ÜSKÜP - TİKVEŞ - BİTOLA (MANASTIR)
Üsküpte 3 gün de şehrin gezmediğimiz noktalarınıda gezdikten sonra öğleden sonra Manastıra doğru yola çıktık. Yolumuzu Tikveş bölgesine çevirdik, bölgeyi araçla dolaştık hava yağmurlu, bölgenin Tikveş markalı şarapları meşhur. birkaç şişe şarap alıp konaklama için göl levhasını takip edip gölün kenarında mola vermek istemiştil fakat levha bizi baraj gölünün alt tarafına çıkardı. Mecburen geri dönüp Manastıra vardık.
Aşağıda işaretlediğim dere kenarındaki park alanına yerleştirk. Geç saatte olsa trafiğe kapalı sokakta dolaşıp cafe de oturduk.
Sabah kahvaltı sonrası şehri keşfe başladık. akşam gfezdiğimiz trafiğe kapalı alanın sonunda Atatürk'ün okuduğu okulu bulup gezdik. Sonra eski pazar bölgesini dolaştık Pazar günü olması nedeniyle büyük bölümü kapalıydı.
Karavanımıza dönüp yemeğimizi yedikten sonra Ohride gitme kararı aldık. Bitmekte olan suyumuzu doldurmak için park ettiğimiz sokakta bulunan İtfaye merkezi önündeki çeşmeleri kullandık. Su doldururken 60 yaşlarında Selahattin adında bir Arnavut selam vererek konuşmaya başladı. Eşini kaybetmiş, çocuğuda olmamış yalnız yaşıyormuş. Öğretmetlik yapıyor henüz emekli olmamış 2001 yılında yaşanan savaştan ve Arnavutlara yapılan vahşetten bahsetti, "Bizi burada istemiyorlar,ama kader Allah nasıl isterse öyle olur" dedi. Çok tatlı masmavi gözlüleri vardı. İtfayecilerden birileri geldi karavanla ilgilendi ve buranın suyunun çok güzel olduğunu söyledi, İtfayeci Arnavutça konuşuyor Selahattin amca çeviriyor. Çok hoş bir sohbet sonrası fotoğraf çekilmek istediğimizde öğle içten bir sarıldıki çok duygulandık.
Selahattin amca neden evlenmedin diye sorunca, "Kalbim küs, eşim çok genç öldü. koskoca evlerim var ama neye yarar"dedi vedalaşıp buruk bir şekilde ayrıldık hedef Ohrid.