Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan edebiyatçı Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 291
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 59,082
Ynt: Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

Bu cadde ile ilgili bulduğum bilgileri olduğu gibi kopyalıyorum.

"LA RAMBLA: La Rambla Barselona’daki en ünlü caddedir. Caddenin ismi Barselona’da 717-801 yılları arasında hüküm süren Endülüs Emevileri’nin mirasıdır. Arapçadaki al raml (dere) veya ramla (ağaçlıklı yol) kelimesinden gelir. Tam anlamıyla non stop görsel sölen sunan caddedenin ortasındaki geniş kaldırım günün her saatinde doludur. Cadde, işlek bir meydan olan Plaça de Catalunya ile Kristf Kolomb Heykeli’ni birbirine bağlar. Büfeler, çiçekçiler ve sokak sanatçıları bu caddede görülebilir. Las Ramblas 5 adet küçük caddenin birleşmesiyle oluşmuş uzun bir caddedir. Bu küçük caddeler, Plaça de Catalunya’dan Port Vell’e olmak üzere sırasıyla, Rambla de Canaletes, Rambla dels Estudis, Rambla de Sant Josep, Rambla dels Caputxins ve Rambla de Santa Monica’dır. Her bir ramblanın kendine özgü özellikleri vardır. Rambla de Canaletes adını Font de Canaletes çeşmesinden alır ve Plaça de Catalunya yönünden caddenin ilk bölümü olduğu için, Las Ramblas’a gelenler burada büyük bir kalabalık oluşturur. Rambla dels Estudis, kuşların satıldığı bir açık hava pazarı gibidir. Çeşit çeşit rengârenk kafesler yol boyunca alıcılarıyla buluşur. Rambla de Sant Josep’e gelindiğinde çiçekler sarar dört bir yanınızı. Sant Jordi Günü’nde (23 Nisan) burada toplanan insanlar birbirlerine çiçek ve kitap hediye ederler. Font de Canaletes Çeşmesini geçince biraz ilerde yer alan Reial Academia de Ciencies olarak isimlendirilen Tiyatro Binası’nda Barcelona’nın anıtsal ilk saati yer alır. Tiyatronun biraz ilerisinde Peru Genel Valisi’nin karısı için 1770’lerde yaptırdığı Palau de la Virreina ismindeki sarayı geçtikten sonra La Boqueria pazarına ulaşılır.Yol üzerinde ejderhalı eski şemsiye satıcısı binası mutlaka görülmeli.
Las Ramblas adının hikayesi işe şöyledir: ‘Rambla’ Arapça’da kumlu dere yatağı anlamına gelen bir kelimeymiş ve 14. yüzyıla kadar burası gerçekten de kumlu bir dere yatağıymış. Zamanla çevredeki yapılaşma arttıkça dere yatağı kapatılmış ama Rambla adı sabit kalmış. La Rambla’nın bir tarafında şehrin çağdaş yüzünü temsil eden Barri Gotic , diğer tarafında ise bir zamanlar Yahudi yerleşimi olan, şu sıralarda ise Arap nüfusun yoğun yaşadığı El Raval semtleri bulunuyor.
Caddenin hemen başında bulunun sokak lambası görünümlü 19. yüzyıldan kalma bir çeşmeden (Font de Canaletes) su içen herkesin Barselonalı olduğuna inanıldığı yazıyor. Aman çevrenizdeki binalardaki sevimli detayları kaçırmayın. 121 numaradaki eczaneyi, 109 numaradaki Filipin Tütünleri binasını atlamayın. "

DSC05714 (Large).JPG


DSC05721 (Large).JPG


DSC05722 (Large).JPG


4SC04421 (Large).JPG
 

Etiketler
Ynt: Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

Bu cadde üzerindeki bir başka durağımız Gaudinin eserlerinden biri olan PALAU GÜELL. 1890 yılında bitirilen Palau Guell, Katalan sanayici Eusebi Güell için yaptırılmış bir konak. Antoni Gaudi’nin diğer çalışmalarında olduğu gibi bu konak da 1984 yılında UNESCO dünya tarih mirası listesine alınmıştır. 2004 yılında yenileme çalışmaları için ziyarete kapatılan Palau Guell, 2011 yılında tekrar ziyarete açılmıştır. Bu konak “The Passenger” isimli filmde Jack Nicholson ve Maria Schneider’in ilk buluştuğu yermiş.

4SC04417 (Large).JPG


4SC04418 (Large).JPG


4SC04416 (Large).JPG


4SC04414 (Large).JPG
 

Ynt: Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

yaptığım araştırmaya göre bu binanın içi de oldukça güzeldi ama biz gittiğimizde kapalıydı. Asıl özelliği çatıdaki renkli figürler.

4SC04413 (Large).JPG


4SC04419 (Large).JPG


4SC04420 (Large).JPG
 

Ynt: Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

İlk gün son durağımız PLAÇA REIAL (Kraliyet Meydanı)
Plaça Reial, La Rambla üzerinde küçük bir araya girince karşınıza çıkıyor. Meydan, Casamajo tarafından 19. yüzyılda inşa edilmiş. 1850 yıllarından kalma bu meydanda, Gaudi’nin tasarladığı lambalar ve Üç güzeller çeşmesi bulunuyor. Plaça Reial meydanı Meksika’da yer alan Plaza Garibaldi’nin aynısı olarak tasarlanmış. Meydandaki neo klasik lambalar Antoni Gaudi tarafından tasarlanmıştır. Plaça Reial hem yerli halk hem de turistler için özellikle geceleri bir şeyler yiyip atmosferin tadını çıkardıkları bir yermiş. Fakat kıştan olsa gerek pek bir hareket yoktu.

4SC04396 (Large).JPG


4SC04410 (Large).JPG


4SC04411 (Large).JPG
 

Ynt: Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

Akşam bu meydanda bulunan Los Tarantos isimli bir mekanda Flamenko gösterisi izledik. Bir çok mekanda bu gösteri yapılıyor ama genellikle yemekli bir organizasyon ili 30 -60 euro arası bir rakama maloluyor. Burada ise akşamları saat başı birkaç gösteri oluyor ve10 euro gibi bir fiyatı var. Burası cafe-bar havasında küçük bir yer. Akşam 8.30 gibi ilk gösterisi oluyor.(yaz-kış saatler değişiyor) Biz bir saat kadar önce uğrayıp bileti almıştık. Sıra beklemedik. Bilet internetten de alınabiliyor.Sanırım o zaman 8.50 euro oluyor.Sahnenin karşısına sıra sıra sandalyeleri dizmişler. Biz en öne sahnenin dibine oturduk.Dansçının nefes sesi bile hissediliyordu.Dans yarım saat kadar sürüyor ve muhteşem. Soluksuz izledim . Uzun bir süre de etkisinden kurtulamadım.Hatta diğer günler de gidelim istedik ama hiç fırsat olmadı.Sanırım bu gezinin beni en çok etkileyen yeri burası oldu.Kadın dansçının yüz ifadesi,erkeğin asıl ve çevik hareketleri anlatılacak gibi değildi. Eğer Barselona'ya yolunuz düşerse bir gösteri izlemeden ayrılmayın.
Burada makinamla ilgili bir de talihsizlik yaşadım. Gösterinin başlamasını beklerken uzun kamera görüntüsü alayım diye makinadaki gereksiz birkaç görüntüyü temizlemeye çalışırken tüm makina hafızasını siliverdim. Üstelik de gün boyu tüm fotoları sadece ben çekmiştim.Başımdan kaynar sular döküldü.Eşimi aradım, üzerine çekim yapmazsan kurtarırım dedi. O yüzden bu mekanda çekim yapamadım.Arkadaşım da makinası ile hep kamera çekmiş. Bu yüzden bu mekanla ilgili elimde sadece bu fotolar var.Malesef gösteri sırasında hiç foto çekmemişiz.Hoş makinam olsa da büyülenmiş gibi izlerken çekemezdim sanırım. Gösteriden çıkar çıkmaz makinaya yeni bir hafıza kartı aldım. Diğerindeki fotoların tamamını da gelince eşim sağolsun kurtardı.Kurtulmasaydı sanırım çok üzülürdüm. İnternete Los Tarantos yazarsanız bir çok fotoğraf görebilirsiniz.

4SC04412 (Large).JPG


016 (Large).JPG


018 (Large).JPG
 



Ynt: Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

Yorgunluktan deliksiz uyunan bir uykunun ardından güne erken başlayalım istedik ama saat farkından dolayı günün bu kadar geç aydınlanacağını düşünememişiz. Kalktığımızda hava hala karanlıktı.Fotoğraflar 08.20'de otelin penceresinden Rambla de Katalunya caddesi.Burası da Katakunya meydanına çıkan oldukça işlek bir cadde. Cadde ortasındaki cafeler akşamın geç saatine kadar hareketli oluyor. Geç saatlerde otele dönmekte hiç sıkıntı yaşamadık. Kalmak için tercih edilebilecek bir bölge.

DSC04451 (Large).JPG


DSC04452 (Large).JPG


DSC04453 (Large).JPG
 

Ynt: Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

Yaban ellerde Türk usulü sucuklu yumurtalı, peynirli,zeytinli, reçelli,çikolatalı,tereyağlı bir kahvaltı yapıp enerji depoluyoruz. Çayımız da kahve makinasında demleniyor. Arkadaşların ikisi de çay tiryakisi olunca abartıp buradan çaydanlık bile götürmeyi planlamışlar.
Öğlen yemeğimizi Park Guel'de yemek için de sırt çantamıza birer sandviç, dolma ve kurabiye hazırlayıp havanın aydınlanması ile yola çıkıyoruz.

DSC04454 (Large).JPG


DSC04824 (Large).JPG
 

Ynt: Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

Önümüzdeki iki gün boyunca şehir içindeki gezimizi HOP ON_HOP OF adı verilen turist otobüsleri ile yapmaya karar vermiştik. Türkiye'de iken biletlerimizi internet üzerinden alıp çıktısını yanımıza almıştık.İki günlük bilete kişi başı 31,5 euro ödedik. Gezi boyunca da oldukça rahat ettik.Şehrin neredeyse görülebilecek her yerini dolaşıyorlar. Zaten barselona çok da büyük bir şehir değil.
Bu siteden iki firmayı da inçelebilirsiniz:

http://www.barcelonamaps.info/touristbus.php

Bu araçların iki ayrı firması var. Ufak tefek farklılıklarda değişik güzergahtan aynı yerleri geziyorlar. Benim kafamda olan gezi güzergahına Barcelona City Tur'un rotası uygun olduğu için onu tercih ettim.Diğer firma ise Barcelona Bus Turístic. Durakları hemen hemen yan yana. Diğer otobüs duraklarından farklı olarak kendi durakları var. İlk durak Katalunya Meydanı'nda.Bizim otel bu meydana çok yakın olduğu için çok rahat ettik.
İlk binişte çıktılarımızı gösterip otobüsün içinden biletlerimizi aldık. Daha sonra istediğimiz durakta inip işimiz bitince yine aynı yerden tekrar bindik.Her binişte bileti okutmak gerekiyor. Yılın değişik saatlerinde otobüs sıklığı değişmekle birlikte 5-10 dakikada bir otobüs geliyor.
Aşağıdaki iki firmanın da haritalarında da göreceğiniz gibi farklı renkler ile isimlendirilmiş iki ayrı rota var. Yazın bir de plajlara giden ufak bir güzergah da ekleniyormuş. Biz ilk gün yeşil rotayı ikinci gün ise sarı rotayı gezmeye karar verdik.
Bu otobüsleri tercih etmesek de otelin konumu sebebi ile metro ile de çok rahatlıkla ulaşım sağlarmışız. Ama üstü açık otobüsle yüksekten şehri görmenin de keyfi bir başka tabi.

touristbusmap.jpg


cityTourMap.jpg


4SC04193 (Large).JPG


DSC05708 (Large).JPG
 

Ynt: Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

Bu güne öncelikle otelimizin etrafındaki binalarla başlıyoruz. Klasik binaların arasında modernist dedikleri bir sanat akımına ait eserler yerleştirilmiş. Otelimize birkaç bina ilerdeki bir yapıda çektiğim ilk fotoğrafta, çatının üzerindeki telleri önce kuş konmasın diye yaptıklarını sanmıştım ana daha sonra okuduğuma göre şimdi adını hatırlamadığım bir sanatçıya ait sanat eseriymiş.

4SC04151 (Large).JPG


4SC04141 (Large).JPG
 

Ynt: Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

Bugün göreceğimiz eserlerin neredeyse tamamı Antoni GAUDi'ye ait olduğu için eserlerini anlamak için öncelikle onun kim olduğunu bilmek gerekiyor.Bu şehre damgasını vurmuş olan bu mimar sanırım dünyanın en tanınmış mimarlarından birisidir.Şehre, çehresini değiştiren; neredeyse hiç bir benzeri olmayan ilginç eserler hediye etmiş. Barselona demek Gaudi demek.Bu seyahatimin benim için en karlı tarafı beni iki kişi ile tanıştırması oldu :Gaudi ve Salvador Dali. Gezi öncesi yaptığım araştırmalar ile bu iki sanatçıyı bilgi hazineme ekledim.Artık öğrencilerime sürrealizm anlatırken Dali'yi de anlatıyorum.

Gaudi ile ilgili yaptığım araştırmaların ilgi çeken birkaç noktasını aşağı kopyalıyorum.

"Art Nouveau akımının öncüsü olan ünlü Katalan mimar Gaudi; Tanrı'nın sert köşeli hiçbir şey yaratmadığını, binaların da sert köşeli olmaması gerektiğini savunarak yuvarlak hatlı eserler yapmıştır. Bu fikrini binalarındaki dinsel simgelerde de görmek mümkün. Gaudi'nin "özerk" bir dünyası vardı ve orada yaşıyordu. Yırtık pırtık kıyafetlerle dolaşması ve sakalını griye boyaması nedeniyle "Dandy"(züppe) lakabı takılmıştı. Koyu ve dindar bir Katalan milliyetçisiydi. Hiç evlenmedi. İspanyolca'dan başka bir dilin konuşulmasının yasak olduğu dönemde ısrarla Katalanca konuştuğu için bir süre hapse bile girdi. Ayrıca, ortaçağ gotiği'nin savunucusu İngiliz düşünürü John Ruskin ve "Arts and Crafts" hareketinin öncülerinden ressam William Morris'den çok etkilendi. Gaudi'nin "grift ve soyut imgeler" i Katalan Kültürünü yansıtmakla kalmaz, aynı zamanda Akdeniz kültürüne özgü simge ve unsurlar taşırlar. Başlangıç dönemini ( 1883-1906) Barselona burjuva sınıfının verdiği işleri tasarlayarak geçiren Gaudi, dönemin sanat akımlarından soyutlanmış, kabul edilmesi ve anlaşılması zor, çağın kurallarına uymayan çok farklı tasarımlar yarattığı için olumsuz tepkiler almıştı. Onunla ilgili diğer bir söylenti de renk körü olduğu ve eserlerini yardımcısı Joseph Maria Jojol‘un yardımıyla yaptığıdır. Özel villalar, park alanları, apartmanlar alışılmışın çok dışında mimari özellik taşıyan kilise ve iç mimari tasarımları üretmiş olan Gaudi , Amerika'dan da siparişler almış, ancak yoğun çalışmaları nedeniyle gerçekleştirememiştir.
Sagrada Famillia projesini tamamlamaya çalışırken, 7 Temmuz 1926'da, bir tranvayın kendisine çarpması ile 74 yaşında öldü. Anlatılanlara göre, yırtık pırtık ve eski kıyafetler içindeki bu cesedi uzun süre kimse tanıyamamış ve gömülmeden önce tesadüfen farkedilip, cesedi morgdan alınarak Sagrada Famillia Kilisesi içindeki özel bir mezara gömülmüştür. 1878’de, 26 yaşında Barselona Mimarlık Akademisi’nden mezun olduğunda hocası “Bu diplomayı bir dahiye mi, zır deliye mi verdik Tanrı bilir. Zamanla göreceğiz” demişti.
Gaudí’nin eserlerinin sekiz tanesi UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alır. Park Güell, Palau Güell ve Casa Milà 1984’te, La Sagrada Familia’nın “İsa’nın Doğuşu” cephesi ile yeraltı türbesi, Casa Vicens, Casa Battlo ve Colonia Güell Türbesi 2005’de UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmiştir."

images.jpg


Gaudí_(1910).jpg
 



Ynt: Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

Gaudi'nin Sagra da Familya'dan sonra en önemli iki eserinin üzerinde bulunduğu PASSEIG DE GRACIA caddesi otelimizin bulunduğu Laramla de katalunya caddesinin paralelinde bulunuyor. Hatta Gaudi'nin eseri olan Casa Batlo ile aynı bahçeye bakıyorduk.
Passeig de Gracia Barselona’daki önemli ana caddelerden biridir. Ayrıca Barselona’daki en önemli alışveriş ve iş merkezidir. Şehir mimarisinin çok önemli eserlerinin bir kısmı da burada bulunmaktadır. Passeig de Gracia Eixample semtinde bulunuyor ve bir çok ilginç binayı barındırıyor. Aynı zamanda son gün dördüncü günümüzde gezeceğimiz Girona ve Figueres'e giden trenlerin bir durağı da burada bulunuyor. Aynı isimli metro durağı da Casa Batlo'nun önünde bulunuyor.
Bu caddenin kaldırım taşlarını bile Gaudi tasarlamış.

4SC04192 (Large).JPG


DSC04487 (Large).JPG


4SC04176 (Large).JPG


4SC04195 (Large).JPG
 

Ynt: Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

Passeig de Gracia caddesinde , Eixample semtinin en ilginç binalarından bazılarını barındıran ‘Illa de la discordia (uyumsuzluklar bloğu ) bulunuyor . Bu blok, Barselona’nın en önemli dört modernist mimarı, Lluís Domènech i Montaner, Josep Puig i Cadafalch, Enric Sagnier ve elbette Antoni Gaudí tarafından birbirine çok yakın bir şekilde inşa edilmiş yapılarıyla tanınıyor.
Birbiriyle rekabet eden üç burjuva ailenin siparişi olarak dönemin bu üç bina yaptırılmış. Ve yan yana olan bu üç eve birbirleriyle oluşturdukları zıtlık nedeniyle Mansana de le Discordia (Anlaşmazlık Bloğu ) da deniliyor.

4SC04152 (Large).JPG


DSC04477 (Large).JPG


4SC04179 (Large).JPG


4SC04161 (Large).JPG
 

Ynt: Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

Bu üç binayı bizim durağımızın önünde olduğu için her gün defalarca gördük. Özellikle en ilginci olan Casa Batllo'yu defalarca inceledik. Bir Katalan efsanesinden esinlenerek yapılmış binanın içi de oldukça güzeldi. Binanın girişi 19 euro. gaudinin tüm eserlerinin fiyatı bunun gibi oldukça yüksekti. Bu sebeple hepsine girmemeye karar verdik. İçlerini incelediğimde en güzelinin bu bina olduğuna karar verdik. Diğer binaları sadece dışından görüntüledik. Sagra da Familya ve Casa Batllo'nın ise iç mekan görüntülerini de paylaşacağım.

"CASA BATLLO: (Kaza Batyo) “Gaudi ustanın tamamen bitirdiği tek işidir…” 1877 yılında inşa edilen bina 1905- 1907 yıllarında yeniden tasarlanmıştır. Passeig de Gracia’da yer almaktadır. Casa Batllo yani bir diğer adı ile Casa dels Ossos (Kemikler Evi), mevcut bir binanın tüm iç ve dış mekanlarının Gaudi tarafından tasarlanması ile ortaya çıkmıştır. Bu ismi almasının sebebi dış cephe detaylarında insan iskelet yapısında esinlenilmiş olmasıdır. Mevcut binanın cephesi, bir Gaudi imzası olarak düşünülebilecek çatı ve baca detayları, iç mekan duvarları, pencere ve doğramaları, koridorlar, şömineler, havalandırma sistemleri ve hatta mobilyalar Gaudi tarafından yeniden planlanarak hayata geçirilmiştir. Modern mimari örneklerinden olan binanın özellikle zemin katı şekilsiz oval pencereleri ve taş heykel işleri ile görmeye değerdir.Dış cephede deniz sembolize edilmiştir, sanki güneş ışınları bir havuza vurmuş gibi bir görüntü elde edilmiştir. Parabolik şekilli çatısı ve bacalarıyla inanılmaz bir görünüme sahip bu yapıyı özellikle gece ışıklandırıldığında görmelisiniz.
Casa Batllo mimari açıdan incelendiğinde tasarımcısının amacının düz çizgilerden kaçınmak olduğu açıkça görülür. Ön yüzünün büyük bir kısmı kırık seramiklerden simetrik olmayan bir şekilde yapılmıştır. Bu ev aynı zamanda Aziz Jordi efsanesine ait bir alegoriyi anlatıyormuş. Bir sürüngen görünümünde olan çatı, kimilerine göre bir dragonu kimilerine göreyse bir ejderhayı temsil etmektedir. binanın ön yüzündeki iskelet ve kafatası figürleri de bu dinozor ya da dragonun kurbanları olarak görülür.Bu figür gaudinin eserlerinden Park guel’de ve Palau Guel’in kapısının üzerinde de bulunur.
“Yaygın olarak anlatılan efsaneye göre Katalonya bölgesindeki Conca de Barberà’da korkunç bir ejderha yaşarmış ve burada yaşayan insanlar ejdarhadan ölesiye korkarmış. Dehşet verici bu yaratığı sakinleştirmek için her gün piyangoyla halktan biri seçilip ejderha için kurban edilirmiş. Gün gelmiş piyango Kral’ın kızına çıkmış ve işte tam o anda iyi kalpli bir şövalye ortaya çıkıp kılıcıyla ejderhayı öldürmüş ve Prenses’i kötü kaderinden kurtarmış. Efsaneye göre ejderhanın kıpkırmızı kanının döküldüğü yerden çok güzel bir gül ağacı çıkmış.
Efsanedeki bu iyi kalpli şövalye ise Sant Jordi’dir. Sant Jordi’nin Türkiye’de Kapadokya veya Anadolu’nun her hangi bir yerinde doğduğuna inanılır.
23 Nisan Katalanlar için çok önemli bir gün: Sant Jordi günü, yani güller ve kitapların günü. Katalunya’nın en önemli azizi olan Sant Jordi, efsaneye göre bugünkü Katalunya olan bölgeyi tehdit eden dev ejderhayı tam bugünde öldürmüş, ve halkını kurtarmış. Ölen ejderhanın nehir gibi akan kanları Katalunya topraklarını verimli hale getirmiş, ve her yerde kan kırmızı güller bitmiş. İşte bu yüzden her 23 nisan günü tüm şehri kapsayan gül tezgahlarından bir gül alıp sevdiğiniz kadına hediye etmeniz bir gelenek haline gelmiş.
23 nisan günü, aynı zamanda Sheakspeare’in doğum günü, Cervantes’in ise ölüm günü olduğu için, onların anısına erkeklere de kitap hediye edilmesi geleneği doğmuş. Tüm şehri kaplayıp onu bir açık kitap fuarına çeviren kitapçı tezgahlarının sırrı da bu.”

4SC04160 (Large).JPG


4SC04167 (Large).JPG


DSC04464 (Large).JPG


DSC04463 (Large).JPG
 

Ynt: Flamenkonun Büyüsünde İspanya: Barselona,girona,figueres

Casa "ev" anlamına geliyor. Binanın çatısı ejderha şeklinde. dış cephesi de ejderhanın yediği insanların kemikleriymiş. Bu yüzden kemikler evi diye de adlandırılıyor.

DSC04472 (Large).JPG


DSC04473 (Large).JPG


DSC04464 (Large).JPG
 





Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,766
Mesajlar
1,523,491
Kayıtlı Üye Sayımız
166,585
Kaydolan Son Üyemiz
Marin Bow Denizcilik

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst