2010 Yazı'da Böyle Geçti...

[egeli]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

1975 den bu yana bir çok kez geldiğim bu harika yeri, ilk defa bu kadar bunalmış, boğulmuş görüyorum. Doğal güzelliği, çok katlı binalarla bozulmak üzere..
Üzüldüğümüz bir başka konu ise, burada da bir termik santral yapılmasının gündemde olması. Bu ne duyarsızlık, acımasızlık.. Hatta hainlik.. Doğaya ihanet.. Tanrı vergisi bu güzellikleri, niye böyle kolayca yokedebiliyoruz? İnanamıyor, insan..
Gerzeliler gibi Amasralılar da isyanlarda.. Umarız, direnişlerinde başarılı olur, seslerini ilgililere duyurabilirler..

Şimdi müze olarak hizmet veren, Karadeniz'in ilk 'mekteb-i bahriye' binası.

[attachment=1]

Konaklamak için tepede, harika Amasra manzaralı bir yer bulduk, kendimize..

[attachment=2]

Ve Amasra'nın büyüleyici günbatımı.. (Hava bulutlu olduğundan bu kadar oldu, ancak.)

[attachment=3]

Amasra çıkışında, 4. km.de Kuşkayası Yol Anıtı. Anıt yoldan oldukça yüksekte. Yol üzerinde anıtsal çeşme olarak yapıldığı sanılıyor.
[attachment=4]
[attachment=5]

 

[tanerefe]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Ülker hanım tekrardan teşekkür ediyorum.
Çok güzel yerlere gitmişsiniz ve buraların fotoğraflarını bizlerle paylaştığınız için.
Sizin sayeniz de biz de oturduğumuz yerden takip edebiliyoruz.

 

[egeli]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Cide'den bu yana Amasra da dahil, hiç kamping yok. Ücretli otoparklarda diğer araçların arasında kalabiliyorsunuz, ancak. Akkonak'ta çıkışı pek de kolay olmayan bir tepede 'Yüksel Kamping' adıyla yeni oluşturulmuş bir yer var. Her yerin tıklım tıklım kalabalık olduğu şu temmuz ayında sadece bir çadırda kalan üç genç var. Kamping sahibinden bir kartvizit istediğimizde telefon olmadığı, günlük konaklamanın 20.- Tl. olduğu(!) yanıtını aldık.

[attachment=1]

Denizden 10 km. içeride kurulmuş olan Bartın da, Kastamonu ve Amasya gibi, tek-tük de olsa eski ahşap evleriyle öne çıkıyor. Bir de kent içinden geçen Bartın Çayı. Bunun dışında çarşısıyla, yollarıyla diğer küçük illerden pek farkı yok.

[attachment=2]
[attachment=3]

Temmuz sıcağında daha fazla gezmek istemedik, Bartın'da. Kendimizi deniz kıyısına, İnkumu'na attık, acele..

[attachment=4]
[attachment=5]

 

[egeli]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

İnkumu'na indiğimizde, cıvıl cıvıl bir plaj, alış-veriş yerleri, deniz malzemeleri satan dükkanlarla bir eğlence yeri çıktı, karşımıza. Burası Bartın'a 15 km. uzaklıkta. 3 km.lik bir sahili, geniş kumsalı, tesisleriyle gerçek bir eğlence yeri. Bartın'lıların büyük çoğunluğu yazın buraya taşınıyor. Plansız yapılaşma ve güzel bir yörenin talan edilişine tanıklık ediyoruz, üzülerek..
İnkumu'na adını veren kaya.
[attachment=1]

ve... günbatımı gene herşeye değer güzellikte..

[attachment=2]

İnkumu'nu kalabalığı ile başbaşa bırakıp, yeni günbatımlarına doğru yola çıkıyoruz..

[attachment=3]

Hisarönü.. Diğer adıyla Filyos.. Hiç bir gelişme göstermediği gibi, sahip olduklarını da yitirmiş, kısa zamanda. Beldenin mevcut tek oteli kapanmış, camları kırılmış, yer yer yıkılmış , karanlık bir görünümde, sahilde. Gene sahildeki, artık kullanılmayan ateş tuğlası fabrikası da aynı iç karartıcı görünümde..

[attachment=4]
[attachment=5]

 

[egeli]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Hep olumsuzlukları anlattığımızı düşünebilirsiniz. Fakat her geçen gün yeni güzelliklerin katılması gereken yerlerde, olanların da yokedilmesine üzülüyoruz. İçimiz acıyor.

[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]

Bundan sonraki gidişimizde farklı bir Filyos bulabilmeyi ümit ediyor, diliyoruz...

 

[egeli]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Filyos'tan Çaycuma yönüne değil de, sahilden Kilimli yönüne dönüyoruz. Yol dar, virajlı.. Yer yer çöktüğü için de bir o kadar tehlikeli..

[attachment=1]

Batı Karadeniz'de, nerdeyse yüksek sesle seslendiğinizde duyulabileceğiniz karşı tepeye ulaşmak için, bir dolu yolu döne döne inmek; sonra da bir dolu yokuşu döne döne çıkmak zorundasınız. Böylece kuş uçumu 1-1.5 km. olan mesafe bazen 5-6 km. yi buluyor. Fakat her iniş çıkışta nefis bir tabloyla karşılaşıyorsunuz.

[attachment=2]

Çatalağzı Termik Santralını geçtikten sonra Kilimli ve Zonguldak.. Kilimli'nin ilgi çekici bir yönü yok. Zonguldak, belki kömür ocakları nedeniyle, oldum olası hep siyahı çağrıştırmıştır, bende.. Kapuz plajlarının kumları bile siyahtır.

[attachment=3]
[attachment=4]

Bankalardaki bir-iki işimizi halledip, ayrılıyoruz, Zonguldaktan.
Gece Kozlu sahilinde konakladıktan sonra....

[attachment=5]

 

[egeli]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Gezip gördüğümüz yerler içinde temizlik yönünden hep bir numarayı almıştır, Kdz.Ereğli. Altı yıl önce geldiğimizde temizliğine hayran olduğumuz ilçe, gene temizliği ile göz dolduruyor. Her yer tertemiz..

[attachment=1]
[attachment=2]
[attachment=3]
[attachment=4]
[attachment=5]

 

[selimsani]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

inşallah ileride biz de izinizi takip edebiliriz, peşinize mi takılsak acep ;D

 

[egeli]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

[attachment=1]

Kent içindeki 'Cehennemağzı Mağaraları' düzenlenerek, ziyarete açılmış. Üç adet mağaradan oluşan Cehennemağzı Mağaralarının erken Hristiyanlık döneminde gizli ibadet yeri olarak kullanıldığı sanılıyor. İlk mağara; Kilise Mağarası, 50 metre kadar bir derinliğe sahip. Mağaraların düzenlenmesi sırasında bulunan parçalar sergileniyor. Dip tarafında, derinliği bilinmeyen küçük bir göl var.

[attachment=2]

Koca Yusuf Mağarasının girişi yüksek bir tepede. Dar ve dik bir merdivenle aşağılara inmek gerekiyor ve galeriye de ancak sürünerek girilebiliyor ki.. hiç bana göre değil..
[attachment=3]

Üçüncü mağara, 'Ayazma Mağarası' . Bu mağaranın zemininde mozaik kalıntıları var.

[attachment=4]
[attachment=5]

Dışarısı sıcaktan kavrulurken, mağaraların içi öylesine serin ki; insanın canı dışarı çıkmak istemiyor.. ' Cehennem böyleyse ben gitmeye razıyım.' diyorum.. Yavuz da; 'İnanma.. İşin aldatmacasıdır.' diye yanıtlıyor.. mağara içinde, damlayan suların oluşturduğu havuzda ayaklarını yıkayıp, serinlerken..

 

[egeli]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Sn. selimsani,

Neden olmasın?...

Selamlar...

Ülker&Yavuz

 

[Çöl Kartalı]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Bu yıl biz de ilk kez Karadeniz Ereğli'ye gittik. Uygar bir yer. Her yer bakımlıydı. Çok beğendik. Yolculuğunuzu izlemeye devam ediyoruz. Bayramınızı da kutluyoruz. Sevgiler Yeşim&Bülent

 

[Bora-Rüzgar]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Ülker hanım- Yavuz Bey bayramınız kutlu olsun.
Sağlıkla nice bayramlara.

 

[egeli]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Biz de sizlerin bayramını kutluyor, sağlık ve mutluluk dolu nice bayramlar diliyoruz

Ülker&Yavuz

 

[EFEF]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Sayın Ülker-Yavuz çifti
Paylaşmış olduğunuz bu güzel geziye bizleride çıkardığınız için çok teşekkür eder,Kurban bayramınızı ailecek kutlarız.
Umarım bir gün bir yerlerde karşılaşır sohbet etme imkanı buluruz. Sizlere saglıklı ve sorunsuz geziler dileriz.

Emrecan- Fisun - Elif - Faruk
Oglum - Eşim - Kızım
kısaca EFEF

 

[egeli]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Sn. EFEF,

Nickiniz gerçekten ilginç.. Size ailenizle mutlu, sorunsuz, uzun yıllar dileriz.
Biz de karavansever, doğasever arkadaşlarla tanışmaktan, bir bardak çay, bir fincan kahve eşliğinde sohbet etmekten mutluluk duyarız.
Gezi izlenimlerimiz sizlerin ilgi ve beğenilerinizin verdiği güçle devam ediyor.

Hoşça kalın..
Ülker&Yavuz

 

[egeli]

Ynt: 2010 Yazı'da Böyle Geçti...

Kdz.Ereğli çıkışında sahilde konakladık. Zaten, Samsun'dan Karasu'ya kadar (Amasra hariç) tüm Batı Karadeniz kıyısında sahilde, kendinizce uygun gördüğünüz heryerde konaklama olanağı var. Sinop'ta Cezaevi girişinin yukarısındaki (Diogenes heykelinin arkasında) otoparkta da kalınabilir.
Alaplı'nın denize sahili yok. Bu yüzden Akçakoca'ya doğru yolalıyoruz. Yol üzerinde çok sayıda koy var. Şöyle bir bakalım, diye o yöne döndüğünüz anda, yanınızda 5.- Tl. ila 20.- Tl. arasında değişen ücret talep eden kişiler beliriyor. Bu ücret karşılığında size, bir köşede derme-çatma yapısıyla, belki de kirliliği nedeniyle kullanamıyacağınız tuvalet ve duş haricinde hiç bir hizmet verilmiyor.

[attachment=1]

Tarihteki adı 'parlak şehir' anlamıa gelen Diapolis olan Akçakoca, Bolu'nun denize açılan tek ilçesi iken, Düzce'nin il olmasıyla Düzce'ye bağlanmış. Böylece Bolu, denizden mahrum bırakılmış. Yakınlığı nedeniyle, Bolu, Sakarya, İstanbul gibi illerin yazlık yöresi haline gelmiş. Limoncuk, Çuhallı, Değirmenağzı, Kale plajları kent merkezinde. Bunun dışında en uzağı merkeze 10 km. uzaklıkta olan Çınar, Kalkın, Edilli, Karaburun, Çayağzı gibi ünlü plajları var, Akçakoca'nın.

[attachment=2]
Konuarlp plajları.
[attachment=3]

Baklava dilimleri görünümlü bu kayalıklar, arasında küçük plajlar var ve bu kayalıklar 'Yalıyarlar' veya Fok Kayalıkları olarak adlandırılıyor.

[attachment=4]

Merkez Camii, farklı mimarisiyle kent merkezinde çağdaş bir görünüm yaratıyor.

[attachment=5]