Evet. Karavanı bilmeyen herkes, karavanda yaşamayı çok basit zannediyor. Hatta deprem bölgesine, batıda âtıl duran karavanların gönderilmesini öneren televizyon yorumcuları oldu. Bir tanesi; "çekme karavan zor olur ama motokaravanlar barınma ihtiyacının karşılanması için gönderilmeli, içlerinde mutfak da, banyo da, tuvalet de var" diye müthiş bilgi dolu bir ahkam kesti.
Zannediyor ki, ev gibi, anahtarı çevirip girdin mi, her şey hazır, yaşayıvereceksin... O karavanın yapım ya da edinme maliyetinden haberi olmadığı gibi, elektriksiz, susuz, kanalizasyonsuz ve yakıtsız deprem bölgesinde bir karavanla ne yapılabileceği konusunda en ufak bir fikri yok. İki gün sonra, o karavanı terkedip gitmek zorunda kalınacağını bilmiyor. Karavana, evdeki gibi su tesisatı, kanalizasyon, doğalgaz tesisatı, elektrik bağlı zannediyor. Karavan olunca bunların hepsi var sanıyor. Bir karavanda yaşayabilmek için, o karavanı işletme bilgisine sahip olmak gerektiğini, bunun da eğitim ve tecrübe ile edinildiğini bilmiyor. Karavana girecek bir depremzede ailenin, evde yaşar gibi yaşayabileceğini düşünüyor.
Anlı şanlı televizyon yorumcuları (ben onlara "herbokolog" diyorum) her konuda konuşmaya yetkin olduklarını düşünüyor ve her konuda da bu yeteneklerinden son derece emin ve özgüvenliler. Aslında genel olarak siyaset konusunda ahkam kesiyorlar ama demek ki karavan konusundaki bilgilerine ne kadar güvenilirse, siyaset konusunda söylediklerini de aynı düzeyde kabul edip ona göre dinlemekte yarar var diye düşünüyorum. Çünkü her şeyi bilen, hiç bir şey bilmiyordur.