Görüşlerinize ve kaygılarınıza aynen katılıyorum. Ulaştırma Bakanlığının politikaları A noktasından B noktasına en hızlı nasıl gitmek üzerine. İnsan odaklı değil. Demiryoluyla az buçuk haşır neşir olanlar bu gelişmelerden haberdardı. Bu en son malumun ilanı oldu. Ben de bu son fırsattır deyip haftasonu uzunca bir süre olmayacak olan Adapazarı Ekspresi ile Sakarya’ya gittim. Daha tren Pendik’e gelmeden biletçi ile sohbeti koyultmuştuk. Bana Doğunun tünellerinden, aşağısı nehir uçurum kenarına döşenmiş raylardan, kara saplanmış trenleri anlattı. Arada kaybolup gliyordu. İzmitten trene seyyar satıcılar bindi. Biri oldukça zayıf ve solgundu. Biletçi o na dönerek “ Nerelerdeydin gözükmüyordun.. hastamıydın ? “ diye sordu aralarında hastalık üzerine sohbet ettiler. Biletçi ayrılırken adamın sırtını dostça sıvazlayıp “ İyi bak kendine…” deyip yeni gelenlerin biletlerini kontrol için ayrıldı. Muhtemel görevlerinden biri de seyyar satıcıları trene sokmamaktır. Tren dediğimiz şey demirden, demiryolcu ise insan. YHT’nin içine de demiryolcu olmadıktan sonra…