Herkese hayırlı seneler diliyorum. İnşallah bu sıkıntılı günleri yeni yılda geçirmiş oluruz.
Pedal yataklarımızı hallettiğimize göre pedalları ve ona bağlı çalışan merkezleri takmamak için bir sebep yok.
Gaz 69 debriyaj sistemi orjinalinde pedaldan mekanik kollarla hareket almaktadır, bizim eski OM 616 motor+T 98 Kaiser şanzıman modifikasyonunda aynı mekanizmayı revize ederek kullanmıştık. Ancak bildiğiniz gibi şanzımanı değiştirdiğimiz için T 98 yerine Mercedes şanzımanı taktık. Mercedes mekanik yerine hidrolik sistemi tercih etmiş. Bizimde elimizde tüm parçalar mevcut zaten.
Bu debriyaj üst merkezimiz. Bu merkez motorunu aldığım mercedes 207 d minibüsten çıkma olup motorla birlikte gelmişti. Normalde araçlar askılı pedal sistemine sahip oldukları için bu merkez pedalların üzerine konumlandırılır ve o sebeple debriyaj üst merkezi olarak adlandırılır, bunun yanında bir de debriyaj alt merkezi vardır şanzımanın yanında volant muhafazası üzerine bağlı olan. Debriyaj pedalına bastığımız zaman debriyaj üst merkezini sıkıştırıp içindeki hidrolik yağ üzerinde basınç oluşturmakta bu basınç hidrolik boru vasıtasıyla debriyaj alt merkezine iletilmekte , alt merkezimiz bu basınç vasıtasıyla mekanik bir hareket oluşturmakta ve bu hareketle debriyaj çatalını iterek debriyajın ayırmasını sağlamaktadır.
Bu merkez için bağlantı yerini yıllar önce yapmıştık zaten. Bir ara İstanbul a yolum düştüğünde Aksaray'da İSKİ binasının arka tarafındaki parçacılardan tamir takımını almıştım.Takamadan içindeki kauçuk contaları ve dışındaki körüğü değiştirdim ve yerine taktık.
Debriyaj üst merkezi dedik ama bizim pedal sistemi gömme olduğu için seviye olarak alt merkezin de altına indik. Artık ne dersek adına.
Debriyaj üst merkezimiz şasinin iç tarafında monte edildi. Bunun hemen paralelinde şasinin dış tarafında ise ana fren merkezimiz montelidir.
Bu gördüğünüz aslında Gaz 69 un orijinal ana fren merkezi değil. Orijinal merkezi yıllar önce lastikleri aşınıp kaçırmaya başlayınca babam bu merkezi uydurmuştu. O zaman tabi internet yok, yedek parça yok bozulunca hep bir şeyleri uydurmuşlar. Bu merkez 70 li yıllarda üretilen Ford D1210 kamyonların merkezi. Orijinal merkez dikdörtgen şeklinde olup, hidrolik sıvı rezervuarı kendi içindedir. Üzerinde tapa sökülüp oradan hidrolik takviyesi yapılmaktadır. Tabii burada şoförün ayak koyduğu yerdeki taban sacına denk gelmekte o sebeple burada bir delik ve kapak vardır ,bu kapağı kaldırıp o delikten ana merkezin tapasına ulaşılmakta.
Bu merkezde kendi üzerinde hidrolik deposu olmadığı için kaputun altına yerleştirilen bir plastik depodan hortum ile merkeze hidrolik sıvısı nakledilmektedir. Merkezin kapağına bakarsanız arkaya doğru giden tırtıklı hortum takacak ucu görürsünüz.
Kapağın tepesinde küçük bir boru parçası bulunmakta, bu normalde olmayan bizim sonradan ilave ettiğimiz bir şeydir. Bu borunun yapılmasının bir hikayesi var onu sizinle paylaşmak isterim.
2003 yılının sonbaharı muhtemelen kasım sonu aralık başı günlerden bir gündü. Kendi zeytinliğimizden topladığımız zeytinleri, zeytinyağı yapmak üzere Hatay'a masmala dediğimiz zeytinyağı fabrikasına götürüyoruz. Diyeceksiniz Maraş ta zeytin var da yağ fabrikası mı yok. Var ancak o mevsim tam zeytin toplama mevsimi olduğu için burada fabrikalar çok kalabalık oluyor. Hatay bizden daha aşağıda olduğu için sezon bize göre daha erken bitiyor ve o zamanlarda Hatay'daki fabrikalar daha sakin oluyor, fabrikada sıra beklemiyor. Zeytinler beklemeden çekilirse zeytin yağı daha kaliteli oluyor.
Neyse biz konumuza geri dönelim, araba ağzına kadar zeytin yüklü, arkada romörk var o da zeytin dolu, araç romrkün kendi ağırlığı ile birlikte 2 ton yük taşıyor. Makaslar tersine kavis almış durumda ,geçen montajını yaptığımız şasi takozları arka kovan üzerine binmiş halde, arabada süspansiyon diye bir şey kalmamış. O halde biz K.Maraş tan Hatay a doğru yol alıyoruz. Bu arada sol arka fren kampanamız çatlayıp yarık vaziyette olduğunu biliyoruz öyle idare ediyoruz. Günlerden pazar ve vakit sabahın 8 i. Aracı ben kullanıyorum, yanımda babam var. Yolda sakin şekilde ilerlerken bir viraja yaklaştık ben frene bastım ve araç yavaşlarken fren pedalı ayağımın altında birden boşaldı. Fren patladı, Allah tan yol boş ve düz rampada değiliz. Neyse ben sırayla vites küçülttüm yavaşladım. Sağda bir akaryakıt istasyonu denk geldi, hemen oraya girdim kontağı kapatıp motorun kompresörüyle arabayı durdurduk.
Araçtan indik sağı solu kontrol ettik o kampanası çatlak olan tekerden yağ akmış. Muhtemelen aşırı yükten dolayı frene daha sert bastık ve kampana çatlak olan yerden ayrılıdı ve genişledi teker merkezi yerinden çıkıtı ve yağı dışarı attı. Arabada her zaman ,yedek mazot, fren hidroliği ve bir miktar motor yağı her zaman taşırız. Zaten akaryakıt istasyonundayız sıkıntı yok. Tamirci şansı zaten yok, bizde bir söz vardır '' Eşek çamura çökerse sahibinden yiğit kimse olmaz'' diye. Yani iş başa düştü. Freni körlememiz gerek ancak araba o kadar yüklü ki, eğilip bir iş yapmak mümkün değil.
Arabanın altına yatıp ancak sürünerek fren borusuna ulaşabildim. Levye ile vura vura o tekere giden bakır fren borusunu kopardım, sonra pense ile katlayarak levye ile de iyice ezerek o hattı körlemiş olduk. Artık o patlak olan noktaya fren hidroliği ulaşmayacak, tabi o tekerde fren de olmayacak. Yolda kalmaktan iyidir, idare edeceğiz artık.
Arabanın altından çıkıp eksilen hidrolik yağının tamamlamak için kaputu açtım, plastik hidrolik kutusuna fren yağını boşalttık, fren pedalını pompalıyorum ama normalden farklı olarak ayağımın altında lastik top gibi tepki veriyor , ilave ettiğim hidrolik yağı ana merkeze inmiyor. Arada hava kalmış o havayı tahliye etmemiz gerek yoksa frenler çalışmaz. Teker merkezleri üzerinden yağı tahliye etmeye çalıştık ancak ana merkezin içi komple boşaldığı için yukarıdan da yağ inmediği için merkez pompalama yapamıyordu. Bir şekilde yağı merkeze indirmek zorundayız. Kapağı gevşetip havayı tahliye etmeyi düşündük hortum bağlantısı şasiye çarpıyor. Merkezi komple yerinden çıkartmamız lazım, o da mümkün değil.
Sonra aklımıza bir fikir geldi, şayet hortumun içine başka bir hortum geçirebilsek ve bu hortumu merkeze kadar ulaştırabilirsek iki hortum arasındaki boşluktan hidrolik doldurup içindeki hortumdan havayı tahliye edebiliriz ve hidrolik yağı yer çekimi etkisiyle merkeze doğru iner. İyide pazar günü, sabahın köründe ,dağ başında incecik hortumu nereden bulacağız. Pompacıya sorduk, yok tabi öyle bir şeyler. Kara kara düşünürken bizim motora bakıyordum. Bir anda vakum pompasından ,mazot pompasının stop selenoidine gelen sarı vakum hattı gözüme çarptı. Bu sert polietilenden yapılmış ince bir boru idi. Hemen vakum hattını söktüm, inceliği yeterliydi de boyu kurtarır mı emin değildim. Senaryoyu uygulamaya başladık, Hidrolik hortumunu plastik depodan çıkarttım ,hortumun içine vakum borusunu yavaş yavaş ittim, aynı zmanda iki hortum arasında da hidrolik koymak için yeterli mesafe de vardı. Sonuna kadar ittim, merkezin üzerindeki hortumun bağlantı yerine çarptı, birkaç itme ekmeden sonra oradan da kurtuldu ve merkezin tepesine kadar ulaştı çok şükür. Vakum hattının boyu da kurtarmıştı. Elimle hortumun tepesinden kavradım, huni gibi yapıp hidrolik yağ boşalttım, evet çok yavaş da olsa gidiyordu, öyle öyle tamamladık, pedala baktık normale dönmüştü normal basıyordu. Fikir işe yaramıştı.Hortumu tekrar depoya taktık, depoyu hidrolikle tamamladık, teker merkezlerinden tekrar havayı aldık.- ve yolumuza devam ettik. Ogün yağlarımızı çektirdik ve K.Maraş'a döndük. Hafta içerisinde babam kampanayı değiştirdi , yerinden çıkan merkezi yerine taktı ve ana merkezin üzerindeki kapağa bu küçük boruyu lehimletti. Bu boruya taktığımız ikinci bir hortumu kaputun altına kadar çektik ve fren hidrolik deposundan biraz daha yukarı bir seviyede ucu açık ve aşağıya bakacak şekilde sabitledik. O günden bu yana problemsiz bir şekilde çalışmaktadır. İşte bu boru o günün hatırası olarak kalmıştır. Biraz fazla mı geyik yaptık ne!!!
Aracı kızağa almadan 1-2 yıl önce bu merkezin tamir takımını alıp tüm lastiklerini yenilemiştim. Ama kızakta kaldığı sürece bu lastikler sanırım hava ile temas ettiğinden kağıt gibi olmuş. Takmadan önce yeni bir tamir takımı almak için daha önceki aldığım Ford kamyon parçacısına gittim. Elimizde yok ayrıca bu kamyonlar artık tedavülden kalktığı için bulman çok zor dediler. Başka yerde bulma şansımız var mı deyince bir BMC parçası satan yer tarif ettiler, merkezi zaten yanımda götürmüştüm. Adamlar baktılar , gitti getirdi tamir takımını. Demekki aynı merkezi BMC de kullanmış. Neyse söktük temizledik ve yeni lastikleri taktık. Merkezin içerisinden küçük bir paket içinden montaj gresi gibi bir şey çıktı, bu yağ gerçekten iş gördü. İyi ki koymuşlar.
Pedallarla bağlantılarını yaptık ve pimlerini geçirip sabitledik.
Fren ve debriyaj pedalı arasında beyaz bir halka var, normalde burada yaylı rondela gibi bir yay olması lazım ara boşluğu doldurmak için. Ama bu parça kaybolmuş zamanında ben de aradaki boşluğun ölçüsüne göre polyamidden bir pul yaptırdım ve araya koydum.
Pedallar daha önceki boşluklardan dolayı lak lak sallanıyordu. Şimdi tüm burçlar yenilenince maşallah saat gibi boşluksuz çalışmaya başladı. İnşallah Allah ömür verirse bir 50 sene daha gider.