Hafta sonu ikinci adresimiz diye bellediğimiz Karyat’ta idim. Perşembeden pazara kadar gerçekten sakin bir tatil yaptım. Ancak Karyat’ın artık sonları geldiğinden yaşadığım saygı dışı davranışlar neticesinde bir daha Karyat’a uğramamak üzere pazar öğlen oradan ayrıldım. Su anda orada park halinde olan Çadır-wanı almak dışında benim için Karyat defteri kapandı..
Bir gün evvel karavancı üstat Birol Ansa “bir kamp doğuyor” başlıklı bir mail göndermişti. Yolumun üzerinde olduğundan uğrayıp bir bakayım dedim.
Pazar günleri bir çoğumuzun İstanbul dönüşünde trafikden kaçmak için kullandığı Sofular , Alacalı , Doğancılı ve Sahilköy yoluna girdim. Sahilköy’ü geçtikten sonra sağda 2-3 tane kamp tabelasının olduğu yoldan içeri girdikten 100-200 m ilerde sağda daha önce telefonla görüştüğüm yeni yapılaşan tesise girdim. Burası yeni kurulan bir aile işletmesi.
Hep söylediğim ve kamplarda tek aradığım ve bu güne kadar Sokakağazı Vosvos kampdan başka hiçbir yerde göremediğim o samimi, candan, doğal, güzel ilgi ve alakayı daha Küheylan’dan aşağı inmeden gördüm.
Ailenin oğlu Burak, Ömer bey hoşgeldiniz diye karşıladı. Arkadan nişanlısı Ceylan aynı cana yakınlıkla buyur etti bizi. İçeri girdiğimizde kurt karavancı tavrı yüzünden okunan
baba Turgut bey ve anne Nadire hanım bizi buyur ettiler. Onlarla tanışmaktan büyük mutluluk duydum . Sanki 40 yıllık dost gibi sohbet başladı. Daha sonra sıcak sohbete Caylan kardeşimizin babası İbrahim bey ve annesi Nazan hanımda katıldı. Konu açmaya çalıştıkları 200 dönüm üzerine planladıkları kampdı. Bizlerin fikirlerini büyük bir dikkatle akıl defterlerine not ettikleri belliydi.
Bu mekan 200 dönüm bir orman alanı, ama sahil kenarında .Aşağıda vereceğim linkteki fotoğraflardan da göreceğiniz üzere gerçekten muhteşem bir yer. Yaptıkları işi para odaklı değil insan odaklı yapmak isteyen bir zihniyet.
Sohbet devam ederken çaylar geldi ve arkasından Nadire hanımın “yaban tostu” ismini verdiği o güzel tostlar. Kesinlikle bu tostlar bu tesisin spesiyali olmaya aday
Ve sonra gezi başladı. Alanı yayan gezmek pek olası değil. Onun için Turgut bey arabasıyla bizi küçük tura çıkardı. Küçük diyorum zira büyüğü de varmış
Tesis daha yapım aşamasında işleri zor ve uzun. Ancak bittiğinde İstanbul gerçekten dört dörtlük bir tesis ve dört dörtlük bir işletmeci aile kazanacak. Deniz hemen önünüz, arkanızda orman. Burada kampçılığın yanı sıra uzun yürüyüşler için yürüyüş parkurları, bisiklet parkurları, yabani yemiş toplama turları, kıyı balıkçılığı, at binme, sörf, atv turları ve kara avcılığı yapılabilir.
İbrahim bey’in benzetmesi gibi burası tam anlamı ile 3D J (Doğa, Dağ , Deniz)
Kamp alanında benim sayabildiğim 3-4 tane özel koy var. Bu koylara özel isimlerde vermeye hazırlanıyorlar. Sessiz kumsal gibi.
Aslında gerçekten yazılacak çok şey var ama görmek en güzeli.
Her türlü görüş ve öneriye acık bir aile. Görüş ve düşüncelere göre de burayı şekillendirmek istiyorlar. Zaten işin en güzel tarafı da bu.
Şu anda bir çok nokta inşa halinde ama 2010 yaz başına gümbür gümbür hazırlanıyorlar.
Yolları acık olsun....
Fotoğraflar....
http://cid-c10b2416547fd193.skydrive.live.com/browse.aspx/Yeni%20bir%20kamp%20do%C4%9Fuyor%20%C5%9Eile%2030-08-2009