İstanbul'da Karavan İmalatçısı varmı?

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan hiç Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 80
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 61,919
Ynt: İstanbul'da Karavan İmalatçısı varmı?

İyi ki webasto taktırmışsın mebus akıllı adammışsın.Sizin gazınız hiç donmaz.Rüzgar Beye değerli tecrübelerini ve fikirlerini paylaştığı için teşekkür ederim
 

Etiketler
Ynt: İstanbul'da Karavan İmalatçısı varmı?

Selam arkadaşlar..
Bu siteye yeni kaydoldum .. Bende karavan arıyorum Bu konuda bana yardımcı olursanız memnun kalırm. İstanbulda bir iki tane buldum ama pek begenmedim...
 

Ynt: İstanbul'da Karavan İmalatçısı varmı?

Sayın yildiz2440 aramıza hoş geldiniz karavanda aradığınız kriterler özellikler nelerdir kaç kişilik ve ne tür ihtiyaçlara cevap verecek yazarsanız yardımcı olmaya çalışırız kalın sağlıcakla
 

Ynt: İstanbul'da Karavan İmalatçısı varmı?

tsk ederim. Ben ve kızım kullanacagız amacımız bab kız hafta sonları dogaya cıkmak ve gezmek
tercihim 3 ve 4 kişilik olabılır
 

Ynt: İstanbul'da Karavan İmalatçısı varmı?

sayın yildiz2440 forumda aradığınız tüm sorulara yanıtlar bulabilirsiniz bende yeniyim bu karavan sevdasına tutulalı 5 ay oldu gece gündüz burada yazan çok değerli abiler dostlar var onların yazdıklarını takip ediyorum çok şey öğrendim burada yazan herkes doğa sevdalısı yardımsever kişiler istediğiniz konuları çok rahatlıkla açabilirsiniz eminim kısa sürede ihtiyacınız olan karavan modeli tam olarak netleşecektir şimdiden hayırlı olsun diyorum ha birde alkovenlimi olacak yoksa camper mi o sizin kullanım şekline göre netleşecek hazırmı almak istiyorsunuz yoksa bir araç alayım hobi olsun birazda uğraşıp kendi karavanımın projesini kendim çizip isteğime göre kendim yaptırayım mı ben bir panelvan minibüs aldım kendim yapmak istiyorum 2009 daki yeni yönetmelik netleşir se çalışmaya başlayacağım kısmetse.
 



Ynt: İstanbul'da Karavan İmalatçısı varmı?

Motorin (dizel) donmasına karşı bir çözüm de motorine gaz yağı eklemektir. Normalde yazın ayrı, kışın ayrı dizel satılması gerekir. Ülkemizde sanırım hep aynı dizel satılıyor. Egzoz emsiyon kuralları çıkmadan önce dizele % 50 oranına kadar gaz yağı eklenmesi durumunda dizel -40 derecelere kadar dayanıyordu. Ben evin buzdolabının deep freezinde % 30 gaz yağı katarak dizelin akıcılığını koruduğunu test etmiştim. (-18 derece gibi) Yalnız gaz yağı katılınca dizelin yağlama özelliği azalmaktadır. (dizel aynı zamanda mazot pompası ve enjektörü yağlama - soğutma görevi de yapar) O nedenle % 5 oranına kadar iki zamanlı motor yağı konulması bazı motor üreticileri tarafından tavsiye edilmektedir. Ama siz siz olun kullandığınız aracın üreticisinden onay almadan gaz yağı koymayın. Pompalarınıza zarar verebilirsiniz.
(soğuk havalarda motor yağı da donar, ya da akıcılığını kaybeder. marş motoru motoru döndüremez. onun en kolay çözümü kışın 10w40, 5w30 gibi yağların kullanılmasıdır. i Bu yağlar -20C lere kadar dayanır. İnanmıyorsanız deep freezde deneyin :smiley: .kışın 20W50 kullanmak soğuk yerlerde tehlikelidir.)

** pardon, unutmuşum.akülerde donabilir .... **
yağ için Rüzgar bey'in yaptığı karter ısıtma yapılır. gaz yağınızla dizel inceltilerek webasto çalıştırılır, ortam ısıtılır. akü de problem varsa içeri alarak ısıtılır. -10 C nin altına inilecekse bence akü, yağ ve dizel sınırlarını bilmekte fayda var.
 

Ynt: İstanbul'da Karavan İmalatçısı varmı?

Bu LPG'nin soğukta kullanımı gerçekten sorun çıkartabilir. Tam anlamıyla şu sıcalıklar aralığında tüpü kullanabilirsiniz gibi bir bilgi bulamadım.
İnternetteki araştırmada aşağıdaki bilgiye ulaştım.
"Propan ve bütan normal şartlarda gaz halde bulunmaktadırlar. Atmosfer basıncı altında propanın buharlaşma sıcaklığı yaklaşık -42°C, bütanın buharlaşma sıcaklığı ise yaklaşık -0,5°C'dir. Her iki hidrokarbonun da ısıl değerleri birbirlerine yakın olup yaklaşık 11,000 kCal/kg'dır."
Tüplü kullanımda aslında LPG donmuyor. Biz LPG'nin buharını kullandığımızdan 0 derecenin altında buharlaşma ile ilgili sorunlar başlıyor. LPG tüplerinde Bütan%70 Propan%30 kullanılıyormuş. Propan oranı daha yüksek olsa sorun daha az olacaktır.
Yıllar önce otomobille kışın Abant'a gitmiştim. Bagajdan küçük kamp tüpünü çıkartıp karın üstünde çay demlemek istedim tüpten gaz çıkmamıştı. Kartuş bitmiştir diye söktüm içindeki sıvı LPG yere döküldü. Yani tüp dolu olmasına rağmen buharlaşamadığı için ocağı yakamadım. Üstüne üstlük tüplerde gaz çıkışı olurken buharlaşma için ortamdan enerji çekmesi gerekiyor. Bu da tüpün daha da soğumasına neden oluyor.
Burada şöyle bir sorun aklıma geliyor. Hadi bir senaryo yazalım. Diyelim karda bir kampa gittik. Karda buzda ve buz gibi bir havada güneşe de aldanıp uzunca bir yürüyüş yaptıktan sonra ısınmak için karavana döndük. Karavana dönünce o da ne bütün gaz sistemi devre dışı tüp dolu ama ne trumatik ne de ocak hiçbiri çalışmıyor. Sn. Rüzgar'ın bahsettiği yedek ısıtma da yoksa yandık, pardon donduk. Hele bir de serviste Sn. Bartek'in bahsettiği gibi 20-50 yağ koymuşlarsa, marş da basmıyor. Ne olacak şimdi ? Bu kadar karamsar senaryodan sonra en azından botlarımızın ve paltonun sağlam olması iyi olur diyorum. :eek:
 

Ynt: İstanbul'da Karavan İmalatçısı varmı?

Ferhat Bey,

Konu biraz dağıldı ama... Son iletide sizin tüm olumsuzlukları içeren senaryonuzu okuyunca, çocukluğumdaki maltızlar (bir çeşit mangal) aklıma geldi. Soba ile ya da ocakla ısıtılan (şöminenin ilkeli) odanın dışındaki bir odayı, herhangi bir nedenle ısıtmak gerektiğinde, bahçede mangal kömürü yakılır, iyice yanması beklenirdi. Beklenmezse, zehirlenme işten bile değildir. İyice yanan meşe mangal kömürünün üzerine az miktarda kül serpilirdi ki çabuk geçmesin. Bu şekilde, maltız odaya götürülür ve soğuk olan odanın soğuğu epeyce kırılırdı. Yaklaşık 50 yıl önce büyüklerimin uyguladığı bu yöntem, basit bir çözüm olabilir mi; karda kışta kıyamette, dağ başında? Evet diyorsanız, araçlardaki kömürleri biraz daha artıralım öyleyse...

Cavid Sezen
 

Ynt: İstanbul'da Karavan İmalatçısı varmı?

Ama eskiden evler ahşaptı, yani yapılar nefes alıyordu hatırlarsak. Bu nedenle az da olsa karbon monoksit öldürmezdi. Belki iyi yanmamış kömür biraz baş ağrısı yapardı hatırladığım..
Şimdiki evler beton ve de nefes almıyor. Karavanlarımız da hemen hemen aynı. Üstelik hacimleri çok daha küçük. Bence denemesek daha iyi olur diyorum. Ne dersiniz...
Sonra arkamızdan basın toplantısı yapacak gravatsız badem bıyıklı da bulamayız ;)...Neme lazım..
Selamlar,
 

Ynt: İstanbul'da Karavan İmalatçısı varmı?

Merhaba,

Dün, önce Ferhat Beyin(fsirin), sonra benim, bu sabah da Hüseyin Beyin(rüzgar) sözünü ettiği konuya, bugün (04.01.2009) Radikal Gazetesinde, Avni Özgürel değinmiş, ilginç bir rastlantı oldu. Okumamış arkadaşların dikkatine. (Hüseyin Beye not: Kömürün çok iyi yakılması gerektiği çok önemli. Ferhat Beyin kötümser senaryosundan?!... yola çıkmış, çocukluğuma gitmiştim... Bu sabah A.Özgürel'i okuyunca gülümsedim...)

Cavid Sezen

Eskiden mangaldan zehirlenirdik
yazar adi
AVNİ ÖZGÜREL
Yorum / 04/01/2009
sayfayı yazdırarkadaşına gönderarşive ekle

2008’i Gazze faciasıyla noktaladık ve 2009’a Ankara’da doğalgaz sobasından sızan gazın zehirlediği yedi gencin ölüm haberiyle girdik... Böyle başlayan senenin hayır getirip getirmeyeceğini bekleyip göreceğiz... Umalım, dileyelim ki işittiğimiz son acı haber bu olsun...
Karbonmonoksit zehirlenmesi insanoğlunun kapalı mekânlarda yaşamaya başlamasından itibaren maruz kaldığı bir sorun. Renksiz kokusuz bir gaz olan karbonmonoksitin tüm dünyada aldığı canın haddi hesabı yok...
Göçebe olarak yaşanan asırlarda böyle bir sorun bulunmuyordu elbette... Yurt tabir edilen çadırların tepelerindeki açıklık havalandırma bacası işlevi de görüyordu...
Ama yerleşik düzene geçilmesinden sonra gazdan zehirlenme vakaları ahval-i adiyeden oldu..
Osmanlı asırlarında saray çevresi böylesi hadiselere pek sahne olmadı. Zira sarayın ısınmasından sorumlu kişiler mangalları odun kömürünün saldığı gaz tamamen çıkıp kömür kor haline döndükten sonra içeri taşıdıklarından zehirlenmeler baş ağrısı,
baygınlık düzeyinden öte etki yapmayan ‘maltız zehirlenmeleriyle’ sınırlı kaldı..
Maltızlar ısınma amaçlı değil kahve pişirmek için kullanılan küçük boy mangallardı... Evlerde kadınlar bunu tenekeden yaparlar, her evde beş-altı tane maltız bulunurdu. Sarayda ise harem kadınları orta mangallarından aldıkları yanmış kömürü beslerken, dışarıda havanın fazla soğuk olması veya ısmarlanan kahveyi acele yetiştirme telaşıyla yeterince beklemeden odaya alırlar, başında uzun süre durduklarında gazdan etkilenirlerdi. 1. Abdülhamid’in aşk derecesinde sevdiği gözdesi Ruhşah’ın böyle bir sıkıntı yaşadığı rivayet edilir. Olgunlaşmamış maltız getirip onun bu duruma düşmesine sebep olan hizmetli kadının derhal saraydan ‘taşra çıkarıldığı’nı söylemeye gerek yok herhalde.. Ruhşah’ın yaşadığı muhtemelen hafif bir baş dönmesi olmalı. Zira aksi olsa, yani değil ölüm, maazallah baygınlık geçirmiş olsa, hizmetlinin başına neler geleceğini tahmin etmek bile zor...

Ermeni ustaların sırrı
Konak tarzı yapılarda gazdan zehirlenme hadiseleriyle sık karşılaşılmamasının bir sebebi inşaatı yapan çoğunlukla Ermeni ustaların oda ve salonlarda olası duman ve gaz birikmesi ihtimalini gözeterek riski asgariye indiren, hava akımı kanallarına yer vermeleriydi... Hafif bir gaz olan karbonmonoksit bu kanallardan aralıksız tahliye edilirdi...
Konaklarda ocaklık veya mutfak olarak adlandırılan yemek pişirilip ev işlerinin görüldüğü mekânlarda ocakların tavandan sarkan bir zincirin altına denk gelecek şekilde inşa edilmiş olması da sebepsiz değildi. Genelde tabanı sıkıştırılmış toprak olan ve evle arasında seviye farkı bulunan tavan tahtaları çakılmamış mutfaklarda yanan ateşin dumanı çatıya veriliyor, duman kiremitlerin arasından dışarıya sızıyordu. Bu yolla ayrıca çatı katında ahşap kolonlarda meydana gelebilecek kurtlanma ve çürüme de önlenmiş oluyordu... Mimar Sinan’ın Ağırnas’ta Ermeni ustalardan bu sistemi öğrendiğini ve gerek inşa ettiği camilerde gerekse Edirne’de Rüstem Paşa adına yaptığı kervansaray tarzı sivil yapılarda uyguladığını düşünmek mümkün..
Sonuç malum Ermeni ustalar devri bitti ve böylesi duyarlılıklar unutuldu...
 



Ynt: İstanbul'da Karavan İmalatçısı varmı?

Isınma konulu yazınız ile çocukluk günlerimde büyük babamların ahşap - bağdadî karışımı yüz yıllık bağ evilerini ve o günlerimi anımsattınız bana.
Güzel ve enteresan konular ile zaman zaman geçmişe taşıdığınız araştırmacılık ruhunuzun kaybolmaması dileklerimle,
Saygılar,
 

Ynt: İstanbul'da Karavan İmalatçısı varmı?

Sayın RÜZGAR,

Çok değerli duayenimizin bu düşünceleri, şevkimizi artıracaktır. Saygılarımla.

Cavid Sezen
 

Ynt: İstanbul'da Karavan İmalatçısı varmı?

myd arkadaşım maltepe köprüsünden başıbüyüye çıkarken sağdan3.yada 4 .sokakta çekme karavan tamiratı yapıyordu.eski çekme karavanları alıp tamir ediyırdu.sonra kayıp oldu taşındımı dükkanımı kapattı bilmiyorum.
 


Ynt: İstanbul'da Karavan İmalatçısı varmı?



http://yiyecek-icecek.sahibinden.com/3_40_pino_karavanWQQaXQQ8323015WQQpXQQdisplayitem
 



Ynt: İstanbul'da Karavan İmalatçısı varmı?

Pinokaravan sahibi Faruk Karatanı iyi tanıyan biri olarak geniş bilgi vereyim.Onu yaklaşık 10 aydır tanıyorum ve karavanımı yapıyor şimdilerde.
Siparişimi verene dek imal ettiği karavanların imaltında kullandığı malzeme ve işçiliği yakından takip edip,güven geldikten sonra siparişimi verdim.Şimdi gönlüm çok rahat.Biliyorum ki,sıradışı bir karavan yapmakta.İnsan olarak samimi,dürüst,yapmacıksız ve işinin ehli bir insandır.Birinci prensibi "kalite"dir.
"Aman canım sen şunu kullan da ucuz olsun" deseniz de yaptıramazsınız ona.Kesinlikle kaliteden ödün vermez.Evladiyelik iş üretiyor.Sizin fikir ve planlarınıza orjinal ilaveler üretir.Çok fonksiyonlu bir iş çıkarır.Dünya standardında malzeme kullanır.Bu, çok önemlidir."Ev" diye taşıdığınız 8-10m2lik araca her iklim şartında ve yol standardında güven duymanız şarttır. Geçen sene Çanakkalede çıkan bir fırtınada dağılan karavan olduğunu unutmayınız.Onca para , eşya , malzemeye...yazık değilmi.
Çekme ve pick-up karavan üretti , ancak biliyoruz ki sipariş üzere çalıştığı için campervan veya motokaravan yapmıyor denemez.
Aklınıza gelen her nevi karavan imalatında , karavanınız varsa içine ekleme yapacağınız detay işlerde İstanbul-Ümraniyeye 20 km mesafede olması bakımından akıla ilk gelecek firma olmalıdır.
Ben, firma bazında yaptığım seçimden ve tanıdığım "Faruk Karatan" için kendimi çok şanslı hissediyorum.Gözüm kapalı tavsiye ederim..
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,740
Mesajlar
1,522,994
Kayıtlı Üye Sayımız
166,557
Kaydolan Son Üyemiz
Takezo

SON KONULAR



Geri
Üst