Dublin-irlanda Gezi Notları;23-27.eylül.2015

[vata]

Akşam yemeği için 27 kilometre ilerimizde ve Dublin’e 15 kilometre uzaklıkta bulunan Howth Kasabası’na gittik.Nüfusu dokuz bin civarında olan bu kasaba Dublin Körfezi’nin önemli bir balıkçılık ve yatçılık merkezi imiş.






Howth limanı ve deniz feneri.Hemen arkasında İreland’s Eye isimli ada bulunmaktadır.Kıyıdan sadece yarım deniz mili uzaklıktaki bu ada, üzerinde yerleşim yeri olmayan,sadece kaya tırmanışı meraklıları ve kuş gözlemcilerinin tekne ile gidip ziyaret ettikleri bir merkez imiş.






Baily Deniz Feneri



Kasabanın doğusunda bulunan Baily Deniz Feneri(=Baily Lighthouse) 1665 yılında kurulmuş olup 13 metre yüksekliğinde imiş.Fenerin tam karşısında ise Dublin Limanı bulunuyormuş.

 

[vata]

Howth Kasabası’nda çok güzel balık restoranları bulunmaktadır.Fakat bizim gibi çat kapı gidenleri “yerimiz yok” sürprizi beklemektedir.Adamlarda bizdeki gibi “ağbi sen bekle şimdi bir masa ayarlarız” gibi esnaflık raconu da olmadığından rezervasyon yaptırarak gitmenizi öneririm.Biz şans eseri Deep Restaurant’ta bir yer bulduk da hevesimiz kursağımızda kalmadı.

















Deep Restaurant’tan kareler


Deniz ürünlerinin hepsi taze ve çok lezzetli idi.Bu bölgeye özgü karides(=Dublin Bay prawn) ise övgüyü fazlasıyla hak ediyordu.Zaten adamlar bu karides için her sene Nisan ayı sonunda festival bile düzenliyorlarmış.

Beş kişilik bu yemeğe ve biralara toplam 110 € ödedim.

 

[vata]

Yolculuğumuzun dördüncü gününü Dublin şehrini keşfetmeye ayırmıştık. Dublin şehri,Liffey Nehri ile kuzey (=northside) ve güney yakası (=southside) olmak üzere iki bölüme ayrılmıştır.
Kuzey bölgesi;alışverişin merkezi O’Connell Caddesi,Parnell Meydanı gibi şehrin yüksek gelir grubuna ait kişilerinin oturduğu bölgedir.Bu bölgede şehrin en pahalı adreslerinden olan ve kuzey-güney yönünde ilerleyen Liffey yolu bulunur Güney yakası, tarihi ve dini yapılar,üniversiteler ve Temple Bar gibi eğlence merkezlerinin yoğunlaştığı,genellikle işçi sınıfının yaşadığı ve turistler için şehrin daha çekici ve eğlenceli olan bölgesidir.
Bunların dışında bir de kentin dış etekleri diyebileceğimiz "outskirts" olarak adlandırılan ve Dublin Körfezi'nin güneyinde yer alan Sandycove, Bray,Dalkey ve Kiliney gibi düz ve kumlu plajların bulunduğu mükemmel sahil kasabaları ve limanları barındıran koylar ile körfezin kuzeyinde yer alan ve büyük bir balıkçı limanı olan Malahide bulunmaktadır. Aslında gittiğiniz şehri yürüyerek keşfetmeyi sevenlerdenseniz Dublin’i baştan sona, bir kahve molasıyla birlikte beş-altı saatte katedebilirsiniz.





Liffey nehri


İrlanda’nın en büyük akarsuyu olan Liffey,Wicklow Dağı’ndan doğup 132 kilometre kat ettikten sonra Dublin Körfezi’ne dökülür.Dublin kentinin ve çevresinin su ihtiyacı büyük oranda bu nehir tarafından karşılanmaktadır. İrlanda’da Liffey üzerinde 105 adet köprü bulunuyormuş.

 

[vata]

Grattan ya da Essex Köprüsü.Araçların da geçebildiği bu köprü 1755’te yapılmış ve 1875’te büyük bir yenileme görmüştür.





Millenium Köprüsü


2000 yılını kutlamak amacıyla 1999 yılı sonunda açılan 41 metre uzunluğunda ve 4 metre enindeki çelikten yapılma bu yaya köprüsü Grattan ve Ha’penny köprüleri arasında yer almaktadır.





Ha’penny Köprüsü


Daha önce iki yaka arasında geçiş berbat sayılabilecek teknelerle yapılıyormuş.Teknelerin sahibi William Walsh’a burada bir köprü yaptırırsa kişi başına yarım peni(=half penny) ücret garantisi verilmiş.Bunun üzerine Walsh 43 metre uzunluğunda 3.5 metre enindeki tümsek gibi eğimli olan bu demir köprüyü 1816 yılında inşa ettirmiş ve yüz yıl boyunca turnikelerden her geçenden yarım peni ücret almış.İşte bu köprünün adı da geçiş ücretinden dolayı half penny olarak kalmış.

 

[vata]

Cumartesi sabahı otelden saat 09.30'da ayrılıp O'Connell caddesi boyunca bir kilometre ilerledikten sonra 777 öğretim üyesi ve 17.000 öğrencisi olan Trinity College önüne geldik.1592 yılında Kraliçe 1. Elizabeth tarafından yaptırılan okul,ülkenin en eski ve köklü üniversitesidir.Grafton Caddesi’ne oldukça yakın olan bu üniversiteyi ziyaret etmek ve özellikle büyüleyici kütüphanesini görmek Dublin’de mutlaka yapılması gerekenlerdendir. Burası,İrlanda'nın en eski üniversitesi olması kadar Oscar Wilde, James Joyce ve Samuel Beckett gibi ünlü İrlandalı yazarları mezun etmesi ile de ün kazanmıştır..Ayrıca gerek Oxford gerekse Cambridge üniversiteleri kabul ettiği kız öğrencilere diploma vermez iken Trinity College onlardan çok önce kız öğrencilere de mezuniyet diploması veriyormuş.Okul devlete ait ancak yabancı öğrencileri de belli bir ücret karşılığı kabul ediyormuş.




Trinity College’ın Grafton Sokağı’na bakan batı tarafı ana girişi kapısı


Giriş kapısının önünde ziyaretçileri solda ünlü filozof Edmund Burke sağda ise ünlü oyun yazarı Oliver Goldsmith’in heykelleri karşılar.Bundan sonra ahşaptan yapılma tarihi giriş kapısından geçerek Parlamento Meydanı (=Parliament Square) olarak anılan avluya girdik.Burada rehberli tur seçenekleri(kişi başı 12€)sunulmaktadır.Biz yolumuza devam ederek, Pazartesi-Cumartesi saat 09.30-17.00 arasında ziyarete açık olup,daima uzun kuyruklar nedeniyle beklemek zorunda kalınılan Eski Kütüphane’nin önüne geldik.Burada kişi başı 8 € olan giriş ücretini yine aile indiriminden yararlanarak toplam 25 €’ya halledip Turning Darkness into Light (= Karanlığı Aydınlığa Döndürmek) isimli sergiyi gezmeye başladık.

 

[vata]

Karanlığı Aydınlığa Döndürmek sergi alanının girişi

Trinity College'a 1661 yılında muhafaza etmesi için emanet edilen ve 19. yüzyıldan bu yana sergilenen Book of Kells ,9. yüzyıldan kalma olup parşömen üzerine yazılmış 680 sayfalık bu eser dünyanın en güzel dini el yazmalarından birisi olarak kabul edilmektedir.Her birinin ayrı bir hakikatı içerdiği söylenen dört adet kitaptan oluşan Book of Kells'in iki cildi ve aynı zamanda başka el yazmaları da buradaki Eski Kütüphane(=Old Library)’de sergilenmektedir.Bu odada resim çekilmesine izin verilmiyor.





Hz.İsa’nın bir bebek olarak annesi Hz.Meryem ile resmedildiği minyatür




Kitaptaki Hz.İsa’nın günaha girmesi veya şeytana uyması(=temptation) olarak çevirebileceğimiz başlıklı bu minyatürün sağ tarafında şeytan resmedilmiştir.Burada fark yaratan unsur şeytanın resminin çıplak gözle görülmesinin mümkün olmamasıdır.Bu minyatürdeki şeytan resmi ancak zeytinyağı,kömür,demir sülfat ve meşe palamudundan oluşan özel bir karışımın sürülmesi sonucunda görülebilir hale gelmekte imiş.

Book of Kells Kitabı’nın,İskoçya açıklarındaki bir adada M.S. 561 yılında kurulan bir manastırda yazılmaya başlandığı ve İrlandalı rahiplerce M.S. 800 yılında tamamlandığı düşünülmektedir.M.S.806 yılında,vikingler adaya saldırdıklarında, rahipler panikle kitabı toprağa gömerek adayı terk etmişler.Kitap ise gün ışığına sekiz asır sonra 1653 yılında çıkmıştır.



Kitabın şifreleri







Rahiplerin kitabı yazmak için kullandıkları yazı ve boya malzemeleri

 

[vata]

Book of Kells'in sergilendiği bölümden çıkınca tavanlara kadar uzanan iki yüz binden fazla kitabı ve 14 adet mermer büstü barındıran Uzun Oda(=Long Room) kesinlikle görülmesi gereken yerlerden birisidir. Eski kütüphane binasının yukarısındadır ve 1732 yılında açılmıştır.













Uzun Oda’dan kareler

 

[vata]

Bu odanın uzunluğu 65 metre olup iki yüz bin eski kitap ile doludur. Düz alçı bir tavan ve kitaplar için açık bir raf ile iki yanında pencereler bulunur. Kitaplar 1712-1732 yılları arasına tarihlenir.Ayrıca 1801 yılından itibaren İngiltere ve İrlanda’da yayınlanan her kitabın ücretsiz bir kopyası buraya teslim edilmeye başlanmış ve 1850’lerde bu raflar tamamen doldurulmuştur.

Uzun Oda’da dikkat çeken bir başka obje ise İrlanda’nın günümüze kadar gelen en eski arpıdır.



İrlanda Kralı Brian Boru’ya ait olduğu söylenen arp.

Meşe ve söğüt ağacından yapılmış gövdesine bağlı 29 adet pirinç tel bulunan arpın tasarımındaki gümüşten yapılma çene dayama yeri ve üzerine gömülmüş haldeki kristal bilim adamlarına bu müzik aletinin ya bir soyluya ya da soylular için müzik çalan usta bir müzisyene ait olduğunu düşündürmektedir.İşte bu nedenle bilim adamları 18.yüzyılda buraya getirilen bu arpın 1014 yılında ölen ünlü İrlanda Kralı Brian Boru’ya ait olduğu sonucunda hemfikir olmuşlardır.

 

[vata]

Sergiden çıkınca Eski Kütüphane binasının yanındaki Okuma Salonu (=Reading Room) önünde bir toplantı organizasyonu görünce o tarafa doğru ilerledik.Toplantı,bu okulda okuyor ya da görev yapıyor iken I ve II.dünya savaşına katılıp hayatını kaybedenler anısına her yıl düzenlenen bir etkinlik imiş.





Anma töreni


Tören esnasında iskoç gaydasına benzeyen İrlanda’nın üflemeli çalgısı yulen(=uilleann pipes=irish pipes) dinletisini izlemek güzeldi.





Yulen sanatçısı

 

[vata]

Okul avlusunun tam ortasında yer alan 1853 yılında yapılmış,30 metre yüksekliğindeki Çan Kulesi(=Campanile) çevresinde biraz yürüdükten sonra Yemekhaneler(=Dining Halls) ve Kantin(=Buttery)’i geçerek Fellow Meydanı’nın ucunda bulunan Berkeley Kütüphanesi’nin önüne geldik.





Çan Kulesi





Yemekhaneler ve Kantin Binası

 

[vata]

Küre içindeki küre heykeli


Berkeley Kütüphanesi’nin bahçesinde bronzdan yapılmış “Sphere Within Sphere”(= Küre içindeki küre) heykeli yer almaktadır.İtalyan heykeltraş Arnaldo Pomodoro’nun bu eserinden Roma,New York,Washington,Tel Aviv,Tahran gibi dünyanın birçok farklı ülkesinde bulunuyormuş.Eserdeki iç top dünyayı,dış top ise Hıristiyanlığı temsil etmekte olup sanatçı bu eserle savaşın acı veren yeni bir dünya düzeni doğuracağını vurgulamak istemiş

 

[vata]

Trinity College çıkışında College Green adresinde karşımıza muhteşem bir bina olan Bank of Ireland çıktı.











Bank of Ireland

1729 yılında İrlanda Parlamentosu'na ev sahipliği yapması için inşa edilen bu çarpıcı yapı,18. yüzyıl duvar halıları ve panelli tavanıyla birlikte etkileyici bir salonu barındırır.Bina yapıldıktan sonra orijinal hali üzerine bir çok eklemeler yapılmışsa da bunlar ana yapı ile mükemmel bir uyum içindedirler.Binanın en ilgi çekici yönü dış cephelerde hiç pencere bulunmaması idi.Bunun nedeni ise o yıllarda İngilizlerin koyduğu pencere vergisi(=window tax) imiş.Bu nedenle dış cepheye pencere yapmamışlar. Dünyada çift kamaralı(lordlar ve avam kamarası) olarak yapılan bu ilk parlamento binasının,Beyaz Saray için de bir ilham kaynağı olduğu internet yazılarında belirtilmektedir.Bina,günümüzde İrlanda Bankası merkezi olarak kullanılmaktadır.

 

[vata]

Bank of İreland binasının hemen karşısındaki Suffolk Street üzerinde günümüzde turizm ofisi olarak kullanılan Saint Andrew Kilisesi yer alır.





Suffolk Sokağı’ndaki Saint Andrew Kilisesi


Kilisenin hemen önünde 1988’de yapılmış Molly Malone Heykeli bulunmaktadır.Heykelde,17.yüzyıla ait derin dekolteli kostümlü ve geçimini sokaklarda deniz tarağı ve midye satarak sağlayan Molly İllustates isimli bir genç kadın canlandırılmıştır.Molly’nin genç yaşta öldüğü ve hayaletinin Dublin sokaklarında dolaştığı rivayet edilmektedir.





Molly Malone Heykeli
Heykelin önünde anlam veremediğimiz bir kalabalık vardı.Bekleyip,dikkat edince bu kalabalığın şans getirmesi için Molly’nin göğüslerini tutarak resim çektirenler olduğu ortaya çıktı.Ne diyelim Allah akıl fikir versin.

 

[vata]

Molly Malone Heykeli sonrası yaklaşık 600 metre kadar Trinity College duvarını takiben yürüdükten sonra İrlanda için önem taşıyan resmi binaların yoğunlukta olduğu Kildare Street’e ulaştık.



Burada önce 1912’de kurulmuş olan Fransız Kültür Merkezi(=Alliance Française)’ni,




Sonra 1654 yılında kurulmuş olan İrlanda Tabib Odası(=Royal College of Physicians of İreland)’nı;




Ve nihayet 1877 yılında yapılmış ve yaklaşık sekiz milyon kitap,evrak ve doküman barındıran İrlanda Ulusal Kütüphanesi(=National Library of İreland) ’ni gördük.

 

[vata]

Sokağın orta kısmında 1922 yılına kadar Leinster düklerinin yaşadığı bu tarihten sonra da İrlanda Parlamentosu’nun görev yaptığı Leinster Malikanesi’ni gördük.





İrlanda Parlamentosu

 

[vata]

Parlamento bahçesinin hemen yanında ise şehir merkezindeki görülecek yerlerden bir diğeri olan İrlanda Ulusal Müzesi(=National Museum of Ireland)'nin Arkeoloji Binası’na geldik. Pazartesi günleri kapalı,pazar günleri 14-17 ve diğer günler ise 10-17 saatleri arasında açık olan Ulusal müze hepsinin girişleri ücretsiz olan ve şehrin farklı yerlerinde kurulu dört ayrı binadan oluşmaktadır.Bunlar Arkeoloji,Sanat Tarihi,İrlanda Yaşamı ve Doğa Tarihi müzelerinden oluşmaktadır.Arkeoloji ve Doğa Tarihi bölümleri internette en çok tavsiye edilen bölümlerdir.







M.Ö. 9.yüzyıla ait silahlar ve bronz kaplar.O devirde insanlar bu kapları yemek pişirmek yanı sıra törenlerde bira hazırlamak için de kullanıyorlarmış.





Karbon testi sonucunda Demir Çağı’nda M.Ö. 3-4.yüzyıllarda İrlanda’da yaşadığı anlaşılan Clonycavan adamının kafatasının replikası