1966 model Gaz69, K.Maraş'tan

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan osman Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 271
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 220,147
Bazı ufak parçaları ikinci kez kumlamaya hiç göndermedim. İlk kumlamada kabaları zaten gitmişti. İnce detayları ise elimize zımpara ve tel fırçayı alıp işin başına geçtik.
20190622_141953.jpg


20190622_143824.jpg



Böyle iyi temizlenmiş parçaları kendi başına uzun süre bırakmamak lazımdı, zira leblebiden nem kapacak vaziyetteler.
Şasi ve diğer parçaları iki kat epoksi astar atacağız,sonra akrilik boya ile siyaha boyayacağız. Fazla beklemeden ilk katı attık.

20190630_163038.jpg

IMG_20190713_100251.jpg

20190625_132338.jpg

20190630_163006.jpg
 
Son düzenleme:

Etiketler
Bir gün sonra ikinci kat astarı attık ama yarıda astarımız bitince bir kutu daha aldık ,şansımızdan o da beyaz çıktı. Neyseki kapatmada problem çıkmadı. Hatta boyanın az değdiği yerleri daha iyi tespit etme imkanı oldu oralardan bir paso daha geçtik.
IMG_20190713_100236.jpg

IMG_20190713_100139.jpg

IMG_20190713_100149.jpg

IMG_20190713_100211.jpg
 

Astardan sonra 1 hafta astarın kuruması için bekledik. Daha sonra biriken tozları temizlemek için tinerli bezle yüzey temizliği yaptıktan sonra 2 kat üst üste 2K akrilik siyah boya ile tüm parçaları boyadık.

IMG_20190713_131403.jpg

IMG_20190713_131441.jpg

IMG_20190713_131357.jpg

IMG_20190713_131455.jpg

IMG_20190713_131502.jpg

IMG_20190713_145452.jpg


7 senedir dağıt dağıt bitmiyordu ama çok şükür bu da bitti. Darısı toplamaya.
 

En son toplayalım demiştik, ondan önce takılacak parçaları bir araya topladık karışmasın diye.

IMG_20190716_105730.jpg


Şasimiz boyanırken en son sırt üstü duruyordu tezgahın üstünde. Aracımızın üzerinde 4 adet darbe emici kauçuk takoz bulunmaktadır. Araç aşırı yüklü olduğunda ya da çok şiddetli bir kasise girdiğinde makasların belli bir mesafeden fazla yukarı kıvrılmasını engellemek için bu kauçuk takozlar, yükü doğrudan diferansiyel kovanlarına bindirmektedir. Böylece makasların kırılması veya başka bir yere zarar vermesini engellemektedir.

Biz aracı aldığımızda neredeyse hepsi kırılmış sadece 1 tanesi deforme olarak kalmıştı. Babam o zaman lastikçide büyük iş makinası tekerlerinden parça kestirip oraya takmıştı. Bayağı sağlam ama bir o kadar da sertti bu parça.

Ben bunu bildiğim için yaklaşık 18 yıl kadar önce Polonya'lı bir tanıdığım vasıtasıyla orijinal kauçuk takozlardan bir takım getirtmiştim. Aynı takozlar UAZ 469 ve sonrası modellerde de kullanılmaktadır. O sebeple oralarda bulmak pek sıkıntı olmuyor.

IMG_20190719_163911.jpg


Montaj kelepçelerinden bendekiler ve Polonya dan gelenler paslanmış vaziyetteydi. Kauçukları çıkarıp metalleri şasi boyaması esnasında astarlayıp ve boyamıştık. Şimdi de hazır sırt üstü yatıyorken montaja ilk onlardan başlayalım dedik. 2 öne 2 arkaya.
IMG_20190719_165053.jpg

IMG_20190719_165103.jpg
 

Sırt üstü yatan şasiyi çevirip normal pozisyonuna getirdik ve makaslardan takmaya başladık.

Poliurethan makas burçlarını hatırlarsanız daha önce orijinal ölçüsüne göre tornada boylarını kesmiştik. Burçlar ile birlikte 2 tüp içerisinde gres gibi bir malzeme gelmişti. Bunlar montaj esnasında kayganlık vermesi için montaj yağı olarak kullanılıyormuş. Hakikaten işime çok yaradı.

IMG_20190723_173550.jpg


Makasların montajı bizi bayağı uğraştırdı. Orijinal boyutuna göre kestiğimiz burçların civatalarını sıktığımız zaman yerlerine tam olarak sıkışıp oturmadı burçların yanındaki başlıklar makası yandan sıkarak merkezlemesi gerekirken arada boşluk kalmıştı. Bu sefer her bağlantıyı söküp burçların ucundan 1,5-2 mm daha kesmek zorunda kaldık.

Bu problem tahminimce kauçuk ile polyurethan malzemenin esneme farkından kaynaklanıyor. Kauçuk daha çok sıkıştırılabilen bir malzeme olduğu için çizim ona göre hazırlanmış, biz polyurethanı da aynı ölçüde kesince yeterince sıkıştıramadık. Bu da bize böylece bir tecrübe oldu.

IMG_20190727_170043.jpg


Arka makas
IMG_20190727_173556.jpg


Ön makas
IMG_20190727_173542.jpg


Montaj esnasında burçların civatalarının tamamını iyice sıkışana kadar sıktık, tüm makasların montajını bitirdikten sonra tüm somunları tekrar gevşetmek zorundayız. Çünkü burçlar kendi malzeme esnekliği ile yaylanma sağlasa da beraberinde sıkıştırılmış olan burcun dış yüzeyi makas gözünün iç yüzeyine burcun iç yüzeyi ise montaj civatalarına iyice yapışmaktadır, burada kayma minimum düzeye inmektedir. Yolda giderken makasa bir darbe gelirse makas şekil değiştirerek darbeyi sönümlerken şekil değişikliği burçlara iletilmektedir. İç ve dış yüzeyi bulunduğu yere iyice yapışmış olan burç burada burulma hareketi yaparak yay gibi davranmakta ve darbeyi sönümlemeye yardımcı olmaktadır.

Şayet makasların sıkıştırılmasını bu haliyle yaparsak üzerinde aracın ağırlığı olmadığı için en açık haliyle ayarlanmış olacak. Daha sonra aracın ağırlığı üzerine bindiği zaman burulmaya başlayacak böylece sürekli burulmuş vaziyette yük altında kalacağı için hem daha çabuk deforme olacak hem de süspansiyonda tek yönlü hareket gösterecektir. İşte bu yüzden somunların hepsinin gevşetiyoruz ve her iş bittikten sonra direksiyona oturacağımız gün (nasip olursa) bu somunları tekrar iyice sıkacağız. Çünkü makaslar artık olması gereken pozisyona gelmiş olacak.
 



Toplanmış akslarımızı 8 er civata ile makaslara monte etmek fazla zor olmadı.

IMG_20190730_175559.jpg

IMG_20190730_173642.jpg

IMG_20190730_173650.jpg


Ön aksımızı takınca iki tekeri birbirine bağlayan rot kolumuzu da yerine taktık.
IMG_20190730_175418.jpg

IMG_20190730_175438.jpg
 

Aksları bağladıktan sonra amortisörlerimizi de takalım. Yalnız amortisörlerimiz boyadan çıktığı için bağlantı burçlarını yerine takmamız lazım. Bu burçları yurtdışındaki bir formda çok şahane bir Gaz69 restorasyon projesi aslen Rus ama kendisi Polonya'da ikamet eden bir arkadaş sayesinde Polonya dan getirtmiştim. Dostlar sağolsun.
IMG_20190716_111203.jpg


Amortisörlerimiz M14x1,5x75 ebadında 2 şer adet civata ile şasiye bağlanmaktadır. Hatırlarsanız biz boyama esnasında tüm civata somun vs hepsini tek tek boyamıştık. Bu boyanın astar ve kalınlığı sebebiyle civatalar amortisördeki deliklerinden geçmedi. Bu sebeple tüm civataların boya ve astarlarını tel fırça ile komple temizlemek zorunda kaldık. Ancak o şekilde amortisörleri monte edebildik.
IMG_20190809_173515.jpg

IMG_20190809_173526.jpg


Arka amortisörlerin şasiye bağlantısı ters U şeklinde iki saç parçasının arasına girerek olurken ,ön amortisörler L şeklinde bir saç parçası ile tek taraftan şasiye bağlanmaktadır. Yük tek taraflı olarak bağlantı parçasına bineceği için civatanın altına öyle baba bir pul koymuşlar ki bu sayede yükün bağlantı parçasında daha geniş yüzeye dağıtılmasını sağlamışlar. Tabi bizde bu pullar olmadığı için 5mm kalınlık ve 32 mm çapındaki bu pulları tornacıda yaptırmak zorunda kaldım.
IMG_20190809_173622.jpg
 

Şasinin orta kısmında arazi şanzımanının üzerine bağlandığı ara şasi parçası vardır. Bu parçanın üzerinde 8 adet 9 mm genişliğinde bağlantı deliği vardır. Bu deliklerin karşılığı olarak şasini sağ ve sol 2 şer adet iç 2 şer adet dış tarafında olmak üzere 8 adet takviye saclarla güçlendirilmiş bağlantı deliği vardır. Ara parça ve şasinin delikleri karşı karşıya getirilip buradan 9 mm genişliğinde 8 adet metal perçinle birbirine preslenmiştir. Aynen şu şekilde.

GAZ-69A-1958-r.-0224.jpg


Ancak biz şu ana kadar aracımızda Willys den T-98 Kaiser şanzıman kullandık. Yıllar önce motor ve şanzıman dışarıda akuple edilip motor bölümünden yerleştirilmişti. Yıllar sonra birgün baskı balatayı değiştirmek için şanzımanı indirmemiz gerekti işte bu sırada bu ara şasi bağlantısı engel oldu. Bu sebeple bu bağlantı perçinlerini oksijen kaynağı ile eritip parçayı boşa çıkardık. Sonra işimiz bitince perçin yerlerine civata ile parçayı yerine bağlamıştık.

Gün geldi devran döndü bugüne geldik. Şİmdi bu ara şasinin üzerine orijinal arazi şanzımanını koyacağız. Bugüne kadar boşta yük altında olmadan geldi de bundan sonra hem üzerinde şanzımanın ağırlığını taşıyacak, hem arazide hareket esnasında dinamik yükler gelecek, hem de esnemeler olacak. İşte tüm bu yükleri bizim taktığımız 8 metrik civatanın dişleri karşılayacak. Bu bana çok mantıklı gelmiyordu işte bu sebeple tekrar perçin yapabilme imkanını araştırdım. Malesef böyle bir şansımız olmadığını öğrendik. Bunun üzerine şasiciler ve tornacılar ile görüşme yaptık, civata ile bağla bir şey olmaz yükü taşır dediler. Başka şansımız kalmadı zaten.

Ancak ben yine de piyasada standart 8.8 kalitesinde bir civata ile bağlamak istmedim. Çekme ve akma dayanımı daha yüksek olan 12.9 kalitesinde bir civata araştırdım ama malesef Maraş sanayisinde böyle bir civata bulamadık. Bunun için Adana ya gittim orada bile 5-6 yere sorduk ancak birinde bulabildik. Anahtar başlı istedik ama sadece allen başlı vardı mecburen onu aldık.

Daha geniş yüzeyden basması için her iki tarafa da M8 kalın pul ve aynı zamanda yükün daha çok diş tarafından karşılanması için takviyeli somun aldık. Ara parçamızı yerine koyduk ve civatalarımız ile şasiye bağladık. İnşallah korktuğum gibi bir şey olmaz.

IMG_20190816_104100.jpg
 

Arazi şanzımanı bu bağladığımız ara şasi üzerinde iki ayak ile durmaktadır. Her ayak 4 adet M10x25 civata ile ara şasi üzerine sabitlenmektedir.

IMG_20190816_104113.jpg

IMG_20190816_104800.jpg


Bu iki ayak üzerinde toplam 4 adet büyük delik var. Bu deliklerden her biri için 2 adet kauçuk takoz ,2 adet geniş pul, iç kılavuz borusu , 1 adet M16x1.5x75 civata ve yarıklı somun ve kopulya takımı vardır.
IMG_20190816_105945.jpg


Takozlardan birisi alttan birisi de üstten olacak şekilde ayakların üzerindeki geniş deliklere takılır, içine klavuz borusu yerleştirilir. Arazi şanzımanı üst kauçuk takozun üzerine yerleştirilir, büyük civata aşağıdan yukarı doğru takozllar ve şanzıman bağlantı deliğinden geçirilir ve üstten somun takılır ve sıkılarak şanzımanın sabitlenmesi tamamlanır.
IMG_20190816_111103.jpg


Aradaki kılavuz borusunun görevi somunu sıktığımız zaman kauçuk takozları sıkıştıracak ve takozlar içe ve dışa doğru şişecek. Dışta problem yok ama içeriden civata geçeceği için bu şişkinlik civatanın geçmesine engel olacak. İşte bu klavuz borusu içeri doğru şişmeyi engelleyerek M16 civatanın geçebilmesi için yeterli mesafenin bırakılmasını garanti etmiş olmaktadır.
IMG_20190816_171257.jpg

IMG_20190816_171311.jpg


Dört civatamızı da güzelce sıkıyoruz ve civatanın ucundaki delikten de 2 mm lik kopulyemizi geçirip civatanın gevşeme riskini de kaldırıyoruz. Arazi şanzımanımız şimdi yerinde.
 

Arazi şanzımanı bu bağladığımız ara şasi üzerinde iki ayak ile durmaktadır. Her ayak 4 adet M10x25 civata ile ara şasi üzerine sabitlenmektedir.

Ekli dosyayı görüntüle 633585
Ekli dosyayı görüntüle 633586

Bu iki ayak üzerinde toplam 4 adet büyük delik var. Bu deliklerden her biri için 2 adet kauçuk takoz ,2 adet geniş pul, iç kılavuz borusu , 1 adet M16x1.5x75 civata ve yarıklı somun ve kopulya takımı vardır.
Ekli dosyayı görüntüle 633587

Takozlardan birisi alttan birisi de üstten olacak şekilde ayakların üzerindeki geniş deliklere takılır, içine klavuz borusu yerleştirilir. Arazi şanzımanı üst kauçuk takozun üzerine yerleştirilir, büyük civata aşağıdan yukarı doğru takozllar ve şanzıman bağlantı deliğinden geçirilir ve üstten somun takılır ve sıkılarak şanzımanın sabitlenmesi tamamlanır.
Ekli dosyayı görüntüle 633588

Aradaki kılavuz borusunun görevi somunu sıktığımız zaman kauçuk takozları sıkıştıracak ve takozlar içe ve dışa doğru şişecek. Dışta problem yok ama içeriden civata geçeceği için bu şişkinlik civatanın geçmesine engel olacak. İşte bu klavuz borusu içeri doğru şişmeyi engelleyerek M16 civatanın geçebilmesi için yeterli mesafenin bırakılmasını garanti etmiş olmaktadır.
Ekli dosyayı görüntüle 633589
Ekli dosyayı görüntüle 633590

Dört civatamızı da güzelce sıkıyoruz ve civatanın ucundaki delikten de 2 mm lik kopulyemizi geçirip civatanın gevşeme riskini de kaldırıyoruz. Arazi şanzımanımız şimdi yerinde.
Elinize sağlık, Tamirat&Tadilat programındaki Edd China gibisiniz maaşallah
 






Arazi şanzımanı üzerinde emaneten duran arka çıkış flanşını dışarı alıp daha önce topladığımız el freni tablasını (balataları takarken dikkat etmek lazım, zira balatalar simetrik olarak değil ,alttaki resimde de göreceğiniz gibi asimetrik olarak takılmaktadır) 4 adet M10x20 civata ile arazi şanzımanı arka çıkışındaki yerine sabitliyoruz.

IMG_20190816_174050.jpg

IMG_20190816_174104.jpg


Sonrasında Arka çıkış flanşını yerine takıp civatasını sıkıyoruz ve gevşememesi için kopulyesini takıyoruz. Akabinde el fren kampanasını çıkış flanşındaki yuvasını oturtuyoruz ve 2 adet M8x12 havşe başlı vidalarımızı sıkarak sabitliyoruz.
IMG_20190816_181342.jpg


Böylece arazi şanzımanı defterini de kapatmış olduk.
 
Son düzenleme:

29 Mart 2018 tarihli yazımızda pedalların çalıştığı burçlardan bahsetmiştik, fren pedalının burcunu değiştirirken şasi içindeki yatakların burcunu boyadan sonra değiştireceğimizi söylemiştik. Demek ki o gün bugünmüş.

Debriyaj ve fren pedalı bir mil üzerinde çalışmaktadır. Bu mil de şasi içerisinde yataklanmış olup bu şasi içindeki bu yatağın iki ucunda bronz burçlar vardır. Bizim makinenin bu burçları 50 yıllık çalışma sonucu aşınmış olup boşluk yapmıştı.
debriyaj 151.jpg


Orijinal burçlarını buluş hikayesini daha önce anlatmıştım, o sebeple pas geçiyorum. Eski burçlarımızın ucunu tornavida ile kaldırıp ,pense ile dışarı aldık.
IMG_20190727_175732.jpg

IMG_20190727_180759.jpg


Aynı burçları fren pedalının yataklanmasında da kullanmıştık ve o sırada tornacı arkadaşımızın yaptığı aparat burada da işimize yaradı. Aparat burcun tam iç çapına göre olduğu için yatağı yerine takarken eğilme kasılma olmuyor aynı zaman da da çekiçle direk burca vurmadığımız için dış kısmı da ezilme olmuyor.

Şasinin hem iç tarafından hemde dış tarafından iki burcumuzu da taktık.
IMG_20190727_182251.jpg

IMG_20190727_182414.jpg


Gördüğünüz gibi burçların iç kısmında küçük küçük tırtıklar var. Pedal milinin iç kısmında bir yağlama kanalı vardır. Pedalı taktığımız zaman göreceksiniz milin iç kısmındaki ucunda bir gresörlük var. Buradan pompalanan gres yağı, kanal vasıtasıyla burçların üzerine gres yağı taşımaktadır. Bu yağ, burçlarımızın üzerindeki çentiklere yerleşerek uzun süre yağlama yaparak milin ve burçların aşınmasını engellemektedir.
 



Herkese hayırlı seneler diliyorum. İnşallah bu sıkıntılı günleri yeni yılda geçirmiş oluruz.

Pedal yataklarımızı hallettiğimize göre pedalları ve ona bağlı çalışan merkezleri takmamak için bir sebep yok.

Gaz 69 debriyaj sistemi orjinalinde pedaldan mekanik kollarla hareket almaktadır, bizim eski OM 616 motor+T 98 Kaiser şanzıman modifikasyonunda aynı mekanizmayı revize ederek kullanmıştık. Ancak bildiğiniz gibi şanzımanı değiştirdiğimiz için T 98 yerine Mercedes şanzımanı taktık. Mercedes mekanik yerine hidrolik sistemi tercih etmiş. Bizimde elimizde tüm parçalar mevcut zaten.
IMG_20190731_143705.jpg


Bu debriyaj üst merkezimiz. Bu merkez motorunu aldığım mercedes 207 d minibüsten çıkma olup motorla birlikte gelmişti. Normalde araçlar askılı pedal sistemine sahip oldukları için bu merkez pedalların üzerine konumlandırılır ve o sebeple debriyaj üst merkezi olarak adlandırılır, bunun yanında bir de debriyaj alt merkezi vardır şanzımanın yanında volant muhafazası üzerine bağlı olan. Debriyaj pedalına bastığımız zaman debriyaj üst merkezini sıkıştırıp içindeki hidrolik yağ üzerinde basınç oluşturmakta bu basınç hidrolik boru vasıtasıyla debriyaj alt merkezine iletilmekte , alt merkezimiz bu basınç vasıtasıyla mekanik bir hareket oluşturmakta ve bu hareketle debriyaj çatalını iterek debriyajın ayırmasını sağlamaktadır.

Bu merkez için bağlantı yerini yıllar önce yapmıştık zaten. Bir ara İstanbul a yolum düştüğünde Aksaray'da İSKİ binasının arka tarafındaki parçacılardan tamir takımını almıştım.Takamadan içindeki kauçuk contaları ve dışındaki körüğü değiştirdim ve yerine taktık.
IMG_20190816_120133.jpg

Debriyaj üst merkezi dedik ama bizim pedal sistemi gömme olduğu için seviye olarak alt merkezin de altına indik. Artık ne dersek adına.:yum:

Debriyaj üst merkezimiz şasinin iç tarafında monte edildi. Bunun hemen paralelinde şasinin dış tarafında ise ana fren merkezimiz montelidir.
IMG_20190816_120113.jpg

Bu gördüğünüz aslında Gaz 69 un orijinal ana fren merkezi değil. Orijinal merkezi yıllar önce lastikleri aşınıp kaçırmaya başlayınca babam bu merkezi uydurmuştu. O zaman tabi internet yok, yedek parça yok bozulunca hep bir şeyleri uydurmuşlar. Bu merkez 70 li yıllarda üretilen Ford D1210 kamyonların merkezi. Orijinal merkez dikdörtgen şeklinde olup, hidrolik sıvı rezervuarı kendi içindedir. Üzerinde tapa sökülüp oradan hidrolik takviyesi yapılmaktadır. Tabii burada şoförün ayak koyduğu yerdeki taban sacına denk gelmekte o sebeple burada bir delik ve kapak vardır ,bu kapağı kaldırıp o delikten ana merkezin tapasına ulaşılmakta.

Bu merkezde kendi üzerinde hidrolik deposu olmadığı için kaputun altına yerleştirilen bir plastik depodan hortum ile merkeze hidrolik sıvısı nakledilmektedir. Merkezin kapağına bakarsanız arkaya doğru giden tırtıklı hortum takacak ucu görürsünüz.
Kapağın tepesinde küçük bir boru parçası bulunmakta, bu normalde olmayan bizim sonradan ilave ettiğimiz bir şeydir. Bu borunun yapılmasının bir hikayesi var onu sizinle paylaşmak isterim.

2003 yılının sonbaharı muhtemelen kasım sonu aralık başı günlerden bir gündü. Kendi zeytinliğimizden topladığımız zeytinleri, zeytinyağı yapmak üzere Hatay'a masmala dediğimiz zeytinyağı fabrikasına götürüyoruz. Diyeceksiniz Maraş ta zeytin var da yağ fabrikası mı yok. Var ancak o mevsim tam zeytin toplama mevsimi olduğu için burada fabrikalar çok kalabalık oluyor. Hatay bizden daha aşağıda olduğu için sezon bize göre daha erken bitiyor ve o zamanlarda Hatay'daki fabrikalar daha sakin oluyor, fabrikada sıra beklemiyor. Zeytinler beklemeden çekilirse zeytin yağı daha kaliteli oluyor.
Neyse biz konumuza geri dönelim, araba ağzına kadar zeytin yüklü, arkada romörk var o da zeytin dolu, araç romrkün kendi ağırlığı ile birlikte 2 ton yük taşıyor. Makaslar tersine kavis almış durumda ,geçen montajını yaptığımız şasi takozları arka kovan üzerine binmiş halde, arabada süspansiyon diye bir şey kalmamış. O halde biz K.Maraş tan Hatay a doğru yol alıyoruz. Bu arada sol arka fren kampanamız çatlayıp yarık vaziyette olduğunu biliyoruz öyle idare ediyoruz. Günlerden pazar ve vakit sabahın 8 i. Aracı ben kullanıyorum, yanımda babam var. Yolda sakin şekilde ilerlerken bir viraja yaklaştık ben frene bastım ve araç yavaşlarken fren pedalı ayağımın altında birden boşaldı. Fren patladı, Allah tan yol boş ve düz rampada değiliz. Neyse ben sırayla vites küçülttüm yavaşladım. Sağda bir akaryakıt istasyonu denk geldi, hemen oraya girdim kontağı kapatıp motorun kompresörüyle arabayı durdurduk.

Araçtan indik sağı solu kontrol ettik o kampanası çatlak olan tekerden yağ akmış. Muhtemelen aşırı yükten dolayı frene daha sert bastık ve kampana çatlak olan yerden ayrılıdı ve genişledi teker merkezi yerinden çıkıtı ve yağı dışarı attı. Arabada her zaman ,yedek mazot, fren hidroliği ve bir miktar motor yağı her zaman taşırız. Zaten akaryakıt istasyonundayız sıkıntı yok. Tamirci şansı zaten yok, bizde bir söz vardır '' Eşek çamura çökerse sahibinden yiğit kimse olmaz'' diye. Yani iş başa düştü. Freni körlememiz gerek ancak araba o kadar yüklü ki, eğilip bir iş yapmak mümkün değil.
Arabanın altına yatıp ancak sürünerek fren borusuna ulaşabildim. Levye ile vura vura o tekere giden bakır fren borusunu kopardım, sonra pense ile katlayarak levye ile de iyice ezerek o hattı körlemiş olduk. Artık o patlak olan noktaya fren hidroliği ulaşmayacak, tabi o tekerde fren de olmayacak. Yolda kalmaktan iyidir, idare edeceğiz artık.
Arabanın altından çıkıp eksilen hidrolik yağının tamamlamak için kaputu açtım, plastik hidrolik kutusuna fren yağını boşalttık, fren pedalını pompalıyorum ama normalden farklı olarak ayağımın altında lastik top gibi tepki veriyor , ilave ettiğim hidrolik yağı ana merkeze inmiyor. Arada hava kalmış o havayı tahliye etmemiz gerek yoksa frenler çalışmaz. Teker merkezleri üzerinden yağı tahliye etmeye çalıştık ancak ana merkezin içi komple boşaldığı için yukarıdan da yağ inmediği için merkez pompalama yapamıyordu. Bir şekilde yağı merkeze indirmek zorundayız. Kapağı gevşetip havayı tahliye etmeyi düşündük hortum bağlantısı şasiye çarpıyor. Merkezi komple yerinden çıkartmamız lazım, o da mümkün değil.
Sonra aklımıza bir fikir geldi, şayet hortumun içine başka bir hortum geçirebilsek ve bu hortumu merkeze kadar ulaştırabilirsek iki hortum arasındaki boşluktan hidrolik doldurup içindeki hortumdan havayı tahliye edebiliriz ve hidrolik yağı yer çekimi etkisiyle merkeze doğru iner. İyide pazar günü, sabahın köründe ,dağ başında incecik hortumu nereden bulacağız. Pompacıya sorduk, yok tabi öyle bir şeyler. Kara kara düşünürken bizim motora bakıyordum. Bir anda vakum pompasından ,mazot pompasının stop selenoidine gelen sarı vakum hattı gözüme çarptı. Bu sert polietilenden yapılmış ince bir boru idi. Hemen vakum hattını söktüm, inceliği yeterliydi de boyu kurtarır mı emin değildim. Senaryoyu uygulamaya başladık, Hidrolik hortumunu plastik depodan çıkarttım ,hortumun içine vakum borusunu yavaş yavaş ittim, aynı zmanda iki hortum arasında da hidrolik koymak için yeterli mesafe de vardı. Sonuna kadar ittim, merkezin üzerindeki hortumun bağlantı yerine çarptı, birkaç itme ekmeden sonra oradan da kurtuldu ve merkezin tepesine kadar ulaştı çok şükür. Vakum hattının boyu da kurtarmıştı. Elimle hortumun tepesinden kavradım, huni gibi yapıp hidrolik yağ boşalttım, evet çok yavaş da olsa gidiyordu, öyle öyle tamamladık, pedala baktık normale dönmüştü normal basıyordu. Fikir işe yaramıştı.Hortumu tekrar depoya taktık, depoyu hidrolikle tamamladık, teker merkezlerinden tekrar havayı aldık.- ve yolumuza devam ettik. Ogün yağlarımızı çektirdik ve K.Maraş'a döndük. Hafta içerisinde babam kampanayı değiştirdi , yerinden çıkan merkezi yerine taktı ve ana merkezin üzerindeki kapağa bu küçük boruyu lehimletti. Bu boruya taktığımız ikinci bir hortumu kaputun altına kadar çektik ve fren hidrolik deposundan biraz daha yukarı bir seviyede ucu açık ve aşağıya bakacak şekilde sabitledik. O günden bu yana problemsiz bir şekilde çalışmaktadır. İşte bu boru o günün hatırası olarak kalmıştır. Biraz fazla mı geyik yaptık ne!!!

Aracı kızağa almadan 1-2 yıl önce bu merkezin tamir takımını alıp tüm lastiklerini yenilemiştim. Ama kızakta kaldığı sürece bu lastikler sanırım hava ile temas ettiğinden kağıt gibi olmuş. Takmadan önce yeni bir tamir takımı almak için daha önceki aldığım Ford kamyon parçacısına gittim. Elimizde yok ayrıca bu kamyonlar artık tedavülden kalktığı için bulman çok zor dediler. Başka yerde bulma şansımız var mı deyince bir BMC parçası satan yer tarif ettiler, merkezi zaten yanımda götürmüştüm. Adamlar baktılar , gitti getirdi tamir takımını. Demekki aynı merkezi BMC de kullanmış. Neyse söktük temizledik ve yeni lastikleri taktık. Merkezin içerisinden küçük bir paket içinden montaj gresi gibi bir şey çıktı, bu yağ gerçekten iş gördü. İyi ki koymuşlar.

Pedallarla bağlantılarını yaptık ve pimlerini geçirip sabitledik.
IMG_20190816_120159.jpg


Fren ve debriyaj pedalı arasında beyaz bir halka var, normalde burada yaylı rondela gibi bir yay olması lazım ara boşluğu doldurmak için. Ama bu parça kaybolmuş zamanında ben de aradaki boşluğun ölçüsüne göre polyamidden bir pul yaptırdım ve araya koydum.

Pedallar daha önceki boşluklardan dolayı lak lak sallanıyordu. Şimdi tüm burçlar yenilenince maşallah saat gibi boşluksuz çalışmaya başladı. İnşallah Allah ömür verirse bir 50 sene daha gider.
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,743
Mesajlar
1,523,046
Kayıtlı Üye Sayımız
166,559
Kaydolan Son Üyemiz
Sercantetik

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst