Karadeniz- İç Anadolu İzlenimleri - 2011

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan RÜZGAR Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 176
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 73,826
Ynt: Karadeniz- İç Anadolu İzlenimleri - 2011

Yeni farkettik ve hemen gezinizi incelemeye başladık. Güzel bir gezi gerçekleştirmişsiniz.
Tekrar gezilere başladığınızı sanıyorum. Keyifli ve mutlu geziler dileriz.
 

Etiketler
Ynt: Karadeniz- İç Anadolu İzlenimleri - 2011

Sn."Esinti35",

Karadeniz taraflarına gitmeyeli çok yıllar olmuştu.Şööyle bir uzanalım demiştik. Sıcaklarda öyle yokuş yukarı yürü, atla zıpla tarzında fazla iddialı bir gezi olamayacaktı zaten.
Herzamanki gezi anıları "formatım" ile küçük de olsa bir yazı hazırlayacağım ama araya sağlık nedenleri ile Edirne Tıp Fakültesi programı girdi.
İyi ki de girmiş.Oraları da epeydir gezememiştim.

Bu sıcaklarda da insan değil yazı yazmak parmağını bile zor oynatıyor.
Aynen fotoğraftaki gibi bir tembellik çöküyor insana.

[attachment=1]

Bu arada geçen yıldan sözünüz var.Bir gezi anısı da sizden bekleniyor.Unutmayın... ;)
Mutlu kalın,

Ne yazsam acaba.jpg
 

Ynt: Karadeniz- İç Anadolu İzlenimleri - 2011

Sn.Rüzgar,
Size geçmiş olsun der, şu an sağlıklı olduğunuzu ümit ederiz.
Bu sene gezi anılarımızı kışa girerken yazmak istiyorum. Zira 2. tur bir gezi daha düşünmekteyiz.
Uzun zamandır gitmediğimiz kuzey Ege ve hiç gitmediğimiz Trakya, çok merak ettiğimiz Edirne,Kırklareli,Tekirdağ gezimizden çok keyif aldık. İnşallah bundan sonraki gezilerimizde keyifli geçer. Ve sizlere keyifli gezilerimizi anlatırız. Aslında yazmayı pek seven bir kişi değilimdir. Okumayı tercih etmişimdir hep..Nedense?!.
Ne yazsam acaba diye düşündüğünüz fotograf ::smiley:, bana, acaba nereden başlamalıyım diye düşünüyormuşsunuz gibi geldi. ;)
Sağlık ve mutluluk dileriz.

Yollarda olan tüm karavancılara kazasız,sağlıklı ve keyifli geziler dileriz.

Birgül-Şeref
 





Ynt: Karadeniz- İç Anadolu İzlenimleri - 2011

Geçmiş olsun ..... En kısa sürede sağlığınıza kavuşmanız dileği ile...

İlknur Mahir
 

Ynt: Karadeniz- İç Anadolu İzlenimleri - 2011

Hüseyin Abi geçiş olsun. Acil şifalar dilerim. Asıl gezi anılarınızı da dört gözle bekliyorum.
 


Ynt: Karadeniz- İç Anadolu İzlenimleri - 2011


KARADENİZ İÇ ANADOLU İZLENİMLERİ

Taa ‘ 94 lerde bir baştan öbür başa geçtiğimiz Karadeniz için geçen zaman içinde çok şeyler yazıldı söylendi.
O zamanlarda bir küçük engerek gibi başını uzatan Karadeniz Otoyol u giderek Samsun dan Hopa’ya kadar uzanan koskoca bir piton haline gelmiş denildi.
Sahilleri, şirin balıkçı barınaklarını, evleri, gazinoları, plajları, çay bahçelerini yutup geçti denildi geçtiğimiz on yedi yıl içinde.
On yedi yıl içinde doğan çocuklar büyüdüler, birer genç kız, delikanlı oldular...
“Bakalım Karadeniz de ne denli büyüdü serpildi, bir de biz görelim”.

Birinci bölüm

İstanbul’dan 23.Haziran günü öğle saatlerinde kopabildik anca...
Rotamız pek belirli değilse de ilk önce Safranbolu dan başlamayı düşünüyoruz. Gerede den sapıp Karabük yönüne doğru ilerliyoruz.

Birinci bölümün Rotası
İstanbul-Gerede-Karabük-Safranbolu-Kastamonu-Taşköprü-Sinop

Yollar güzel ancak ara ara bakım var. Sık sık şerit değiştiriyorsun.
Karabük den sonra Safranbolu yönüne sapıp yokuştan aşağı inerken hemen sağımıza gelen Turizm ve Otelcilik Yüksek Okulu nun bahçesine dalıyoruz. Burası yaz tatillerinde paralı otopark olarak kullanılıyormuş.
01-Safranbolu- Okulun park alanı

[attachment=1]

Gelen görevliye bir yirmilik toka ediyoruz.
Bahçe de bizden başka bir Fransız İveco karavan daha görüyoruz.

02- Safranbolu- Komşu karavan ile

[attachment=2]

İki aile açmışlar sandalyeleri sohbet ediyorlar. Biz gelince de meraklı gözlerle yaklaşıyorlar “nereliyiz” diye. Türk olduğumuzu öğrenince biraz şaşırıyorlar açıkçası. Karavanımızı inceleyip beğeniyorlar. Çat pat Fransa dan oradan buradan konuştukça da yüzleri biraz daha değişiyor komşularımızın. Ne yani “kaz uçar da laz uçmaz mı” ?
Duşlar alınıyor, üst baş değişiyor, hafifi makyaj yapılıyor,toparlanılıp çarşıya doğru iniliyor.
Sokaklar eskinin Arnavut kaldırımı.Taşlı...Yürümesi çok zor. Eski Osmanlı’nın kadınları nasıl yürüyorlarmış bu yollarda topukluları ile !... Zar zor iniyoruz yokuş aşşağı çarşıya ama bir de bunun dönüşü var !

03-Safranbolu- Park da dinlenme

[attachment=3]

Safranbolu zaman içinde daha fazla restore edilmiş.Bir çok konak artık otel halinde. İçlerine bakılabiliyor.
Çarşı içi de giderek daha renklenmiş, çeşitlenmiş ama Uzakdoğu mallarının da bu büyüme de bayağı katkısı olmuş.

04- Safranbolu-Hediyelikçilerde

[attachment=4]

Karanlık basana kadar gezinip ufak tefek alıyoruz hatıralık. Selma mücevherlerinin bir bölümünü saklamak için bir tahta kutu alıyor...Ben ise bir konak alabiliyorum sadece !...Okus pokus yaparak büyütür içine girer keyif çatarım belki de. Kim bilir ?

05- Safranbolu-Çarşı da

[attachment=5]

Safranbolu esnafı ,güneyin açgözlü şımarık satıcıları gibi insanı kolundan bacağından çekiştirmiyor. Sakin ve samimi davranışlarıyla çarşıyı pazarı rahat rahat gezebiliyorsun. Sokaklar daracık, dükkanlar küçücük ama insanları hoş görülü ve tok gözlü. Kadınların hemen hemen yarısı başı kapalı. Fiyatlara baktığında 1 lira gibi İstanbul da anca tuvalete girebildiğin parayla burada bir şeyler alabiliyorsun. Burada her şey safrana odaklanmış. Safran sabunu, safran kolonyası, safran balı filan.

Yemek yiyecek yerlere bakınıyoruz. Yöresel yemekler pek yok, her yerde gözlemeciler, bir de etli yaprak sarması özelmiş. Ama o da bol baharatla yapıldığı için yiyemiyoruz
Biraz daha dolanıp bir şeyler bakınıyoruz ama Selma nın mönüsündeki yemekleri ise sadece devlet hastanesinin kardiyoloji ve de gastro entoloji bölümlerinde bulabilirsin ancak !..
Çaresiz karavana dönüp kabak ve patates salatasının yanına bir de bonus olarak ton açıyoruz. Bu açtığımız yüz bininci ton ve bu sayı ile Ortadoğunun en büyük ton balığı tüketicisi olarak tarihin altın sayfalarında yerimizi alıyoruz.
Bu gün öğle saatlerinde çıkıp bu sıcakta tas tamam 400 km. yol gelmişiz. Epeyce de çarşı falan derken yorgunuz ve ben fazladan bitkinim.
Yeni yaptırdığımız kese kağıdı rengindeki “sıfır” yatak takımlarını sermeye geliyor sıra. Camları karşılıklı açıyoruz. Püfür püfür esen rüzgar ile serinlemeye başlayan karavanda kese kağıdına konmuş ezik şeftali gibi giriyorum yatağıma...

01-Safranbolu-Okulun park alanı.jpg


02-Safranbolu-komşu karavan ile.jpg


03-Safranbolu-Dinlenme.jpg


04-Safranbolu-Hediyelikçilerde.jpg


05-Safranbolu-Çarşı .jpg
 

Ynt: Karadeniz- İç Anadolu İzlenimleri - 2011

Güzel bir güne uyanıp kahvelerimizi yudumlarken önceden gezenlerden duyduğumuz ve Kastamonu yolu üzerindeki Yörük Köyü ne uğramayı düşünüyoruz.
Safranbolu yu 5-6 km.geçtikten sonra Yörük Köyü ne sapıyoruz. Köy 2 km. kadar içerde. Köyün içinde dolaşırken gördüğümüz ve bize hoş geldiniz diyen bir kadının anlattıklarına göre bu köyü Bektaşi ler kurmuş. Eskinin görkemli konaklarında ve evlerinde köylerine dönen emekliler ve de köyün yaşlıları oturuyor.Bu gün Cuma olduğu için hanımlar haftada bir defa öğle vaktinde toplanıyorlar, önce dua okunuyor ardından okey vb. çeşitli oyunlar oynanıyor. Eh Bektaşi köyünde olacak o kadar !..

Gezinirken bir konağın önündeki büst dikkatimizi çekiyor. Okuyunca şaşırıyoruz açıkçası.

06- Yörük Köyü- Leyla Gencer büstü

[attachment=1]

Ünlü soprano Leyla Gencer bu köyden çıkmış. Hani politikacı, bilim adamı filan alıştık ama Milano/ La Scala nın ünlü divasının buradan çıkmasını düşünemiyor insan doğrusu.
Adı Sipahioğlu olan bir konağı ziyaret ediyoruz. Bir zamanların çoluk çocuk yaşanılan konakları giderek terk edilmiş, yıkılmış ya da yıkılmak üzere ama bu konak sapa sağlam. İçinde yaşayanlar şehirlere gidince kalan aile fertleri burayı sanat evi yapmış.
Sahibi Filiz teyze ile epeyce sohbet ediyoruz. Bize “az şekerlilerin” yanına Safranbolu lokumları da koyarak ikram ediyor.

07-Yörük Köyü- Filiz teyze ile muhabbet

[attachment=2]

Sonra 40 kat hamurdan yaptığı bir tepsi baklavayı koşturuyor içerden.

08- Marifetli teyzeden işkence tepsisi !...

[attachment=3]

Selma nın korkunç baskı ve tehditleri altında bir dilim yenebiliyor ancak.
Filiz hanım bize köyün ortak çamaşırhanesini gezdirmeyi teklif ediyor sağolsun.

09-Yörük Köyü-Eski çamaşırhane

[attachment=4]

Köyde kadınlar burada topluca çamaşır günleri yapıp çamaşırlarını yıkayıp kurutuyorlarmış.Çamaşırhane diyip geçmeyin.Ortadaki taş platform da aynı anda 12 kadın hem sohbet edip hem de işlerini görüyorlarmış burada. Platformun eğik durmasının nedeni ise uzun boylu hanımlar yüksek tarafta kısa boylular ise karşı tarafta durup rahatlıkla işlerini görebilmeleri içinmiş.

10- Yörük Köyü-Çamaşırhanenin kazanlarından biri.

[attachment=5]

06-Yörük Köyü-Leyla Gencer bÃÂ


07-Yörük Köyü-Filiz teyze ile.jpg


08-Yörük Köyü-Ä°ÅÃ


09-Yörük Köyü-Eski ÇamaÃ


10-Yörük Köyü-ÇamaÃÂÂ
 



Ynt: Karadeniz- İç Anadolu İzlenimleri - 2011


Köyün içinde dolaşırken eski konak kapılarının fotoğraflarını çekiyorum.

11-Yörük Köyü-Eski kapılar

[attachment=1]

Beni çocukluğuma, yaz tatillerinde büyük babamların Denizli deki bağ evlerinde geçen çocukluk anılarıma götürüyor.
(Balkon korkuluğuna oturan ben.İki küçük ise ikiz kardeşlerim.)

12-Denizli-Bağ evimiz.1951

[attachment=2]

Üzerinden sadece altmış yılın geçtiği tarihin içindeki kısa yolculuğum beni derinden etkiliyor. Eskinin şimdilerde duyulmayan su şırıltıları, kumruların ötüşleri, yıkılmadan dimdik kalabilen evler, köşkler, kapılar, bacalar ve ben..

13-Yörük Köyü- Tarihin içinde dolaşıyorum

[attachment=3]

Dolaşırken bir tabela dikkatimi çekiyor.

14- Yörük Köyü- Cemil İpekçi sokağı

[attachment=4]

Cemil İpekçi de bu köyden miş...Ünlüler, marjinallikler köyü bu köy !...
Güneş yükselirken ortalığı sıcak basıyor. Biraz da yorulmuş ve de susamışım..Bir tarihi çeşme imdadıma yetişiyor. Bir zamanlar çeşmelere tas dayandıramazlardı hayrat sahipleri. Şimdilerde pet şişelerden su içenler bunun ne işe yaradığını bile bilemeyebilirler.

15- Yörük Köyü- Çeşmebaşı

[attachment=5]

Artık yavaş yavaş köyü terk etme zamanı...
Eskilerin görkemli köşkleri, su şırıltıları, eski kapılar ve de güler yüzünü belki de hiçbir zaman bir daha göremeyeceğimiz Filiz teyzenin şefkat dolu sesi ile dop dolu gönlümüzü geride bırakarak ana yola kadar inip doğuya doğru ilerliyoruz .
Vakit öğle olmuş, yükselen güneş gözlerimize dolmaya başlamış bile...

Birinci Bölümün Sonu

11-Yörük Köyü-Eski kaplarÄÂÂÂ


12-Denizli-Bağ evimiz.1951.jpg


13-Yörük Köyü-Geziniyorum.jpg


14-Yörük Köyü-Cemil Ä°pekÃ


15-Yörük Köyü-ÇeÅÃ
 

Ynt: Karadeniz- İç Anadolu İzlenimleri - 2011

Yörük köyü nün sizi eskilere götürmesi, size o eski günleri hatırlatması, sizde unutulmaz bir anı olarak kalacaktır.
Daha nice güzel anılı geziler dileriz.
 

Ynt: Karadeniz- İç Anadolu İzlenimleri - 2011

Filzi teyze ile ilgili ekşisözlük'ten ufak bir alıntı :

"yörük köyü'ne giderseniz muhakkak filiz teyze ile tanışın onların yerinde gözleme yeyin; teatral yeteneği aşmış geçmiş bu kadının gülenyüzüne ve neşesine ortak olun. çamaşırhane'de vakti zamanıyle gelinlerin kayınvalidelere olan gıcığını nasıl çamaşırdan çıkarttığını bir de ondan izleyerek dinleyin.

kendisi gayet uyumlu bi kadın olduğundan, model olarak yönlendirilmeye de gayet müsait. yalnız o kadar çok hareket ediyor ve o kadar yerinde durmuyor ki, yüksek enstantane çalışmak zorundasınız (sürreal kafalarda değilseniz).

filiz teyze'nin cüretkar tavrı ve açık sözlülüğü sizi bunaltmasın, şaşırtmasın. en son kıkırdaşıp şakalaşırken bana ne kadar çapkın ve becerikli olduğumu çaktığını, ondan kaçmadığını, benim erkeğin ömrünü uzatacağımı (töbe töbe) dile getirip, oğluna almaya ikna etmeye çalışıyordu.
"

Ben de ziyaret ettiğimde kim ki bu garip kadın demiştim (hamamı anlatıyordu, aynı hikaye ile) , yanılmıyorsam TV belgesellerinde de emeği var ... Gerçekten teatral yeteneği müthiş biri ..
 

Ynt: Karadeniz- İç Anadolu İzlenimleri - 2011

Hüseyin abi, konak hayırlı olsun, esnafın ağzında sigara olmasaydı iyiy di.

Okulun park alanına karavan parkı diye 10 TL istiyorlar, orada rastladığımız İsveç'li çekme karavanlı aile hizmet olmadığından makduriyetlerini yakınmışlar dı.
 

Ynt: Karadeniz- İç Anadolu İzlenimleri - 2011

Sabah birileri kalksında kahvaltı edeyim derken gezinizi okudum,sonlara doğru,siyah-beyaz lar çıkınca ,bir şu arkamda çalan müzikle örtüşünce ,üstüne üstlük bir çakılı kalınca buralara,sabah sabah duygularımız her şeyi ele geçirdi.
İki tane yer daha ekledik gezi rotalarında 'uğralınacak yerler'kategorisine.Sağolun var olun.
 




Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,785
Mesajlar
1,523,754
Kayıtlı Üye Sayımız
166,600
Kaydolan Son Üyemiz
emirkucukgenc

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst