Ynt: Gezenbilir; Kayseri - Erciyes Tırmanış Etkinlik Raporu (24 - 26 Haziran 2011)
İstanbul’dan, Ereğli’den, Yalova’dan ve Ankara’dan yola çıkan 8 kişiden oluşan Gezenbilir ekibi (Efe, Murat, Güncel, Alper, Ayşegül, Sedat, Ertürk ve Çiğdem) meşhur pastırmasıyla yapılmış sahanda yumurta kahvaltısının hayaliyle 25 Haziran Cumartesi sabahı Kayseri’ye vasıl olduk. Böyle bir kahvaltının nerede yapılabileceğini yarım araştırdıktan sonra asgari standartları sağlayan bir pastanede karar kıldık. Murat hariç herkes emeline ulaştı. Murat ise sipariş almakta gayet acemi garsona kızıp 2 kocaman poğaçayı mideye indirdi. Sonra arabalara doluşup Hacılar’a doğru yola koyulduk. Rehberimiz Ahmet HADAK bürosunda bizi bekliyordu. Hacılar’daki caminin karşısındaydı HADAK. Fakat o kadar çok cami varmışki ilçede hepsine teker teker uğradık. HADAK son caminin karşısındaydı. Cami sayısıyla ilçe adının arasında bir bağlantı var mıdır bilemem
Ertürk’ ün arabasındaki son yere Ahmeti, bizim kamyonetin portbagajına da sırt çantasını yükleyip Erciyes kayakevine doğru yola çıktık. Hava 22-23 derece civarında, En ufak bir bulut dahi yok. Telesiyejin başlangıç noktasına vardık. Ama once jandarmaya kayıt yaptırmak gerekli dedi Ahmet. Jandarma karakoluna yöneldik. Kıdemli başçavuş komutan hepimizin kimliklerini aldı. Cep telefonlarımızı kaydetti. Emin ellerdeyiz inşallah. Tekrar kayakevinin oraya döndük. Telesiyejle mi çıkalım, kamyonetle mi diye kararsısız. Kamyonet 2. Telesiyejin 3 direk gerisine kadar gidiyor. 3 direk nedirki yürürüz dedik. Kamyonetle 2 tur yapıp bütün ekibi yukarı taşıdım. Çantaları yüklenip Çobanini’ne doğru yakıcı güneş altında kısa pantalon ve t-shirtlerle yürüyüşe başladık. Yol biryerde sert kar yamacıyla kesildi. Burada aramıza yeni katılan arkadaşlar ilk yatay geçiş deneyimini yaşadı.
Çoban ini (2890 mt) dağdan eriyen kar suyunu aşağı indiren bir kanalın yanında yeşillik bir alan. Çadırlarımızı kurduk. Su bol, tertemiz, ve de buz gibi (7 derece) şarıl şarıl akıyor. Biz yine de filtre ederek kullandık.
Gece boyunca araba kullanan ben ve Murat (daha çok Murat) uykuya çekildik. Bir ara sesler duydum. Kazma krampon eğitimine gidiyoruz diye. Meğerse yanımızdaki yamaçta Sedat, Ayşegül ve Çiğdem kazma düşüşü eğitimi alıyormuş. Neyse lafı uzatmayayım. Akşam yemekleri yendi. Sabah 03h30’da yürüyüşe başlama kararı alındı. Yemekler hazırlanıp yendi ve akşam 9 gibi herkes uykuya çekildi.
Artık klasik hale gelen 20 dakika gecikmeyle 03h50’ de yürüyüşe başladık. Biraz rüzgar vardı. Fakat hava yine bulutsuzdu. Yıldızlarla dolu gökyüzünün altında yarım saat boyunca su kanalının yanından yukarı doğru çıktık. Kanal bitti ve karla kaplı yamaçta yükselmeye devam ettik. Gün ağarmaya başladı. Ayşegülde yorgunluk belirtileri başladı. Hızımızı kesmemek için yola devam etmeme kararı aldı ve kampa geri döndü. Bu noktada herhangi bir risk görmediğimizden tek başına dönmesine razı olduk.
Yamaç bitip de mola yerine geldiğimizde kramponları taktık. Çünkü rotaya girmek üzereydik. Nesrin Topkapı rotasından tırmanıp Hörgüç kayanın altından yan geçip zirveye çıkacaktık. Rota tamamen karla kaplıydı. Zikzaklar çizerek yükselmeye başladık. Bir ara taş geliyor diye bağırdı içimizden biri. Kafa büyüklüğünde bir taş olanca hızıyla kulvarın ortasında aşağıda doğru uçtu gitti. Biz kulvarın sağ yamacında olduğumuzdan uzağımızdan geçti. Ama yüreğimizi hoplattı.
Yükseldikçe Çiğdem’de yorgunluk belirtileri arttı. Mola verecek yer yok. Taş düşme riski var. Ahmet bizi Hörgüç kayanın altındaki kayalıklara (3609 mt) kadar çıkardı. Burada Çiğdem’e devam etmemesi gerektiğini söyledi. Çiğdem üzüldü ama yapacak birşey yoktu. Kendisi de farkındaydı durumun. Gerek mola yerinin biraz tehlikeli olması, gerekse esen soğuk rüzgar ve Çiğdemin moral durumunu dikkate alarak orada 3-4 saat tekbaşına kalamayacağına karar verdim ve ben de tırmanışımı bitirdim. Kayanın önünde nispeten rüzgardan korunarak karı düzeltip kendimize 1 metre genişliğinde bir set hazırladık ve oturduk. Zirve ekibinin dönüşünü beklemeye başladık. (07h30) Ayaklarımızın altında dik kulvar aşağılara uzanıyordu.
Murat, Güncel, Alper, Ertürk, Sedat ve rehberimiz Ahmet seri bir şekilde zirveye ulaştı. Oradaki sert rüzgar sebebiyle fazla oyalanmadan hemen dönüşe geçtiler. Yanımıza geldiklerinde saat 10h00 civarıydı. Sonra hepbirlikte geldiğimiz rotadan aşağıya indik ve sağsalim kamp yerine vardık (13h00) kampı hemen toplayıp aşağı indik. Toplam süre 9 saat 10 dakika tuttu.
Sedat ilk defa olmasına ragmen büyük bir başarı göstererek zirve yaptı, Çiğdem ilk defa 720 metre civarında irtifa kazandı. Ayşegül zor olacağına farkında olmasına ragmen bu tırmanışı denemekten vazgeçmedi. Ertürk 2 hafta öncesine ayak bileğini burkmuştu fakat naptı etti zirveyi tamamladı. Alper zirveden dönüşte şiddetli başağrısıyla uğraştı. Güncel tüm tırmanış boyunca artçı olarak ekibi topladı. Murat dörtdörtlük bir performans ortaya koydu. Rehberimiz Ahmet de bizi çok iyi yönlendirdi. Herkesi gösterdikleri cesaret, azim ve başarıdan dolayı kutluyorum.
Selamlar,
Efe Karaismailoğlu