Ynt: Aynı Haftada Hem Çöl Hem Kum Ve Deniz...tunus...
ESKİ KENT. EL-MEDİNE:
Kuzey Afrika ülkesine gidenler, diğer yerlerde de, özellikle Fas’ta, hatırlayabilirler, bu ülkelerin belli başlı şehirleri iki bölümden oluşuyor. Birinci bölüm, yukarıda sözünü ettiğim gibi, eski kent ve ikinci bölüm: özellikle Fransız işgal dönemlerinde oluşturulan, gayet modern ve planlı görünüm sunan, yeni kent bölümü. Fransızlar, ele geçirdikleri yerlerde, kendi kentlerini kurmuşlar.
Eski kent bölümüne girdiğinizde, elbette bazı şeylere dikkat etmek şart. Hani, bu ortaçağ kenti görünümlü sokakları ve sıra sıra dizili dükkanları gezerken, özellikle çarşı bölümünde, yani “Suk” larda: sizi kolunuzdan çekiştirerek, müze veya alışveriş merkezi, dükkan gibi yerlere çekiştirenlere sakın itibar etmeyin. Çünkü, şehirde, bu tür gasp ve soygun olaylarına sık sık rastlanıyormuş. Zaten, böyle bir şey olmasada, sizi götürecekleri yer, büyük ihtimalle: kilim veya halı dükkanı oluyor.
Eski kente: Fransız kapısından girebilirsiniz. Bu kapı: 1848 yılında, yani sömürge döneminde inşa edilmiş, Ba-bül-Bahr olarak biliniyor. Eski kentin, ana giriş kapısı burasıdır.Kapı: eskiden El-Medine’nin duvarlarıyla bitişikmiş ve Tunus gölünün kıyısındaymış. Bu yüzden, kapının arapça isminin kelime anlamı: Deniz kapısı.
Evet, Fransız kapısından giriyoruz ve biraz ileride, karşımıza: iki dar sokak çıkıyor. Bu sokaklardan, solda ilerleyene giriyoruz. Hafif yokuş yukarı ilerliyoruz. Genellikle, kalabalık bir yer.
Resim, bahsedilen kapı. bu günlük bu kadar yarın 17 de uçağımız hareket ediyor.Yani yarın son günümüz. Planımız otelde kahvaltının ardından biraz yüzmek ve tekrar bu çarşıda bir kaç saat geçirdikten sonra havaalanına gitmek...