Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan seyr-ü zafer Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 1,172
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 196,885
Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

döktürmüssün be kardeşim şair gibisim mahşallah alıntı falan değil dimi bunlar :D :D
 

Etiketler
Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

hagurel' Alıntı:
döktürmüssün be kardeşim şair gibisim mahşallah alıntı falan değil dimi bunlar :D :D

döktürmez mi be kardeşim, şair kesilmez mi insan, alıntı olsa nefarkederdi yetetermiydi sözcükler Zaferin yarattığı duygu fırtınalarını anlatabilmeye :smiley: yok alıntı değil abicim tamamiyle zafer beyin paylaşımlarının yarattığı etki diyebiliriz :smiley:
 

Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

seyr-ü zafer' Alıntı:
http://www.youtube.com/watch?v=Bn-tgspTjm4&feature=related



http://www.youtube.com/watch?v=9adjDrEy2KI&feature=related
Paylaşımlar mükemmel.. :smiley:
 

Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

Sabah karavan bölümünde Sayın Rüzgar ın yazısı birde sizin ki çok hoş bir güne başladım.Sanatçı ruhu budur,hüzün her zaman yanında gezer.
 




Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

mayıstosböce' Alıntı:
Buda Sayın Rüzgar ın yazısı.

Link çıkmamış sanırım, ben ekleyeyim.

http://www.gezenbilir.com/index.php?topic=73298.0

Ben de bu tarz gezi yazılarını seviyorum, anlatan kişinin iç dünyasıyla gidilen yerlerin harmanlanmasına ağırlık veren ve sıkmayan anlatım tarzıyla aktarılan..
 

Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

Bu başlıktaki 35 sayfayı nefessiz okudum. Oralara gidip görmeniz harika, ama bunu zahmet edip bizlerle paylaşmanız işte bu muhteşem. Ayrıca bu başlık altında yorum yapan arkadaşlarımın üsluplarını görünce ülkem adına çok gururlandım. Hala sizler gibi insanların olması beni çok mutlu etti. Gezenbilir seviyesinde bir forum bulmak öyle zor ki. Tüm yazıları okumaya azimliyim. Bu paylaşım ve bu paylaşıma yapılan katkılar için herkese çok teşekkürler. Zafer hocam umarım sizde sağlığınıza bir an önce kavuşursunuz.Sizi hiç tanımıyorum ama sanki şu son 1-2 saat içinde sizinle bir dünya turu yapmışız gibi yakın hissediyorum. Herkese iyi günler diliyorum. Saygılarımla.
 

Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

barisavci' Alıntı:
Bu başlıktaki 35 sayfayı nefessiz okudum. Oralara gidip görmeniz harika, ama bunu zahmet edip bizlerle paylaşmanız işte bu muhteşem. Ayrıca bu başlık altında yorum yapan arkadaşlarımın üsluplarını görünce ülkem adına çok gururlandım. Hala sizler gibi insanların olması beni çok mutlu etti. Gezenbilir seviyesinde bir forum bulmak öyle zor ki. Tüm yazıları okumaya azimliyim. Bu paylaşım ve bu paylaşıma yapılan katkılar için herkese çok teşekkürler. Zafer hocam umarım sizde sağlığınıza bir an önce kavuşursunuz.Sizi hiç tanımıyorum ama sanki şu son 1-2 saat içinde sizinle bir dünya turu yapmışız gibi yakın hissediyorum. Herkese iyi günler diliyorum. Saygılarımla.

Samimi mesajınız için çok sağolun. Sizin gibi insanlar motive etmeseydi, bunu sürdürmek mümkün ve anlamlı olmazdı. Evde değilim, Ankara'dayım, bu yüzden güncelleme biraz aksadı. Tunus ve Sicilya'dan en kuzeye İtalya geçişiyle devam edeceğim..
 

Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

barisavci' Alıntı:
Bu başlıktaki 35 sayfayı nefessiz okudum. Oralara gidip görmeniz harika, ama bunu zahmet edip bizlerle paylaşmanız işte bu muhteşem. Ayrıca bu başlık altında yorum yapan arkadaşlarımın üsluplarını görünce ülkem adına çok gururlandım. Hala sizler gibi insanların olması beni çok mutlu etti. Gezenbilir seviyesinde bir forum bulmak öyle zor ki. Tüm yazıları okumaya azimliyim. Bu paylaşım ve bu paylaşıma yapılan katkılar için herkese çok teşekkürler. Zafer hocam umarım sizde sağlığınıza bir an önce kavuşursunuz.Sizi hiç tanımıyorum ama sanki şu son 1-2 saat içinde sizinle bir dünya turu yapmışız gibi yakın hissediyorum. Herkese iyi günler diliyorum. Saygılarımla.

Güzel sözleriniz için teşekkürler,siz de çok şanslısınız bu gezi yazısını en başından itibaren okuma şansına kavuştunuz,biz bekleme modundaydık hep.
 

Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

mayıstosböce' Alıntı:
Güzel sözleriniz için teşekkürler,siz de çok şanslısınız bu gezi yazısını en başından itibaren okuma şansına kavuştunuz,biz bekleme modundaydık hep.

Bülent Bey,
Güneydoğu Asya'da sizin için video da çektim bu kez. Konuyu açtım, fakat daha ekleme yapamadım ::smiley: Yine biraz bekleteceğim maalesef :'( :-[


Tek Başıma 45 Günde Vietnam-Kamboçya-Tayland:
http://www.gezenbilir.com/index.php?topic=73479.0
 



Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

Tez canlıyım malesef ama artık biraz daha sabretmeyi öğrendim 40 lı yaşlara gelince şimdi sindirerek hazmetme aşamasına geçtim,umarım :smiley:
 

Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

Tunus’a doğru.

Gadames’den gün doğmadan ayrılıp yine güzel bir çöl yoculuğuyla Trablus’a döndüm. Yol boyunca bu sefer daha az fırtına vardı, ileriki günlerde Tunus’da daha beter fırtınalar yaşayacağımdan habersiz, “ Sanırım artık çalkantılı bölgeyi geride bıraktım.” diye geçirdim içimden. Seyahat etmek böyle işte, az bildiğimiz bölgelerde giderken geride bıraktıklarımıza bakarak, ileriye yönelik net öngörülerde asla bulunulamıyor. Daha güzel veya daha kötü şeyler yaşamaya namzetiz hep. Zaten süreci ilginçleştiren de bu, neyle karşılaşacağımızı tamamen bilerek veya önümüze başından sonuna dek rehber katıp gitmenin pek heyecanı yok. Bazen rehberlere ve programlara değil de kadere teslim olmak hiç de kötü sayılmaz. İnsan kendi başına karar verip uyguladığında, hata da yapsa, memnuniyetsizlik yaratan sonuçlarla da karşılaşsa, kendisine, başkalarının yanlışlarına karşı davranacağından daha insaflı yaklaşıyor, durumu bir tecrübe edinme süreci olarak algılıyor.

Trablus’u gezdiğimden burada sadece kısa mola verip devam edecektim. Yeşil Meydan’ın kenarında Fajitas, çay nargile ritüelimi tamamlayıp kendime geldikten sonra, trafik levhalarındaki Arap harflerini güç bela okuyup Tunus’a doğru giden karayoluna girmeyi başardım. Aslında bütün alfabeler eldeki dökümanla ve mecbur kalınca rahatlıkla çözülüyor, harf harf uğraşılıp tabela okunacak hale geliniyor. Kamboçya, Tayland, Gürcistan gibi Latin Alfabesi kullanmayan ülkelerde benzer güçlükleri aşabilmiştim. Libya’da kaligrafi yüzünden biraz güçlük vardı.

Trablus’un çıkışında hiçbir hata yapmamama rağmen polis sanırım yabancı plakayı görüp beni durdurdu, asıl plakayı kapatmayıp, geçici plakayı üst koruma demirine tutturmuştu girişte gümrükçü.
Ceza yazacağını söyledi, nedenini sordum, söylemiyor, sadece ceza yazacağını tekrarlıyor. O ceza da adamın eline ödenmeyecekmiş, bana verdiği kağıtla Trablus’da bir yere gidip yatırılacakmış, bu arada adam ehliyet ve pasaportuma el koyacakmış, ben cezayı yatırıp gelip belgelerimi geri alacakmışım. Gelmeden önce Libya polisinin bu tarz tavırlarıyla ilgili internette bilgiye rastlamıştım, durumu hemen kavradım. Ceza gerektiren kusur yoktu ortada, adam işi yokuşa sürüp resmen haraç istiyordu. Hayati seyahat belgelerimi kaptırıp başıma tonla zahmet açmamak için, adamın talebini karşıladım. “ Bakın ben Tunus’a gidiyorum, zaman kaybetmek istemiyorum, bugün tatil ve geri dönüp ceza yatırmak çok zor, bu parayı size versem, siz benim yerime yatırır mısınız?” Polisin, parayı harcamak üzere cebine atarken yüzünde beliren memnuniyeti fotoğraflamak isterdim o an. Teşekkür edip yoluma devam edebileceğimi söyledi. Bir badireyi daha hafif atlatmıştım. Arap ülkelerine ve Sovyetler Birliği sonrası kurulmuş ülkelere seyahat edecek arkadaşlar aklında bulundursun, bu tarz şeylerin yaşanma olasılığı yüksek ve buna benzer bürokratik engellemelerde, parayla neredeyse tüm sorunları aşabilirsiniz, prensiplerinize esir düşüp fazla direnmeyin, baktınız olmuyor, parayla halledin, garanti veriyorum son tahlilde daha az para ve zaman harcayacaksınız.

Tunus sınırına yaklaştığımda, kapı geçişini ertesi güne bırakıp, yoldan güvenli mesafede uzaklaşıp, çadırda geceledim.

Ertesi gün erken vakitte sınır kapısına ulaşıp Libya tarafındaki işlemleri hallettim. Tunus tarafında, yolculuğun başından beri en kolay ülke girişimi gerçekleştirdim. Otoyol gişesinden geçmek kadar kolaydı. Arabadan inmedim. Sadece pasaport ve arabanın ruhsatını istediler, sigorta yaptırtmadılar.

Kendini Fransız sanan Arapların ülkesi Tunus.

Çocukken bizim mahallede gri renkli bir kedi vardı. Boyutları diğer kedilerden farklı değildi, ama kendini onlardan hep ayrı tutardı. Duvarın üstüne tüneyip gelen geçen diğer kedilerin ve insanların üzerine atlardı. Tahminimizce kendini aslan veya kaplan zannediyordu. Zannetmek bir varlığın özünü değiştirebilir mi? Özünüz ne ise osunuzdur. Özünüzü, olmadığınız ve asla olamayacağınınz şeylere özenerek, taklit ederek değil, kendinize yönelerek keşfedip geliştirebilirsiniz.
Neyse efendim, kedi kardeşimiz bir gün hedef büyütüp sokaktan geçen iri köpeğin üzerine atladı ve köpek tarafından feci şekilde ısırıldı, o günden sonra mahallede gri kediyi hiç göremedik.. Şimdi bu anektodun Tunus’la ne ilgisi var? Tunus’da bulunduğum ve insanlarla diyaloğa girdiğim her seferde o kedi aklıma geldi. Bir ülke düşünün kendi anadilleri, iyi kötü bir kültürel yapıları var. Ortak dili konuştukları, aynı soydan gelen ve farklı ülkelerde yaşayan milyonlarca kardeşleri var, bu insanlar tutup kendilerini yıllarca sömürge haline getiren, adı üstünde işte “sömüren” bir milletin kültürüne ve diline adapte olmaya, onu kendisininmiş gibi sahiplenmeye çalışıyor. Sebeplerini iyi kötü anlasam da kendi hayat görüşüme taban tabana zıt geliyor. Elbette tüm dünya ülkeleri gibi memleketimizde de hem dilde, hem de kültürel yaşamda ve günlük hayat pratiğinde bir karışımı, hatta karmaşayı yaşıyoruz. Saf izole ve etkileşimsiz hayatlar geride kaldı, ama bunu açık net bir resmi ideoloji haline getirmek bambaşka. Bir ülke düşünün, ikinci resmi dili var. Bu insanlar Fransızcayı, öğrenilmesi ve kullanılması mecburi dil olarak benimsemişler, okula gidiyorsanız öğreneceğiniz yabancı dili seçme özgürlüğünüz yok, Fransızca mutlaka öğrenilecek. Bilgi almak üzere girdiğim turizm danışma bürosundaki görevli Türkiye’den geldiğimi öğrenince “Sizin ikinci diliniz ne?” diye sormuştu. “Bizim ikinci dilimiz yok insanlar yabancı dil öğrenmek isterlerse istedikleri dili okulda, kursta veya kendi gayretleriyle öğreniyorlar.” dediğimde bana acır gözlerle bakmıştı. Şimdi, “Aman ne güzel işte bizim gibi yabancı dil öğrenmeyip cahil mi kalsınlar?” diyebilirsiniz. Fransızca ve Fransız kültürü Tunus’a uygarlık getirmiş mi, cehaletlerini yok etmiş mi ve diğer Arap milletlerine göre sınıf atlatmış mı, bunu ancak gidince görebiliyor insan. Ve sorunun bana göre cevabı “Pek zannedildiği gibi değil.” sınıf falan atlamamışlar. Dışarıya karşı “Biz Arap ülkesiyiz ama diğerlerinden farklıyız, daha moderniz, refah içindeyiz, kültürlüyüz.” imajını vermek üzere azami gayret gösterilse de, Tunis, Bizerte, Hammamet gibi merkezlerin( kendi tabirleriyle zone touristique) dışına çıkılınca gerçek daha iyi algılanıyor. Sahil kesiminden uzaklaştıkça, özellikle çöle yakın bölgelerde, iklim ve coğrafya ile birlikte sosyo-ekonomik yapı da değişiyor. Bence Tunus’un en ilginç ve kendine has bölgesi Matmata çevresinde gözlemlediklerim de düşüncemi destekliyordu.
Kalacağım yeraltı otelinin önünde arabadan eşyalarımı alırken yanma gelen çocuk konsolda duran kalem ve defteri görüp, “Benim bunlara ihtiyacım var, vereblir misiniz?” anlamına gelen şeyler söylemişti. Not defterini verememiştim, günlerdir arabada durmaktan eriyip ezilmiş gofretleri biraz mahçup kendisine uzattığımda, defalarca teşekkür ederek sevinçle yanımdan ayrılmıştı. Başka benzer durumlar da yaşadım. Güney bölgelerindeki toplu taşıma ve maddi yoksunluktan halkın otostopla gideceği yerlere ulaşmaya çalışması istisnai değil yaygın durum. Ben de sahil şeridine varana dek geçen günlerde arabaya defalarca insan aldım..

Hiçliğin ortasında Luke Skywalker’in evreni.

Tunus güzel ve görülmeye değer bir ülke. Avrupa kıyılarındaki kadar değil belki yine de sahillerinde şirin kasabaları var, ne de olsa Akdeniz rüzgarını üflediği, dalgalarını yolladığı her diyarı güzelleştiriyor, burası da payını almış çoğrafyasından. Dougga, Kartaca gibi Roma antik kentleri arkeoloji meraklılarının ilgisini çekecektir. Akdeniz kıyısından Sahra Çölü’ne erişimin en kolay olduğu ülke aynı zamanda. Kum denizleriyle dolu kavurucu devasa bir çölden kuzeye doğru yolalıp sadece yüzelli kilometrelik mesafede yağışlı, yeşil ve serin iklime kavuşmak farklı bir deneyim yaşatıyor. Yüzbin yıl önce tüm Sahra Çölü’nün tıpkı Akdeniz kıyıları gibi yeşil ve sulak olduğunun izlerini görmek, milyonlarca yıldır lav denizi üzerinde yüzüp duran yerkabuğunun, aslında üzerinde yaşamasına fırsat verdiği tüm organizmalar gibi geçirdiği değişim ve dönüşümün daha iyi anlaşılmasına imkan sağlıyor.

Tunus’da ilk durağım güneydeki Matmata Köyü idi. Deniz etkisinden yoksun çölün kıyısında, hiçliğin ortasında bir yer diye tarif edebiliriz.
Burayı özel yapan başlıca şey sıcağın etkisinden kurtulmak için yeraltına yapılmış, dev kraterlere benzeyen çukur avlulara sahip evleri.
Bölgenin benzersiz hali Batılıların da dikkatini çekmiş ki, bu mekanlar Yıldız Savaşları serisi filmlerinin platosu haline gelmiş. Günümüzde kimi Star Wars fanatikleri dünyanın farklı köşelerinden kalkıp sadece buraları görmek için geliyorlar. Luke Skywalker’ın gençliğini geçirdiği bu yerler serinin The Phantom Menace, Attack of the Clones bölümlerinde kullanılmış. Sonradan otele çevrilen sözkonusu yer altıevlerinde kalmak, galaksinin korkunç görünüşlü yaratıklarının takıldığı restoran ve barlarda vakit geçirmek, Yıldız Savaşları filmleriyle büyümüş benim kuşağımdaki insanlar için özellikle mutluluk verici..
 

Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

Tunus'a giriş.

IMG_8473p.jpg


IMG_8474p.jpg


IMG_8478p.jpg
 


Ynt: Tek Başıma Arabayla 76 Günde 3 Kıta 14 Ülke Overland 24500 Km

Zafer bey biliyorsunuzdur ama ben yinede hatırlatayım.
Tunus'da Sidi Bou Said ve Hammamet'i görmenizi tavsiye ederim...
 




Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,680
Mesajlar
1,522,101
Kayıtlı Üye Sayımız
166,527
Kaydolan Son Üyemiz
Selma Yörük

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst