Türklerde Kimlik Problemi

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan mete Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 95
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 14,290
Ynt: Türklerde Kimlik Problemi

Eğer bir lokma bile verdiysen
kendi lokmandan,
Eğer bir parça alev bile verdiysen gezgine
kendi alevinden
Eğer bir damla sevgi verdiysen
kendi kalbinden
Eğer hayat verdiysen yabancıya
kendi hayatından
Eğer verdiysen kendineden
Boşuna yaşamamışsındır

O zaman hiç kimse alamaz senden insanlara olan inancını,
hiç kimse alamaz insanlara olan sevgini
ve hiç birşey alamaz onların sana olan inancından

Ey gerçek sen bazen gecikirsin ama her zaman gelirsin....


Bizim Bulgaristan kültürümüzde de bunlar özdü dedelerimiz bize böyle öğretirdi (kusurumuz varsa affola)
 

Etiketler
Ynt: Türklerde Kimlik Problemi

peşehodka' Alıntı:
Eğer bir lokma bile verdiysen
kendi lokmandan,
Eğer bir parça alev bile verdiysen gezgine
kendi alevinden
Eğer bir damla sevgi verdiysen
kendi kalbinden
Eğer hayat verdiysen yabancıya
kendi hayatından
Eğer verdiysen kendineden
Boşuna yaşamamışsındır

O zaman hiç kimse alamaz senden insanlara olan inancını,
hiç kimse alamaz insanlara olan sevgini
ve hiç birşey alamaz onların sana olan inancından

Ey gerçek sen bazen gecikirsin ama her zaman gelirsin....


Bizim Bulgaristan kültürümüzde de bunlar özdü dedelerimiz bize böyle öğretirdi (kusurumuz varsa affola)

Ne demek efendim Kusur, burada fikirlerimizi paylaşıyoruz.
Ne güzel sözler bunlar.
 

Ynt: Türklerde Kimlik Problemi

"Ey gerçek sen bazen gecikirsin ama her zaman gelirsin...."

İşte bizi teselli eden sır.

Dejenerasyon konusuna dönecek olursak, gençlerin kıyafetleri, erkeklerin küpe takmaları, saç uzatmaları veya dazlak yapmaları bir dejenerasyon değildir. Çağın gereğidir diyebiliriz. Bozulma, kültür kaybı, Türk Devlet geleneğindeki sapmalardır. Bilgi ve Erdem bizim için önemini yitirmişse Kovboyların(sığır çobanlarının) kültürüne doğru sapma var demektir. Artık Bilgeliğin önemi kalmamış makam, mevki ve para saygı unsuru olmuştur, hızlı silah çeken kazanacaktır, politikada herşey mübah olacaktır önemli olan rakipten hızlı davranmk olacaktır. Bilgi ve Erdemin önemi kalmamışsa Liderimizi seçerken değer yargımız değişecek ve esas olan karşılıklı menfaatler olacaktır. Bilginin önemi kalmamışsa ilme saygı kalmayacaktır Okullu okulu sadece para kazanma aracı olarak görecektir.
Yukarıda örneğini verdiğim asalet anlayışımızda sapmalar varsa Bilmemne efendinin torunu bizim için kutsal insan olacaktır. Bilmem ne efendinin mezarı kutsal mekan olacak tanrıya yalvarmayı bırakıp ölülerden medet ummaya başlayacağız. Asalet kavramında sapmalar varsa birilerini diğerinden asil görmeye başlamışsak bizi yönetecek prens ve prensesler aramaya başlarız.

Netice. Bu defa dostlarımın görüşlerine katılmıyorum.

Saygının şekli değişebilir büyüklerin yanında ayakları uzatarak oturmak saygı unsuru olmaktan çıkabilir. Ama büyüğünün bilgisine büyüğünün görüşüne saygısızlık yapmak kabul edilemez.
 

Ynt: Türklerde Kimlik Problemi

Sanıyorum daha açık ifade etmeliyim.Kişisel olarak insanın kendisini ifade etme biçimlerini giyim tarzını,yaşam biçimini anlayabilirim.Dün pantolonun eski olsada ,yamalı olsada ,temiz olsun giymelisinden bugün etrafta yırtık pırtık yahut paçavra benzeri pantolon giyen bir nesile geldik.Bunun modo oldugunu gelip geçici şeyler oldugunu tabiyki biliyorum ve bende sizin gibi kültürümüzü değiştirecek unsurlar olarak görmüyorum.Aynı zamanda fiziksel olarak yapılan değişiklikleride anlayabilirim,farklı ve değişik saç şekilleri,sakal çeşitleri,küpe takmak,dövme yaptırmayı vs kişinin kendisini ifade biçimi olarak değerlendirebilirim.Bundada bir kaygım yok.
Ama saygı meselesine gelirsek ki bu asıl önemli olan konudur.Biraz farklı düşünüyoruz sanırım.
Bir devlet memurunun amirinin yanında ,bir işçinin patronunun yanında,yada halktan birinin başbakanın karşısında ağzında sakız çiğneyerek bacak bacak üstüne atamayacağı gibi ,bir evlatta ,doğrusu veya yalnışlarıyla sonuçta bir insan olan babasının karşısında bacak bacak üstüne atmamalıdır.Çünki bu durum gerçek anlamda dejenerasyonu başlatan süreçlerin tetikleyicisi olur.Bu tür ananeler bizim toplulumumuzun binlerce yıllık bilgi süzgecinden geçmiş bugüne kadar geçerliliğini ispatlarak ayakta durmuştur.Bir batılı gibi olacaksak,onların yaşam biçimlerini örnek alacaksak,dünyaya onların gözünden bakacaksak ozaman bu değerleri yıkıp,onlar gibi olalım.Değilse atalarımız gibi davranalım.
Bu davranış kalıplarının örneği okadar çoktur ki ve bazılarını gerçek manada anlayamayabiliriz.Özünde ise kesinlikle toplumsal bir faydası vardır.Arzu ederseniz bu tür davranışları tartışabiliriz.Saygılarımla.
 

Ynt: Türklerde Kimlik Problemi

Bize özgü davranış kalıplarından bir kaç ta örnek vermeliyim sanırım.
Küçüklerin büyüklere davranış modeli
büyüklerin küçüklere davranış modeli
halkın idarecilere davranışı
idarecilerin halka davranışı
yakın akraba davranışları
vatanı sevme ve saygı duyma davranışları
bayrağa,sancağa davranış modelimiz
Atalarımıza,mezarlarına saygı modelimiz
komşularımıza,düşmanlarımıza saygı modelimiz
aile içi ilşkiler modelimiz. vs vs vs

Hadi batılı olmak pahasına yıkalım bunları....Sevgili ağabeyim kastettiğim ilşkiler bütünü bu kalıplarımızla alakalı olmalıdır.Ve babamızın karşısında ayak ayak üstüne atmamalıyız.saygılarımla.
 



Ynt: Türklerde Kimlik Problemi

cculsuzz' Alıntı:
Değilse atalarımız gibi davranalım.
Bu davranış kalıplarının örneği okadar çoktur ki ve bazılarını gerçek manada anlayamayabiliriz.Özünde ise kesinlikle toplumsal bir faydası vardır.Arzu ederseniz bu tür davranışları tartışabiliriz.Saygılarımla.

Selçuk Bey, Yukarıda da söylediğim gibi işin özü muhafaza edilir, ifade şekli değişebilir. Saygıyı koruyacağız tabii ama bazı saygı gösterme şekillerimiz vardır kı bize ait olduğunu zannettiğimiz ama bize o kadar uzak olan. Mesela bazı yörelerde genç anne baba büyüklerinin yanında çocuğunu kucağına almaz sevmez çok ayıplanır. Bu sözde büyüğüne saygıdır. Şimdi düşünelim genç baba eve geliyor çocuk babam gelmiş diye koşup geliyor, bu arada büyük baba orda olduğu için ona saygı gereği baba çocuğunu kucağına alamıyor ve çocuğu itekliyor. Bunun neresi doğru, biri çıkıpta bunu terk eder babasının yanında çocuğuna sevgi gösterirse saygısızlık yapmış olacakmı. Anlatmak istediğim bu tür değişimlerdir. Masada yemek yenirken konuşulmaz denirdi. Oysa bu gün benim en büyük zevkim çocuklarımla yemek esnasında sohbet etmektir.
Ben babamın yaında kendi çocuğumu severim ama ona karşı asla saygısızlık yapmam. Ben çocuklarımla yemek masasında sohbet ederim ama asla onlar bana saygısızlık yapmaz. İşte böyle saygının ifade şekli değişebilir ama saygı unsuru muhafaza edilir. Anlatmaya çalıştığım budur.
 

Ynt: Türklerde Kimlik Problemi

Mete ağabey ,babanın çocugunu tekmelemesi olayı bugün insanımızı atalarımızın geçmişinden uzaklaştırmak için en fazla kullanılan,en fazla örneklendirilen ve kültürümüzün yok edilmesinde en çok işlevi olmuş örnektir.Bu kural kesinlikle ve özbeöz Türk kültürüne mahsustur.Çünki oğlunuz sizin değil o evde yaşayan babanız veya dedenize aittir.Onun biyolojik babası olabilirsiniz ama kültürel olarak ikinci sıradasınız.Hiç bir baba kendisine koşan çocuga iteklemez.Hatta derlerki sobaya düşse baba dokunmaz.Yoktur böyle şeyler.Lütfen bunu ajite etmeyiniz.Sadece babasının yanında sevgisini veya ilgisini daha az gösterir.O çocuk büyüyünce aynı şeyi sizin için yapar.Bu davranış ile aile kavramı bir kelepçe ile bir şekilde daha birbirine bağlanmış olur.Ne sizin oğlunuz sizi,ne sizin oğlunuz dedesini ilerki hayatta reddeder.Bilirki reddederse oğluda onu reddedecektir.Söylediğiniz yemek adabı konusuna gelince ,söylediğiniz anlamda yemek yemek amerikan filmlerini seyrede seyrede oluşmuş yadırganmadan kabul görmüştür. Türk kültüründe yemek(aş) kutsaldır.Ona saygı gösterilir.Yine Türk kültüründe yemek zamanı yemek yenir,iş zamanı iş yapılır,sohbet zamanı sohbet edilir.Ve böylelikle yaşam karman çorman bir hale gelmemiş olur.saygılarımla
 

Ynt: Türklerde Kimlik Problemi

Mete ağabey bir örnekte ben vermek istiyorum.Bayrağımızın karşısında esas duruşta durmanın bir manası yoktur.Yada alay seviyesindeki her birliğin sancağının olmasının.Bunun maddi değeri yoktur üstelik.Bizim için asıl olan manadır değilmi.Peki kaldıralımmı bu kavramları anlamı yok diye.Birisi çıkıp yarın derki başlarım bayrağa,yada sancağa.Yahut bu manayı ortadan kaldıracak atraksiyonlara çağımızda geçer akçe bu deyip yer mi açmalıyız bu düşüncelere.Nedense batılılar bize karşı hep hümanizmi
ön plana çıkartıyorlar.Kendileri ise buram buram pragmatizm kokuyorlar.
 

Ynt: Türklerde Kimlik Problemi

Selçuk Bey aslında bu geleneğimiz diye bahsettiğin şeylerin hiçbiri bizim geleneğimiz değil. Türk Mitolojini incelediğiniz zaman bunların hiçbirinin olmadığını görürüsünüz. Bunlar bize komşu kültürlerden geçmiş toplumu kendi içerisinde birbirinden uzaklaştıran geleneklerdir. Çocuğunu sevmeyeceksin, çocuğunla sohbet etmeyeceksin. bunlar doğru şeyler değil ve Asla Türk geleneği değildir. Türkler yemek sofrasında en can alacı sohbetleri yaparlardı. Küslerri barıştırmak için yemek düzenlenir yemek sırasında eğlenilirdi. Yemek sonrası misafire diş kirası olarak hediye verilirdi. Çocuklar ve genç kızlar zannettiğimiz gibi ailede ikinci plana atılmaz aksine el üstünde tutulurdu. Ben yıllarca okuduğum binlerce kitabın içerisinde tek bir satır görmedim. Yemekte konuşulmaz diye. Büyüklerin yanında çocuk sevilmez diye. Ve sizin dediğiniz gibi yemek masasında konuşmak batılılaşmak yozlaşmak düşüncesine katılmak mümkün değil. Batılı dediğin kim ki; Allahın Sığır çobanlarını ben nasıl örnek alırda onlara benzemeye çalışırım olacak işmi bu.

Bayrak meselesine gelince Bayrağa saygı Türk'ün tarihte var olduğu günden bu güne vardı ve var olduğu müddetçede devam edecektir.
 

Ynt: Türklerde Kimlik Problemi

Bu kouya aklıma geldikçe sanırım ek yapma durumunda kalıyorum.Umarım beni Narsizmin kollarına aldığı bir şahıs olarak değerlendirmiyorsunuzdur.Saygı meselesi ve verdiğiniz örneğe dönmek istiyorum tekrar.Bir aile böyle davranmakla çocuguna küçük yaşta saygı duymasını ögretiyor.Bu çocuk ileriki yaşlarında kendisinden daha küçük bireylerden saygı görüyor.Saygı görmek hepimizin malumu önemsenmek ,deger verilmek anlamında kişinin psikolojisinede katkı saglıyor.Karşısında bacak bacak üstüne atılmadığını gören büyük bunun kendisine yapılan bir övgü oldugunuda aynı zamanda biliyor.Bir anlamda psikolojikte bir tatmindir.Ve en yaşlı oldugu zaman bu saygı en üzt seviyede olacak.Yaşlılığın bir takım sorunlarını daha kolay atlatmasına sebeb olacak ve gençlerden farklı olarak bilgi,görgü ve tecrübesini daha kolay yansıtacaktır.
Peki batı neden daha başarılıdır sorusuna gelmek istiyorum.Bilirsiniz max weber in protestan ahlakında bahsettiği calvinist ve prüten değişimleri sermayenin birikme sebebi olarak görür.Bu batı devriminin başlangıdır der.Bu sosyolojik boyutu olabilir.Bir başkasıda matbaanın icadından ve bilginin daha çabuk el değiştirmesinden bahsedebilir.Bir başkası osmanlılnın ipek yolunu kapaması ve avrupalı tüccarların yeni yol bulmak için okyanus ötelerine gitmelerinden bahsedebilir.Aslına bakarsanız bunların bence pek önemi yok.uluslar tarihte değişik gerekçelerle yükselişler ve düşüşler yaşamışlardır.Bu dönem sıra onlardaydı belkide.Bizim yapmamız geçmişe sıkıca sarılmamız ve değişime açık olmamızdır.Batı düşüşe geçmiştir.Tıpkı bizim gibi değerlerinden koptuğu zaman başlamıştır bu düşüş.Bu sebeble ilimi çin de bile olsak alıp gelmeli ve geliştirmeliyiz.Çağdaş uygarlık seviyesinden anladığımız budur.saygılarımla.
 



Ynt: Türklerde Kimlik Problemi

mete ağabey bende okuduklarımdan öyle biliyordum ama kazak köylerinde,özbek köylerinde,türkmen köylerinde böyle değil.Onlarla oturdum ,yemek yedim,içtim.Saygıda kusur yoktur.misafir baş köseye oturur.hemen koyun kesilir.ve koyunun en değerli kısmı (kafası ) misafire sunulur.Usulunca sohbet edilir.torunu varsa veya en küçük oğlu sofraya oturur.vs.
 

Ynt: Türklerde Kimlik Problemi

İşte burada anlaşamıyoruz. Geleneksel bir yanlış varsa bununla devam etmenin alemi yok diyorum. Çocuğumun bana saygı göstermesi için onu ezmem gerekmiyor. Senin tarif ettiğin saygı çerçevesinde günümüz hayatına uyarlarsak TV kumanda aleti bir egemenlik sembolüdür ve evde kim egemense kumanda onda durur. Onun içinde düzenli bir ailede kumanda baba da olmalıdır ve seyredilecek kanala o karar vermelidir. Doğru bu örneğin neresinde Allah aşkına. Ben eve geldiğimde eğer çocuklarım Tv seyrediyorlarsa seyretmeye devam ederler, eğer mutlaka bakmam gereken bir program varsa da onlardan izin alarak çeviririm. Fakat buna karşılık ben gelip oturduğumda kumandayı yanıma koyarlar. Fakat ben onu kullanmam. Saygı budur bence ben çocuklarımın haklarına saygılı davranacağım onlarda bana karşı saygılı olacaklar. Bütün ömründe çocuklarımdan bir kere dahi su getirmelerini istemedim ama onlar benim su içmek istediğimi anladıkları anda adeta yarışırcasına koşarak su getirdiler. Sizce saygı bu değilmidir. Ben ne yapayım korktuğu için su getiren su getirirkende görünmediğinden emin olduğu zaman içine tüküren insanı. Saygı baskı ile olmaz saygı gönülden istekle olur.
 

Ynt: Türklerde Kimlik Problemi

cculsuzz' Alıntı:
mete ağabey bende okuduklarımdan öyle biliyordum ama kazak köylerinde,özbek köylerinde,türkmen köylerinde böyle değil.Onlarla oturdum ,yemek yedim,içtim.Saygıda kusur yoktur.misafir baş köseye oturur.hemen koyun kesilir.ve koyunun en değerli kısmı (kafası ) misafire sunulur.Usulunca sohbet edilir.torunu varsa veya en küçük oğlu sofraya oturur.vs.

Bu bizim bilinen 2000 yıllık geleneğimiz Orun ve Ülüş geleneği dediğimiz geleneklerden Ülüş yani paylaşma geleneğidir ve en saygın kişi kesilen hyvanın baş kısmını alır Vs. Bak Sende bunları teyit ediyorsun konuşarak bir yere varacağız.

Şu Orta Asya anılarınıda orda gördüğün gelenekleride bir başlık altında toplada istifade edelim.
 

Ynt: Türklerde Kimlik Problemi

Ağabey televizyon kumandası için Türk tarihinde içtehat bulamdım .Belkide o dönemlerde televizyon yoktu :smiley: Ağabey saygının döverek ögrenilemeyecegini elbet biliyorum.Ancak çocuk saygının oldugu yerde büyürse zaten onu yapacaktır.Eskiler şöyle der.
"Attan at,itten it doğar" kısaca kaba bir tabir olsada çocuk nerden gelmişse ,oradaki gibi davranır.Ne mutluki size çocuklarınızı böyle yetiştirebilmişsiniz.
 




Ynt: Türklerde Kimlik Problemi

Bir devlet memurunun amirinin yanında ,bir işçinin patronunun yanında,yada halktan birinin başbakanın karşısında ağzında sakız çiğneyerek bacak bacak üstüne atamayacağı gibi ,bir evlatta ,doğrusu veya yalnışlarıyla sonuçta bir insan olan babasının karşısında bacak bacak üstüne atmamalıdır.Çünki bu durum gerçek anlamda dejenerasyonu başlatan süreçlerin tetikleyicisi olur.Bu tür ananeler bizim toplulumumuzun binlerce yıllık bilgi süzgecinden geçmiş bugüne kadar geçerliliğini ispatlarak ayakta durmuştur.Bir batılı gibi olacaksak,onların yaşam biçimlerini örnek alacaksak,dünyaya onların gözünden bakacaksak ozaman bu değerleri yıkıp,onlar gibi olalım.Değilse atalarımız gibi davranalım.

Bu sözlerle duygularımı bir nevi ifade ettiniz. Teşekür ederim Ben de bu sözlerinize katılıyorum.
saygı olması şart. Tamam, kimse el pençe divan durmasına gerek yok ama ennihayetinde bu değerler yitirildikçe, insan özünden kopuyor ve koptukça benliğini yitiriyor. Baba gelince ya da bir büyük gelince toplansan ne olur ölür mü , ama şu da varki herşey karşılıklı olmalı. Büyük isterken onu şevkatle en azından hiç bişey yapamazssa bile gözlerindeki gülümsemeyle okaşmalı. Yani, büyükler sevgi gösterecek, sevgi öğretecekler ki küçükler sevgi ile büyüsünler, sevgiyi aşılamaya devam etsinler.
Biz de mesela dedemizin kucağına bindirmezdi dedem bizi sert görünümlü idi ama biz onu çok severdik. Bize masallar anlatırdı, oyunlar oynardı, kitap okumayı çok okumayı hep okumayı öğrettti. Gözleri biz gelince gülerdi. Bizimle konuşurken eğilemezdi ama bağdaş kurur otururdu. Bizi dinlerdi.
Anne baba hakkı o yüzden büyüktür. Büyük olmayan bir evde bereket olmaz onlar bizim bereketimiz. Büyük yemeğe başlamadan yemeğe başlanmaz, o klakmadan kalkılmaz.
Nimete saygıdan konuşulmaz. Sanırım Selçuk beyin demek istediği şey de kural odur ağızını açamazssın değildi Yanlış anlamadıysam onun sadece demek istediği konuşulurdu, önemli konular ve kararlar orada verilirdi, herkesin topladığı yerde (buna kızlar da dahildir)
sadece saatler süren eğlence yeri değildi sofralar.

Mete bey verdiğiniz değerli bilgiler için teşekür etmeden geçemeyeceğim
Saygılar Perihan Özcan
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,740
Mesajlar
1,522,991
Kayıtlı Üye Sayımız
166,557
Kaydolan Son Üyemiz
Takezo

SON KONULAR



Geri
Üst