Karavansız Ama Portekiz...

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan hiç Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 22
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 8,635

Etiketler
portekiz
Hayat öyle emrettiği için ne zamandır “ yürürev” ime atlayıp sınırları bana özel şizofrenik kabuk dünyamın penceresinden hayatı gözlemlemeyi erteliyorum ama bir fırsat bulup Portekiz kaçamağı yapabildik.

Fenerbahçe’nin Braga maçına denk getirdim ki, tam ohh be ! diyecektim, amma ve lâkin malum orta oyunu sonrasında netice-i hüsran kadere düştü. Eh avunmak şart oldu.



Ertesi sabah Porto’ da aldık soluğu ve akşamı zor ettim. Avunmak bahane tabii serde ehl-i keyflik olunca.

Kaldığımız otele danıştım. Turistik olmayan bir yer lütfen. Yerel damak tadı ve fado, bir deeee, ehm şeyyy, sizin buralarda, bizim oralarda günah olan şey aslından mübahmış, hemi de essahmış, tesellide üstüne yok diyorlar, bade-i hasmış…


Baktı yüzüme resepsiyondaki sevimli hatun, anladı hal-i pürmelalimi, açtı şehir haritasını ve ben buraya gidiyorum, dedi. Kafam bozulduğunda... Bakımlı ve zarif elinde tuttuğu kalemin ucuyla bir daireye aldı orayı ve adını yazdı bir de ekledi. Burada Portekiz’i yaşarsınız.

Gönülden teşekkürlerimle otelden çıktık, bindik tabanvaya, düştük yola. Kaldırımın taşına, evin damına, kilisenin çanına, tezgahın çinisine, kapının çivisine, iksirin şişesine derken adresi bulduk ve girdik içeri.

Kaç yüz yıllık yaşanmışlıkların ruhundan hissedebildiklerimiz bizim o anki gerçekliğimizdi. Hoş ve daha henüz masaya oturmadan sarhoş.

Mekân son derece mütevazi, arada bizim gibi turistler varsa da asıl müşteri oradan, ahali.

Fado kulağın pasını, bade-i Porto, Braga’nın yasını aldı götürdü. Teşekkürler…


Portekiz tam hayal ettiğim gibi, mütevazi, sıcak kanlı, tarihi ve doğal güzelliği hemen her köşesine yayılmış bir ülke.

Öyle bizdeki gibi görmemişliğin abartılı gökdelenleri, şatafatlı aşağılık kompleksi yok.


Doğrusu tadı damağımızda kaldı. Braga, bir haftalık Portekiz güzelliğinin yanında buruk bir hatıra. Eh ne yapalım… Hikayede renk olsun diye bahsettim işte.


Zira ülkede ve dünyada öyle dramlar yaşanıyor ki, lafı bile olmaz ve yaşamak bu kadar acılı olmamalı.

Artık dilime pelesenk oldu hep söylenip duruyorum.


İnsan işportada, insanlık karaborsa !
 


Gezi yazilarinizi okuyunca sanki ben de ordaymisim gibi hissi aliyorum hep, tesekkurler.
 

Karavansız geziler bana zor geliyor ama böyle kaçamaklar da iyi oluyor. Eşimle benimde Lizbona 4 günlük bir gezimiz oldu. Portekiz bizimde çok hoşumuza gitti. Paylaşımınız bana iki hatıramı hatırlattı. Bir deniz ürünleri lokantasında yemek yerken yandaki masadan tak-tuk gürültüleri gelmeye başladı. Komşu masada 4 kişi ellerindeki tahta çekiçlerle deniz yengeçlerini dövüyorlardı. Ikinciside antika tramwaya binerken oldu, arka cebimden cüzdanımı aldıklarını farkettim. Arkamdakini kolundan yakalayarak cüzdanı istedim. Yanımızdaki birisi eğilerek cüzdanı yerde bulmuş gibi yaparak bana verdi. Tramwaydaki kadınların yankesicileri azarlamaları çok ilginçti. Birgün karavanla da bu güzel ülkeyi gezmek isterim.
Ayrıca tahta çekiçlerde yengeç yeme usulünü de bir denemek istiyorum.
Portekiz şaraplarıda bu ülkeyi gezmek için başka bir neden.

Paylaşım için teşekkürler.
 
Son düzenleme:




Doğrusu ben de karavansiz eksiklik hissediyorum Hüseyin bey. Portekiz ayrı bir keyif verdi doğrusu. Mutevaziligin ve iddiasizligin birleştiği hoş bir ülke. Yankesecilik meselesini okuduklarm da uyarıyordu.
 

Al işte Fado ile konuya girnce Portekiz ilahlaştı yine.Sanırım kalemi kuvvetli olanların bir taktiği sihirli kelimeyi baştan sal sonra ki kelimeler ne olsa güzel gelir yok o yetmedi bir de daire içine alınmış yerler çıktı başımıza.Dur bakayım ben de bu hafta daire içine bir yerler alayım,Fado nasılsa cepte.
 

Portekiz bizim de çok hoşumuza gitmişti. İnsanları konuşkan ve dost canlısı. O tuzlu bacalhau balıklarını nasıl yediklerini hala çözemedim ama tazesi nefis. Hele kopilotum karalahalanaları görünce pek sevinmişti. Karadenizlilik de olunca bir güzel lahana çorbası yapmıştı. Bence de Portekiz kesinlikle Avrupada İskandinavya hariç en gezilesi ülke. Paylaşım için teşekkürler.
 



Ne yapalım, farklılıkları ve güzellikleri öne çıkartacağız doğal olarak. Hele bir de romantizm ve zarafet varsa ruhunda, cazibesi baş döndürür.







 




Gerçekten içinde yaşanılabilen bir tarih ve doğal güzelliği barındırıyor.







 

Bir ülkede siaesta varsa orası güzel ülkedir.Yanına güzel müziği , likit ürünleri eşliğinde hele bir de hamakta hafifçe sallanırken ,kimse sakın deniz demesin oturur ağlarım.
 

Portekiz rallisi ile hayallere dalmıştımki, yaşamın dayattıklarına teslim olup seyahat hayallerimizi rafta tozlanmaya bırakırken yani tamda kendimizi avuturken.
Haklısın Haldun abi porto bencede gidilecek kadar görmemişliğin abartılı gökdelenleri, şatafatlı aşağılık kompleksi yoktur.

Kalemine sağlık.
 

Umarım bir gün arzuların gerçekleşir. Diğer konu; insan gezip gördükçe kimlerin neyi, nasıl yaptığını, nasıl yaşadığını ve aradaki değer farklarını keşfedebiliyor.
 

Büyüklerimiz, Portekiz demiş, Porto demiş, Fado demiş, Porto suyu demiş, sonra ne olmuş? onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine...
Haldun abi sayenizde, şu mesai saatleri içinde bulduğum ilk fırsatta "ne var, ne yok" diye foruma bir göz atayım dedim. Bir anda bir Gündoğusu fırtınasıyla kendimi Portekiz'de buluverdim.
Herhalde aynı fırtınaydı Feneri Braga'da dağıtan...
Güzel yazınızı ve fotoğraflarınızı Fado müziği eşliğinde bir kaç kere okuduktan sonra kapmı tıklatan hastam sayesinde gerçek Dünya'ma döndüm.
Bizimle bu güzel gezinizi paylaştığınız için teşekkür edeiyorum