2010 Yazı'da Böyle Geçti...

[egeli]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Sevgili Yücel,

Şimdiden gezmeyi çok özledik. 2011 yazını iple çekiyoruz.. Rotamız belli değil.. Karavanın burnu ne yana dönerse oraya...

Sevgilerimizle..
Ülker&Yavuz

 

[egeli]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Yolun 30. km.sinde bir kavşak var. Bir yol şelaleye, diğeri Gündoğmuş ilçesine gidiyor. Bu arada şelale yönünden gelen araçlardan biri durdu, şelalenin hemen hemen kurumuş olduğunu, gitmeye değmiyeceğini, yolun da bir kaç km. sonra toprak yola dönüştüğünü söylediler. Gerçekten de az ötede şelaleyi oluşturan Alara Çayının sularının çekilmiş olduğunu gördük.

[attachment=1]
[attachment=2]

Alara Çayı üzerinde tarihi kemer köprü.

[attachment=3]

Son derece virajlı ve tehlikeli 17 km.lik bir yoldan sonra Gündoğmuş ilçesine ulaştık. Burada yeğenimizi ziyaret ve ertesi sabah Manavgat üzerinden Antalya.. Kendimizi Konyaaltı'nda denize zor attık.. Öylesine sıcak var ki.. Deniz olmasa hiç dayanılmaz..
Konyaaltı Plajı, geniş, çakıllı bir sahile sahip.. Fakat deniz berrak... Denize paralel sahil yolu konaklamaya uygun.. Belediye çok sayıda duş ve wc. yapmış, sahile.. Kafeler, küçük çaplı restoranlar yeme-içme gereksiniminizi karşılıyor. Ayrıca alış-veriş merkezleri var, yakında..
Malum, yakın bir tarihte referandum var.. Gün boyu geçen propaganda tekneleri oldukça eğlenceli..

[attachment=4]

Beş gün kaldığımız Konyaaltı'nı geride bırakıyoruz, artık.. Hava çok sıcak.. Neyse ki, Korkuteli'ni geçtikten sonra etkisi azaldı, sıcağın.. Yükseklik etken olsa gerek.. Hele Tefenni'ye ulaştığımızda belirgin bir serinlik oluştu..

[attachment=5]

 

[egeli]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Tefenni, Burdur'un ilçesi.. M.Ö. 800 yıllarında Bizanslılar tarafından İstefani adıyla kurulmuş. 1886 yılında Osmanlılara geçerek Tefenni adını almış. Denizden yüksekliği 1200 metre olan ilçenin üç giriş kapısı var..

Selçuklu Kapısı.
[attachment=1]

Osmanlı Kapısı.
[attachment=2]

Cumhuriyet Kapısı.
[attachment=3]
Akşam saatlerinde ulaştığımız Tefenni'de çarşıda şöyle bir gezdik. Bir fırının önünden geçerken pide bekleyen kalabalık gözümüze çarptı. Bizim yabancı olduğumuzu anlayan misafirperver Tefenni halkı, çıkan ilk pideyi bize verme inceliği gösterdiler. Sonra mazot almak üzere girdiğimiz petrol istasyonu görevlisi, istersek yan taraftaki parkta kalabileceğimizi söyledi.
Belediye tarafından işletilen bu istasyonun ve parkın temizliği, 'keşke her petrol istasyonu böyle olsa..' dedirtti. Aracımıza elektrik de aldığımız ve internete girebildiğimiz bu istasyonun bahçesinde rahat bir gece geçirdik.
Ertesi sabah, parkın içindeki bir çeşmeden bidonlarla su alanlar dikkatimizi çekti. Çeşmenin üzerinde bir böbrek kesiti figürü vardı. Çeşmenin suyunun (barut kokusu taşıdığından 'Barutlusu' adı verilmiş.) cilt hastalıkları ve böbrek rahatsızlıklarına iyi geldiğini öğrendik. Ankara, Bursa, Denizli gibi uzak illerden gelenlerin bidonlarla bu sudan alıp, götürdüklerine tanık olduk..

[attachment=4]

Gene Belediyenin işlettiği otelde, şifa için çeşmeden yararlanmaya gelenler, makul bir ücret karşılığı misafir ediliyor.

Çok uzak olmayan Yeşilova ilçesine, oradan da 4 km. uzaklıktaki Salda Gölüne gitmek üzere ayrıldık, Tefenni'den..

[attachment=5]

 

[derindeniz1]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...


Merhaba, gezi izlenimlerinizi büyük bir keyifle ve paylaştığınız her bölümü adeta sizinle birlikteymişim gibi okuyorum.

Yüzlerdeki gülümseme çok şey ifade ediyor; yaşama zevki, farkındalık, memnuniyet .... daha ne diyeyim.

Bu arada Yücel Bey'in fikrine ben de katılıyorum,'' y e n i r o t a n ı z'' konusunda.

Selamlar, sevgiler.

 

[freegraf]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

valla iyi paylaşim teşekürler vede saygılar.

 

[egeli]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Sn.derindeniz1,
Sn.freegraf,

Övgü dolu kelimeleriniz için teşekkürler..

Esenlik dileklerimizle..
Ülker&Yavuz

 

[egeli]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Yeşilova, Burdur'un 4700 nüfuslu bir ilçesi.. Sahip olduğu Salda Gölü sayesinde turistik bir ilçe görünümünde.
Buradan alışverişimizi yaptıktan sonra, göl kıyısına indik. Bir kamping ve restoran var. Ancak, çok geniş bir alan ve her yer konaklamak için uygun.. Yalnız alışveriş olanağı yok. Mutlaka 4 km. uzaklıktaki Yeşilova'ya gitmeniz gerekiyor.

[attachment=1]

Salda Gölü, Türkiye'nin en derin, bölgenin en güzel gölü.. Kıyıdan 50-60 metre gidildiğinde dizboyunu geçmeyen su, bundan sonra birden derinleşiyor. Derinliğinin 185 metre civarında olduğu biliniyor.
Göl çevresinde bir kaç yerde plaj var ve girilebiliyor. Suyun içeriğindeki mağnezyum nedeniyle cilt hastalıklarına iyi geldiği söyleniyor.
Mağnezyum silikat, göl kıyısını bembeyaz bir tabaka ile kaplamış, su bu beyazlığın üzerinde berrak, turkuaz rengi ile harika bir görünüm yaratıyor.

[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]

 

[egeli]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Gece kamping dışında, fakat yakınında bir yerde konakladık. Hava sıcak değil, ılıktı. Karavanın camlarını açarak oturduk. Bir süre sonra, yüzlerce pervanenin içeriye dolduğunu gördük, hayretle. Işık çevresinde toplanıyor.. sonra düşüyorlar.. Ertesi sabah temizlemekte bir hayli zorlandık. Olmadık yerlerden avuçla topladığımız oldu..

[attachment=1]

Sabah bizi bekleyen bir sürpriz de, Yavuz'un akşam dışarıda bıraktığı terliklerinin, köpekler tarafından uzaklara taşınıp, parçalanmış olmasıydı. Neyse, yedek bir çift terlik vardı da, sorun olmadı.

[attachment=2]
[attachment=3]

Gene bir orman yangını ve gölden su taşıyan yangın söndürme uçakları..

[attachment=4]

Göl çevresini gezmeye çıktığımızda; köy demeye dilimizin varmadığı Doğanbaba Köyünü gördük. Bir tatil köyü görünümündeki köyün bütün evleri modern yapılar.. Köyde öğrenim seviyesinin yüksak olduğunu, hemen her evde bir-iki üniversite mezununun bulunduğunu öğrendik.

[attachment=5]

 

[egeli]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Köyü gezerken, davet üzerine bir düğün evine konuk oluyoruz..

[attachment=1]

Tam da karnımız acıkmışken düğün yemeği öyle güzel gidiyor ki...

[attachment=2]

Yörenin geleneklerine göre; düğün öncesi, konuklarla davul-zurna eşliğinde göl kıyısına iniliyor. Burada oyunlar oynanıyor. Gelinle damat, ellerini-ayaklarını yıkıyorlar, göl suyunda...

[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]

 

[egeli]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Onlar, akşam köy meydanında yapılacak düğün töreni için dönerken, biz de mutluluk dileklerimizi iletip, yolumuza devam ediyoruz.

[attachment=1]
Salda Beldesine girdiğimizde; çok sayıda genç kız ve delikanlı grupları görüp, şaşırdık. . Konuştuğumuz bir genç, bayram süresince yöredeki genç kız ve delikanlıların böyle gruplar halinde ana caddede, bir aşağı-bir yukarı gezdiğini, birbirlerini görüp, beğenme ve tanışma firsatı bulduklarını anlattı. Böylece bir çoğu sağlıklı evlilikler yapabilmişler.. İlginç bir gelenek.. Ne diyelim? Kısmetleri açık olsun... ;D ;D

[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]

Gece Acıpayam'da konakladıktan ve ertesi sabah Serinhisar'dan leblebimizi aldıktan sonra İzmir'e ulaşıyoruz..

Yarın 12 Eylül 2010...
Yarın REFERANDUM var....

 

[freegraf]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

göl salda ve ilginc düğün yani hoş adetler .Anadolu zengilik ve kültür dolu.yolunuz acık olsun .Arkası yarın ı bekliyoruz..

 

[melihbozkurt]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Keske her koyumuz boyle modern ve egitim seviyesi yuksek olsa.

 

[Bora-Rüzgar]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Ülker Hanım çok güzel anlatımınızla
birlikte gezmiş gibi olduk. Çok teşekkürler.
Sağlıkla nice geziler diliyorum.
Selamlar.

 

[egeli]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Sn.freegraf,
Sn.CANOŞ,

Sadece referandum için İzmir'deyiz. Gezimizin devamı var...
Yeter ki siz izlemekten usanmayın..

Selamlar..

Ülker&Yavuz

 

[Çöl Kartalı]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Çok güzel bir gezi. İlgiyle izliyoruz. Sevgiler Yeşim&Bülent

 

[drares]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Salda gölü içinde yüzerken suyu içilebilecek kadar temiz bir göldür, çevresindeki yemyeşil çam ormanlarıyla harika manzaralar sunar.
Paylaşımınız için teşekkür ederiz. Devamını merakla bekliyoruz...