdiler bana. Giderken “İyi yaptın be Cano, dinsizin hakkından imansız gelir.” demeden de edemedim.
 


Ynt: Tek Başıma Otomobil ile İran - Azerbaycan - Gürcistan - Ermenistan; 15.500 km Overland

seyr-ü zafer' Alıntı:
Demek Rize'deyken sadece o coğrafyada bulunmaktan değil, genel anlamda yaşamından da memnunmuşsun. Bende de şöyle gelişir genelde:
En çok içimi burkan, kendimi kötü hissettiren yerler, zamanında en çok mutluluk yaşadığım yerlerdir. Harika çocukluk yıllarımın geçtiği Antalya, en güzel uçuşlarımı yaptığım, eğlendiğim, aşkı tattığım Fethiye Ölüdeniz, İstanbul Anadolu Kavağı'ndaki Ceneviz Kalesi ve tabii ki işgüzarlık edip normalden bir sene önce bitirdiğim Boğaziçi Üniversitesi...Gitmemeye yeminli değilim bu yerlere, ama gittiğimde kendimi kötü hissedeceğimden adım gibi eminim. Büyük ihtimalle benzer duyguları yaşayan tek ben değilimdir, orta yaş bunalımı denen şey bu mu yoksa? O kadar da doldurmaya çalışıyoruz hayatlarımızı, geziyoruz, öğreniyoruz, paylaşıyoruz..Faydasız..
Kar dediğinde aklıma geldi. O yıllarda İstanbul'a düzenli kar yağardı kışları. Bizim okulun yakınlarında Büyük Bebek Yokuşu diye 70-80 metre yükseklikten Boğaz'a doğru dimdik inen bir yol vardı, akşamları yokuşun başına giderdik. Büyük, kalın sera naylonlarımızı alırdık, kafamız kırılmasın diye Havacılık Kulübü'nde kullandığımız kaskları takardık, naylondan yaptığımız beş kişilik kızağa oturur avazımız çıktığı kadar bağırarak aşağıya salardık kendimizi. Tabii yokuşun sonunu göremeden en fazla yüz metre gidip çevreye saçılırdık ve böyle defalarca tekrarlardık oyunumuzu...Şimdi aynısını yapıp, aynı mutluluğu tekrar tadabilmek için nelerden vazgeçerdim, inanamazsın..Faydasız..

Yok benim duygusal yapımdan kaynaklanıyor bu :smiley: Anılarımın saklı olduğu yerleri sık sık görüyorsam benim için etkileyiciliğini yitirir.Bu yerler çoook uzaklarda bir yerlerdeyse bütün etkisini içinde saklar durur.Rize benim kolay kolay gideceğim bir yer değil,oldukça uzaklarda...Ve yaşanmış anıları gidip de tekrar tazeleme olayını da yaşamadım henüz.O yüzden etkileyici.Ayrıca Rize gidip yaşamayı istediğim sıralarda gidip yaşama fırsatını yakaladığım bir coğrafyaydı.Duygu olarak mutluluk değildi hakim olan aksine...
 

Ynt: Tek Başıma Otomobil ile İran - Azerbaycan - Gürcistan - Ermenistan; 15.500 km Overland

Kars

Kars şehir merkezi, doğu vilayetleri arasında en güzel görüneni fikrimce. Rusya döneminden kalma çok sayıda taş bina var, bunlar genellikle kamuya ait. Şehir yürüyerek gezilebiliyor. Kaleye çıkıp tüm kent izlenebilir, yakınlardaki tepeye ilginç bir heykel yapılmış, edindiğim bilgiye göre, müteahit firma belediyeden parasını alamayınca yarım bırakmış, yani bu bitmiş hali değil. Sorduğum insanların pek bilgisi yoktu, açıkçası, orada heykel varmış yokmuş umurlarında da değildi.
Caminin yanındaki Ermenilerden kalma kilisenin , tarihi eser statüsünde muhafaza edilmeyip, mescit amaçlı kullanılmasını kendim kabullenmekte zorlandığım gibi, orayı ziyaret eden yabancı turistlere anlatabilmem imkansız. Arkeoloji müzesi çok büyük değil, yine de gidilmeli. Bu arada, mutlaka müzekart almalısınız. Çoğu ören yeri ve müzede veriliyor, 20 Lira(öğretmen ve öğrenciye 10 Lira) karşılığında bir yıl boyunca Turizm ve Kültür Bakanlığı’na bağlı yerlere ücretsiz girilebiliyor, benim çok işime yaradı.
Kısa yolculuktan sonra Ani’ye vardım. Burası vaktinde Ermeni Krallığı’na başkentlik etmiş, doğu- batı ticaret rotasının en önemli geçiş noktalarından. Çok el değiştirmiş, Türkler’e Anadolu’ya girişlerinden sonra durak noktası olmuş.. Anadolu’da yapılan ilk cami buradadır. Ermeni kilise ve katedralleri, Gürcü Kilisesi, Zerdüşt Tapınağı, gibi yapıları artık karşımızda yapısal bütünlük içerisinde bulamasak da hayalgücümüzün yardımıyla, eskiden burada varolmuş uyğarlığı gözümüzde canlandırabiliriz. Ani’yi, girişte beni karşılayıp ısrarla rehberlik etmeye çalışan Ali ile birlikte gezdim, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun turist uğrak noktalarında onun gibi çocuklarla karşılaşacaksanız gittiğinizde. Bazen durum asap bozucu haller alabiliyor, çocukların inatçılığı yüzünden, yine de genel anlamda çoğu iyi niyetli ve yardımseverler diyebilirim, “Para önemli değil abi!” deseler de bu işi maddi amaçla yaptıklarını aklınzda tutun. Ben istisnasız hepsine para vermeyeceğimi söyledim başta, ardından, göstermelik değil gerçekten yardım edip, “Hadi şimdi paramı ver.” gerginliği yaratmayanlara bir şeyler verdim. Rehber çocuklara kaymakamlıkar kart veriyorlar onu göstermelerini isteyin. Sadece para isteyene asla vermeyin, arkasından diğer çocuklar da beliriyor ve kurtulmıyorsunuz. Hasankeyf’de çevremi yirmi kadar çocuk sarıp hafif tehditkar dille para istemişlerdi. 14 yaşlarında bir kız “Hepimize beşer milyon ver ne olacak ki?” demişti, tatsızlık çıkmadan kurtulmak için epey zorlanmıştım, onlara yapabileceğiniz en iyi yardım, sadece kendilerinin kullanabilecekleri, okul malzemesi, giyisi gibi ihtiyaç maddeleri vermektir.

Türkiye, sevgili ülkem, bazen gördüğüm gariplikleri kelimelerle açıklamakta zorlanıyorum: Kars’dan Ani’ye duble yolla gidiliyor, sanırsınız bu yol ülkenin doğusuna açılan, ticari trafiğin en yoğun olduğu gümrük kapısına ulaştıracak. Kırk kilometre sonra geldiğiniz yer, küçük bir köy ve Ani Harabeleri, burada Ermenistan tarafına potansiyel sınır geçişi bile yok.


Kaşar peyniri alıp eve götürememenin verdiği buruklukla Kars’dan ayrılıp bu kez Çıldır Gölü’nün kuzeyinden geçen manzaralı yolu izleyerek Hopa’ya yöneldim, Gürcisatan’da Batum’u da görmek istediğimden böylesi daha uygundu. Çıldır-Ardahan arasında kalan Ortaçağ derebeylik şatolarını andıran Şeytan Kalesi’ni ziyaret etmeniz şiddetle önerilir. Genelde kalelerin yapıldığı yerlerde onlardan daha yüksek nokta bulunmaz, bu kalenin konumu farklı, vadinin içine yapılmış ve yakın çevresine kıyasla çukurda kalıyor. Kesin yapılış tarihi bilinmemekle birlikte Urartu, Med, Roma, Sasani, Safavi, Osmanlı gibi pek çok hakim gücün kullandığı tahmin ediliyor.
 







Ynt: Tek Başıma Otomobil ile İran - Azerbaycan - Gürcistan - Ermenistan; 15.500 km Overland

Ani'yi gezmek, bir aralar jandarma iznine bağlıydı. Değişmiş olmalı ki söz etmiyorsunuz... (Ya da ben ayırdında olmamışım, varsa böyle bir değişimin)

Sizi izliyoruz...
Cavid Sezen
 




Ynt: Tek Başıma Otomobil ile İran - Azerbaycan - Gürcistan - Ermenistan; 15.500 km Overland

gezmen' Alıntı:
Ani'yi gezmek, bir aralar jandarma iznine bağlıydı. Değişmiş olmalı ki söz etmiyorsunuz... (Ya da ben ayırdında olmamışım, vara böyle bir değişimin)

Sizi izliyoruz...
Cavid Sezen

Hocam,
Yirmi yıl önce ailecek gittiğimizde Kars'ın merkezindeki bir karakoldan izin belgesi alınıyor ve yol üzerindeki iki noktada kontrol ediliyordu. Harabelere fotoğraf makinası sokmak kesinlikle yasaktı. Şimdi izine gerek yok, yolda asker dahi yok, fotoğraf çekmeye, hatta Arpaçay kenarına inmeye dahi ses çıkarmıyorlar, çocuklar gidip balık tutuyor, beni de davet etmişlerdi.
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,769
Mesajlar
1,523,600
Kayıtlı Üye Sayımız
166,591
Kaydolan Son Üyemiz
dırzo

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst