Karayoluyla Türkiye - Fas

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan theodor_malinovski Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 37
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 34,360
Ynt: Karayoluyla Türkiye - Fas

şimdi bizde çay, yunanistanda frappe neyse fas'ta da nane çayı o. 4x şekerli nane çayı içiyorlar. bardaklar yapış yapış oluyor, o derece şekerli. çoğu restoranda bedava ikram aynı bizdeki çay gibi. şekeri içinde geldiği için ben sevemedim, içemedim.
tajin denen yemeği gönül rahatlığı ile yiyebilirsiniz. bildiğiniz güveç aslında. fırında yapıyorlar. on numara verdim bu yemeklerine.

tabii agadir faslını anlatırken argan yağından bahsetmeyi unuttum. argan ağacı tüm dünyada sadece agadir bölgesinde yetişenn bir ağaç. zeytine benzeyen meyveleri olan dikenli ve vahşi görünümlü bir bitki. aracımızı bir argan ormanı kıyısında durdurup ne olduğğuna bakmak istediğimizde üzerimize bir ordu çeçe sineği çullandı. hemen arabaya kaçtık. buralardaki endemik hastalıklara dikkat etmek gerekiyor. phlebotomus cinsi kan emici tuhaf sinekler var. afrika uyku hastalığı bulaştırıyorlar. aman diyeyim. sivrisineğin bulaştırdığı sıtma gibi. her sinekte bu mikrop yok ama yine de repelllent(sinek kovucu losyon) kullanın özellikle agadir ve tanger bölgesindeki ırmak havzasında.
argan bitkisine geleyim. bu argan ağacının zeytine benzer meyvesinden yağ elde ediliyor ve "argan yağı" olarak bilinen oldukça değerli bir yağ. türkiye de litresinin değeri binlerce lira ile ölçülüyor. neden değerli olduğunu fas'ta anladım.
bu yağ argan bitkisinin çekirdeklerinden elde ediliyor. direkt olarak ağaçtan toplanan bitkilerden elde edilen yağ hiç bir işe yaramıyor. asit gibi. yakıcı ve acı. bu argan meyvesini keçiler yiyorlar. dış etli kısmı sindirdikten sonra sıçıyorlar. sonra bu dışkı içindeki çekirdekler toplanıp kırılıyor. aynı badem çekirdeği gibi. içinden çıkan kısım öğütülerek yağ elde ediliyor. keçinin bağırsağında işlemden geçmeyen argan çekirdeğinin yağı hiç bir işe yaramıyor. mutlaka keçinin yemesi lazım. o yüzden çok pahalı bir yağ bu. fas ziyaretlerini karayoluyla gerçekleştiren gezginler buradan alacakları 5-10 litre orjinal argan yağı ile seyahatlerini bedavaya getirebilirler. benden söylemesi.

neyse marakeş fotolarına devam edeyim ben laf uzadı...



 

Etiketler
Ynt: Karayoluyla Türkiye - Fas

jmaa el-fnaa meydanındaki mahşerde bir cümbüşe de katıldım. bjurada video ekleme özelliği olsaydı eklerdim ama bu nedenle birkaç fotoğrafla bu bahsi de geçmek niyetindeyim. minik sahneler ve izleyiciler için oluşturulmuş oturaklar var. hariçten de izlenebilir ama oturunca size özel tıngırtılar ve sololar sunuyorlar.



 

Ynt: Karayoluyla Türkiye - Fas

fas'ın fes'ine ulaştım nihayet.
burada da yine booking.com aracılığıyla gayet ucuz bir oda yakaladım. otel ramada fes. fes turist sarkıntılığı konusunda aşmış bir şehir. kırmızı ışıkta duran araca mobilet ile yanaşan (şark kurnazı diyeceğim ama diyemiyorum kendisi bir hayli garb ta) (gönüllü turist rehberi diyeyim de orta yol bulalım.) gönüllü turist rehberi ısrarla camı açtırdı bana. nereye gideceğimi sordu. ramada otel dedim. beni takip et dedi. niye dedim. cama vantuzla yapışmış tomtom u gösterdim. ısrarlarına devam etmesi neticesinde kapımı seyir halinde açarak (ki o anda yeşil yanmıştı ve hala konuşmaya devam ediyordu kendileri) ufak bir temas sağladım. açılan aramıza sıkışık trafik sayesinde bir araç girmişti bile. özetle: bu ülkeye sinirlerini aldırmış insanların seyahatini öneriyorum.
ve bütün birikmiş öfkemi korsan turist rehberi ali den çıkarıyorum:
ramada otel resepsiyonundaki görevli 100 dirhem karşılığında şehir rehberi önerdi. araç dahil. hmmm..iyi bir teklifti kabul ettim.
odada duş aldıktan sonra ali ile buluşmak üzere resepsiyona indim. klimalı peugeot 207 si ve elinde i-pad i ile beni bekliyordu.
nasıl bir gezi rotası iistediğimi sordu. ben 100 dirhem değil mi dedim. evet dedi.
yanlış anlaşılmasın. ben paraya değer veren bir insan değilim. ama böyle sağılacak inek formatında görülmeye zerre tahammülüm yoktur..bütün bu sağılmalar neticesinde "eh nasıl olsa kimsenin gelemeyeceği yerleri gördük..helal-i hoş olsun" demem. bir şeyin ederi neyse odur. bodrum barlar sokağında yakasına yapışılıp mekana çekilen turist olmama kavgasındayım kısacası. buranın türkiye'nin farklı bir versiyonu olduğunun farkındayım. "birbirimizi yemeyelim ey müslüman" dedikçe ısırılacak taraf bulmaya çalıştı bu ali.
deri üretim tesisleri ilk durak.



 

Ynt: Karayoluyla Türkiye - Fas

giri başına iki fotoğraf yüklüyorum çünkü zaman alıyor. çakma turist rehberi ali ve fes medinasında yaşadıklarımız, benim öfke kontrolüm ve ali'nin pişmanlığı başka bir paylaşıma kaldı. 25 şubat 2013 tarihi itibariyle bir hatay seyahati gerçekleştirmem gerekiyor. zorunluluk. dönüşte devamını yazarım.
sevgi ve saygı ile.



 

Ynt: Karayoluyla Türkiye - Fas

paylaşım için teşekürler.On sene önceki günleri ve bazı yerleri hatırlattınız.iyi gezmeler.
 



Ynt: Karayoluyla Türkiye - Fas

güzel anlatımız ve harika görseller için teşekkürler .

yaşadığınız olumsuzlar için üzüldüm ama soğuk kanlı olmanız yarıca bir artı tekrar paylaşım için teşekkürler
 

Ynt: Karayoluyla Türkiye - Fas

Geçen yıl şubat ayında gitmiştik Fas'a. Gördüğüm en ilginç ülkelerdendi. Özellikle Marakeş meydanı hiç unutamayacağım yerlerden biri oldu. Fotoğraflarınızla o günlere döndüm. Yazınızın devamını merakla bekliyorum.
 

Ynt: Karayoluyla Türkiye - Fas

tekrar merhaba,
hatay zorunlu seyahatimden döndüm ve yarım kalan bu fas faslını bitireyim.
zannedersem korsan turist rehberi ali den bahsediyordum. bize kısa bir fez turu programı önerdi. önce ünlü deri imalatçılarına (tabakhane) gidilecek ardından fez kalesine çıkılıp şehir panoroması seyredilecek ardından da fez medinasında kısa bir tur ve akşam yemeği sonrası otele dönülecekti.
deri dükkanına geldiğimizde bizi tüm sempatikliği ile satıcı karşıladı. önce 4 katlı mağazanın terasına çıkarak tabakhaneyi gördük. fotoğraf aşamasından sonra mağazaya geri döndük. satıcı bize alışveriş yapmamız konusunda bayağı ısrar etti. ceketler, montlar, çantalar çok kaliteli ve orjinal işçilik ile üretilmişti. ama benim gerçekten deri cekete ihtiyacım yoktu. her seferinde almak istemediğimizi söyledikçe fiyatları indikçe indi. az kalsın bir şeyler alıyordum. inatla almadık ve oradan ayrıldık. satıcının güler yüzünden eser kalmamıştı tabi. her ne hikmetse ali ile bu derici çok yakın arkadaştılar.
tabii deri ustasından çok ilginç bilgiler de aldık. örneğin tabaklama işleminde sadece güvercin dışkısı kullandıklarını, derileri renklendirmek için ise kimyasal boya değil tamamen doğal kök boyaları ve hatta sarı renk için safran kullandıklarından bahsetti.



 

Ynt: Karayoluyla Türkiye - Fas

daha sonra kale kalıntılarının bulunduğu tepeye çıktık. burada çektiğim resimlerden iki tanesini paylaşıyorum. sur duvarları içinde kalan yerleşim bölgesi fez kentinin medina'sı.



 

Ynt: Karayoluyla Türkiye - Fas

daha sonra medina bölgesine geçtik. daracık sokakları ve kalabalığı ile meşhur bir diğer medina yı daha gördük. sonrasında ali bizi akşam yemeği yiyeceğimiz bir restorana götürdü. restoranın mimarisi muhteşemdi diyebilirim. bizdeki eski kervansarayları andırıyordu. bir masaya oturduk ve menü getirdiler. fiyatlar makul sayılırdı. arkadaşım çok aç olmadığını söyleyince ben tek kişilik bir ana yemek ve bir kaç çeşit meze söyledim. garson ikimizin de yemek yemesi gerektiğinden bahsetti. (!!!!) nasıl yani? evet yanlış duymadınız. iki kişi oturuyorsak iki miz de yemek yemeliydik. benim kan beynime sıçradı tabi haliyle. kalkıyoruz ve bir şey yemeyeceğiz dedim. garson hemen cep telefonundan bizim korsan rehber ali'yi aradı. ne ilginç ki bunlar da ali'yi tanıyorlardı. sinir katsayım bir kat daha arttı. kendimizi restorandan dışarıya attık. zaten ali de fazla uzaklaşmamış olacak ki bizi yolda yakaladı. sorun ne? diye sorunca ben açtım ağzımı yumdum gözümü tabi. kendisi de şaşırdı tabi restoranda yaşadıklarımıza ama olayın rengi belliydi. turist rehberi görünümlü bir komisyoncu fez gezimizi mahvetmişti. bizi derhal otelimize bırakmasını söyledim ve fas gezimiz boyunca karşılaştığımız bu tür çakallıkları anlattım. o da bu doğu kültüründeki tüm toplumlarda bu tür şeylerin olduğunu söyleyerek hatasını bir miktar kabullendi. e-mail adresimi istedi. vermedim. otele döndükten sonra kendi imkanlarımızla şehir merkezine gittik. sıradan bir restoranda gayet de güzel karnımı doyurdum.
daha önce de dediğim gibi: fas seyahati yapacak olanların sinirlerini aldırması önemle duyrulur.
burası da fez medinası içinde yer alan osmanlı döneminde yapılmış bir cami.

 



Ynt: Karayoluyla Türkiye - Fas

ertesi gün fez kentinden ayrıldık ve ceuta'ya doğru yola çıktık. sınırdaki ağır bürokrasi duvarını aştıktan sonra ispanya'nın afrika'daki topraklarına ayak bastık. sınırda arama veya kötü muamele ile karşılaşmadık. şunu da belirtmekte fayda var. fas'a karayoluyla girerken size bir belge veriyorlar. bunu sakın kaybetmeyin. bu kağıdı çıkışta sizden geri alıyorlar. ceuta'ya geçtikten sonra derin bir oh çektik desem abartmamış olurum. ucu açık feribot biletimiz ile hemen limana gittik ve feribota bordaladık.
afrika kıtasını arkamızda bırakarak ispanya'nın güneyini keşfe başlayacaktık.
sabrınız için teşekkürler.





 


Ynt: Karayoluyla Türkiye - Fas

Paylaşımınız için çok teşekkürler,2013 kış aylarını karavanla fas cezayir ve tunusta geçirmeyi düşünüyorum,paylaşımınız benim için çok faydalı olacak saygılar seyahati bol ve sağlıklı günler diliyorum.
ferhat yılmaz
 

Ynt: Karayoluyla Türkiye - Fas

Güzel Paylaşım ve anlatım için teşekkürler... Sizden ricam Vize ve giriş çıkış konularındada bizi aydınlatırsanız sevinirim..

selamlarımla
 

Ynt: Karayoluyla Türkiye - Fas

Verdiğiniz bilgiler ve paylaşımalrınız için teşdkkürler theodor_malinovskiç
 



Ynt: Karayoluyla Türkiye - Fas