Ynt: Seyyah-34 İle Tarihe Yolculuk Başlıyor
[attachment=1][attachment=2][attachment=3][attachment=4]
Bir İffet Âbidesi Oluşu
Kur’ân, Hz. Meryem’in Hz. İsa’ya nasıl hamile kaldığına da şu şekilde yer vermektedir:
“Gün geldi, melekler ona ‘Meryem! Allah, Kendisi tarafından bir kelime vereceğini sana müjdeliyor. Adı İsa, lakabı Mesih, sıfatı Meryem oğludur. Dünyada da âhirette de itibarlı, Allah’a en yakın kullardan olacaktır. Beşiğinde de yetişkinliğinde de insanlara hitap edip onlarla konuşacak, salih insanlardan olacaktır.’ Meryem ‘Ya Rabbî, bana hiçbir erkek eli değmediği hâlde nasıl olur da çocuğum olabilir?’ deyince, Allah şöyle buyurdu: ‘Öyle de olsa Allah dilediğini yaratır; Zira O, bir şeyin var olmasına hüküm verince sadece “ol” der, o da derhal oluverir.” (Âl-i İmrân, 3/45-47)
Kitapta Meryem’i de an! Hani o, ailesinden ayrılıp doğu tarafında bir yere çekiliverdi. Onlarla kendisi arasına bir perde gerdi. Biz de ona Ruhumuzu gönderdik de ona kusursuz, mükemmel bir insan şeklinde görünüverdi. Meryem irkildi ve ‘Ben’ dedi, ‘Rahmana sığındım senden. Eğer Allah’tan korkup haramdan sakınan bir kimse isen çekil yanımdan!’ Ruh ‘Ben’ dedi, ‘Rabbinden sana gelen bir elçiyim. Sana tertemiz bir erkek çocuk hediye edeyim diye geldim.’ Meryem ‘Nasıl oğlum olabilir ki bana eli değen bir tek erkek bile olmamıştır. İffetsiz bir kadın da değilim!’ Ruh ‘Öyledir, ama Rabbin: ‘Bu iş bana pek kolaydır. Çünkü biz onu insanlara kudretimizin bir alâmeti ve tarafımızdan bir rahmet kılacağız ve artık bu, hükme bağlanmış, olup bitmiş bir iştir.’ dedi. Sonra çocuğuna hamile kaldı ve bu hâliyle uzakça bir yere çekildi. Derken doğum sancısı onu bir hurma ağacına dayanmaya zorladı. ‘Ay!’ dedi, ‘N’olaydım, keşke bu iş başıma gelmeden öleydim, adı sanı unutulup gitmiş biri olaydım!’ Derken, Ruh, ona aşağıdan şöyle seslendi: ‘Sakın üzülme!’ dedi, ‘Rabbin senin alt yanında bir su arkı meydana getirdi. Haydi, hurma dalını kendine doğru silkele, üzerine taze hurmalar dökülsün. Artık ye, iç, gözün aydın olsun! ...” (Meryem Sûresi, 19/16-33)
Vefatı ve Kabri
Hz. Meryem’in vefatı ve kabriyle ilgili âyet ve hadislerde bir açıklamaya rastlanmamaktadır. Bu konudaki ayrıntılar genelde Hıristiyan kaynaklara veya bir kısım tarihî kaynağa dayanmaktadır. Sinoptik İncillerde (Matta-Markos-Luka) yer almamakla beraber sadece Yuhanna İncilinde, Hz. Meryem’in Kana mucizesinde ve haç olayında yer aldığı; “Resûllerin İşleri”nde Hz. İsa’nın göğe yükselmesinden sonra havarilerle dua ettiği belirtilmekte ise de hayatının geri kalanı, ölümü, yaşı, dış görünüşü hakkında İncillerde hiçbir bilgi bulunmamaktadır.
Hz. İsa’nın dünyadan ayrıldığı sırada elli yaşlarında olduğu tahmin edilen Hz. Meryem’in elli altı, yetmiş, yetmiş iki yaşlarında, yahut çok ileri yaşlarda öldüğü görüşleri yanında, nerede ve nasıl vefat ettiği, kabrinin nerede olduğu, öldüğü veya göğe yükseltildiği konuları da tartışılagelmiştir. Bütün bu ayrıntılar bir yana, Hz. Meryem’in Allah’a ibadet ederek hayatına devam ettiği bilgisi, onun genel profiline daha uygun görünmektedir.
Hıristiyan kaynaklar daha çok Hz. Meryem’in defnedildiği yere dair bir bilgi bulunmadığı görüşünde olmakla beraber Kudüs, Efes ya da Antakya’da defnedildiğine dair farklı görüşler mevcuttur. Efes’te ona nisbet edilen bir kabir bulunmayışına karşılık, Kudüs’te birisi Zeytin Dağı ve Tapınak Tepesi arasındaki Jeoshaphat (veya Kedron) vadisinde, diğeri de Gethsemani’de (Cesmâniyye) olmak üzere birer kilisenin onun defnedildiği yer olduğu ileri sürülmektedir. Siyon dağında diyenler de vardır. Şam tarihi yazarı İbn Asâkir ise, Hz. Meryem’in mezarının Şam’da el-Ferâdîs kabristanında olduğunu kaydetmiştir.
[attachment=5]