Makineniz en yüksek 1600 ise makinenizi değiştirme zamanı gelmiş demektir. Eskiden ne güzel film takıp kullanıyorduk eski yeni fark etmiyordu. Digtal icat oldu mertlik bozuldu. Bunlara para yetiştirilmiyor.
Belkide gelmistir. Fakat bunu bile daha gecen sene alabildigimi dusunurseniz su an icin maddi olarak degistirmem imkansiz. Zaten isik oldugu surece yuksek isolari kullanmama gerek kalmiyor. Isik az sada tripod a sabitletip uzun pozluyorum yine dusuk ise degerlerini kullaniyorum. Zaten 400 iso dan sonra cok girenleniyor. Hani demislerya benim adim hidir elimden gelen budur.
Benim hocam "eskiden ISO mu vardı?" der hep ) eskiden ASA varmış .) şaka bir yana...aslında noise fotoğrafın bir parçasıdır. bazı durumlarda gereksiz ayrıntıları saklamak için kullanılabilir. önemli olan makinenin performansı değil, sizin kadrajınızdır aslında. Bunu şimdi söyleyebiliyorum. Bundan 1 yıl önceye gitsek "bir makinenin noise performansı çok önemlidir" derdim. son 3-4 aydır var olan fotoğrafı çekmekten başka bir şeye dikkat etmez oldum. yani yeri geliyo netlikten bile feragat ediyorum...etmek zorunda kalıyorum!
Size katiliyorum. Benim icinde kadreaj ve ceken insan onemlidir. Elimdeki makine ile uygun isik kosullarindan elimden geleni yapmaya calisiyorum. Makinenin yetisemedigi yerde kismet degilmis deyip birakiyorum. Cunku ne kadar ekmek o kadar kofte ve bu ise harcanacak paranin sonu yok. En guzelini gidip dunya para verip alsam biliyorum ki 1 sene sonra onunda muhakkak eksikligi olacak yeni cikan teknoloji karsisinda. Bu is artik eskisi gibi degil. Eskiden para verip iyi bir makina aldiniz mi yillarca kullanirdiniz. Sonucta icine koydugunuz filmin kalitesine bakarsi girende ISO da. Ama ne yazikki artik yetismek mumkun degil bence.
Yetişmeye gerek yok...ben geçen pazar günü "gece karanlıkta" 1600 ISO'yla rahat rahat fotoğraf çektim. elde tutarak yani...hem de 105mm'yle filan çektim yani! Geniş açıyla değil neyse burası bu sohbetin yeri değil. O yüzden uzatmadan susuyorum
Ne kadar az ISO ASA DIN GOST o kadar detay. Bendeki makinede 400 e çıktığım çok nadirdir. Genelde makinede bulunan en düşük ISO yu tercih ediyorum. Flimde velvia 50 kullanıyordum. Çok zor oluyor ama oluncada tam oluyor.
Sniper hocanız gençmiş eskiden ISO ASA, ISO DIN, ve bir de rusların standardı GOST vardı. Bu arada yanlış anlaşılmasın ben o kadar yaşlı değilim bu anlattıklarım 5 - 10 yıl önce vardı filmlerde şu anda da var. ;D
Ben o kadar yaşlı değilim valla ) GOST'u ilk kez duyuyorum. Hocam illa ki biliyordur...25 senelik fotoğrafçı, hakkını yiyemem şimdi. O sadece bi espriydi yani Benim geçmişim daha 3 sene...neyse başlığı bozmayalım...
Başlığı bozmuyoruz endişelenme. Konu tarih bizde tarihten bahsediyoruz. ;D GOST sovyet rusyanın standardı bütün rus malı fotoğraf makinelerinde yazar zenit fed bulabilirsen üzerinede görebilirsin. Aslında görmüşsündürde Kril alfabesi ile yazıldığından dikkatini çekmemiştir. Aslında eskinden beri ISO vardır. ASA American Standards Association kısaltması olarak amerikan standardı, DIN Deutsches Institut für Normung Alman standardı, GOST gosudarstvennyy standart Rus standardı ve ISO International Organization for Standardization Uluslar arası standart anlamına geliyor. Ruslar ISOyu kabul ettiklerinden 1987 sonrası ürünlerde GOST yoktur. Aynı şekilde DIN ve ASA da herkesin tek bir standardı kabul etmesinden dolayı artık pek kullanılmıyor.
Bende Zenith var...ama üzerinde DIN var sanırım...olsun! ISO'nun işe el koyması iyi olmuş, tüm dünya bir standarda gelmiş. Yakında MISO'ya geçersek şaşırmam. D3s 100.000 ISO'ya ulaştı. Şimdi bu yeni çıkan "ışıklı sensörler"le birlikte 2-3 sene içinde 1.000.000 ISO'yu görürüz. Al sana MISO işte...yani MegaISO! Atalarımız boşuna dememiş "sürat felakettir" diye teknolojinin hızına yetişmek gerçekten imkansız.
Yukarıda yazdıklarım eskik kalmıştır düzelttim orada neden zenitinizde GOST olmadığı yazıyor. Sizdeki zenit 1987 den sonra üretilmiş. MISO diye bir şey olması mümkün değil. 10 000 000 000 ISO makine üretilse bile ona MISO diyemezler. ISO, ASA ve DIN sadece fotoğraf standardı değildir. Örneğin eğer eskiden türkiye film üretmiş olsaydı büyük ihtimalle bu filmlerde TSE 100 , TSE 200 gibi şeyler görecektik. Fimlerdeki standart ile digitallerdeki standart aynı değil o nedenle filmde mümkün olmayan ISO değerlerini digitalde görebiliyoruz. İleride bu teknoloji gelişip 1 000 000 ISOda mükemmel detay veren makinler üretecekler bende düşük ISO da çekmek zorunda kalmayacam. Yani benim için felaket olmayacak beni güzel günler bekliyor.
1985 yılında çekilen, Frank Fournier'e ait bu fotoğraf insanı derinden etkiliyor. Kolombiya'daki Nevado del Ruiz yanardağının kurbanlarından biri olan 13 yaşındaki Omayra Sanchez, bu kare çekildikten kısa süre sonra öldü. Bu fotoğraf Fournier'ye Pulitzer kazandırdı.
Bu da benden olsun...1972 doğumlu, 13 yaşındayken National Geographic'e kapak olan meşhur güzel gözlü Afgan kızı Sharbat Gula...Fotoğraf 1985 yılında Steve McCurry tarafından çekildi. Daha sonra 2002 yılında Sharbat'ı bulmak için tekrar Afganistan'a giden McCurry ve ekibi amacına ulaştı ve Sharbat'ın 2002 yılındaki halini de fotoğrafladı...
Çok anlamlı bir başlık olmuş. Tebrik ediyorum.
Bir iki fotoğraf da ben ekliyorum.
Asıl paylaşmak istediğim fotoğrafı bulamadım. Atlayarak intihar eden genç kızın çekildiği siyah beyaz bir fotoğraftı. O da ilklerdendir. Elinde olan arkadaşlar yüklerse sevinirim.
NASA Terra uydusundan elde edilen görüntülerle Dünya'nın en net fotoğrafını oluşturdu.
Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi (NASA) Dünya'nın bugüne kadar çekilmiş en net fotoğrafını basına tanıttı Fotoğrafın 2002 yılında Dünya'nın 700 kilometre üstündeki yörüngesine
oturan Terra adlı uydunun bugüne kadar gönderdiği görüntüler birleştirilerek oluşturulduğu açıklandı.Dünya'nın 700 kilometre üstünden çekilen fotoğrafta Türkiye' de çok net olarak seçilebiliyor
Merhabalar, Milliyet gazetesinin internet sitesinde gördüğüm bu albümü paylaşmak istedim. Sanatçı 2. Dünya Savaşı fotoğraflarını aynı noktadan çektiği fotoğraflarla birleştirmiş. Bir zamanlar savaşın kol gezdiği sokaklarda insanlar farkında olmadan yürüyorlar, resmen tarihle iç içe yaşıyorlar.
En hoşuma giden şeylerden birisi de şehrin orijinal halini nasıl titizlikle korudukları. Savaşta yıkılan şehri aynen inşa etmişler. Şehrin pek çok yerinde kaldırımları bile değiştirmemişler. İstanbul'da eskiye ait ne kadar çok şeyi yokettiğimizi düşünürsek böyle bir çalışma yapmak herhalde imkansızdır
Çalışmaların her bir karesini dakilarca inceleyebilirsiniz, hepsi çok güzel bence ama 59. fotoğraf bambaşka.