Tek Başıma Arabayla 72 Günde Doğu-Orta-Kuzey Avrupa 22 Ülke 24000km Overland

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan seyr-ü zafer Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 384
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 166,624
Ynt: Tek Başıma Arabayla 72 Günde Doğu-orta-kuzey Avrupa 22 Ülke 24000km Overland

2. German ACME:
Almanlar emniyet konusunda hassaslar. Maazallah dolum sırasında tabancanın kilitleyen dişleri kurtuluverir diye önce vidalayarak birlestiriyorsunuz . sonra tabancadaki kolla kilitliyorsunuz ve dolum başlıyor.



 

Etiketler
Ynt: Tek Başıma Arabayla 72 Günde Doğu-orta-kuzey Avrupa 22 Ülke 24000km Overland

3. Bayonet:
Norveç, İsveç, Belçika, Hollanda gibi ülkelerde rastlanan bağlantı. Bu sistemde de yivli değil ama birbirine geçip döndürmeli ve tabancadaki kol yardımıyla kilitlemeli bir düzenek var, bana pek pratik gelmedi.



 

Ynt: Tek Başıma Arabayla 72 Günde Doğu-orta-kuzey Avrupa 22 Ülke 24000km Overland

4. Euronozzle:
AB Ülkeleri ileri bir tarihte LPG dolumunu tek standart bağlantıya indirmeyi planlıyor ama bu kolay olacak gibi değil masraflı iş.

Ben hiç Euronozzle bağlantılı istasyon görmedim. ACME ve Bayonet adaptörlerini o ülkelerin benzin istasyonlarından alıp defalarca kullandım. LPG kullanılınca yakıt masrafı ciddi oranda düşüyor.



 

Ynt: Tek Başıma Arabayla 72 Günde Doğu-orta-kuzey Avrupa 22 Ülke 24000km Overland

Adaptörler bizdeki İtalyan bağlantının ortasındaki gaz giriş deliğine vidalanıyor, yalnız o deliğin çapı da değişebiliyormuş almadan önce ölçün ya da deneyin.

LPG’yi biz yıllardır biliyoruz da Avrupa’da yeni yaygınlaşıyor. Aynı ülkede(Almanya) 3 bağlantıyı da görmüşlüğüm var. Zaten herkes gerekli adaptörleri arabasında bulunduruyor.

Yolculuk başlangıç tarihi 22.07.2011
İstasyondan kasıt LPG satan yerler.

Türkiye: B: 4.10 G: 2.25

Bulgaristan: B: 3.08 G:1.55 İstasyon çok. Italian dish.

Romanya: B: 3.05 G: 1.60 İstasyon çok. Italian dish.

Ukrayna: B: 2.18 G: 1.35 İstasyon çok. Italian dish.

Polonya: B: 3.20 G: 1.44 İstaston çok. Italian dish.

Litvanya: B:3.09 G: 1.51 2-3 istasyon var. Italian dish.

Letonya: B: 2.93 G: 1.28 2-3 istasyon var. Italian dish.

Estonya: B: 2.87 G: 1.77 2-3 istasyon var. Italian dish.

Almanya: B: 3.60 g: 1.80 İstasyon çok. Italian dish, Bayonet, German ACME.

Rusya: B: 1.60 G: 0.80 İstasyonlar görece seyrek. Depo yarının altına inince fullemek gerek. Italian dish.

Finlandiya: B: 3.41 G: Yok.

Norveç: B: 4.7 G: 2.27 Sadece15 civarı istasyon var. Biraz planlamayla 300 km menzilde istasyon bulunabiliyor. Bayonet yaygın, birkaç yerde Italian dish var.

İsveç: B: 3.60 G: 2.30 Biraz planlamayla 300 km menzilde istasyon bulunabiliyor. Italian dish yaygın. Birkaç yerde Bayonet var.

Danimarka: B: 3.50 G: 3.50 Zar zor sora ede tek bir istasyon bulabilmiştim. Bayonet.

Hollanda: B: 3.60 G: 1.9 İstasyon sayısı yeterli. Bayonet.

Fransa: B: 3.61 G: 1.82 İstasyon çok. Italian dish.
 

Ynt: Tek Başıma Arabayla 72 Günde Doğu-orta-kuzey Avrupa 22 Ülke 24000km Overland

Bu verileri tutmus ve paylasmis olmaniz, daha sonra gidebilecek insanlarin planlamasi icin cok onemli oldugunu dusunuyorum. Cunku genelde avrupa yollarina karavanlarla gidildigi ve bu araclar dizel oldugu icin sadece dizel fiyatlari uzerinden paylasimlar yapiliyordu. Ilk defa benzin ve LPG ile ilgili bir paylasimin olmasi sevindirici.
 



Ynt: Tek Başıma Arabayla 72 Günde Doğu-orta-kuzey Avrupa 22 Ülke 24000km Overland

harika resimler,çok değerli bilgiler.hepsi için size çok teşekkür ederim.elinize sağlık..
 


Ynt: Tek Başıma Arabayla 72 Günde Doğu-orta-kuzey Avrupa 22 Ülke 24000km Overland


emperor03' Alıntı:
harika resimler,çok değerli bilgiler.hepsi için size çok teşekkür ederim.elinize sağlık..

yasarergun' Alıntı:
Zafer Bey paylaşımlar için teşekkürler. Rusya ve Gürcistan LPG bilgisi aramak için girdiğimde foruma göz atmak için girdim cevap sizin konuda hazırdı biri kalbimi mi okudu ne ?

İlginize teşekkürler. Faydalanan çıkarsa ne mutlu
 

Ynt: Tek Başıma Arabayla 72 Günde Doğu-orta-kuzey Avrupa 22 Ülke 24000km Overland

Litvanya

Polonya’nın kuzeydoğusundan Litvanya’ya geçiş yaptıktan sonra başkent Vilnius’a vardım. Diğer tüm Post-Sovyet ülkelerinde olduğu gibi tertemiz, bakımlı ve ihtişamlı bir başkent görmeyi bekliyordum, öyle de oldu. Barok mimariyi seyretmekten gözlerinizin yorulacağı, yer yer hangi tarihte yaşadığınızı unutturacak kadar bütünlüğü korunmuş atmosferiyle Vilnius ziyaret edilmeyi hak eden derli toplu, insan yoğunluğu düşük, sakin, trafiksiz bir şehir. Citta Slow denen organizasyona başvursalar aynı gün kabul edilirler herhalde.

Litvanya 1990 yılında Sovyetler’den ayrıldığını ilan edene dek, yani sosyalist sistemin içince bulunduğu sürece bu kadar kalkınmış bir ülke değilmiş. Bağımsızlığın ardından Avrupa Birliği üyeliği, gelen yardımlar ve yapılan yatırımlar sayesinde 20 yıl içinde muazzam gelişme kaydetmiş, Avrupa’nın ekonomik anlamda en hızlı büyüyen ülkelerinden biri olmuş. Ülkeler küçük, nüfusları az olunca kaderleri olumlu ya da olumsuz yönde uçlarda gezinebiliyor. Litvanyalılar topraklarında bazen devlet kurmayı başarabilseler de son birkaç yüzyıllık dönemde Almanlarla Ruslar arasında sıkışıp bir o tarafa bir bu tarafa bağlı yaşamak zorunda kalmışlar.

Özellikle Sovyetler birliği döneminde Stalin’in gazabından en çok nasiplenen ülkeler küçük ama isyankar ve inatçı Baltık Ülkelerinin halkları olmuş. Bu ülkelerin milli müzelerinde, yaşanan trajedi belgeleriyle sergileniyor. Stalin muhalifliğinden en ufak şüphe duyduğu insanları alıp Sibirya tundralarındaki çalışma kamplarına hapsetmiş ve giden geri dönmemiş, yakınları haber dahi alamamışlar.

Tarihin cilvesi sanırım Sovyetler’in dağılma sürecini fiilen başlatan; yani Sovyetlerden ilk ayrılanlar Litvanya, Letonya ve Estonya’dır.

Vilnius’e dönersek, yarım milyon nüfuslu kent yeniçağ barok tarzı katedralleri ve binalarıyla çok iyi durumda bir eski şehir görme imkanı sunuyor. Kentin bu bölümü UNESCO Dünya Mirası listesinde ve Avrupa’a bütünlüğü korunmuş en büyük eski şehir alanıymış.

Şehrin sembolü, Katedral Meydanı’ndaki Vilnius Katedrali. Burada ilk kez 1400’lerin başında ahşap bir kilise yapılmış. Daha sonra 1800’lerin başında bu katedral inşa edilmiş. Stalin zamanında hasar görmüş ve kullanılamaz hale gelmiş. Bağımsızlıktan sonra tamamen tamir edilip şimdiki görüntüsüne kavuşturulmuş.

Katedrali gezdikten sonra hemen kuzeyinde yakın mesafedeki Litvanya Milli Müzesi’ne gittim. Adından da anlaşılacağı üzere burası Litvanya tarihini öğrenmek için Vilnius’da mutlaka uğranılması gereken mekanlardan biri.

Meydandan sonra eski şehir kısmına yürüyüp Pilies Caddesi ve çevresini, caddeyi kesen sokaklara gire çıka gezdim. Bu bölge başlı başına güzel, özellikle şurayı görün demek mümkün değil. Onlarca kilise, opera-tiyatro binaları lüks restoranlar, hediyelik eşya dükkanları görmek mümkün. Bence Vilnius’un bu bölgesi haritaya fazla bağlı kalmadan yorulana dek spontan şekilde, yani gözleriniz ve ayaklarınız Sizi nereye götürürse o şekiilde gezilmeli.

Vilnius’da geçen bir günün ardından Türklerin uzak akrabalarının yaşadığı Trakai’a doğru yola devam ettim…