Tanzanya'da Safari - Zanzibar'da Kum ve Deniz

[edebiyatçı]

Bir hayalin daha gerçekleşmesinin resmidir...

 

[edebiyatçı]

.

 

[edebiyatçı]

.

 

[edebiyatçı]

.

 

[edebiyatçı]

..

 

[edebiyatçı]

.

 

[edebiyatçı]

.

 

[edebiyatçı]

.

 

[kayzer]

Çok güzel resimler hoca hanım. Takipteyim...

 

[edebiyatçı]

Teşekkür ederim. Binlerce fotoğraf var.Kafamızı her çevirdiğimiz yeri çekmişiz. Vakit buldukça bilgileri de toparlayıp paylaşmaya çalışacağım. Sanırım biraz uzun sürecek. En azından sayfayı açayım da kendimi sorumlu hissedeyim dedim.

 

[edebiyatçı]

Dünyayı gezme hayali içime düştüğünden beri (sanırım dünyaya gözlerimi açtığım gün) koyu tenli insanların yaşadığı yerler en merak ettiğim topraklar oldu. Evdeki atlasımda saatlerce onların rengarenk kıyafetlerini incelerdim.Ben civcive bile dokunamazken onların aslanlarla sarmaş dolaş uyuduklarını hayal ederdim. 23 Nisan'larda gelen çocuklar arasından bir zencinin de bizim eve gönderileceğine inanırdım. Onlardan gelen olmayınca bari ben gideyim dedim.Geçen yılki Fas gezimizden sonra Afrika toplaklarına (aslında gerçek Afrika'ya ilk) ikinci seyahatimiz oldu.Ve buraya gitmek her zaman çok iyi yerler bulan ve hayallerimi gerçeğe dönüştüren eşimin fikriydi.
Kendisinin çok sık yurt dışı seyahati yapmasından dolayı oldukça fazla uçuş mili ( ve bizi bırakıp gitmesinden dolayı fazlaca vicdan azabı) birikiyor. Vicdan azabını ve millerini birleştirip ara sıra da bu fakiri bir yerlere götürüyor ki dırdır edip kafasını şişirmeyeyim. (Hatta bir hafta sonra 8 ve 3,5 yaşındaki kızlarımı kendisine bırakıp arkadaşlarımla Prag'a gitmeme izin vermesinin altında da bu vicdan azabı yatıyor.) Neyse pek bakmaz ama eşimin okuma ihtimaline karşı fazla uzatmadan geziye döneyim. Ödül biletler erken tükendiği için ve eşim benim şuraya mı gitsek buraya mı gitsek diye Dünya haritası üzerinde her gün yaptığım farklı planları dinlemekten bıktığı için gezi planımızı erken yapıyor.Sonraki aylarımı gezeceğimiz yeri santim santim ezberleyerek geçiriyorum. Bu sebepten yedi ay önceden uçak biletlerimizi 29 haziran-6 temmuz gidiş ve dönüş Darusselam olmak üzere aldık.Kız kardeşim ve eşi iki kişilik uçak biletine 3100 lira öderken biz millerimizle aldık. THY Tanzanya için Avrupa'ya uyguladığı mil tarifesini uyguluyor. Yedi saat gibi uzun bir uçuş olmasına rağmen 20 bin mile bilet alabiliyorsunuz.Ben araştırma yaptıkça gidiş için Darusselam'ın yanlış bir seçim olduğunu safari bölgesinin Klimenjero hava alanına daha yakın olduğunu ve THY'nın oraya da direk uçuşu olduğunu gördüm. Gidiş biletimizi değiştirmek için çok uğraştık ama ödül biletler tükendiği için olmadı.Artık mecburen bir de iç uçuş yaparız diye kabullenmiştik.Fakat geziye bir ay kadar kala o hafta için eşime iptal edemeyeceği Tacikistan'da bir konferans ayarlamışlar. Eşimin iş yeri seyahat tarihimizi bir hafta öne değiştirmek için THY ile görüşme yaparken biz de gidiş biletimiz Klimenjero olabilir mi diye talepte bulunduk. Böylece bizim ayarlayamadığımı başkaları ayarlayıp bizi iç uçuştan ve daha değerli olan zaman kaybından kurtardı.Üstelik de bilet değiştirdiğimiz için ceza da ödemedik.
Geziyi yeni evlenen kızkardeşim ve eşi ile birlikte dört kişi gerçekleştirdik. Özellikle safari için dört kişi olmamız çok avantajlı oldu. Safari aracında başka yabancı yoktu ve aracı biz yönlendirebildik. Üç ayrı makina ile fotoğraf çektiğimiz için de binlerce fotoğraf ve saatlerce video çektik.
Tur programımız kısaca şöyleydi:
1. gün: Aruşa şehri gezisi-Manyara safari alanı
2.gün: Ngorangora Krater gölünde safari ve Masai köyü ziyareti
3. Gün: Uçakla Zanzibar şehir merkezine ulaşma ve Stone Town'da gezme ve konaklama
4-5.6.Günler Nungwi bölgesinde güneş- kum- deniz
Son gün Darusselam gezisi ve dönüş.

Not: Kesinlikle süre çok kısa geldi. En az iki-üç gün daha eklenip denize doymak gerekiyor. Bizim tadı damağımızda kaldı. Çocukları bırakıp gideceğimiz için daha fazla uzatamadık ama Allah nasip ederse Zanzibar'a bir daha gitmek isterim.

 

[edebiyatçı]

İlk gün 1 saatlik Ankara, 7 saatlik Tanzanya uçuşunun ardından perişan bir şekilde Klimanjero hava alanına indik. Bizim yeşil pasaportumuz olduğu için direk geçtik. Kızkardeşim ve eşi 50 dolarlık kapıda verilen bir vize ücreti ödediler. Ülkeye girişte sıtma için yaptırmamız gereken aşı kartını sordular ama bizi karşılayan THY Tanzanya görevlisi ne dediyse bir şey demeden aldılar. Daha sonra da aşı kartı soran olmadı. Daha öne yaptığım araştırmada aşıya gerek olmadığı söylendiği için biz yaptırmamıştık. Biraz da mevsim sebebi ile olabilir ama neredeyse hiç sivri sinek görmedik.
Hava alanında bizi Türkiye'den ayarladığımız Roy Safari isimli şirketin elemanı karşıladı. Kırk dakika kadar zifiri karanlıkta yolculuk ettikten sonra Aruşa merkezdeki otelimize vardık.İlk dikkatimizi çeken o karanlıkta bile şehirler arası yol kenarlarında yürüyen kadınlı erkekli insanlar oldu.Afrika'da herkes sürekli yürür diye okumuştum ama bu kadarını beklemiyordum. Tüm gezi boyunca da nereye gitsek yolların kenarları yürüyen ve eşya taşıyan insanlarla doluydu.Bu fakirlik hala içimizi acıtıyor.
Birkaç saat otelde dinlendikten sonra saat sekiz gibi safari aracımıza binip Manyara Gölü'ne doğru yola çıktık.
İlk gün kaldığımız otel.

 

[edebiyatçı]

Otel oldukça güzel ve temizdi.Tek katlı bungolov tarzında kocaman bir oda ve güzel bir bahçeye açılan balkonu vardı. Banyodaki bahçe manzaralı küvet'te ilginçti. Hizmet ve yemekler çok güzeldi. Açlıktan ve yorgunluktan yemeklerin fotoğrafını çekmemişim ama hem akşam yemeği hem de kahvaltı çok güzeldi. Akşam yerel danslardan oluşan ateş kenarında bir de eğlence düzenlemişlerdi. Karanlıkta fotoğraflar pek çıkmamış. Bir gece öncemiz yolda geçtiği için dansları yarım gözle izledim ama bizim yeni damat Afrika dansları konusunda yetenekli çıktı.

 

[edebiyatçı]

.

 

[edebiyatçı]

Safariye çıktığımız araç.

 

[edebiyatçı]

Safari için 7-8 şirkete programımızı gönderip fiyat istedik.Genelde kişi başı 1200-1500 dolar arası fiyat geldi.Hatta 2000 bile vardı. Eşimin pazarlık yeteneği sayesinde safari için Roy safari isimli şirkete kişi başı 840 dolar ödedik. Şirketin sahibi aynı zamanda kaldığımız otellerin de sahibi Afrika'da doğmuş olmasına rağmen şoförümüzün söylediğine göre tüm geleneklerine bağlı bir Hindistanlıydı. Öyle ilgiliydi ki yemeklerden sonra bile gelip nasıl bulduğumuzu soruyordu. İkinci gün kaldığımız otelden ayrılırken bir şikayet ve öneri formu verdiler. Israrla doldurmamızı istediler. Eşim her şeyden çok memnun kaldığımızı sadece internetin yavaş olduğunu yazmış. Kağıdı verdik ve çıktık. Bir dakika sonra arabaya bindik. Hemen bir çalışan arkamızdan geldi. Otelin sahibi internet için ödediğimiz 10 doları geri göndermiş. Eşim yavaş da olsa kullandım diye almak istemedi ama otel sahibi ısrarla parayı verdirdi. Bu kadar çabuk geri dönüş aldığımıza çok şaşırdık. 840 doların içinde 2 günlük tam pansiyon otel-safari ve Zanzibar'a dolmuş usulü giden bir uçak için bilet dahildi. Zaten gezinin en büyük kalemi safari.Safari parklarının giriş ücreti oldukça pahalı olduğu için rakam yüksek oluyor. Yani bu paranın büyük kısmını iki gün için ayrı ayrı park alanları için devlete ödüyorlar. Hava alanından aldılar ve Zanzibar uçağına bırakana kadar her şeyi onlar planladı.Şoförümüz Peter'in hem muhabbeti hem de sürüşü çok iyiydi. Hatta eşimle o kadar samimi oldular ki bizi kendi mahallesinde yaptırdığı internet cafe-bar vs gibi bir yer olacak inşaatını göstermeye götürdü. Annemin yaptığı sarmalarında bu samimiyetimizde payı büyüktü. İki günümüzü geçirdiğimiz bu adamdan ayrılırken sanki bir yakınımızdan ayrılır gibi hüzünlendik.