Kendi rotasını çizen FAS gezimiz (Kazablanka-Marakeş)

[edebiyatçı]

Ynt: Kendi rotasını çizen FAS gezimiz (Kazablanka-Marakeş)

Ertesi sabah otelimizin bol çeşitli kahvaltısının ardından daha önce anlattığım Hakim Bey'in tavsiyesi ve arabası ile Marakeş'e ulaşmak için saat 10.30 gibi tren garına gidiyoruz.Diğer vagonlarda ayakta kalma ihtimali olduğu için birinci sınıf koltuk numaralı vagondan biletlerimizi alıyoruz. Hakim Bey tren kalkana kadar bize eşlik ediyor. Yanlış hatırlamıyorsam 3 saatten biraz fazla süren yolculuğumuz boyunca Fas köylerini ve beklediğimizden çok daha yeşil olan ülke topraklarını seyrediyoruz. Afrika deyince hep gözümün önüne çöl geldiği için bu kadar yeşil bir ülke ile karşılaşacağımı hiç düşünmemiştim. Daha uçakta alçalırken yemyeşil tarlalar beni hayrete düşürdü. Hele başınızı çevirdiğiniz her yerde karşınıza çıkan portakal ağaçları Antalya'dakinden bile kat kat fazlaydı.
İlk fotoğrafı uçaktan çektim.

 

[edebiyatçı]

Ynt: Kendi rotasını çizen FAS gezimiz (Kazablanka-Marakeş)

Evet meslekdaşız. Biri yedi biri iki yaşına yaklaşan iki küçük kızım var. Onlardan artan tüm boş vakitlerimde internetten gezecek yerler araştırıyorum.Gezmeyi öyle çok seviyorum ki çocuklar dahi engel olamadı.Küçük kızım bir yıl içinde beş ülke gördü. Arkadaşlarım ev bark alırken ben bol bol albüm alıyorum
Yukarıdaki bir mesajı yazarken bebeği üç kere uyutup geldim.Diğer mesajın yarısında büyük kıza tost yaptım. Mesajı yazarken evdeki gürültüden (Pepe müziği eşliğinde) cümlenin başını unutuyorum.Bu ortamda çok da edebi cümleler kurulamıyor. Zor şartlarda yazdığım için hatalarım olursa affola. Eleştiri ve yorumlarınızı merakla bekliyorum.

 

[edebiyatçı]

Ynt: Kendi rotasını çizen FAS gezimiz (Kazablanka-Marakeş)

Marekeş garında indiğimizde hala kim olduğunu çözemediğimiz biri tarafından karşılanıp otelimize doğru yol alıyoruz. Otelimiz meydana çok yakın olduğu için o daracık sokaklara araba giremiyor. Bu yüzden yakın bir yere arabayı park edip eğri taşlı yollarda valizi sürükleyemediğimiz için bir hamal yardımı ile on dakikada otele ulaşıyoruz. Yanımızdaki adam olmasa bu labirent gibi yollarda oteli bulmamızın ne kadar zor olacağını anlıyor ve ona da gönderene de müteşekkir oluyoruz.

 

[edebiyatçı]

Ynt: Kendi rotasını çizen FAS gezimiz (Kazablanka-Marakeş)

Marekaş'teki otelde dört gece kaldık. Oda başına gecelik 30 euro verdik. Farklı zamanlarda ayırttığımız için iki geceden sonra odaları değiştirdik. Riad adı verilen geleneksel Fas evlerinden biri otele dönüştürülmüş. Şehirde modern otellerin yanında çok sayıda riad var.Dekorasyonu ve atmosferi otantik olduğu için biz çok sevdik. Odalarda pek bir şey yok. Televizyon,buzdolabı,telefon felan bulunmuyor. Sadece internet ve klima var.Gündüzleri 20 derecenin üzerinde de olsa geceleri oldukça serin olduğu için kışın bile gitseniz klimasız bir otel tercih etmeyin.Hatta bebek olduğu için biz elektirik sobası da istedik.Otelin temizliğinden ve gördüğümüz tek çalışanı Sait'ten çok memnun kaldık. Sessiz sakin bir oteldi. Tek ses benim ufaklığın çığlıklarıydı. Kahvaltı Kazablanka'daki ile kıyaslanamayacak kadar azdı.Ben yemekleri yiyemezsek aç kalmayalım diye her ihtimale karşı yanımıza kahvaltılıklar aldığım için biz sıkıntı çekmedik.Her kahvaltıdaki sıcacık gözlemeler ve taze sıkılan portakal suları ise harikaydı.Otel meydana çok yakın olduğu için yoruldukça gidip dinlenebildik.İlk odamız iki katlıydı. Yatak üst kattaydı. Alttaki kanepeler de yatak olduğu için 2 çocuklu bir aile rahatlıkla kalabilir. Hatta kız kardeşime ayrı oda tuttuğumuza pişman olduk.

 

[edebiyatçı]

Ynt: Kendi rotasını çizen FAS gezimiz (Kazablanka-Marakeş)

Otelin adı Riad Harmattan her odasının ayrı bir ismi var. Fas'ın şehirlerinin adlarını koymuşlar.Terastaki şezlonglar da yabancı turistlerden güneşlenenler de vardı. Fotoğraftaki büyük olan suit oda. Alttaki fottoğraflar da terastan Marakeş görüntüsü.

 

[edebiyatçı]

Ynt: Kendi rotasını çizen FAS gezimiz (Kazablanka-Marakeş)

Marakeş demek JEMAA EL FNAA MEYDANI ( KIYAMET MEYDANI) demek.Eskiden buarda insanlar idam edildiği için ölülerin buluştuğu meydan gibi değişik isimler de verilmiş. Burası nasıl anlatılır, hangi kelimelerle betimlenir bilmiyorum. Unesco tarasından dünya kültür mirasına alınan meydan şehre ilk indiğimizde bizi biraz korkuttu. Sürekli üzerinize üşüşen satıcılar, başınızı çevirdiğiniz her yerde gösteri yapan ve para isteyen adamlar,kınacı kadınlar,falcılar, maymun ve yılan oynatıcıları, yemek kokuları, müzik sesleri... Bir anda biz nereye geldik diyerek bunlardan kurtulmaya çalışırken bir yandan birbirimizi kaybetmemek için uğraşıyorduk.Sanki bir meydan dolusu adam üzerinize üşüşüyor ve bilmediğiniz bir dilde size birşeyler anlatıyor.Sonraki günlerde biz mi alıştık onlar mı bize alıştı bilmiyorum ama ilk günkü kadar korkunç gelmedi artık.

 

[edebiyatçı]

Ynt: Kendi rotasını çizen FAS gezimiz (Kazablanka-Marakeş)

Otelimiz meydana paralel bir sokakta olduğu için günün her saatinde meydandan geçiyorduk. Sabahın erken saatlerinde önce satıcılarla dolmaya başlıyor. Öğlenden sonra gösteri yapanlar da ekleniyoru. Hava kararmaya başlayınca her gece yeniden kurulan açık hava restoranlarından dumanlar ortalığı doldurmaya başlıyor.Akşam ezanının ardından akıl almaz bir cümbüş başlıyor. Gösteri yapanlara yaklaştığınız anda hemen para istemeye geliyorlar. Yerel halktan çok fazla izleyen var ama para veren çok az. Yanlarından bile geçseniz turistleri hiç affetmiyorlar. Fotoğraf çekmek için bir çoğu ile pazarlık bile yaptık.Allah'tan paralarının değeri düşük de bir iki liraya memnun oluyorlar.Özellikle hikaye anlatan bir sürü kadın ve erkeğin başı tıklım tıklım dolu. Üstelik de çok eğleniyor gibi gözüküyorlar ama biz hiç bir şey anlamadığımız için sadece fotoğraflamakla yetiniyoruz.

 

[edebiyatçı]

Ynt: Kendi rotasını çizen FAS gezimiz (Kazablanka-Marakeş)

Meydanda bir çoğunun ne olduğunu anlayamadığım bir sürü taş, bitki,baharat, yağ hatta kuru kirpi ve keçi kafası gibi enterasan şeyler satan çok sayıda satıcı var. Bir de ellerinde içi sarı bir yağ dolu şişeleri ile argan argan diye peşinizden koşan adamlardan bir türlü kurtulamıyorsunuz. Fas'ta yetişen argan ağacının yağı kozmetikte kullanılıyormuş ve çok makbülmüş. Bu yağdan yapılan bir sürü kozmetik ürünü de meydanda ve dükkanlarda bolca satılıyor. Kuru kirpinin ne işe yaradığını da hala anlayabilmiş değilim.

 

[edebiyatçı]

Ynt: Kendi rotasını çizen FAS gezimiz (Kazablanka-Marakeş)

En ilginç olan ise salyangoz çorbası satanlardı. Müslüman mahallesinde salyangoz satılmaz sözüne inat başları tıklım tıklımdı. Ellerindeki kürdanlar ile önce kabukların içlerini boşaltıp sonra suyunu kafaya dikiyorlar. Ne diyeyim afiyet olsun. :-\ :-\

 

[edebiyatçı]

Ynt: Kendi rotasını çizen FAS gezimiz (Kazablanka-Marakeş)

Meydanda çok sayıda portakal suyu satan araba var. Fas dünyanın en lezzetli portakallarının yetiştiği ülkelerden biriymiş. Hatta Yunan mitolojisinde altın elmanın yetiştiği yer olarak geçermiş. Altın elma da portakalmış.Fas Avrupa'ya büyük oranda portakal ithal ediyormuş. Gerçekten içtiğim en lezzetli portakal sularındandı. Ankara da göremesek de Antalya'dan aldığım portakallar da bunlardan aşağı değildi. Şehri gezerken de yol kenarlarından saksılara kadar her yerde portakal ağacı vardı. Hatta otelde kız kardeşimin banyosunun penceresinden elimizi uzatıp portakal toplayabiliyorduk.

 

[edebiyatçı]

Ynt: Kendi rotasını çizen FAS gezimiz (Kazablanka-Marakeş)

Meydandaki en renkli ve turistlerin ilgisini çeken şey suculardı. Su satmaktan çok fotoğraftan para kazanan bu sucular meydana renk katmış.Tanıtım kitapçıklarının ya da magnetlerin üzerinde hep bu sucuların fotoğrafları var. Şapkalarını ise 20 lira gibi bir fiyata satın alabilirsiniz. Aşağıdaki fotoğraflar için kıran kırana pazarlık yaptık.Özellikle ikinci fotoğraftaki çok fenaydı. Siz birisi ile pazarlık yapıyorsunuz birkaç tanesi daha fotoğrafa üşüşüyor. Mecburen onlara da veriyorsunuz. Ya da boynunuzda makina gören fotoğrafımı mı çektin diye geliyor. Bazı fotoğrafları makina boynumdayken rasgele düğmeye basarak çektim.Gözünüze yaklaştırırken biri şapkasını uzatıp dibinizde bitiyor.Yani fotoğraf çekmek hiç bu meydandaki kadar zor olmamıştı. ;D

 

[edebiyatçı]

Ynt: Kendi rotasını çizen FAS gezimiz (Kazablanka-Marakeş)

.

 

[edebiyatçı]

Ynt: Kendi rotasını çizen FAS gezimiz (Kazablanka-Marakeş)

Dedelerden oluşan bir gösteri grubu:

 

[edebiyatçı]

Ynt: Kendi rotasını çizen FAS gezimiz (Kazablanka-Marakeş)

.

 

[edebiyatçı]

Ynt: Kendi rotasını çizen FAS gezimiz (Kazablanka-Marakeş)

Fas'ta zeytin üretimi de oldukça fazla. Şehrin içinde bol miktarda zeytin bahçesi görmeniz mimkün. Rengarenk zeytinciler tam bir görsel şölen sunuyor.

 

[edebiyatçı]

Ynt: Kendi rotasını çizen FAS gezimiz (Kazablanka-Marakeş)

Bu gözleri görmeyen gariban dede en çok sevdiğimiz gösterici oldu.