Mısır pek çok medeniyeti misafir etmiş bir ülke. Mısıra bir turizm organizasyonu ile gidiyoruz 26 kişilik bir grupla.
Uçaktan başımı çıkardığım anda sıcak çöl havası ile şok yaşadık. Kahire'de çöl iklimi olduğundan hava sıcaklığında ani değişimler oluyormuş, bir önceki gün hava serinmiş ... İlk önce havaalanından otelimize doğru yol aldık. Yolumuzun üzerinde Enver Sedat'ın anıt mezarı vardı. Mısırın bağımsızlığının kutlandığı bir tören sırasında vurularak öldürülmüş. Ve o öldürüldüğü yere de anıt mezarı yapılmış. "Alllah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz onlar diridirler ." (Bakara 154) Bu ayet yazıyor ve çeşitli geleneksel kıyafetler giymiş askerler mezarda nöbet tutuyorlar. Bizim gruptakiler sıcaktan kavrulmuş olan bu askerlerle fotoğraf çektirdiler. Sonra yolumuza devam ettik. Nil'in kıyısındaki otelimize doğru giderken, bir köprü şeklinde devam eden yolun sağında ve solunda apartmanların ne kadar da yıpranmış olduğu dikkatimizi çekti. İçinde yaşanılmaz diye düşündüğümüz evlerde insanlar yaşıyorlarmış. Kahirede apartmanlar toprak renginde genelde. Evlerin pencereleri de tahta pancurlu... Buraya yağmur yılda 3-5 kez yağarmış. Yağmur yağmayınca tabi her akşam temiz bir şekilde parkedilen arabaların üstü bir karış toz olurmuş. Çölün kumları da rüzgarla taşınıyor şehrin üstüne. Şehrin biraz da pis olmasını ona bağlamak lazım diye düşündüm. Otelde biraz dinlendikten sonra tekrar koyulduk yola. Amr bin as camisine ulaştık.Mimari çevreyle uyumlu ve etkileyici. Camiye girince de ortasında avlusu ....
Uçaktan başımı çıkardığım anda sıcak çöl havası ile şok yaşadık. Kahire'de çöl iklimi olduğundan hava sıcaklığında ani değişimler oluyormuş, bir önceki gün hava serinmiş ... İlk önce havaalanından otelimize doğru yol aldık. Yolumuzun üzerinde Enver Sedat'ın anıt mezarı vardı. Mısırın bağımsızlığının kutlandığı bir tören sırasında vurularak öldürülmüş. Ve o öldürüldüğü yere de anıt mezarı yapılmış. "Alllah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz onlar diridirler ." (Bakara 154) Bu ayet yazıyor ve çeşitli geleneksel kıyafetler giymiş askerler mezarda nöbet tutuyorlar. Bizim gruptakiler sıcaktan kavrulmuş olan bu askerlerle fotoğraf çektirdiler. Sonra yolumuza devam ettik. Nil'in kıyısındaki otelimize doğru giderken, bir köprü şeklinde devam eden yolun sağında ve solunda apartmanların ne kadar da yıpranmış olduğu dikkatimizi çekti. İçinde yaşanılmaz diye düşündüğümüz evlerde insanlar yaşıyorlarmış. Kahirede apartmanlar toprak renginde genelde. Evlerin pencereleri de tahta pancurlu... Buraya yağmur yılda 3-5 kez yağarmış. Yağmur yağmayınca tabi her akşam temiz bir şekilde parkedilen arabaların üstü bir karış toz olurmuş. Çölün kumları da rüzgarla taşınıyor şehrin üstüne. Şehrin biraz da pis olmasını ona bağlamak lazım diye düşündüm. Otelde biraz dinlendikten sonra tekrar koyulduk yola. Amr bin as camisine ulaştık.Mimari çevreyle uyumlu ve etkileyici. Camiye girince de ortasında avlusu ....