Viyana-bratislava Gezi Notları (27-31.ocak.2017)

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan vata Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 120
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 16,709
Kale ziyareti sonrası şehir merkezine doğru inen caddeyi yaklaşık bir kilometre kadar takip ederek önce Aziz Martin Katedrali(=Katedrála Svätého Martina)'ne ulaştık.Tarihi şehir merkezinin batısında yer alan bu katolik katedrali,uzun süren inşa sürecinin ardından 1452 yılında ibadete açılmıştır.Gotik mimari üslubun ön plana çıktığı katedral bir haç şeklinde yapılmıştır.Kentin en eski dini yapısı konumundaki katedral,Habsburg hanedanına mensup on bir kral ve aralarında Maria Theresia'nın da yer aldığı sekiz kraliçenin taç giyme törenlerine ev sahipliği yapmıştır. Çevresinde barok mimari stilde yapılmış şapellerin yer aldığı katedralin 85 metre yüksekliğindeki kulesinde günümüzde Aziz Stefan’ın altından yapılmış tacının bir kopyası sergilenmektedir.Girişi ücretsiz olan katedral,hemen yakınında bulunan Yeni Köprü(=Nový Most)'ye giden yoldan gelen sarsıntılar nedeniyle yıkılma tehlikesi altında olup binayı güçlendirme çalışmaları sürmektedir.


IMG_0147_zpsu7macux8.jpg


Yeni Köprü'ye çıkan yol üzerinde bulunan Aziz Martin Katedrali ve görünümü imparatorluk tacına benzeyen ünlü kulesi


Katedrali uzaktan fotoğrafladıktan sonra aşağıya doğru inmeye devam ettik ve yaklaşık beş yüz metre sonra Jupne Meydanı(=Župné Námestie)'na geldik.Burada 18.yüzyılda Macar Kralı Stefan için yapılmış Kapusin Kilisesi(=Kapucinsky Kostol)'ni gördük.Barok mimari üslubunun özelliklerini taşıyan bu kilisenin önündeki Veba Sütunu ise 1723 yılında yapılmıştır.


20170201_112940_zpswmlwcm31.jpg


20170201_112753_zpsrrbwxqdq.jpg


Kapusin Kilisesi(=Kapucinsky Kostol)


Buradan da iki yüz metre kadar ilerleyince Hurbanovo Meydanı (=Hurbanovo Námestie)'nda bu kez Aziz John Kilisesi(=Trinity Kilisesi =Kostol Trinitárov)'ni gördük.Bu kilise,15.yüzyılda Osmanlı ordusunu uzaktan fark edebilmek amacıyla yapılmış ve 1529'da yıkılmış olan Aziz Mihail Kilisesi'nin kalıntıları üzerinde 1727 yılında tamamlanmıştır. Barok mimari üslubu kullanılan ve Viyana'daki Aziz Peter Kilisesi (=Peterskirche)'ne benzeyen bu kilise,54 metre yüksekliğindeki birbirine bitişik nizamda yapılmış üç kuleden oluşmaktadır.Bu kilise,aynı zamanda 1992 yılında ülkenin Çekoslovakya'dan ayrılış bildirgesinin açıklandığı yer olması nedeniyle Slovak tarihi açısından önem taşımaktadır.


20170201_112651_zpsscplwvli.jpg


Aziz John Kilisesi(=Trinity Kilisesi=Kostol Trinitárov)


Bratislava'yı yürüyerek gezmek istemeyenler için bir seçenek de Preşporaçik(=Prešporáčik) adlı bu minik trendir.Hareket yeri Hlavne Meydanı(=Hlavné Námestie) olan bu araçla kişi başı 20€ karşılığında kaleye çıkabilir veya şehrin tarihi yerlerini gezdiren bir tur yapabilirsiniz.


IMG_0146_zpselofsn2t.jpg


Preşporaçik(=Prešporáčik)
 

Etiketler
Aziz John Kilisesi'nin tam karşısında yer alan Mihail Sokağı(=Michalská Ulyca =Mihalska Ulitsa), bünyesinde Bratislava’da görülmesi gereken ve büyük çoğunluğu barok tarzı yapılardan oluşan Tarihi Şehir Merkezi(=Staré Mecto=Stare Mesto)’ne giden yolun başlangıcıdır. Sadece yayalara açık ve son derece sakin bir atmosferi olan bu bölgede tarihi binalar yanı sıra pek çok restoran,kafe ve hediyelik eşya satış yerleri de yer almaktadır. Yaklaşık üç yüz metre uzunluğundaki Mihail Sokağı(=Michalská Ulyca) ’nın başlangıcında tarihi şehir merkezini çevreleyen su hendeğinin üzerinde kurulmuş bir köprü ile karşılaştık.Daha önce tahtadan yapılmış bu köprü 1927 yılında,yerini betondan yapılmış güncel köprüye bırakmıştır. Avrupa’da hemen her şehirde görmeye alıştığımız gibi bu köprünün de üzerinde çiftlerin birbirlerine bağlılıklarının simgesi olan asma kilitler bulunuyordu.Bu köprünün alt tarafındaki yeşil alanlar ise bahar ve yaz aylarında sakin bir ortamda bir yandan kahvesini yudumlayıp bir yandan kitabını okumak isteyen kitapseverlere tahsis ediliyormuş.


20170201_112204_zpsg0lkhabr.jpg


Mihail Sokağı(=Michalská Ulyca)


IMG_0195_zps8yne8znd.jpg


20170131_234443_zpsry8d2ivn.jpg


Tarihi şehir merkezine giden köprü ve üzerindeki asma kilitler
 

Yolumuza devam edip Orta Çağ’da şehri çevreleyen surlara ait dört kapıdan günümüze ulaşan Mihail Kapısı(=Michalská Braná)’na geldik. Habsburg hanedanı döneminde Aziz Martin Katedrali’nde taç giyen yeni kral,tören sonrasında Mihail Kapısı’na gelerek burada kendisini bekleyen başpiskoposun önünde kral yeminini ederek tören ritüelini tamamlarmış.


IMG_0149_zpswsj6uibg.jpg


IMG_0155_zpse37xpotg.jpg


Mihail Kapısı(=Michalská Braná) ve Kulesi(=Michalská veža)


Slovakya’nın koruyucu azizi olarak kabul edilen Aziz Mihail adına 14.yüzyılda yapılmış olan Mihail Kulesi(=Michalská veža=Mihalska Veja) ise yedi katlı olup 51 metre yüksekliğindedir.Günümüzde Silah Müzesi (=Múzeum zbraní) olarak kullanılan ve giriş ücreti 4.30€ olan kulesinde,eskiden kenti çevreleyen surların tarihi ve eski çağlarda kullanılan silahlar hakkında bilgi edinmek mümkündür. Müzede sadece son kattaki balkondan şehrin panoramik görünümünü fotoğraflamaya izin veriliyor ancak bu sefer de diğer resimlerde de fark edeceğiniz yoğun sis nedeniyle bunu gerçekleştiremedik.


Kulenin alt kısmında Bratislava'nın sıfır noktası olarak kabul edilen,Sıfır Kilometre(=kilometer zero) adı verilen ve Bratislava'nın dünyanın önemli 29 şehrine olan uzaklığını gösteren daire şeklinde bir pusula bulunmaktadır.Buradan İstanbul'un 1231 kilometre uzakta olduğunu gördük.


20170201_112056_zps2bbikjsc.jpg


Kulenin altındaki pusula


Bir sonraki durağımız ise hemen bitişikte bulunan Eczacılık Müzesi (=Múzeum farmácie) oldu.Silah Müzesi için satın alınan bilet ile bu müze de gezilmektedir.Sadece üç odadan oluşan bu küçük müzenin bulunduğu yerde 16.yüzyılda açılan eczane 19.yüzyıla kadar faaliyette bulunmuştur. 1958 yılında oluşturulan müzede o zamanlarda ilaç yapımında kullanılan cam eşyalar,ilaç hammaddesi saklama dolapları gibi eşyalar sergilenmektedir.Herhalde Sovyet döneminden kalma mantıkla olsa gerek burada da fotoğraf çekmememiz için atmaca gibi bekleyen görevliler can sıkıcıydı.Zaten bu yüzden şehirdeki diğer müzeleri gezmekten vazgeçtim.


IMG_0150_zpslbcydlyg.jpg


Eczacılık Müzesi (=Múzeum farmácie)
 

Eczacılık Müzesi sonrasında Mihail Sokağı'nda sol kolda yürümeye devam edince Sedlárska Sokağı'na girdik.Bu sokakta dikkat çekici bir vitrine sahip Tarihi Kormut Konditorei Pastanesi(=Historische Konditorei Kormuth Cukráreň) adlı mekanda kısa bir mola verdik.Fresk ve tablolar ile süslenmiş ortamda,frak giymiş garsonların porselen tabaklarda servis ettiği ev yapımı nefis pastalar,içtiğimiz sıcak çukulata ve ödediğimiz 15€ bizi ziyadesiyle mutlu etti.


IMG_0156_zpszeavif8k.jpg


konditorei-kornuth-23-1200x801_zpsru0o94m0.jpg


IMG_0190_zpsktkiezfu.jpg


IMG_0191_zpsgzedrjex.jpg


IMG_0194_zpslztn9wko.jpg


IMG_0192_zpspwpa0zu7.jpg


Historische Konditorei Kormuth Cukráreň'den kareler
 

Bu keyifli mola sonrası sokakta biraz daha ilerleyince şehrin ana meydanı olan Hlavne Meydanı(=Hlavné Námestie)'na çıktık.Tarihi 13.yüzyıla dayanan ve o günün nüfusu ve şartları göz önüne alındığında, Bratislava için son derece büyük olan,kare planlı bu meydanda Mozart ve Franz Liszt henüz çocuk sayılacak yaşlarda iken sahne gösterileri yapmışlardır.Keza Macar Kraliyeti’nin ilk üniversitesi olan Academia Istropolitana da bu meydanda kurulmuştur.Günümüzde bu meydanda Kasım ve Aralık aylarında yılbaşı alışverişi için portatif pazar yeri kuruluyormuş.
Meydanda ilk göze çarpan Roland Çeşmesi(=Rolandova Fontána) olarak da adlandırılan Maksimilian Çeşmesi(=Maximiliánova Fontána)'dir. Şehirde 1563 yılında çıkan büyük yangında yeterli su bulunamaması nedeniyle pek çok ev harap olur.Bunun üzerine Macar kralı II.Maksimilian emriyle 1572 yılında yaptırılan bu çeşmede Kral II.Maksimilian, şehrin koruyucusu şövalye kıyafeti içinde sembolize edilmektedir.Yalnızca temiz kalpli şehir sakinlerinin görebileceği şekilde bu şövalyenin yılbaşı gecesi canlandığına ve kılıcı ile tam karşısında bulunan Eski Belediye Binası'nı selamladığına dair yaygın bir rivayet de bulunmaktadır.Geçirdiği pek çok onarım nedeniyle orijinalliğinden pek eser kalmamış olan bu çeşme,günümüzde gençlerin buluşma noktası olarak popülerliğini sürdürmektedir.



IMG_0168_zpsyrrdh5ky.jpg



Maksimilian Çeşmesi veya Roland Çeşmesi(=Maximiliánova Fontána =Rolandova Fontána).Çeşmenin arkasında yer alan ve barok tarzı ile inşa edilmiş binalardan sağdaki Palugyay Sarayı(=Palugyay Palac) soldaki ise Macar Bankası(=Uhorská Banka)'dır.
 



Maksimilian Çeşmesi'nin yan tarafında Fransa Büyükelçiliği (=Veľvyslanectvo Francúzska) ve önündeki banka yaslanmış halde duran bronzdan yapılmış Napolyon Ordusu Askeri(=Napoleonský Vojak) heykeli yer almaktadır.Rivayete göre Bratislava'ya 1805 yılında giren fransız ordusundaki Hubert adlı bu asker bir slovak kıza aşık olarak fransız ordusundan ayrılarak orada yerleşir ve köpüklü şarap imalatına başlar.1997 yılında yapılmış bu heykelde çizmelerini ayağından çıkartarak ordusuna veda eden askerin o zamanlarda karargahının bulunduğu binaya sırtını dönmesi anlatılmak istenmektedir.



IMG_0165_zpsho6gm5vn.jpg


Napolyon askeri ve arkasındaki binada yer alan Fransız Büyükelçiliği


Bu binanın yanında ise Slovakya Yüksek Yargı Konseyi(=Súdna Rada Slovenskej republiky)'nin binası bulunmaktadır.Bu binanın hemen karşısındaki Fransisken Meydanı(= Františkánske Námestie)'nda yer alan Cizvit Kilisesi(=Jezuitský Kostol) 1636-1638 yılları arasında ve barok mimari tarzında inşa edilmiştir.Bu kilise aslında şehirde o zamanlar yaşamakta olan alman kökenli protestan nüfus için yaptırılmıştır.Ancak protestanların 1678 yılında krallığa karşı başlattıkları isyan başarısızlıkla sonuçlanınca kiliseleri de ellerinden alınarak cizvit rahiplerine verilmiştir.Kilisenin önündeki sütun da o günün anısına İmparator I.Leopold tarafından yaptırılmıştır.


IMG_0159_zpscya1fzul.jpg


Cizvit Kilisesi(=Jezuitský Kostol)
 

Cizvit Kilisesi'nin yanında Eski Belediye Binası(=Stará Radnica) yer almaktadır.Yapım tarihi 1370 yılına dayanan bu bina,sonuncusu 1599 yılında tamamlanmış dört ayrı binanın(=Jacobus Dom,Pawerov Dom, Ungerov Dom,Aponyiho Palác) birleşmesinden oluşmaktadır.Bunların üzerine bir de yüzyıllar içinde yapılan renovasyon çalışmaları eklenince bina gotik,barok ve rönesans mimarisinden izler taşımaktadır.15-19. yüzyıllar arasında önce belediye binası sonrasında hapishane ve en son darphane olarak kullanılan bu bina,1868 yılından başlayarak günümüze dek Bratislava Şehir Müzesi(=Múzeum Mesta Bratislavy) olarak hizmet etmektedir.Giriş ücreti 5€ olan müzede eski adıyla Pressburg şehrinin tarihi,cezaevi ve işkence aletleri,antik çağ silahları ile resim ve minyatür hakkında sergiler yer almaktadır.Yaz aylarında avlusunda çeşitli konserler düzenlenen binanın kulesi şehrin manzarasının izlenebileceği iyi bir noktadır.


IMG_0160_zpsn6tydtxv.jpg


Eski Belediye Binası(=Stará Radnica)


Eski Belediye Binası'nın hemen karşısında ve Hlavne Meydanı'nın güney köşesinde Şehir Muhafızları Nöbetçi Kulübesi(=Strážna búdka) heykeli ve hemen arkasında ise Japonya ve Yunanistan Büyükelçiliği (=Veľvyslanectvo Grécka) bulunmaktadır.Bu küçük kulübe,Hlavne Meydanı'nda daha önce yer alan ve 18.yüzyılda yanan şehir muhafızları karargahını simgelemektedir.


IMG_0170_zpscbbhwsst.jpg


Şehir Muhafızları Nöbetçi Kulübesi (=Strážna búdka)
 

Buradan ana meydanın kuzeyine doğru ilerleyince ulaştığımız Primate Meydanı(=Primaciálné Námestie)'nda yer alan dış cephesi soluk pembe renkte boyalı ve 1777-81 yılları arasında neoklasik tarzda inşa edilmiş Primate Sarayı(=Primaciálny Palác),Bratislava'daki en güzel binalardan birisi olarak kabul edilmektedir.Eskiden başpiskoposluk makamı olan ve günümüzde şehrin belediye başkanının çalışma ofisi olarak görev yapan sarayda Habsburg hanedan üyelerinin yağlı boya portreleri,ışıltılı kristal avizeler ve kırmızı halılar hemen göze çarpmaktadır.Bunun dışında ayrı bir bölümde sergilenmekte olan ve 1903 yılındaki restorasyon çalışması sırasında tesadüfen duvara gizlenmiş halde bulunan 1630 yılına ait altı adet ingiliz gobleni görmeye değerdir.
Giriş ücreti 3€ olan sarayda sadece avlusunda yer alan ve üç başlı ejderhaya saldıran Aziz George'un sembolize edildiği Aziz George Çeşmesi(=Fontánu Svätého Juraja) ile Aynalar Odası(=Zrkadlovú Sieň)'nda fotoğraf çekmek için izin verilmektedir.1805 yılında,Avusturya ile Fransa arasında cereyan eden ve Lev Tolstoy'un Savaş ve Barış adlı eserine konu olan Austerlitz Savaşı sonrası Pressburg Barış Antlaşması'nın imzalandığı Aynalar Odası,günümüzde Bratislava Belediye Meclisi toplantılarının yapıldığı yer olup burada aynı zamanda çeşitli konser ve konferanslar da düzenleniyormuş.


lace_Bratislava_Slovakia_-_20140723-03_zpsmgy6vjbf.jpg


Primate Sarayı(=Primaciálny Palác)


20100821-22_zpsd1xh4fdv.jpg


Sarayın avlusunda yer alan Aziz George Çeşmesi(=Fontánu Svätého Juraja)


20140514_112843-1024x529_zpsacidc8ts.jpg


Aynalar Odası(=Zrkadlovú Sieň)
 

Primate Sarayı sonrasında Hlavne Meydanı'na geri döndük ve yönümüzü Maksimilian Çeşmesi'nden güneye doğru Balıkçılar Kapısı Sokağı (=Rybarská Braná Ulyca) yönünde ilerlemeye başladık.Slovakya'nın 1993 yılında bağımsızlığını ilan etmesinden sonra başkent Bratislava'da tarihi şehir merkezini restorasyon çalışmaları başlatılmıştır.Bu çalışmalar sırasında klasik mimari dokuya modern bir dokunuş yaparak şehri ziyaret edenlerin ilgisini arttırmak amacıyla tarihi şehir merkezinin çeşitli yerlerine çoğu bronzdan ve genellikle 1997 yılında yapılmış insan boyunda heykeller serpiştirilmiştir.


IMG_0153_zpsbfaanhvl.jpg


Mihalska Ulitsa'da yer alan heykel


Balıkçılar Kapısı Sokağı'nın hemen başında karşımıza Cici Naci(=Schöne Náci) olarak çevirebileceğimiz heykel çıktı.Tarihi şehir merkezindeki bronz heykellerden farklı olarak bu heykel gümüşten yapılmıştır.


IMG_0169_zps81r41i7w.jpg


Cici Naci(=Schöne Náci) heykeli


Ignác Lamár 20. yüzyılın başlarında bu şehirde yaşamış ve söylentiye göre karşılıksız aşkı nedeniyle akli dengesini yitirmiş bir adamdır.Mihail Kapısı ile Tuna Nehri arasındaki yolda yürüyen hanımları şapkasıyla selamlar ve çiçek verirmiş. O bölgedeki lokantaların karnını doyurdukları Naci 1967 yılında bir başka slovak şehri olan Lehnice'de verem hastalığından hayatını kaybeder ve orada gömülür.Ancak Bratislava halkı bu kibar adamı unutmaz ve 1997 yılında heykelini bu sokağa diktikleri gibi mezarını da 2007 yılında Bratislava'ya naklettirirler.Yaygın bir turist inanışına göre şapkanın altında durup resim çektirmek bekarlara aşk getiriyormuş.


Bu sokakta yürümeye devam edince Panska Sokağı ile kesiştiği noktada bu kez karşımıza şehrin bir başka ünlü heykeli ve çeviri anlamı dikizci olan Čumil Heykeli çıktı.Resmi kayıtlar,1997 yılında Viktor Hulik adlı ressam tarafından yapılmış bu bronz heykelin tarihi şehir merkezinin yeniden ayağa kaldırılmasını sembolize ettiğini yazsa da yaygın inanca göre bu heykel,gevşek çalışan ve etrafı gözetleyen bir komünist dönem işçisini temsil etmektedir.


IMG_0173_zpsfslbjs9a.jpg


Čumil Heykeli
 

Čumil Heykeliinden Tuna Nehri'ne doğru yüz metre daha ilerleyince Slav Yıldızı Meydanı(= Hviezdoslavovo Námestie)'na geldik.Burası şehrin en eski meydanlarından biri olup adını ünlü slovak şair Pavol Hviezdoslav 'dan almaktadır.Meydanın güney kısmında Alman ve Amerikan büyükelçilikleri yanı sıra Radisson Oteli yer alırken kuzey tarafında bar ve restoranlar ile Slovak Ulusal Tiyatrosu(=Slovenské Národné Divadlo) bulunmaktadır.İnşaatı 1885-86 yılları arasında ve neorönesans mimari tarzıyla gerçekleşen binada başlangıçta sadece şehir tiyatrosu bulunuyormuş. 1920'de kurulan ulusal tiyatro,bünyesine tiyatro yanı sıra bale ve opera topluluklarını da alarak köklü bir kültür kurumu haline gelmiştir.Her üç daldaki sanatsal faaliyetler hem bu binada hem de 2007 yılında hayata geçirilen ve Pribinova,17 adresindeki yeni binada sürmektedir.


IMG_0176_zpsez0arewk.jpg


IMG_0180_zpsxmeh1k21.jpg


Slovak Ulusal Tiyatrosu(=Slovenské Národné Divadlo)


Ulusal Tiyatro'nun önünden kısa bir yürüyüşle Tuna Nehri kıyısına geldik.Burada yer alan ve II.Dünya Savaşı sırasında yardıma gelen Bulgar Partizanları anısına yapılmış Anıt (=Pamätník Bulharských Partizánov)dikkatimizi çekti.


20170304_232132_zpsiyzzngd9.jpg


Bulgar Partizanları Anıtı(=Pamätník Bulharských Partizánov)
 



Bundan sonra hem ısınmak hem de karnımızı doyurmak amacıyla Balıkçılar Kapısı Sokağı(=Rybarská Braná Ulyca)'nın sonunda yer alan ve ülke mutfağına özgü yemekler sunan Original Slovak Restaurant'a gittik.Slovak mutfağı daha çok domuz eti ağırlıklı olduğundan rus ve macar yemeklerini tercih ettik.


IMG_0178_zpsfcbm0qx4.jpg


Original Slovak Restaurant


20170228_000952_zpsegjxar4u.jpg


Sarımsak Çorbası(=Cesnačka=Sesnaçka)


Nasıl Avusturyalı ve Almanların Balkabağı Çorbası(=kürbiscremesuppe) varsa Slovakların da Sarımsak Çorbası(=Cesnačka=Sesnaçka)var. Patates,sarımsak,paprika ve krema kullanılarak yapılan ve içi boşaltılmış sert kabuklu yuvarlak ekmeğin içinde servis edilen bu çorba,soğuk kış günleri için harika bir ısıtıcıydı.


20170129_141339_zpsjdmpt18s.jpg


Brindzove Haluşki (=Bryndzové Halušky)


Brindzove Haluşki(=Bryndzové Halušky),Slovakya'ya özgü bir hamur yemeği olup un,süt,ince rendelenmiş patates,yumurta ve tuz karıştırılarak elde edilen hamur,kuskus büyüklüğünde parçalara ayrıldıktan sonra kaynar suda haşlanarak pişirilir.Sonrasında üzerine italyanların Ricotta peyniri gibi aroması güçlü ve tuzlu bir koyun peyniri olan bryndza peyniri rendesi ile eritilmiş tereyağı ve maydanoz konularak sunulur.


20170129_141351_zpsqmxrt0u5.jpg


Aslında bir Macar yemeği olan ve dana eti,patates,soğan,biber ve baharat kullanılarak yapılan ve turşu,kırmızı soğan ve ekmek içi ile birlikte servis edilen Gulaş(=Madarský Guláš) ve özellikle suyu enfesti.


20170129_141359_zpszqejwdlv.jpg


Aslında bir rus yemeği olan ve dana eti,soğan,sarımsak,mantar,hardal ve smetana kullanılarak yapılan Dana Stroganof(=Befstróganov) da son derece başarılıydı.


IMG_0197_zpskk1fvft3.jpg


Kofola,eski Çekoslovakya patentli hafif bir içecek olup içeriğinde elma,vişne,meyan kökü ve karamel bulunmaktadır.Tadı amerikan kökenli kolalı içeceklere benzese de onlardan daha az şeker ve fosforik asid ve daha fazla kafein içermektedir.Kofolanın,şekersiz(=bez cukru=bez sukru) ,limonlu(=citrus=sitrus),vişneli(=višňová=vişnova) gibi çeşitlerini pek çok market ve restoranda 0.5 litrelik şişesini yaklaşık 1€ fiyatla bulmak mümkündür.Deneme fırsatım olmadı ama rom,limon suyu ve kofola karışımıyla yapılan ve high ball denilen kokteyl,Slovakya'da çok popüler imiş.


Üç kişi için 45€ ödediğim bu yemekten memnun kaldık.
 

Restorana 800 metre mesafede yer alan Mavi Kilise(=Modrý Kostol Svätej Alžbety),Bratislava'da son ziyaret ettiğimiz yer oldu.Şehrin doğu kısmındaki Bezručova bölgesinde yer alan bu kilise ve yanındaki lise (= gymnázium) binasından oluşan kompleks,Macar Art Nouveau akımını benimseyen Ödön Lechner’in tasarımıyla 1907-1913 yılları arasında inşa edilmiştir.Kilisenin adandığı Azize Elizabet,13.yüzyılda yaşamış bir macar prensesi olup,yirmi yaşında dul kalınca kendi yaptırdığı hastanede hastabakıcılık yapmış ve yirmi dört yaşında vefat etmiştir. Kiliseye bitişik nizamda yapılmış ve üzerine bir de saat yerleştirilmiş kule ise 37 metre yüksekliğindedir.Kilisenin çinilerinde,mozaiklerinde,iç ve dış cephesinde tercih edilen ve göze çok hoş gelen mavi tonları, burasının Bratislava'da mutlaka görülecek yerler listesinde yer almasını sağlamıştır.


IMG_0181_zpsibabeh37.jpg


IMG_0185_zpsnvsx0tov.jpg


IMG_0183_zpsfaemqypn.jpg


Mavi Kilise(=Modrý Kostol Svätej Alžbety=Modri Kostol Svetey Aljbeti)


IMG_0186_zpshqs1ym6h.jpg


Mavi Kilise'nin bulunduğu sokakta yer alan evlerin mimarisi de göze hoş geliyordu.
 

Bratislava gezi planımızın görülmesi gereken yerler kısmını böylece tamamladık. Bundan sonra dönüş yolunda önce bir kaç basit hediyelik eşya satın aldıktan sonra Hlavna Meydanı'ndaki porselen mağazasını gezdik.


IMG_0187_zpsvu8ypf4o.jpg


Balıkçılar Kapısı Sokağı'nda hatıra eşya satan mağaza


IMG_0189_zpsirckscwy.jpg


IMG_0188_zpsn5si9igp.jpg


Hlavne Meydanı'ndaki porselen mağazası


Porselen yapımı,günümüz Çek Cumhuriyeti sınırları içinde kalan Bohemya bölgesinde yaygındır.Slovakya'da ise Majolika olarak adlandırılan ve ilk kez rönesans döneminde İspanya'nın Mayorka şehrinde üretilen parlak metalik oksitlerle sırlanmış gözenekli bir seramik türü üretimi yapılmaktadır.Özellikle sarı,mavi ve beyaz renkler ile çiçek ağırlıklı desenlerin kullanıldığı bu el yapımı seramiklerin üretiminde,Bratislava'ya kırk kilometre uzaklıktaki Küçük Karpatlar(=Malé Karpaty) bölgesinde yer alan Modra Kasabası önde gelen bir merkezdir.Aynı zamanda kalesi ve şarapları ile de ünlü olan bu merkeze kişi başı yaklaşık 40-50€ gibi fiyatlarla gidebileceğiniz turlar mevcut.Malum kış şartları nedeniyle göze alamadık ancak yolunuz Bratislava'ya havaların iyi olduğu dönemde düşerse aklınızda bir seçenek olarak bulunsun diye aşağıdaki linki verdim.


Modra: Ceramic and slovak wine – Enjoy Bratislava – Water, sport, adrenaline activities in Bratislava, stag organisation.
 

Porselen mağazasını küçük bir maddi hasarla :smirk: kapatmanın verdiği keyifle Mihail Kapısı'ndan geçerek tarihi şehir merkezini terk ettik.Bundan sonra yedi yüz metre ilerideki Hodjovo Meydanı(=Hodžovo Námestie)'na doğru ilerlerken Obşodna Sokağı(=Obchodná ulyca)'nda bir heykel dikkatimizi çekti.Bu heykel aslında,buz pateni yaparken dinlenme molası için bu kutuya yaslanmış iki genç kızın sembolize edildiği ve faal durumdaki bir posta kutusu idi.


IMG_0196_zpseeb0o0bg.jpg


Obşodna Sokağı'ndaki posta kutusu


Bundan sonra Avusturya merkezli ve Orta Avrupa'da binlerce mağazası bulunan Billa Market'ten bir kaç çeşit kofola satın aldık ve Astoria Oteli'nin önünden 212 numaralı otobüse binerek dört durak ilerideki otobüs terminalinde indik.Buradan da saat 16'da kalkan Slovak Lines otobüsü ile Viyana'ya geri döndük.
Erdberg otobüs terminaline geldiğimizde saat 17.30 olmuş ve hava çoktan kararmıştı.Gezi planını yaparken bu akşamın programında önce Prater'e gitmek sonra Krugerstraße,18 adresinde bulunan lezzetli hamburgerleri nedeniyle tavsiye edilen 1516 Brewing Company adlı pubda günü noktalamak vardı.Ancak bir yandan gezi planına uymak bir yandan da soğukla mücadele etmek bizi yormuştu.Bu nedenle akşam yemeği için otelimizin bulunduğu cadde üzerinde yer alan bir döner büfesinden üç tane dürüm döner almak için 11€ ödeyerek otelin yolunu tuttuk.Memleketten bir lezzet ve kofola eşliğinde günü noktaladık.


IMG_0199_zpspkeegss0.jpg


Otelimizin bulunduğu cadde(=Währinger Straße) üzerindeki Türk dönerci
 

Yolculuğumuzun dördüncü günü olan pazartesi sabahının planında önce Avrupa'nın en güzel saraylarından biri olan Schönbrunn Sarayı (=Schloss Schönbrunn)'nı ziyaret etmek vardı.Bu amaçla U2 ile Karlsplatz'a sonra da U4 ile Schönbrunn durağına ulaştık.Mariahilfer Caddesi’nin en sonunda yer alan Schönbrunn Sarayı,Avrupa'yı yüzlerce yıl yöneten cermen asıllı Habsburg hanedanının yazlık sarayıdır.Kutsal Roma-Cermen İmparatoru II.Maximilian, 16.yüzyılda sarayın bulunduğu bölgede kaynayan bir su pınarı görüp, içmiş ve tadını beğenerek buraya bir çeşme yapılmasını emretmiştir.Bu çeşmeye de "güzel çeşme" anlamına gelen Schönbrunn adı verilmiştir.17. yüzyılda Habsburg hanedanı bu alanda II.Viyana Kuşatması sırasında zarar görmüş bir saraya sahipmiş.Osmanlıları yenmesinin ardından İmparator I.Leopold, Avusturya barok mimarlarından Johann Bernhard Fischer von Erlach’a 1696-1705 arasında burada bir av sarayı inşa ettirir.Aradan geçen yarım yüzyılın ardından 1744 yılında İmparatoriçe Maria Theresia,mimar Nicolaus Pacassi’den Schönbrunn’u kendisi için resmi yazlık rezidans olarak kullanmak üzere Rokoko stilinde değiştirmesini talep etmiş ve 1749 yılında biten inşaat sonrası 1500 kişiyi bulan saray personeli ile birlikte yaz aylarını burada geçirmiştir.Zaten Hofburg Sarayı'nda İmparatoriçe Elisabeth(=Sisi) başrolde iken Schönbrunn Sarayı'nda başrolde İmparatoriçe Maria Theresia bulunmaktadır.
Barok mimarinin önde gelen yapıtlarından birisi olan Schönbrunn Kraliyet Sarayı,bin dört yüz kırk bir odası,Avrupa’nın en eskisi olan hayvanat bahçesi,zafer takı ve bahçeleri ile ünlüdür.Sarayın Avusturya tarihi açısından önemi,İmparator I. Karl'ın, tahtı bıraktığını bildiren ve Habsburg hanedanının 655 yıllık hakimiyetine son veren antlaşmayı 1918'de burada imzalamasından kaynaklanmaktadır.
Bizim onda birimiz kadar yüzölçümü olan Avusturya'yı 2015 yılında yaklaşık 26 milyon kişi ziyaret etmiş ve en çok bilet satın alınan Schönbrunn Sarayı ile sarayın hayvanat bahçesi toplam 5 milyon ziyaret almış.Aynı zaman zarfında Türkiye'yi yaklaşık 36 milyon kişi ziyaret etmiş ve Schönbrunn Sarayı'ndan çok daha fazlasını daha ucuza sunan üstelik ondan üç yüz yıl önce yapılmış Topkapı Sarayı ile Harem Dairesi'ni toplam 4.1 milyon kişi ziyaret etmiş. Gel de üzülme... :worried:



IMG_0200_zpsngqktvta.jpg




Schönbrunn Sarayı’nın kartal motifli sütunlarla süslü ana giriş kapısı
 



Kış aylarında 08.30-17 saatleri arasında açık olan sarayı gezmek için pek çok seçenek bulunmaktadır.İlk seçenek,14.20€ ödenen İmperial Tour ya da kısa turdur.Bu turda,bu sarayda doğup 68 yıl hüküm sürdükten sonra 1916’da yine bu sarayda ölen İmparator Franz Joseph ve eşi Sisi'nin yaşamına ait yirmi iki odayı 30-40 dakika içinde gezebiliriniz.Grand Tour da denilen büyük turu seçerseniz kısa tura ilaveten İmparatoriçe Maria Theresia ve eşi I.Franz'a ait odaların da ilave edildiği toplam kırk odayı yaklaşık bir saat içinde gezmek için 17.50€ ödersiniz. Bunların dışında 24€ ödeyerek hem saray odalarını gezmek,hem Gloriette'in terasına çıkmak,hem özel bahçelerde dolaşmak ve hem de labirentte kaybolmak imkanı veren ve yaklaşık dört saat süren Classic Pass adı verilen kombine bir bilet de satın alabilirsiniz.
Hofburg Sarayı'nda satın aldığımız kombine aile bileti sayesinde biz bilet kuyruğunda beklemeden girdiğimiz sarayda büyük tur yaptık.Yaklaşık bir saat süren bu tur başlangıçta ücretsiz olarak verilen ve Türkçe desteği olan bir audio cihazı ile gayet yeterli oldu.Her girdiğimiz odanın numarasını tuşlayınca o oda hakkındaki bilgileri kendi dilimizde dinlemek gerçek bir kolaylıktı.Paris'teki Versailles Sarayı örnek alınarak yapılmış,dışı barok ve içi rokoko tarzında dekore edilmiş olan Schönbrunn Sarayı 1996 yılında Unesco Dünya tarihi miras listesine alınmıştır.an heyetin,sarayın iç kısmında sergilenen ve tarihi değeri yüksek olan eşyaların güneş ışıklarından korunması için pencerelerin kapalı tutulması ve fotoğraf çekilmemesi konusunda verdiği talimat sıkı bir şekilde uygulandığından sarayın içinde herhangibir fotoğraf çekmedim.


IMG_0206_zpsv508z9rb.jpg


IMG_0204_zps1btxyjis.jpg


Sarayın ön cephesi
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,676
Mesajlar
1,522,014
Kayıtlı Üye Sayımız
166,527
Kaydolan Son Üyemiz
Selma Yörük

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst