Ynt: Karavanla Kamp Dışı Konaklamalarda Güvenlik
Selamlar
Ben de Özdal Bey gibi kamp kavramına üniversite yıllarında bulaştım. Tıpkı yine Özdal Bey'in bahsettiği gibi bir dağcılık kulübü ile başladığım dağcılık ve kampçılık faaliyetlerimi ilk önceleri kulüp faaliyetleri olarak başladım, peşinden bisikletli kamplar geldi, belirli bir doyuma ve özgüvene sahip olduktan sonra da solo, yani tek başıma yaptığım faaliyetlerim oldu sıkça. Öğrenciliğimi Eskişehir'de yaptım ve diyebilirim ki Eskişehir'de avcıların bile tüfeksiz girmeye çekindiği , Eskişehir'in köylerinin birinden 8-9 saat yürüyerek gidilen alanlara kışın ortasında tek başıma gittim. Atrafımı defalarca çoban köpekleri sardı, bulunduğum bölgede yaban domuzu ve kurt olduğunu da biliyorum. Hatta gece gözle görülebilecek mesafede karşılaştığımı da bilirim. Fakat şimdiye kadar hiç başıma kötü birşey gelmedi. Sonuçta yaban hayvan olarak nitelendirdiğimiz hayvanların yaşam alanı o kadar sınırlandırılmış durumda ki, biryerlede denk gelmemek mümkün değil. Ayrıca zaten hiçbirisi de siz kurallara uyduğunuz sürece size zarar vermekten çok uzaklar. Tam tersine hiç bulaşmamayı tercih ediyorlar, çünkü onlar da öğrenmiş durumda insan aslında daha "büyük" bir hayvan.
Kamp yaptığım alanlar hep bildiğim yerlerdi tabi ki, bu yüzden bilmediğim bir alanda bir ayıyla yada yırtıcı bir hayvanla karşılaşmadım, sonuçta burası Kuzey Amerika ya da Afrika değil. Doğal yaşam alanı daha çok bozulmuş olan bir coğrafyada yaşıyoruz. Ama tabiki tedbirli olmakta fayda var.
Bence de en büyük tehlike yine insan. İnsanları da iki grupta incelemek mümkün. 1. Bilinçli ve kötü niyetliler (Hırsızlar, tacizciler) 2. Bilinçsiz kişiler (Karavanı sallayan çocuklar, korktuğu için silahına sarılan kişiler).
Birinci grup için söylenebilecek bişey yok, cezaların bu kadar hafif "Ecevit Aflarının" bu kadar bol olduğu bir ülkede yapacak tek şey, kendince önlem almak (bunlar da tartışılır)
Fakat ikincisi için vereceğim örnek "silah taşıma" konumuz için önem taşıyor sanırım. Öğrencilik yıllarında Eskişehir'den 1 saat uzaklıktaki bir bölgede tırmanışa uygun kayalık bölgeye gittik. Haftasonu tırmanışımızı yaptık ve ekibin büyük bölümü geri döndü, bir arkadaşım ve ben bir gece daha kampta kalacaktık. Karanlık basmıştı ve biz de ocağımızın üstünde tıngır mıngır yemeğimizi pişirirken az aşağıdan insan sesleri gelmeye başladı. Bağrış çağrış içerisinde bizim varlığımızı farketmediler bile. Biz de durumu gayet normal karşılayıp işimize devam ediyorduk. Bizden çıkan bir ses üzerine ürkmüş olacaklar ki, içlerinden biri elindeki av tüfeğini ateşlemesi üzerine biz de donduk kaldık. Daha sonra seslenmeler falan filan derken durum yatıştı. Adamlar da kampa gelmişler ve ne olur ne olmaz diye tüfek de getirmişler. Bizim orada matlar üzerinde bağdaş kurmuş biçimde otururken ve silahsız olduğumuzu öğrendiklerinde epey şaşırmışlardı. Onlara göre tehlikeli olabilirmiş. Herneyse, özür dileye dileye tekrar aşağı indiler.
Eğer o kişi silahı yukarı değil de bize doğrultsaydı ya ciddi yaralanacak yada ölecektik. Netice olarak da silaha gerek olan biryer de değildi.
Ama tabiki silah kullanmak kişiye kalmış birşeydir, panelvanı karavana döndürmeye izin vermeyen devletim silaha izin veriyor.
Amacım silah kullanan kimseyi yermek değildir, hele ki Cavid Bey gibi yazılarını merakla okuduğum bir büyüğümü asla..
Bu şahsi fikrim..