BULGARİSTAN ...... Plovdiv (Filipe)
Sınırdaki kötü karşılanmanın verdiği rahatsızlıkla başladığımız gezide ilk şoku atlatıp cevremizi incelemeye başladık. Otobanı kullanmadan navigasyonun yönlendirmesi ile bazen kötü yollarda bazen tamir nedeniyle kapatılmış yollardan geri dönerek ilerlemeye devam ettik. ilk kasaba Svilengrad merkezini araçla turlayarak geçtik. Edirnede bulunan taş köprünün benzerini gördük, her yer yeşil, sulak alanlar, trakyada gördüğümüz aynı ayçiçeği tarlaları uçsuz bucaksız ve bol miktarda ceviz ağaçları. Sonra Harmanlı kasabasına vardık aynı şekilde araçla turlayıp yola devam ettik. Hedefimiz olan Plovdive geç saatte vardık, şehirde birkaç tur attıktan sonra aşağıdaki resimde görülen Kapalı spor salonu karşısında bir tarafı park olan geniş yol kenarına park edip yemek yiyip biraz tv izleyip günün yorgunluğuyla uyuduk.
7 tepeli olarak adlandırılan Plovdivin 4000 yıllık tarihsel geçmişi varmış. Makedonya krallığı, Trakya krallığı, Roma İmparatorluğu, Bizans imparatorluğu ve 400 küsür yıl Osmanlı egemenliği var. Avrupa birliği üyesi olan Bulgaristan para birimi olarak LEV kullanıyor.
Sabah kahvaltıdan sonra 10:30 gibi sehri gezmeye cıktık. navigasyon merkeze 2 km uzaklıkta olduğumuzu gösteriyor. Yürüyerek merkeze gidip turizm info bürosundan şehir haritası alarak geziyoruz. Plovdivi daha çokta Plovdivlileri çok beğendik. Çok sakin rahat ve özgür görünüyorlar, çok güzel kızları var, hele göz renkleri yeşil-mavi. Özgürce giyinen kadınlar çok temiz ve özenli giyinmişler belkide pazar günü olduğu içindir diye düşündük eşimle. Gezimizin ilk saatlerinde Petra kilisesini gezerken vaftiz törenine denk geldik, bize ilginç geldi düğüne gider gibi giyinmişler, çeşitli ikramlar hazırlamışlar.
Gezmeye devam ederken başka bir kilisede düğün töreni izliyoruz.
Merkezde gezerken 2 camiye rastlıyoruz, birisi müftülük olarakta hizmet veriyor.
Meydanda gezerken ücretsiz internet bağlantısı olduğunu fark ediyoruz. Belediyenin hizmeti olan wifi yı kullanıp Kızımızla whatsap üzerinden görüşüyoruz.
Plovdivin Stara Grad denilen tarihi şehir bölgesini, Antic roma stadyumunu ve hemen yanında Sultan Murat tarafından 1364 yılında yaptırılan Hüdavendiyar camiyi geziyoruz, balkanlardaki en eski cami olduğunu öğreniyoruz. St Virgin Mary Cathedralini gezerken düğün törenine denk gelip ilgiyle izledik. Antik Roma tiyatrosu çok iyi korunmuş durumda ve biz gezerken gece yapılacak muzik gösteri için hazırlanıyordu. Gezimizin devamında Lamartin'in yaşadığı evi, Hisar kapı, Etnoğrafya müzesini gezdik. Nehir kıyısına dolaştık. İlk gün için oldukca gezip yorgunluğumuzu meydandaki kafede attık. Fiyatlar Türkiyeye göre oldukca ucuz. Cafede 50 cc bira 3 türk lirasına denk geliyor.
Akşam üzeri aracımıza dönüp yemek yiyip biraz dinlendikten sonra tekrar merkeze yürüdük gece hayatını biraz tanımak için. birkaç saat takıldıktan sonra günü sonlandırıp istirahate çekildik. Yarın hedefimiz SOFYA.