Ynt: Seyyah-34 İle Tarihe Yolculuk Başlıyor
4. Roma İmparatorluğu
5.
Bugünkü İtalya’nın Latium bölgesinde, Tiber Irmağı’na bakan tepelerde kurulmuş birkaç köyden oluşan eski Roma, sonradan dünyanın en büyük imparatorluklarından birinin merkezi oldu. Romalılar tarihte pek çok ülkenin dilini, edebiyatını, yasalarını, yönetim biçimini ve mimarlığını etkiledi.
6.
Bizans İmparatorluğu, Roma İmparatorluğu’nun İS 395’te Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılmasıyla ortaya çıktı. Başkenti Roma olan Batı Roma İmparatorluğu 5. yüzyılda Germen kabilelerince yıkıldı. Merkezi Konstantinopolis (bugün İstanbul) olan ve Doğu Roma İmparatorluğu da denen Bizans İmparatorluğu ise, bin yılı aşkın bir süre varlığını sürdürdü. Bizans’ın ortaya çıkışı, Roma İmparatoru Constantinus’un başkenti Roma’dan bugünkü İstanbul’a taşımasıyla da yakından ilişkilidir.
Anadolu'da insanların toplu olarak yaşamaya başlamasıyla birlikte, devletler kurulmaya başlamış ve farklı medeniyetler birbiri ardına ortaya çıkmıştır. Asırlarca devam eden bu devletler zinciri, Anadolu'nun yeryüzünün medeniyet beşiği olmasına sebep olmuştur.
Bilinen tarihi kayıtlara göre bugünkü devlet şekline uygun ilk olarak Hatti Devleti ortaya çıktı (M. Ö. 2500 - 2000). Hattiler, Mezopotamya tesiri altında olmalarına rağmen, kendilerine mahsus bir medeniyet ortaya koydular. An'ane, mitoloji ve sanat bakımından büyük bir varlık gösteren Hattilerin tesiri Anadolu'da uzun süre devam etti. Küçük krallıklardan meydana gelen Hatti devleti, idareci sınıfın etkisiyle kendisine has bir sanat ortaya koydu. Alacahöyük, Horoztepe ve Mahmatlar bölgelerinde yapılan kazılarda, Hattilerin san'at gücünü ortaya koyan kalıntılar çıkmıştır.
M.Ö. 1750 ile 1200 yılları arasında Anadolu'da hüküm süren Hitit Devleti ise, Hint-Avrupa ırkları topluluğuna mensupturlar. Hititler M.Ö. 15 ve 14. asırlarda o zamanki dünyanın egemenliğini Mısır Devleti ile paylaşıyordu. Hititlerin ilk merkezi olan Kaneş (Kültepe)te bulunan çivi tabletler, Anadolu'daki ilk yazı örnekleridir. Hititler; Mitoloji, örf ve adet, kültür, sanat alanlarında tamamen Hattilerin tesiri altında kalmışlardır. Mimari alanda özel bir tarz geliştirmişlerdir. Hitit sanatının bugüne kadar gelebilen eserleri arasında saraylar, tapınaklar, heykeller ve etrafı duvarlarla çevrili şehirler gelmektedir. Eski Anadolu oymacılığının en güzel örnekleri Hitit devrinden kalmadır. Oymalar; taş, tunç, demir ve altın üstüne yapılmıştır. Hitit medeniyeti, klasik medeniyete (Yunan - Roma Medeniyeti) tesirde bulunmuştur.
Hurri Devleti ise, Hititlerle çağdaş olup, kültür ve medeniyet sahalarında Hititlerin ve Mısırlıların te'sirinde kalmışlardır. Bugüne kadar yapılan kazılar sonunda Hurrilerde taş oymacılığı ve çanak çömlekçiliğin çok ileri bir seviyede olduğu görülmektedir.
Urartular ise, şimdiki Van, İran ve Azerbaycan'ın birleştikleri yerlerde medeniyet kurmuşlardır. Sami, Hind, Avrupa ve Hatti dilinden başka Hurricenin bir lehçesini de kullanırlardı. Maden işleme sanatında oldukça ileriydiler; bunların madeni eserleri Frigya (Phrygia) Etrüsk şehirlerinde bulunmuştur.
M.Ö. 1275'ten sonra Anadolu'ya gelen ve siyasi sahada M.Ö. 750'den sonra kendilerini gösteren Frigyalılara ait Gordion, Pazarlı, Alişar, Alacahöyük ve Boğazköy'de ortaya çıkarılan san'at eserleri dönemin mimarlığını ve bina tekniğini ortaya koymaktadır. Frigyalılar Geç-Hitit ve Helen tesiri altında sanat eserleri ortaya koymuşlardır. Bu sanat eserleri arasında çeşitli renklerde, insan ve hayvan figürleri, geometrik motiflerle süslü, pişmiş topraktan levhalar, geometrik motifli ya da aslan, geyik gibi figürlerle süslü seramikler dikkati çekmektedir. Frigyalıların maden, ağaç işçiliğinde, dokumacılıktaki eserleri Helenlere tesir etmiştir.
M. Ö. 700 - 300 arasında Batı Anadolu'da hakimiyet kuran Lidyalıların merkezi Sard kasabası kalıntıları hala mevcuttur. Burada bulunan Lidya kral mezarları yüksekçe olup, mozak tipindedir. Lidyalılar zaman zaman İon şehirlerine hakim olmuşlarsa da, fazla bir tesirleri olmamıştır.
Likyalılar (Lykia), Lidyalılarla aynı devirlerde Güneybatı Anadolu'da hüküm sürmüşlerdir. Bunlardan günümüze kadar sağlam olarak Fethiye'de Kaya Mezarları ayakta kalmıştır.
İon Medeniyeti, Batı Anadolu'da M. Ö. 1050-300 arasında Mısır, Fenike, Assar ve Hitit te'sirinde olarak görülmüştür. En parlak dönemleri M. Ö. 650-545 arasındadır. Felsefe alanında ileri olan bu toplum içinde Thales, Anaximandras ve Anaximanes gibi hala meşhur olan filozoflar yetişmiştir. Felsefi sistem olarak Grek felsefesini etkilemiştir. Sağlam bir mimari tarz geliştiren İonyalılar, Avrupa mimarisini büyük ölçüde etkilemiştir.
İskender'in M. Ö. 333'te Pers hükümdarı Dara'yı mağlub edinceye kadar, Anadolu'da Pers hakimiyeti görülür. Perslerin Anadolu'ya yerleşmeleri ile İonyalıların Anadolu'daki varlıkları silinmiştir. Anadolu'daki Pers satrapları bağımsız krallar gibi hareket ettiklerinden, burada dünya çapında eserler meydana getirmişlerdir.
İskender'in Anadolu'yu istilasıyla buradaki Hellen şehirlerine bağımsızlıklarını geri vermiştir. Yarımadada tekrar dünya çapında eserler vücuda gelmeğe başlamıştır. Bergama, Efes, Milet, Didim'deki mimari eserler, Roma san'atına büyük ölçüde te'sir etmiştir.
M. Ö. 30 ile M.S. 395 arasında Anadolu'da Roma medeniyeti hakim olmuştur. Romalıların tuğlaları harçla birbirine bağlama usulüyle yaptıkları, geniş hacimli ve kubbeli binalar, Anadolu'da eskiye nazaran daha tekamül etmiş yapıların inşasına yol açmıştır. Böylece Anadolu o zamanın en mamur ülkelerinden biri haline gelmiştir.