Sirbistan'da 13 Gun - Haziran 2017

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan grkn-sa Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 50
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 17,861

Etiketler
olan
siz; sadece fotoğraf yayınlamıyor,aynı zamanda belgesel kıvamında bilgilendirmelerde veriyorsunuz.
Tebrik ve teşekkür ederim sizlere..
Gezmenin amaci yeni seyler ogrenmek degil mi (Gezen Bilir!!). Iste biz de gezerken ogrendiklerimizi sizlerle paylasmaya calisiyoruz. Desteginiz icin biz de tesekkur ederiz.
 

19 Haziran Pazartesi:
Bugun gunesli bir gune uyandik. 2. Dunya Savasi sirasinda burada savasip olen binlerce partizanin anisina yapilmis olan Kosmaj Anitini gorduk (44.46674 20.57026).



1970'de acilmis olan yildiz seklindeki anit 40m yusekliginde 5 ayri bloktan olusmus.









"Ghost in the Shell" adindaki 2017 yili Amerikan yapimi bir filmde Kosmaj Anitina cok benzer bir anit kullanilmis (fotograf internetten alintidir).



Ayni sekilde The Hunger Games: Mockingjay Part 2 adli filmdeki anitin da Kosmaj Aniti'na olan benzerligi cok sasirtici (fotograf internetten alintidir).
 

Sonra Sirbistan'in 1840-41 yillarinda bas sehirligini yapmis olan Kragujevac'a geldik. Burada parasiz park yeri bulmak imkansizdi. Evlerin arasindaki sokaklar bile paraliydi. Dogrusu bu evlerde yasayanlarin arabalarini nereye park ettigini merak ettik. Cabucak yiyecek bir seyler alip sehrin disina attik kendimizi.

Sehrin biraz disinda Jezero Sumarice denen kucuk bir gole geldik. Burasi bu sehrin sayfiye yeriydi. Geceyi burada gecirdik (44.03036 20.88023).



Is saatinin bitmesiyle burasi, sehirden buraya gol kenarinda yurumeye, gol manzarasi seyretmeye veya kopek gezdirmeye gelen insanlarla doldu.



Golden gunes batisi manzarasi.
 

Bugün, gezi yazılarını okuma günüm, sayenizde Sırbistan'ı da geziyoruz. Burada daha önce arkadaşlarımın yaşadığı güvenlik sorunu nedeniyle gezme hevesim kursağımda kaldı. Ama belki bir gün cesaretimi toplayıp Sırbistan'a da giderim.
Detaylı anlatımınız ve fotoğraflarınızla bu güzel yazınızı da zevkle takip ediyorum, teşekkürler
 



Hasmet Bey; Kotu olaylar insanlarin basina her zaman ve tum ulkelerde gelebiliyor. Bu tip olaylarin gezme, gorme, ogrenme hevesimizi kirmasina izin vermemek lazim. Biz genelde Sirbistan'in halkini iyi niyetli ve medeni olarak gozlemledik. Genel olarak ulke bize motokaravancilar icin guvenli bir ulke olarak gorundu. Sonucta degisik ulkeleri gezmek, gormek istiyorsak elimizden gelen tum onlemleri aldiktan sonra gerisini sansa birakmaktan baska bir care yok diye dusunuyoruz. Begeniniz icin biz de tesekkur ederiz.
 

20 Haziran Sali:
Bugun Vrnjacka Banja'ya geldik. Burada bir otelin yanindaki toprak bir alana park edip (43.62081 20.89747) yaklasik 700m uzakliktaki Sevgi Koprusu'ne yuruduk. ( 43.62076 20.89413).



Sevgi Koprusu

1.Dunya Savasi sirasinda bu kasabada birbirini seven, Nada adinda okul mudiresi bir genc kiz ve Relja adinda bir asker varmis. Relja savasmaya gitmis ve orada Yunanli bir kiza asik oldugu icin kasabasina geri donmemis. Nada uzuntusunden hastalanmis ve sonunda ölmüş. O gunden sonra kasabanin kizlari, Nada'nin dustugu duruma dusmemek icin, bu kopruye kendilerinin ve sevdiklerinin adini tasiyan kilitler takmaya baslamislar.



Su anda bu koprunun uzerinde binlerce kilit var.

Bu kasabada baslayan bu gelenek Avrupa'nin bir cok sehrine de atlamis ve bugun hala daha devam ediyor. Bugunlerde Paris'de bir kopru, uzerinde 45 ton agirliginda kilit oldugundan yikilma tehlikesi ile karsi karsiya oldugu icin yetkililer koprudeki kilitleri kirarak temizlemeye baslamislar. Bu nedenle Avrupa'da bir cok kopruye kilit takanlara ceza uygulamasi baslatililmasina karar verilmis.
 

Sonra 6km uzakliktaki Popina Anit Parki'na geldik ( 43.6304 20.9582). Yol kenarinda anitin park yeri vardi ama yoldan gorunmeyen anita bir patikadan yuruyerek ulasiliyordu.



Bu anit 1941'de Almanlara karsi savasip hayatini kaybetmis partizanlar icin yapilmisti.



1981'de, Gabro denen silikatli siyah volkanik kaya dan yapilmis olan anit, yaklasik 10m yuksekliginde 2 silindir parca ve 18m yukseklikte bir ucgen parca olmak uzere 3 parcadan olusuyordu.



Ucgen parcanin ortasinda 6m capindaki tunel diger parcalardaki deliklerle ayni hizada yapilmisti.



Ucgen parcanin icindeki tunelde cok guzel bir ses yankilanmasi vardi. Bunun ozellikle mi yapildigi yoksa tesadufen mi oldugu bilinmiyormus.
 

Sonra Krusevac'a geldik. Sehrin cikisinda Roda Alisveris Merkezinde alis verisimizi yaptiktan sonra yakindaki buyuk bir parkin buyuk park yerinde durduk.



Slobodiste Anit Parki denen bu parka bir cok kisi yurumeye gelmisti.



Burasi 1941 ile 1944 yillari arasinda Alman isgali sirasinda kursuna dizilen 1650 kisi adina 1965'de yapilmis bir anit parkiydi. Toplu mezarlardan biri.



"Olum kapisi" denen anit.



12 tastan kus heykelinin oldugu "Saygi Sunma Vadisi".



Kuslarin her biri ayri bir sekilde dizayn edilmisti.



Bir diger kus figuru.

Geceyi park yerinde gecirdik (43.56454 21.33504).
 

21 Haziran Carsamba:
Bugun Seytanin Kasabasi (Davolja Varos) denen yere geldik (42.98776 21.39347). Ana yoldan Davolja Varos'a dogru ayrildiktan sonra 9km daha yola devam ediliyordu. Son 4km de yol tek arabanin gececegi kadar daraldi ama neyseki karsidan araba gelmedi. Aracimizi parkin girisindeki genis park yerine biraktik. Burada turistik esya ve yoresel ev yapimi icki satan saticilar vardi. Parkin girisi RSD350 diye yazmasina ragmen bize bilet kesecek kimseler yoktu. Parka girdikten sonra 1km kadar agaclarin arasindan giden patikayi takip ederek yurudukten sonra agaclar ve yesillik aniden kaybolup yerini kayalara birakti.



Asitli ve demirli sularin daglari asindirarak yaptigi peri bacasi benzeri olusumlar karsimizda beliriverdi.



Peri bacalarinin daha iyi gorulebilmesi icin bu merdivenlerle bir manzara terasina cikiliyordu.



Bir dugun soleninin seytan tarafindan tas yapildigi efsanesi uzerine bu bolge Seytanin Kasabasi adini almis. Yuksekligi 2m ve 15m arasinda degisen toplam 202 tane peri bacasinin her birinin tepesinde agirligi 100kg a kadar ulasan kayalar vardi.



Kirmizi Kuyu denen bu kucuk havuzda asitli (pH3.5) ve demirden zengin oldugu icin rengi kirmizi olan su goruluyor.

Ayrica bu bolgede Saxon madenleri denen 13.yy dan kalma madenler vardi. Eskiden bu madenlerden demir, bakir, kursun, cinko cikarilirmis.



Parkin icinde bir de kilise vardi. St. Petka Kilisesi denen bu kilisenin hastalari iyilestirme ozelligi olduguna inaniliyormus. Agriyan yerine bastirdigi mendili dilek dileyerek bu agaca baglayan herkesin dertleri ve hastaliklari Seytanin Kasabasi'nda kalirmis.

Hic kimsenin olmadigi kilisede ayrica magnet, anahtarlik gibi satilik hatira esyalari vardi ve uzerlerine fiyat etiketleri konmustu. Almak istediginiz esyanin parasini yanindaki kutuya atiyordunuz.



Bunun disinda insanlar bir cesit adak olarak kilisenin her yerine para koymuslardi. Kilisedeki ikonalarin arkalarina para sikistirmislardi ve hatta disaridaki agacin dallarinin arasinda bile paralar vardi. Bizi en cok hayrete dusuren, uzun bir zamanda biriktigi belli olan ve toplam €100-€150 kadar olabilecegini tahmin ettigimiz paralara hic kimsenin dokunmamis olmasiydi.

Sonra 82km uzakliktaki Nis'e geldik. Geceyi spor salonunun park yerinde gecirdik (43.31684 21.90867).
 



22 Haziran Persembe:
Bu sabah once 1.5km uzakliktaki Cele Kula (kelle kulesi) denen kafatasi kulesine yuruduk. Burada 200RSD olan kombine bilet aldik. Bu bilet Cele Kula ve toplama kampi da dahil olmak uzere 4 yeri kapsiyordu.

1809'da Sirplarin ayaklanmasi uzerine, Osmanli generali Hursit Pasa Sirplara bir ders vermek icin oldurulen isyancilarin kafataslarindan sehrin girisine bir kule yapilmasini emretmis.



17 sira ve her sirada 56 kafatasinin bulundugu kulede toplam 952 kafatasi kullanilmis. Fakat dersini almamis olan (!) Sirplar 1815'de tekrar ayaklanmislar ve bu sefer basarili olup ozgurluklerini elde etmisler.



Sonradan bir cok kafatasi, yakinlari tarafindan cikarilip, gomulmus. Bugun kulede 58 kafatasi kalmis.





Sonra planimizda olmadigi halde bilete dahil oldugu icin Imparator Constantine'in dogdugu evi de gormeye gittik.



Constantinople'un (Istanbul) kurucusu olan Roma Imparatoru Buyuk Constantine Nis'te dogmus.



Burada yenileme calismalari devam ediyordu ve gorulecek pek bir sey yoktu henuz.



Disarida sergilenen eski savas aletleri icerisinde bu ilgimizi cekti. Kale kapisini kirmak icin saldiran askerler bunun icine girerek surlardan dokulen kizgin yaglardan ve kaleden atilan oklardan korunmus oluyorlarmis.
 
Son düzenleme:

Buradan sonra Kizil Hac Toplama Kampi'na gittik. 2. Dunya Savasi sirasinda, 1941'de, Naziler burada bir toplama kampi kurmus. 4 yil acik kalan bu kamptan 12 Subat 1942'de 105 kisi Alman nobetcileri oldurup kacmayi basarmis. Bunun uzerine Naziler digerlerine gozdagi vermek icin 1100 tutukluyu kursuna dizmisler.

Kizil Hac Toplama Kampi Muzesi, 12 Subat Anma Muzesi olarak da aniliyor. Burada 4 katli hapisane binasi disinda kayda deger bir sey yoktu.



Hucreler.



Tutuklunun oturmasina ve yatmasina engel olmak icin hucre tabanina dikenli teller yerlestirilmis.

Buradan 1.5km uzakliktaki eski sehire yuruduk.



Eski sehrin surlari.



1710'da cami olarak kullanilmaya baslanmis olan Bali Bey Camisi.

Sonra motokaravani parkettigimiz park yerine donduk ve bu geceyi de burada gecirdik.
 
Son düzenleme:

23 Haziran Cuma:
Bu sabah Nis'den ayrilmadan son olarak Bubanj Anitini (Spomenik) gorduk ( 43.30733 21.86874). Anitin onunde parasiz, genis bir park yeri vardi.



1963'de yapilmis olan ve 18-23m yuksekliginde3 beton parcadan olusan bu anit Uc Yumruk Aniti olarak da biliniyor.

Burasi 1942 ile 1944 arasinda Nazilerin Kizil Hac Toplama Kampi'nda tuttuklari isyanci, musevi ve romanlari getirip oldurdukleri yermis. Burada 10 000 den fazla kisi oldurulmus ve 2. Dunya Savasi sirasinda Balkan'larda en cok insanin olduruldugu bolgelerden biri olmus. Bugun hala daha anitin altinda acilamamis toplu mezarlar kalmis. Degisik buyuklukteki 3 beton parca burada kadin erkek ve cocuklarin olduruldugunu vurgularken, yumruk direnisi simgeliyormus.



Uc Yumruk Aniti, kursuna dizilmek uzere olan bir tutuklunun silahlarini hazirlayan Alman askerlerine karsi yumrugunu kaldirmasindan esinlenilmis.

Bu kadar onemli bir olayi simgeleyen bir anit olmasina ragmen, diger spomeniklerle kiyaslaninca bize gore en az gorkemli olaniydi.

Sonra yaklasik 70km uzakliktaki Vucje hidroelektrik santralina geldik (42.85259 21.91576).



1903den beri kesintisiz olarak calisan hidroelektrik santral.

Nikola Tesla'nin arkadasi Djordje Stanojevic 'in projesi olan bu santral sayesinde Belgrad Avrupa'nin elektrige kavusan ilk bas sehirlerinden biri olmus.






Vučjanka Nehri.

Onceden burada gecelemeyi planlamistik ama ertesi gun Thessaloniki'ye kadar uzun bir yolumuz olacagi icin devam etmeye karar verdik . Makedonya sinirina yakin Vranje denen bir sehirde evlerin arasinda buldugumuz bir park yerinde geceledik.
 

24 Haziran Cumartesi:
Bu sabah erkenden Makedonya sinirini gecerek Sirbistan gezimizi bitirmis olduk.


Sirbistan bizi sasirtan bir ulke oldu. Ulkeyi beklemedigimiz kadar gelismis, insanlari ummadigimiz kadar medeni bulduk.

Alfabenin kiril alfabesi olmasi nedeniyle zorluk yasadik. Ingilizce konusan pek fazla olmadigi icin insanlarla anlasmakta gucluk cektik.

Otobana bir tek Makedonya sinirina giderken girdik ve €1 verdik. Bunun disinda otobana girmedik. Oyleyken yollar guzeldi.

Bu guzel ulkeyi herkese tavsiye ederiz.

Bu yaziya begenileri ve yorumlariyla destek veren herkese candan tesekkur ediyoruz.

Cigdem & Gurkan.
 




Gürkan bey güzel gezinizi bizlerle paylaştığınız için biz size teşekkür ederiz,
Yeni yerler görmeniz dileğiyle...
 

SON KONULAR - FORUM

BENZER KONULAR