Karadeniz gezisine geçen yıl bir Alman arkadaşımla karar vermiştik.25 Mayısta iki motokaravan olarak geziye başladık.İstanbul'dan hareket ettikten sonra Yeniçağ'dan Mengen'e geldik.Ahçılar diyarında ancak bir lokanta bulduk.Müdürün Yeri.Karavanlarımızı lokantanın yanına park ettikten sonra bulgur çorbasını içip,tandırını yedik.Ertesi sabah Devrek,Bartın üzerinden Amasra'ya vardık.Şirin ve tarihi kasabada kamp yeri yok.Müzenin yanındaki Belediye otoparkına karavanlarımızı park ettik.Kasabayı dolaştık.Tarihi dokunun bozulmasına üzüldük.Tarihi yapıların üzerine yeni yapılaşmalar oluşmuş.Akşam lokantaların birinde rakı,balık faslını tamamladık. Karavanlarımıza döndüğümüzde yanımıza biri Fransız diğeri İtalyan iki karavan daha park etmişti.
Ertesi günü dinlenerek geçirdikten sonra Kurucaşile'ye hareket ettik.Yol daraldı,ve bitmez tükenmez virajlar ve rampalar başladı.İkinci vitesten yukarı çıkamıyoruz.Ancak Küre dağlarının
eşsiz güzelliklerini seyretme fırsatı bulduğumuzdan seviniyoruz.Trafiğin yok denecek kadar az olması sürüş emniyetini sağlıyor.İnternette Kurucaşile'de kamp yeri var gözüküyordu.Ancak
bulduğumuzda kapalı olduğunu gördük.Açık olsaydıda ancak zar zor iki karavan belki sığardı. Kolaylık tesisleri ise bir felaketti.Mecburen sahildeki bir restoranın yanına park ettik.Akşam yine
rakı balık faslından sonra ertesi gün bitmez tükenmez rampa ve virajlar sonrası Cide'ye vardık.
Cide limanının sonundaki Barın Mocapı bulduk.Park alanı yeterli olmasına karşın kolaylık tesileri
yine kötü.Üç gün Cide'de kaldık.Cide'nin etrafında gezilecek çok güzel yerler var.Hele Cide
pazarı sebze ve meyva cenneti.Cide'den Abana'ya doğru aynı yol şartlarında hareket ettik.
Yeşilin her tonu var.Her yer orman ve her virajdan sonra doyumsuz,değişik bir manzara.
Abana çıkışında bulduğumuz kamp tarlaydı.Hepsinin mazereti sezon daha başlamadı.Başlasaydı
farklımı olacaktı demekten kendimizi alıkoyamıyoruz.Yolda yabancı karavanlara rastlıyoruz. Demekki Turist var.Tesis yok.Zaten çoğu müsait bir ağaç altına çekip konaklıyor.Yani onların
ülkesinde yapmaları yasak olan şeyi Türkiye'de rahatlıkla yapıyorlar.Yakıt parasına Türkiye gezisi.Ertesi sabah tarlada daha fazla kalmak istemediğimizden Sinop'a hareket ettik.Güzellikler arasından rampa ve virajlar sonrası Sinop'a vardık.Akliman'da ilk defa doğru dürüst bir kamp yeri bulduk.Sinop'un etrafı bir cennet.Hamsilos koyu,Erfelek şelaleleri,Sarıkum gölü,İnce burun. Doyumsuz güzellikteler.Sinop tarihi Cezaevi gezilmesi gereken yerlerden biri.Bir hafta burada kaldıktan sonra yola düştük. Bafra'ya kadar yol aynı şekilde devam etti.Bafra'da bölünmüş yol başlayınca sevindik ancak bu kez Ordu'ya kadar tabiat sıradanlaştı.Ordu ve Giresun'dan fındık bahçeleri arasından geçip Bulancak'ta bulduğumuz bir otoparkta kaldıktan sonra ertesi gün Trabzon'a vardık.Trabzon belediyesinin yanındaki otoparka park ettikten sonraki gün Ayasofya müzesini,Avrasya pazarını,Boztepeyi dolaştık. Karavanlarımıza döndüğümüzde yanımıza yedi tane İtalyan karavan park etmişti. Onlarında derdi mocamp bulamamalarıydı.Ertesi gün Altındağ milli parkı yakınındaki bir kamp yerine karavanlarımızı bırakıp scooter'larımızla Sümela manastırına çıktık.İyikide karavanları bırakmışız yoksa karavan başına 30 Tl.ödeyecektik.Sümela Türkiyede görülmesi gereken olmazsa olmaz yerlerden biri.Müthiş bir tabiat ve tarihi yapı iç içe.Rize'ye doğru hareket edince çay bahçeleri başladı.Tepelere kadar çay.Ardeşen'den Çamlıhemşin yoluna girdik. Çılgınca akan sular ve raftingcilere rastladık.Rotamız Ayder yaylası.Yeşillikler arasından akan sular,bulutlarla kaplı dağlar arasındaki Ayder'e varınca hayranlığımız doruğa ulaştı.Ayder'in sonundaki düzlüğe karavanlarımızı park edip iki gün tabiatla başbaşa yaşadık.Ayder'denHopa'ya oradanda Sarp sınırkapısına gidip Gürcistan'a bir göz attıktan sonra dönüşe geçtik.Samsun'dan sonra rotamızı Pamukkale'ye çevirdik.
Ertesi günü dinlenerek geçirdikten sonra Kurucaşile'ye hareket ettik.Yol daraldı,ve bitmez tükenmez virajlar ve rampalar başladı.İkinci vitesten yukarı çıkamıyoruz.Ancak Küre dağlarının
eşsiz güzelliklerini seyretme fırsatı bulduğumuzdan seviniyoruz.Trafiğin yok denecek kadar az olması sürüş emniyetini sağlıyor.İnternette Kurucaşile'de kamp yeri var gözüküyordu.Ancak
bulduğumuzda kapalı olduğunu gördük.Açık olsaydıda ancak zar zor iki karavan belki sığardı. Kolaylık tesisleri ise bir felaketti.Mecburen sahildeki bir restoranın yanına park ettik.Akşam yine
rakı balık faslından sonra ertesi gün bitmez tükenmez rampa ve virajlar sonrası Cide'ye vardık.
Cide limanının sonundaki Barın Mocapı bulduk.Park alanı yeterli olmasına karşın kolaylık tesileri
yine kötü.Üç gün Cide'de kaldık.Cide'nin etrafında gezilecek çok güzel yerler var.Hele Cide
pazarı sebze ve meyva cenneti.Cide'den Abana'ya doğru aynı yol şartlarında hareket ettik.
Yeşilin her tonu var.Her yer orman ve her virajdan sonra doyumsuz,değişik bir manzara.
Abana çıkışında bulduğumuz kamp tarlaydı.Hepsinin mazereti sezon daha başlamadı.Başlasaydı
farklımı olacaktı demekten kendimizi alıkoyamıyoruz.Yolda yabancı karavanlara rastlıyoruz. Demekki Turist var.Tesis yok.Zaten çoğu müsait bir ağaç altına çekip konaklıyor.Yani onların
ülkesinde yapmaları yasak olan şeyi Türkiye'de rahatlıkla yapıyorlar.Yakıt parasına Türkiye gezisi.Ertesi sabah tarlada daha fazla kalmak istemediğimizden Sinop'a hareket ettik.Güzellikler arasından rampa ve virajlar sonrası Sinop'a vardık.Akliman'da ilk defa doğru dürüst bir kamp yeri bulduk.Sinop'un etrafı bir cennet.Hamsilos koyu,Erfelek şelaleleri,Sarıkum gölü,İnce burun. Doyumsuz güzellikteler.Sinop tarihi Cezaevi gezilmesi gereken yerlerden biri.Bir hafta burada kaldıktan sonra yola düştük. Bafra'ya kadar yol aynı şekilde devam etti.Bafra'da bölünmüş yol başlayınca sevindik ancak bu kez Ordu'ya kadar tabiat sıradanlaştı.Ordu ve Giresun'dan fındık bahçeleri arasından geçip Bulancak'ta bulduğumuz bir otoparkta kaldıktan sonra ertesi gün Trabzon'a vardık.Trabzon belediyesinin yanındaki otoparka park ettikten sonraki gün Ayasofya müzesini,Avrasya pazarını,Boztepeyi dolaştık. Karavanlarımıza döndüğümüzde yanımıza yedi tane İtalyan karavan park etmişti. Onlarında derdi mocamp bulamamalarıydı.Ertesi gün Altındağ milli parkı yakınındaki bir kamp yerine karavanlarımızı bırakıp scooter'larımızla Sümela manastırına çıktık.İyikide karavanları bırakmışız yoksa karavan başına 30 Tl.ödeyecektik.Sümela Türkiyede görülmesi gereken olmazsa olmaz yerlerden biri.Müthiş bir tabiat ve tarihi yapı iç içe.Rize'ye doğru hareket edince çay bahçeleri başladı.Tepelere kadar çay.Ardeşen'den Çamlıhemşin yoluna girdik. Çılgınca akan sular ve raftingcilere rastladık.Rotamız Ayder yaylası.Yeşillikler arasından akan sular,bulutlarla kaplı dağlar arasındaki Ayder'e varınca hayranlığımız doruğa ulaştı.Ayder'in sonundaki düzlüğe karavanlarımızı park edip iki gün tabiatla başbaşa yaşadık.Ayder'denHopa'ya oradanda Sarp sınırkapısına gidip Gürcistan'a bir göz attıktan sonra dönüşe geçtik.Samsun'dan sonra rotamızı Pamukkale'ye çevirdik.