Hikayeler

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan Nursel Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 808
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 130,094

Etiketler
Ynt: Hikayeler

34sel' Alıntı:
ne demek efendim. ısrar yok.bekleriz :smiley: bu arada gecmis olsun..

teşekkür ederim
en yakın zamanda bende sizlerinki kadar güzel olmasada güzel hikayeler paylaşmaya calısıcam
 

Ynt: Hikayeler

engin bey teşekkürler bu hikaye için ..adalet hanım gibi kurtuluş savaşı ve sonrasında yaşanan yüzlerce hikayeden birisi idi bu ama zamanımızda hepsini unuttuk ders çıkaracağımız o kadar şey varken kendi konularımıza düştük ve bu değerli insanları unuttuk hatırlattığınız için tekrardan teşekkürler
 

Ynt: Hikayeler

İncitmeyecek Kadar Uzak, Üşümeyecek Kadar Yakın Olabilmek


Eski zamanların dondurucu bir kışından bütün hayvanlar çok
etkilenmiş,büyük kayıplar vermişler.

Ama en çok kayıp veren kirpilermiş.

Çünkü onların pek çok hayvan gibi kalın kürkleri yok, kendilerini sıcak tutması zor olan dikenleri var.

Bu durumdan en az zararla kurtulmak için kirpiler meclisi
toplanmış,çözüm aramaya başlamış.

Tartışa tartışa,nihayet gece olunca tüm kirpilerin bir araya
toplanmasına,birbirlerine yakın durarak geceyi geçirmelerine karar verilmiş.

Böylece kirpiler birbirlerinin vücut sıcaklığından
yararlanacak,aralarındaki hava tedavülünü önleyerek donmaktan
kurtulacaklarmış.

İlk geceki deneyimlerinde bunun işe yaradığını görmüşler.

Ama başka bir problem çıkmış ortaya.

Üşüyen kirpiler birbirlerine fazla yaklaştıklarından yaralanmalar gerçekleşmiş.

Daha sonraki gece yaralanma korkusundan birbirlerinden uzak durmuşlar ama bu seferde donmalar meydana gelmiş.

Ne var ki, her gece kah uzaklaşa kah yakınlaşa, deneye yanıla
birbirlerinin vücut sıcaklığından yararlanacak kadar yakın,ancak
birbirlerini incitmeyecek kadar uzak durmayı öğrenmişler.

KISACA ;

Bizim de uzun dikenlerimiz var.

Bunlar hayata karşı filtrelerimiz.

Bazen faydalı,bazen de zararlı.

Çoğu zaman,kimseleri yaklaştırmıyoruz yanımıza.

Filtrelerimizden elemeden kimseleri sokmuyoruz özel dünyamıza.

Ne var ki, sıcaklık ancak yakınlaşmakla mümkün.

Birbirini incitmeyecek kadar uzak,hayatın soğuk zamanlarında üşümeyecek kadar da yakın olmayı öğrenmeliyiz.

Aynen kirpiler gibi..
 

Ynt: Hikayeler

Dostu Buldunsa Asla Sırt Çevirme

Paulo Coelho'nun, Seytan ve Genc Kadin adli romanindan
bir bolum…

..."Yollari oldukca uzunmus, yokus yukari
gidiyorlarmis, gunes
yakiciymis, ter icinde kalmislar, susamislar.
Bir donemecin ardinda harika bir mermer kapi
gormusler; kapi, ortasinda
bir cesme bulunan altin doseli bir meydana
aciliyormus, cesmeden
berrak bir su akiyormus.

Yolcu kapidaki bekciye donmus.
'Iyi gunler.'
'Iyi gunler,' diye yanit vermis bekci.
'Burasi harika bir yer, adi ne?'
'Burasi cennet.'
'Ne iyi, cennete gelmisiz, cunku cok susadik.'
'Iceri girip dilediginiz kadar su icebilirsiniz',
demis bekci ve eliyle cesmeyi gostermis.
'Atimla kopegim de susadilar.'
'Kusura bakmayin,' demis bekci. 'Buraya hayvanlar
giremez.'
Yolcu cok uzulmus, cok susamismis, ama suyu tek
basina icmek istemiyormus. Bekciye tesekkur edip
yoluna devam etmis.
Epeyce bir sure yamac yukari gittikten sonra eski
gorunumlu,
kucuk bir kapiya varmislar, kapi iki yani agaclikli
toprak bir yola
aciliyormus.
Agaclardan birinin altinda, sapkasini alnina
indirmis, uyur gibi yatan bir adam varmis.
'Iyi gunler,' demis yolcu.
Adam basini sallamis.
'Atim, kopegim ve ben cok susadik.'
'Surada taslarin arasinda bir pinar var,' diyen adam
eliyle orayi isaret etmis. 'Istediginiz kadar su
icebilirsiniz.'
Yolcu, ati ve kopegi pinara gidip susuzluklarini
gidermisler.
Yolcu bekciye tesekkur etmis.
'Istediginiz zaman yine gelebilirsiniz,' demis bekci.
'Buranin adi ne?'
'Cennet.'
'Cennet mi? Ama mermer kapidaki bekci bana orasinin
cennet oldugunu soyledi.'
'Orasi cennet degil cehennemdi.'
Yolcunun akli karismis 'Sizin adinizi kullanmalarina
niye izin
veriyorsunuz?
Yanlis bilgi vermeleri buyuk karisikliga neden olur!'
'Hic de degil. Aslinda onlar bize buyuk bir iyilikte
bulunuyorlar.
En iyi dostlarina sirt cevirenlerin hepsi orada
kaliyor
cunku."​
 



Ynt: Hikayeler

fatoş hanım harika bi yazı olmus
ancak buzamanda böyle dostlar bulmak zor
insanlar paylaşıp yardımlaşacaklarına arkadan iş çeviriyor
olayı cok güzel özetleyenbi yazıymış
paylaşımınız için teşekkürler
saygılar :smiley:
 



Ynt: Hikayeler

Son yaprak

Ülkenin batisindaki kücük bir mahallenin bir sokaginin neredeyse tamami ressamlardan olusmaktaydi. Bu mahallede, üc katli bodur bir tugla yigininin tepesinde iki kiz arkadasin stüdyolari bulunmaktaydi. Alt katlarinda ise yasli bir ressam otururdu.
Günlerden bir gün kiz arkadaslardan biri zatürre hastaligina yakalandi. Genc kiz günden güne eriyordu. Bir gün, arkadasi resim yaparken o da yataginda pencereden disari bakiyor ve sayiyordu...
Geriye dogru sayiyordu; "Oniki" dedi, biraz sonra da "onbir"; arkasindan "on", sonra "dokuz"; daha sonra, hemen birbiri ardina "sekiz" ve "yedi". Arkadasi merakla disari bakti. Sayilacak ne vardi acaba? Görünürde sadece kasvetli, bombos bir avlu ile alti yedi metre ötedeki tugla evin ciplak duvari vardi. Budakli köklerinden cürümüs, yasli mi yasli bir asma, tugla duvarin yari boyuna kadar tirmanmisti.
Dönüp arkadasina "Neyin var?" diye sordu. Hasta kiz fisilti halinde" alti" dedi. "Artik hizla düsüyorlar. Üc gün önce neredeyse yüz tane vardi.Saymaktan basima agri giriyordu. Ama simdi kolaylasti. Iste biri daha gitti. Topu topu bes tane kaldi simdi." "Bes tane ne?" diye sordu arkadasi. "Yapraklar, asmanin yapraklari. Sonuncusu da düsünce, ben de mutlaka gidecegim. Hissediyorum bunu."
Arkadasi ona sacmalamamasini söyleyip icmesi icin corba götürdü.Fakat o: "Iste bir tanesi daha gidiyor. Hayir, corba filan istemiyorum.Bununla geriye dört tane kaldi. Hava kararmadan sonuncusunun da düstügünü görmek istiyorum.. Ondan sonra ben de gidecegim." diyerek cevap verdi.
Genc kiz uykuya daldiginda arkadasi da alt katta ki yasli ressama ziyarete gitti. Bu sirada yaprak olayini da anlatti yasli adama. Yukari ciktiginda arkadasi uyuyordu. Ertesi sabah hasta kiz hemen arkadasina perdeyi acmasini söyledi. Ama hayret! Hic bitmeyecekmis gibi gelen upuzun gece boyunca araliksiz yagan yagmur ve siddetle esen rüzgardan sonra, bir asma yapragi hala yerinde duruyordu.
Sapina yakin taraflari hala koyu yesil kalmakla birlikte, testere agzi gibi tirtilli kenarlarina ölümün ve cürümenin sari rengi gelmis olan yaprak, yerden alti yedi metre yükseklikteki bir dala yigitce asilmis duruyordu.
"Bu sonuncusu" dedi hasta kiz."Geceleyin mutlaka düser diye düsünmüstüm. Rüzgari duydum. Bugün düsecektir, o düstügü an ben de ölecegim." Agir agir gecen gün sona erdiginde onlar, alacakaranlikta bile, asma yapraginin duvarin önünde sapina tutunmakta oldugunu görebiliyorlardi.
Derken siddetli yagmur tekrar basladi. Hava yeteri kadar aydinlanir aydinlanmaz, genc kiz hemen perdenin acilmasini istedi. Asma yapragi hala yerindeydi. Genc kiz, yattigi yerden uzun uzun yapragi seyretti. Sonra arkadasina seslendi. "Münasebetsizlik ettim. Benim ne kötü bir insan oldugumu göstermek istercesine, bir kuvvet o son yapragi orada tuttu.
Ölümü istemek günahtir. Simdi biraz bana corba verebilirsin." dedi. Aksamüstü gelen doktor ayrilirken; simdi alt kattaki bir hastaya bakmam gerekiyor. Yasli bir ressammis sanirim. O da zatürre. Yasli adamcagiz cok agir bir durumda, kurtulma umudu yok ama daha rahat eder diye bugün hastaneye kaldiriliyor dedi.
Ertesi gün doktor : "Tehlikeyi atlattiniz, siz kazandiniz." dedi. O gün ögleden sonra arkadasi artik iyilesmis olan arkadasina alt kattaki yasli adami anlatti. Yasli adam iki gün hastanede yattiktan sonra ölmüs.
Hastalandigi günün sabahi kapici onu, odasinda sancidan kivranirken bulmus. Pabuclari, elbisesi bastan asagi sirilsiklam, her yani buz gibi bir haldeymis. Öyle korkunc bir gecede nereye ciktigina akil sir erdirememisti kimse. Sonra, hala yanik duran bir gemici feneri, yerinden sürüklene sürüklene cikarilmis bir portatif merdiven, bir de üstünde birbirine karismis sari, yesil boyalarla bir palet ve saga sola sacilmis bir kac firca bulmuslar. O zaman o son yapragin sirri da cözüldü. Rüzgar estigi zaman bile yerinden oynamayan yaprak, yasli ressamin saheseriydi. Yasli adam, son yapragin düstügü gece oraya bir yaprak resmi yapip yapistirmisti.

O.henry (takma adı)
William Sydney Porter


Çok eskiden bildiğim hikayedir ama güzeldir..biliyorsanız affola
 

Ynt: Hikayeler

Fatoş hikayeler nefis teşekkürler. Engin bey ben bu hikayeyi duymuştum ama yine her okuduğumda çok duygulanıyorum sağolun.
 



Ynt: Hikayeler

Bir Kızılderili ile arkadaşı New York'un en işlek caddesinde
yürürlerken Kızılderili kulağına bir cırcır böceği sesi geldiğini
söyler ve aramaya koyulur. Arkadaşı "Böylesi bir gürültüde bu sesi duymuş
olamazsın, yanılıyorsun" der. Bir süre sonra Kızılderili cırcır böceğini
zorda olsa bulur ve arkadaşı şaşkınlıktan dona kalır. "Senin insan
üstü güçlerin var herhalde!.. Bu sesi nasıl duydun" der. Kızılderili "Bunu
duymak için insan üstü güçlere sahip olmaya gerek olmadığını, sadece insan
olman yeterlidir" der ve cebinden yarım dolar çıkarır insanların bol
olduğu bir yerde, kaldırımda yere fırlatır. Yolda yürüyenler sesin geldi
yere bakıp, ceplerini kontrol ederek, kendilerinden düşüp düşmediğini
anlamaya çalışırlar. Kızılderili
arkadaşına dönüp ; " Önemli olan, nelere değer verdiğin, ve neleri
önemsediğindir. Her şeyi ona göre duyar, görür ve hissedersin" der.
 

Ynt: Hikayeler

Engin bey bugun döktürüyosunuz
heycanla takipediyorum paylaştığınız hikayelerinizi
devamını sabırsızlıkla bekliyorum
saygılar
 

Ynt: Hikayeler

hakki' Alıntı:
Engin bey bugun döktürüyosunuz
heycanla takipediyorum paylaştığınız hikayelerinizi
devamını sabırsızlıkla bekliyorum
saygılar

Hakkıcım biraz çaba,sendende bekliyoruz güzel sayfa bu canlandıralım..
 






Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,788
Mesajlar
1,523,777
Kayıtlı Üye Sayımız
166,603
Kaydolan Son Üyemiz
Enes Güllü

SON KONULAR



Geri
Üst