edebiyatçı
Zirve
Ynt: Tanzanya'da Safari - Zanzibar'da Kum Ve Deniz
Safarilere katılmak haricinde tanzanya'da kesinlikle yapılması gereken birşey var ise o da bir ”Masai Köyünü” ziyaret etmektir. Masailer yüzyıllardır aynı şekilde yaşayan genelde kırmızı bir parça kumaştan oluşan kıyafetleri ve kocaman delikli kulaklarına taktıkları rengarenk boncuklarla kendini süsleyen bir Afrika kabilesi. Kenya’daki Masai Mara bölgesinde ve Tanzanya’nın daha çok Aruşa bölgesinde yaşıyorlar. Ama Zanzibarda otellerde bile çok ucuza çalışıyorlardı.(aylık 180 dolar aldığını söylemişti biri) Yarı göçebe bir hayat sürüp, hayvanlarını rahat otlatabilmek için en az senede bir olmak üzere göçüyorlarmış.Temel besin gıdaları et, süt ve hayvan kanından oluşuyor. Canlı hayvanın boynundan damarına bir delik açıyorlar. Bir şişe kadar kan alıp yarayı kapatıyorlar. Bir hayvandan 2 ayda bir böyle kan alıyorlarmış.Sonra da içiyorlar.Bazen sütle kanı karıştırıp içiyorlarmış. Meyve ve sebzelerin hayvanların yiyeceği olduğunu düşündükleri için yemiyorlarmış.
Kökenlerinin Sudan ve Somali olduğu düşünülüyormuş. asıl dilleri Maa’ca ama Kiswahili dilini de bilenleri varmış. Şimdilerde kabile şeflerinin oğulları ingilizce öğrenip turistlere hayatlarını anlatarak para kazanıyormuş. Girişte 60 Dolar ücret ödedikten sonra önce bize dans gösterileri eşliğinde şarkılar söylediler.Bizi de elimizden çekip dansadavet ettiler. Erkeklere yükseğe zıplama talimi yaptırdılar. Bize de boyunlarımıza birer kolye geçirip onu danslarındaki gidi zıplattırmayı gösterdiler. İnanılmaz bir deneyimdi.İstediğimiz kadar resim çektik ve hayatları ile ilgili sorular sorduk.Sonra tahtaları birbirine sürterek ateş yaktılar.
Sonra tezekten yapılmış bir kulübeye girdik, ne yediklerini içtiklerini anlattılar. İçeride tahtadan yapılmış iki yataktan ve ateş yaktıkları bir ocaktan başka bir şey yoktu.Bu kabile din olarak bir yanardağın tanrı olduğuna inanıyorlarmış. neden diye sorduğumuzda çünkü içinden duman çıkıyor diye cevap verdiler.Vahşi hayvanları asla yemediklerini sadece kendi yetiştirdiklerini yediklerini de anlattı.aynı zamanda çok eşlilermiş ve bu köydeki herkes birbirinin akrabasıymış.
Sonra Masai kadınların yaptıkları kolyeleri sergiledikleri tablalardan bir şeyler alabileceğimizi söylediler. Bir liralık şeyleri 50 liraya satmaya çalışıyorlar. Küçük bir parça mask aldık.
Gezimizin en ilginç bölümlerinden birisi de burası oldu.
Safarilere katılmak haricinde tanzanya'da kesinlikle yapılması gereken birşey var ise o da bir ”Masai Köyünü” ziyaret etmektir. Masailer yüzyıllardır aynı şekilde yaşayan genelde kırmızı bir parça kumaştan oluşan kıyafetleri ve kocaman delikli kulaklarına taktıkları rengarenk boncuklarla kendini süsleyen bir Afrika kabilesi. Kenya’daki Masai Mara bölgesinde ve Tanzanya’nın daha çok Aruşa bölgesinde yaşıyorlar. Ama Zanzibarda otellerde bile çok ucuza çalışıyorlardı.(aylık 180 dolar aldığını söylemişti biri) Yarı göçebe bir hayat sürüp, hayvanlarını rahat otlatabilmek için en az senede bir olmak üzere göçüyorlarmış.Temel besin gıdaları et, süt ve hayvan kanından oluşuyor. Canlı hayvanın boynundan damarına bir delik açıyorlar. Bir şişe kadar kan alıp yarayı kapatıyorlar. Bir hayvandan 2 ayda bir böyle kan alıyorlarmış.Sonra da içiyorlar.Bazen sütle kanı karıştırıp içiyorlarmış. Meyve ve sebzelerin hayvanların yiyeceği olduğunu düşündükleri için yemiyorlarmış.
Kökenlerinin Sudan ve Somali olduğu düşünülüyormuş. asıl dilleri Maa’ca ama Kiswahili dilini de bilenleri varmış. Şimdilerde kabile şeflerinin oğulları ingilizce öğrenip turistlere hayatlarını anlatarak para kazanıyormuş. Girişte 60 Dolar ücret ödedikten sonra önce bize dans gösterileri eşliğinde şarkılar söylediler.Bizi de elimizden çekip dansadavet ettiler. Erkeklere yükseğe zıplama talimi yaptırdılar. Bize de boyunlarımıza birer kolye geçirip onu danslarındaki gidi zıplattırmayı gösterdiler. İnanılmaz bir deneyimdi.İstediğimiz kadar resim çektik ve hayatları ile ilgili sorular sorduk.Sonra tahtaları birbirine sürterek ateş yaktılar.
Sonra tezekten yapılmış bir kulübeye girdik, ne yediklerini içtiklerini anlattılar. İçeride tahtadan yapılmış iki yataktan ve ateş yaktıkları bir ocaktan başka bir şey yoktu.Bu kabile din olarak bir yanardağın tanrı olduğuna inanıyorlarmış. neden diye sorduğumuzda çünkü içinden duman çıkıyor diye cevap verdiler.Vahşi hayvanları asla yemediklerini sadece kendi yetiştirdiklerini yediklerini de anlattı.aynı zamanda çok eşlilermiş ve bu köydeki herkes birbirinin akrabasıymış.
Sonra Masai kadınların yaptıkları kolyeleri sergiledikleri tablalardan bir şeyler alabileceğimizi söylediler. Bir liralık şeyleri 50 liraya satmaya çalışıyorlar. Küçük bir parça mask aldık.
Gezimizin en ilginç bölümlerinden birisi de burası oldu.