Ege ve Adalar Turu Başlıyor...

  • Konuyu Başlatan: Konuyu başlatan dalgıç Tarih:
  • Başlangıç tarihi Yazılan Cevaplar:
  • Cevaplar 82
  • Okunma Sayısı: Görüntüleme 16,048
Ynt: Ege ve Adalar Turu Başlıyor...

Hiçbirşey demiyorum,diyemiyorum.keyfiniz sonsuz olsun.rakı,deniz,karavan daha ne ister insan..
 

Etiketler

Ynt: Ege ve Adalar Turu Başlıyor...

Öncelikle Celal kardeşimiz ile görüşemediğimiz,bir çay ikram edemediğimiz için üzgünüm. Eklediği fotoğraf ile kaldığımız yeri çok güzel göstermiş.
fotoğraftaki yerden kalktıktan sonra,motor ile yaptığımız keşifte bulduğumuz 5 km ilerdeki içmeler mevkiinde çok güzel bir yer bulduk. Oldukça sakin denize sıfır,hafifçe yüksekte kaptan köşkü bir yerde yize koca bir zaytin ağacının altında geçirdiğimiz 10 günden sonra,çok meth edilen Asos-Kadırga koyu'na doğru yola çıktık. Fakat biz sakinlik ve emekliliğimizde tutulduğumuz cep kanserinin izin verdiği sadece parasız yerler aradığımızdan yola devam etmek zorunda kaldık.( Allahın ağacının altında para vererek kalma fikrini bir türlü kabul edemedim ne yapayım.Kaldığım yerlerde zaten hiçbir tesisten en küçük beklentim yok.)
Küçükkuyu'dan saptıkdan sonra orası senin burası benim diyerek kadırgakoyu-behramkale-asos-gülpınar-babakale-kösedereyi geçtik.Takiii Tavaklı iskele si denilen yerde,Beyaz martı sitesinin sahiline kadar. İşteeeeeee tam bize göre bir yer. Denize sıfır,palamut ve akasya ağaçlarının altında bir yer. Yattığımız yerden denizi seyretme alışkanlığımız var ya. Tamam dedik postu serdik. Site yolun kara tarafında sahili yolun diğer tarafında. Site sakinleri yürüyerek denize geliyorlar.Çok sakin bir yer,site sakinleride çok nezih insanlar.
Önceleri bize biraz mesafeli dursalarda,geçenleri çaya davet etmemiz ve etrafı kirletmemiz,gürültü yapmamız nedeniyle onların çekincelerini yenince. Güzel dostluklarımız kurulmaya başladı.Hatta sitenin ilk kurucularından 6 yıl yöneticiliğini yapan kişi ve şimdiki yöneticisi ile iddaalı tavla maçlarımız bile başladı.5 çayını içmeye bizde oluyorlar. Hatta geçen gün yönetici '' yahu biz bukadar para ve emek harcadık,halada harcıyoruz,sizin kadar denize yakın olup şu keyfi çıkaramıyoruz dedi.'' Hanımı kabul etse sitedeki yazlık ile bizim kamili takas bile edelim diyecek neredeyse.
10 gündür buradayız.Karşımızda Bozcada,gece ışıklarını seyrediyoruz. Birde en büyük keyfimiz çanakkale boğazına gelen koca gemilerin geçiş sırası beklerken oluşturdukları konvoyun denizin üzerinde oluşturduğu ışıkları seyretmek. Gece oldumu koca EGE nin suları üzerinde ışıkları ile öyle bir gerdanlık yapıyorlarki ,birde üstelerine dolunay yakomozunu ekledimi seyrine doyum olmuyor.
Velhasıl dostlar hepinizin adına tüm güzelliklerin,sakinliğin,medeniyet denilen canavarın etkilerinden uzak kadehimi kaldırıyorum merak etmeyin. Mutlaka bir kadehim çeşitli nedenlerle gezemeyen GEZENBİLİR dostlarım için.
Kamil'de buzdolabı var ama kullanmıyoruz.Motorsikletimiz olduğundan ihtiyaçlarımızı anında alıp tüketiyoruz.Yani depolama yapmıyoruz. Yakınımızda dağdan gelen harika tatda ve buz gibi suyumuz var,termosumuzu doldurdukmu akşama kadar idare ediyoruz. 500 m yakınımızda halk plajı ve marketi var,oradan ekmek-gazete ve diğer ihtiyaçlar karşılanıyor.İnternetde var sıkıldıkmı laptopu alıp geliyoruz,çamların altında kaptan köşkü gibi kafetaryasından denize bakarak size yazıyorum. Cümlelere başlayacağım zaman kafamı denize çevirip çaydan bir yudum,cigaradan bir nefes başlıyorum yazmaya.
Siteden balığa çıkan arkadaşlar '' yahu biz bu kadarını tüketemeyiz çok bunlar '' dememize rağmen balık bırakıyorlar.Ben çok diye ısrar edincede yiyemediğinizi verin dipfirize koyalım istediğinizde alırsınız diyorlar. Erol beyin buzluğunda şu anda 2 kg kadar balığımız var. Yolu yakın düşenlere duyurulur.
Velhasıl dostlar,tatilimiz en basit yaşam tarzı ile,sakinliklerde kafa dinleyerek doğanın doyumu ile GEZENBİLİR' ciye yakışır şekilde tam gaz devam. Ne zamana kadar,nereye kadar diye sormayın,daha öncede dedimya ''keyfimizin kahyasına'' kalmış orası.
Aksilik olmazsa aybaşında gökçeada ya geçersiniz der koca KAHYA. Zamana gelince 12 eylülde ''hayırlı'' olacak oyumuuzu kullanmak için Erdek de olalım deriz.
gezmeğe doymaz,havalar müsait olursa,kapıdağ yarımadası koylarında alırız soluğu.
Tüm dostları öpüyorum,çalışanlara kolay gelsin,yolda olanlara mutlu geziler dilerim. sevgi ve saygılarımla................................
 

Ynt: Ege ve Adalar Turu Başlıyor...

Abdi abi yine bıçağını soktu gitti,yapacak birşey yok,burdan taa oralara bön bön bakacağız ama herkesin dediği gibi her işte bir ''hayır''vardır.
 

Ynt: Ege ve Adalar Turu Başlıyor...

Abdi Beyin son yazdıklarını okuyan birçok insanın, "yapma Abdi Abi!..." dediğini duyar gibiyim. İyi dinlenceler olsun Abdi Bey; ayrıca hayırlı eylüller!..

Cavid Sezen
 



Ynt: Ege ve Adalar Turu Başlıyor...

Abdi abi,

O "cep kanseri"ne sadece emekliler yakalanmıyor,inan biz çalışanlarda o hastalığın pençesi altındayız... :D
 

Ynt: Ege ve Adalar Turu Başlıyor...

Dalgıç'ın tevazu yüklü,duygusallıklarla dolu gezisini zekle izliyoruz.

Kamp dışı konaklama gibi her yiğidin harcı olmayan karavancılık becerisini ailece başarı ile uyguladığını da gözlemlemekteyiz .
Yazın sıcağında buz dolabını olmazsa olmazlar rafından indirip çöpe atmasını da ilgi ile izleyiniz siz sayın (yeni) karavancılar.

Olmazsa olmaz olan tek şey moraldir,sadeleşmektir,Diyojenleşmektir inanın. :smiley:

Hayır'lara vesile olacak hayır'lı oyunu hayırlısı ile sandığa attıktan sonra gezisine devam edeceğine özellikle sevindim. ;)

Bu gerçeği gören arkadaşımızın izinden gidenler, gün batımında kadehilerini kızıllıklara doğru kaldırmanın zevkine ebediyyen kavuşacaklardır. Eminim .

RÜZGAR
 

Ynt: Ege ve Adalar Turu Başlıyor...


Abdi Bey, ''insanlar'' iyi şeylere layıktır.Bunu bilmeyen yoktur. Site sakinleriyle iyi ilişkiler kurmanız sizin iyiliğinizden,dahası çevreye gösterdiğiniz duyarlılıktan kaynaklanıyor. Karşımızdakinin bizden farklı biri olmadığını anladığımızda bir anda inanamayacağımız paylaşımları yaşamaya başlarız , sizinki de öyle olmuş.
Anlatımınıza da diyecek yok.Gezin, yaşayın. Varsın Sayın rüzgarın dediği gibi Diyojen misali abartılı olmasın.O anı yaşamak var ya. Siz bunu yapıyorsunuz.Lütfen devam edin, ve de bizimle paylaşın.

Fethiye'den selamlar sevgiler.
 

Ynt: Ege ve Adalar Turu Başlıyor...

Hayatın cilvelerini kilometre taşı misali geride bırakmış insanlar için, olduğu gibi görünmek ve göründüğü gibi olmak daha bir kolaydır.
Tanışma fırsatını bulduğumuz Abdi beyin satırları da, kendisi gibi yalın, net ve sıcak. + 4 promilin nahoş sarhoşluğuyla imrenerek ama dostlar adına sevinerek izlemeye devam ediyoruz.
 

Ynt: Ege ve Adalar Turu Başlıyor...

Bugün "dalgıç" ile yollarımız kesişti. Yanına misafirliğe geldik. Biz Gökçeada'dan gelirken onlar da oraya doğru gidecekler. Şimdi çaylarımız yudumluyoruz.

Bu akşam Abdi Bey'in balıklarıyla ziyafet yapacağız. ;D

IMG_1098.jpg
 



Ynt: Ege ve Adalar Turu Başlıyor...

Dostlar,inanın kimseyi kıskandırmak-imrendirmek-ooooooooof çektirmek değil niyetimiz. Gördüklerinizi yaşadıklarınızı yazın diyorsunuz bizde çiziktiriyoruz elimiz yettiğince,dilimiz döndüğünce. Bir zamanlar bende izmir'den çıkıp kapıkuleye yetişmek için gaz basarken. Aliağa-ayvalık-edremit-akçay-altınoluk-küçükkuyu sahillerine paralel giderken denize girip eğlenen insanlara baktıkça çooooook iç geçirmiş,'' yahu birgün bu sahillerde zaman kısıtlaması olmadan doyasıya keyif çatacak günleri görecekmiyiz'' diye hayıflanarak camı açarak insanlara '' benim içinde tadını çıkarın'' diye çoooook bağırmışımdır. Veeeeeee işte bekleyen derviş misali sıra bizede geldi.Bizde hakkını veriyoruz. Bunun şekli şemali olmuyor,sayın Rüzgarın dediği gibi dyojen misalide oluyor,ekmeğin arasına akşamdan kalan balıkları tifterek doldurup,içine yarında soğan koyup,balıkçı yahya gibide.Dostlarla buluştuğumuzda da sayın Hiç'i anarak anason kolulu, balıklı ,bol muhabbetli sofralarda da dünyanın en zenginini kıskandıracak güzellikleri yaşıyoruz. Tek amacımız var 65 yaştaki ömrün son demlerinde anı en güzel tatlar ile geçirmek. Karavanla-çadırla-eşekle olması bizi pek ırglamıyor. Tek aradığımız şey huzur ve mutluluk,anı yaşamak. Aracımdan çok bu huzur ve mutluluğu çoğaltan tek şeyde,her türlü yokluğa ve ıssızlığa rağmen yanımda olan eşim. Eğer böyle bir insanla olmasam inanın zehir zemberek olurdu.
Geçen gün bitiremediğimiz balıklara yardımcı olacak dostalara yaptığımız anonsa,Gökçeada'dan dönmekte olup yakınlarda bulunan Ferhat Şirin ve eşi geldiler. Kendilerini tanımaktan çok büyük keyif aldık ve mutlu olduk. Herikisinide gerçekten tanımak gereken candan insanlar.Hele Fehat ve Nermin hanımın devamlı gülen yüzleri insana enerji ve sevgi yüklüyordu. Gerçekten sitedeki dostumuzun dipfirizinde bekleyen balıklarımız,onlar yetmezmiş gibi Erol abimizin yaptığı takviye,balıkçı dostumuz Yahya'nın ağlarından çıkan 8 adet İskorpit,yanınada bendenizin yaptığı odun ateşinin korunda közlenmiş patlıcanlardan mamul patlıcan salatası,Ferhat'ların yolda yapıp bitiremedikleri şahane bulgur pilavı,sitedeki Erol abimizin evinde yapıp getirdiği taze fasulye ile tabaklarımız bayağı doldu.
Bugüne kadar hiç tadmadıkları bir tad olan iskorpit çorbası ile gecenin finali yapıldı. Ferhat-eşi,Erol abimiz,balıkçı yahya'da davetimizi kırmayıp katılınca neşemiz,mutluluğumuz katlandı. Haldun ''HİÇ'' dostumuzun soracağını beklediğimden söyleyeyim,ferhat ve eşi sağlık sakıncasından içmediler ama biz 70 lik İZMİR 'i nasıl bitirdiğimizi anlayamadık. Bir ara ''Nasıl izmir'mi güzel,İzmir'limi dediğimde, Erol abimiz,''İzmir'linin eşliğinde İzmirin anoson kokusu güzel deyiverdi.(Haldun dostum inan kimseye çaktırmadan içimden,'' buda HİÇ için diye yudumladım.
Veee sabah olunca yapılan kahvaltı ve çay keyfinin ardından denize dalıp çıkan Ferhat_Nermin dostlarımı el sallayarak yolcu etmemiz bizi tadı anılarımızda yaşayacak bir gecenin bittiğini ağır biçimde gösterdi. Arkalarından ''keşke birkaç gün daha kalsalardı '' dedirtti. Ama ne demişler ''dağ dağa kavuşmaz,insan insana kavuşur'' misali biryerlerde karşılaşıp o geceyi anarız arkadaşlar.
o meşhur ''keyfimizin Kahyası'' başladı dürtmeğe.Bu kadar keyif yeter,yollar bizi bekler demeye. Kısmet olursa 4 ağustos çarşamba günü demir alacağız bu limandan,rota GÖKÇE ADA. Gökçeada'da 9-15 ağustosta adadaki ve adadan ayrılıp o günlerde amerikada olsa gelen rumların yortusu,yani festivali varmış. Yollarda kurulan sofralarda beleş yemekler,konulan fıçılardan dağıtılan şaraplar varmış. Bizde erkenden gidelimde yakınlarda bir yere yerleşelim,kalabalık olmadan.
Tabi burası latife idi.aman haaaaa sonra adımız çıkmasın ''BELEŞ''leri kovalıyor diye.Yemesini bildiğimiz kadar,yedirmeyide öğrendik atalarımızdan. Yolu yakınımıza düşen veya ERDEK'e gelen dostlarımızı bekleriz. Yemeğimiz yenir,çayımız,rakımız içilir hani.
Yazdıklarımı okuyan tüm dostlar fiziksel olarak burada olmasalarda inanın her an bizle berabersiniz,deniz kıyısında içtiğimiz her yudum çayda,yediğimiz her balıkda,kalkan her kadehte siz varsınız.Şöyle uzuuuuunca kulaklarınız çınlarsa bilinki DALGIÇ tarafından anılıyorsunuz. Bizleri buradan tanıştıran, buluşturan,paylaştıran GEZENBİLİR'e emeği geçen herkese binlerce teşekkürler. Sevgi ve saygılarımla..........
 

Ynt: Ege ve Adalar Turu Başlıyor...

dalgıç' Alıntı:
Dostlar,inanın kimseyi kıskandırmak-imrendirmek-ooooooooof çektirmek değil niyetimiz..................

Abdi Abi, zaten senin güzel paylaşımların bizleri kıskandırmıyor. Aksine moral oluyor, örnek oluyor, yolunda ilerlememiz için güç oluyor. Ayrıca güzel davetin için teşekkür ederim. (dostlarına yaptığın davetinden, sanal alemdeki bir dostun olarak ben de üzerime alıyorum :smiley: ) Bir gün mutlaka sizleri ziyaret edeceğim.
 

Ynt: Ege ve Adalar Turu Başlıyor...

Bu çok keyifli buluşma için Abdi Bey ve Müzeyyen Hanıma çok teşekkür ediyoruz. :smiley:
Bir gün misafir olduk. Bizler muhabbet ederken herhalde Küheylan da Kamil Abisiyle kendi dilleriyle bol bol muhabbet etmiştir. ;)
Akşam yemeği de güzel bir ziyafetti. Hele iskorpit çorbası nefis olmuştu. Masalarımızı denizin yakınına dizip geç saatlere kadar eğlendik.
Ertesi gün öğleden sonra ayrılıp dönüşe geçtik. Kapıdağmı yoksa Kazdağları ya da Uludağ'mı diye düşünürken termometremiz 38 dereceyi görünce kararımız kesinleşti ve gece saat 10 da Uludağ'a ulaştık. Simdi de Uludağ'ın tepelerindn birinin üstündeyiz. Birazdan buradan da ayrılıp İstanbul'un keşmekeşine doğru gideceğiz. :(
 

Ynt: Ege ve Adalar Turu Başlıyor...

Abdi abi bu kadar sevilmek, nerede olursan ol aranmak, bulunmak her yiğidin harcı değildir. Görmüş-geçirmiş hayatı dolu dolu yaşamış bir insan olmandan kaynaklanan sıcak kanlılığına seni anlayan ve en az senin kadar kampçılığa değer veren bir eşinin olması da eklenince ortaya böyle güzel bir tablo çıkıyor. Sana bu güzellikleri yaşattığı için keyfinin kahyasına ve Kamil'e de büyük bir teşekkür borçlusun, . Her şey gönlünüzce olsun...
:smiley: :smiley: :smiley:
 

Ynt: Ege ve Adalar Turu Başlıyor...

ERDEK'deyiz. HAYIR'lı oyumuzu kullanmak için 12 eylüle yakın tarihte dönmeyi düşündüğümüz tarihten çok önce, keyfimizi kaçıran bir olay nedeni ile erken dönmek zorunda kaldık evimize.
Kalmakta olduğumuz Ezine-Tavaklı iskelesinden ayın dördünde hareket ederek,benim 30 yıl önce gittiğim,eşimin görmediği ve merak ettiği Gökçeada'ya gittik. Tam cehennem sıcaklarının nefes aldırmadığı günlerde yola çıkmak enayiliğini yaptığımız için,nerede ise bayılma derecesinde tamda 1 gemisine binerek saat 3 e yakın indik gökçeadaya. Gökçeada merkezde bir yemek yedik,fakat yola çıkmağa mecalimiz yok nerede ise bayılacağız.Okulun önündeki ağaçlık çay bahçesinde ısının biraz olsun azalmasını beklemek zorunda kaldık taaa ki saat 6 ya kadar.
Gemide adaya meşrubat götüren kamyonetteki arkadaşlara nerede kalabileceğimizi sorarken,iki araba arkamıza binmiş olan jandarma arabasından inip yanımıza gelen genç bir jandarma astsubay,en kıdemli rehberleri kıskandıracak güzellikte ve harita üzerinden işaretliyerek görülecek ve kalınacak yerleri bir bir anlattı sağ olsun.
Hatta bir ara,soğuk suyu bulanan bir çeşme başını anlatırkende'' burada rakıyı çeşmenin yalağına koyacaksınız. Oradan alıp bardağa koyup tekrar yalağa sokacaksınız. Fabrikalar daha böyle soğutucu yapmadılar dedi veeee ekledi. Haaaaa olaki rakıyı bitiremediniz. Kalanı alıp gitmek yok. Orada bırakacaksınız ki sizden sonra gelenler birer fırt çekip size dua etsinler. Kendisi Tokat lı imiş. Biz çobanlık yaparken azığımızı yediğimiz ağacının dalına bizden sonra gelip aç olan fakat yanında bir şeyi olmayanlarda açlığını gidersin diye kalan azığımızı asarız '' dedi. İşte büyük yerlere gelsede köyünde aldığı insanlık dersini bizlerede aktarmak istemesi üzerine iki yanağından da öptüm o anadolu çocuğunu.
Onun önerdiği yerlerden en yakın olan KALEKÖY girişinde solda askeri birliğin lojmanı ve plajının yanındaki halk plajına indik. 4-5 çadır vardı ağaçların altında. Bizde boş olan büyükçe bir ağacın altına yerleştik. Sessiz ve sakindi,halk plajı olmasına rağmen çadırcılardan başka kimse yoktu.Sol tarafımızda resort otel,sağ taraf 100 metre gittinizmi kaleköy limanı.Restoranları,kafeteryası,geceleri açılan incik-boncuk standları,luna parkı ile oldukça hareketli idi. Bu gece burada kalalım yarın adayı motorsiklet ile dolaşır daha iyi bir yer buluruz diye kararlaştırıyoruz. Tüm gün sıcaktan bunaldığımız içinde erkenden yatıyoruz. Tabi insanlardan uzak yerlerde kalma alışkanlığımızdan arka ve orta kapı açık yatıyoruz. Zaten kapıyı kapatsak sıcaktan nefes alınmayacak.Eeeeeh yanımızda da askeri lojmanlar ve nöbtçileri varya gevşetiyor insanı,bir güven oluşuyor işte.
Ertesi günü motorsiklete atlayıp başlıyoruz ada turuna. Hanım en çok rumların festivalinin yapıldığı TEPEKÖY'ü merak ettiğinden doğruca oraya çıkıyoruz. Sadece rumların yaşadığı küçük bir rum köyü. TIR'cılıkta yunanistanı karış- karış köylerine varasıya gezdiğim için bir ara kendimi yunanistanda sanıyorum. Sokaklarda akrabalarını görmeğe gelmiş yunan plakalı araçlarda görüntüyü tamamlıyor. Hanım 100-150 kişiyi ancak alacak küçücük köy meydanını görünce'' burası sadece burada oturan ve gelen yunanlıları alır''diyerek ağustos 15 gecesi yapılacak yortu için bizi almayacağını söyleyerek,görmeği çok istediği şenliği görmek için gelmemizin doğru olmayacağına karar veriyor,rumlara rahatsızlık vermeme adına.
Tepeköy'den inip diğer köyleri gezerek ver elini UĞURLU.30 yıl önce kamp yaptığım Uğurlu nun yerinde yeller esiyor tabi.Liman yapılmış.Kumsalı deseniz insan dolu.Astsubayın önerdiği sağ taraf daki gizli liman denilen yere geçiyoruz. Bir anda gözlerimiz fal taşı gibi açılıyor.İnanmayacalsınız abartıyorum diyeceksiniz ama gerçek. Plajın orta yerinde denizin içine brandadan yapılma tesettürlü hanımların denize girmesi için üstü açık çadır kurmuşlar. Anlatmakta zorlanıyorum. Yani denizi çevirmişler,denize giren haşemalı bayanlar gözükmesin diye. Tabi ben ya allah çekerek yükleniyorum motorun gazına. Limanın üstündeki denize bakan restorana oturup bir yemek yiyelim diyoruz. Garsonada saç kavurma olasıya kadar günahta olsa '' ver şöyle soğuk bir bira kardeşim'' diyorum. Nasılsa sadece müslümanlara ait, İzmir'liyiz gavuruz bizi almacaklar cennete diyerek.
Oradaki güzel bir yemek molasından sonra,adanın güneyini komple dolaşan yolun başında ver ediyorum gazı motora.Taaaaki gökçeada merkeze kadar dönüyoruz adayı. Eşim illaki denizi ve yeşili bir arada ister. Birde alıştı ya deniz kıyısında ağaç gölgesinde olmaya. Tabi beğendiremiyorum biryerleri. '' Yine biz Kaleköyde kalalım bari,hiç olmazsa bir ağaç altındayız'' diyor.
Veeeeeee her zaman herkese '' yerleşim yerlerinin yakınında durmayın başınız ağrır'' diyerek verdiğim talkımın-salkımını yutuyorum. Yanımızdaki lojmanlardaki nöbetçileri görerek rahatlama ile gece yine kapılar açık yatıyoruz. Gecenin 2 sinde hanımın tıkırtısına uyanıyorum '' hayırdır'' diyerek. eşimde'' Kapının ağzında biririsi ile burun buruna geldim,hala dolaşıyor'' diyerek perde arasından dışarı gözlüyor. hemen dışarı çıkıp başlıyorum bende gözlemeye. Siyahlar giymiş birisi oradaki çadırları ve arabaları dolaşıyor.Elimdeki büyük el fenerini çakarak Türk efeliği ile '' gel ulan buraya '' diye bir nara atıyorum gecenin sessizliğinde. Anında kayboluyor,sonrada avrupalı gibi arıyorum jandarmayı anlatıyorum durumu. Jandarma gelesiye kadarda adamı gözlüyorum. bir ara yanına gidip çakıyorum feneri gözüne. Daha sonra tabi hanımın'' sen aptalmısın ya sana birşey yapsa,belki üstünde bıçak-silah vardır'' fırçalarını yemek pahasına.Jandarma gelirken adam kaleköy yoluna tırmanmaya başlıyor.bende yolun ağzında durup jandarmayı bekliyorum yönlendirmek için. Gelen jandarmaya fener çakarak yönlendiriyorum kaleköye doğru. Araç yolu 50 metre tırmanınca,ne göreyim adam çalıların arasından çıkıp aşağı yöneliyor. Hemen telefona sarılıp jandarmayı aşağı çağırıyorum. Denizin kıyısında çöküyoruz jandarmalar ile beraber gırtlağına düşman askerini esir almış mehmetçik misali.
Sonrasımı hadi git jandarma merkezine ifade ver,bir sürü evrak imzala. Tabi bu arada gün ağarmaya başlar bizim uykuda sizlere rahmet. Hanımın gündüz bile gözü etrafta.Anlıyorum ki bu saatten sonra hanımı gezdirmenin tadı yok''.Hadi dönelim bari eve diyorum.'''' Valla iyi olur'' diyor oda. Amaaaaaaa o kadar kolaymı bürokrasiden kurtulmak. Jandarmanın fotokopi makinası arızalı olduğu için'' sabah gelinde kimliklerinizin fotokopilerini çektirelim çarşıdan'' Emri var nereye gideceğiz. Askerlikten kalma emiri yerine getirme alışkanlığı ile toparlanıp soluğu jandarmada alıyoruz. Veriyoruz kimlikleri,komutanda hemen askere '' oğlum bunların çarşıdan fotokopilerini çektir'' gel diye salıyor mehmetçiği çarşıya. Bu arada bize çay ikramıda oluyor sağ olsun. Çarşı 500 merte mesafede olmasına rağmen,mehmetçiğim mehter marşı ile gidip geldiği için tam bir saatde dönüyor merkeze. Tabi bizde 10 gemisini kaçırıp yine kalıyoruz 1 gemisine ve sıcağım en yaktığı saatlerde iniyoruz Kabatepe ye.Fakat o mehmetçiğe kızmak yerine,biz komutanı sıkıştırdığımız için,gelir gelmez ''nerede kaldın be oğlum '' diye gürlemesi karşısında '' makina bozuktu komutanım'' diye boynunu bükmesi gözümden gitmeyip üzülüyorum bile,fırça temesine sebep oldum diye.
Yolda sıcaktan bayılacak hale gelince çanakkale-bandırma yolunun denize en yakın geçen yerinde bir köye dalıyoruz ve kendimizi atıyoruz denize. Biraz kendimize gelince etrafa bakınıyoruz şirin bir köy turizmle alakası yok.Denize girenler sadece köylüler. Ammaaaaa sıkı durun kadınlar ve kızlar hepsi bikinili. Hanımla ağzımız açık kalıyor.Denizin içindeki kızlı erkekli genç guruba eşim ''buranın adı nedir'' dediğinde ŞEVKETİYE diyorlar.Eşim yemek yiyecek neresi var dediğinde,sahilde 3 tekerli arabayı gösterip'' tost var,lokanta yok burası köy'' diyorlar.Eşimde'' çok güzel köyünüz'' demek gafletinde bulununca,cevabınıda alıyor hemen delikanlıdan anında ''Kızlarımızda güzeldir,teyzeeeee'' Hanımda kızların yanında delikanlılarada gaz vermek için''delikanlılarınızda çok yakışıklı'' deyince tün gençler bir nara ile dalıyorlar denize kızlara doğru.
Denizden kıyıya çıkıp kurulanırken kıyıda göbekli yaşlı biri ile selamlaşıp köy hakkında sohbet etmek istediğimizde ise,hem şaşkınlık ve kahkahalar gömülüyoruz. Karşımızdaki adam '' ben köyün muhtarıyım'' demezmi. Muhtara adeta yalvarıyorum '' ne olur böyle yaşatmaya çalışın,belki turizmden çok para kazanırsınız ama sonra torunlarınız buradan denize giremez,bu köyün yabancısı olursunuz''demeğe kalktığımda.Muhtar gayet bilinçli bir şekilde '' biliyoruz beyim deyip,az ilerde denize sıfır 2 katlı binayı gösterip. Bak orası çay bahçemiz,orayı çok isteyen var gazino yapalım,otel yapalım diye. Ama bizim için şu çocukların mutluluğu paradan önemli'' dediğinde ''gel muhtar seni bir öpeyim'' diyerek sarılıyorum boynuna.
Yolda eşimin aldığı telefonda tüm çocukların,edirnede bile olanı dahil ERDEK'e doğru yolda olduğu haberi geliyor ilaç gibi. Hanım zevkten 8 olmuş durumda mutluluktan uçuyor,tüm çocukları ile beraber olacağı için. Tabi bende hırsız yüzünden yiyeceğim fırçadan kurtulmuş oluyorum çaktırmadan. Evde çocuklarla toplanınca çocukların'' bu yaz erken döndünüz'' dediğinde duyduklarıma inanamıyorum ve sevinçten nerede ise zıplayacağım. Eşim'' biraz evde olalım,HAYIR'lısı ile oyumuzu kullanalım tekrar çıkarız'' demezmi. Anlıyorum ki yakında Ben -eşim-kamil ve keyfimizin kahyası yine yollarda olacak. OLEYYYYYYYYYYYYYYYY......................
Velhasıl bu senin birinci turu tamamlanmış oluyor böylece. ( HAYIR lısı ile oyumuzu kullanalım derken pek HAYIRlı olmayacağını anlamış oluyoruz böylece. HAYIR beklerken bir adada hırsızla karşılaşmamız neye yorumlanır acaba,ben çözemedim,zaten anlamamda öyle yorum işlerinden.
Tüm dostlarımı sevgi ve saygı ile öpüyorum...............
 



Ynt: Ege ve Adalar Turu Başlıyor...

Haşmet'ciğim övgü dolu sözlerin ve iyi dileklrin için çok teşekkür ederim. Saygı ve sevgilerimle..........
 

Gezenbilir bilgi kaynağını daha iyi bir dizin haline getirebilmek için birkaç rica;
- Arandığında bilgiye kolay ulaşabilmek için farklı bir çok konuyu tek bir başlık altında tartışmak yerine veya konu başlığıyla alakalı olmayan sorularınızla ilgili yeni konu başlıkları açınız.
- Yeni bir konu açarken başlığın konu içeriğiyle ilgili açık ve net bilgi vermesine dikkat ediniz. "Acil Yardım", "Lütfen Bakar mısınız" gibi konu içeriğiyle ilgili bilgi vermeyen başlıklar geç cevap almanıza neden olacağı gibi bilgiye ulaşmayı da zorlaştıracaktır.
- Sorularınızı ve cevaplarınızı, kısaca bildiklerinizi özel mesajla değil tüm forumla paylaşınız. Bildiklerinizi özel mesajla paylaşmak forum genelinde paylaşımda bulunan diğer üyelere haksızlık olduğu gibi forum kültürünün kolektif yapısına da aykırıdır.
- Sadece video veya blog bağlantısı verilerek açılan konuların can sıkıcı olduğunu ve üyeler tarafından hoş karşılanmadığını belirtelim. Lütfen paylaştığınız video veya blogun bağlantısının altına kısa da olsa konu başlığıyla alakalı bilgiler veriniz.

Hep birlikte keyifli forumlar dileriz.


GEZENBİLİR TV

GEZENBİLİR'İ TAKİP EDİN

Forum istatistikleri

Konular
103,741
Mesajlar
1,523,014
Kayıtlı Üye Sayımız
166,558
Kaydolan Son Üyemiz
yldrmsvs58

Çevrimiçi üyeler

SON KONULAR



Geri
Üst