Ynt: Bulgaristan-romanya-ukrayna-rusya-estonya-letonya-litvanya-pol Seyahatim
Kızıl meydana sanırım üç yerden giriş var.Biri Moskova nehri kenarından,biri Yeni Arbat Caddesinden,diğeri de ana kapı.(Bilgi yanlışlığı varsa düzeltiniz lütfen)Biz ana kapıdan giriş yapıyoruz.Girişte sağda hediyelik eşya satan dükkanlar var.Biraz onlara takılıyoruz.Ama biz hediyelikleri bir alt geçitteki dükkanlardan almıştık.Acaba kazıklandık mı?Yok hayır buradaki fiyatlar daha yüksek.
Yüzümüzde bir gülümseme. Bugün hava güzel.Neşe doluyor insan diyoruz meydan gezimize başlıyoruz.Sağ taraf Kremlin sarayı karşıda da alışveriş merkezi var.İlerde de katedral. Saint-Basile Katedrali,dünyada başka benzeri yokmuş.Lenin'i ziyaret edelim dedik.maalesef 10-13 arasıymış ziyaret.Kaçırmışız.Olsun başka zaman belki diye avunuyoruz.Neyse birkaç fotoğraf çekiyor ve ayrılıyoruz.Katedralin orada bir yoğunluk var.Bizde kalabalığa doğru yürüyoruz.Etrafa dikkatlice bakıyorum.Turiste benzer pek kimseyi göremiyorum.Sanırım Ruslar buraya büyük önem veriyorlar.Çoluk-çocuk gezmeye gelmişler.Cuma günü olmasına rağmen.Gelin ve damatta burada fotoğraf çektiriyorlar. Saint-Basile Katedralini dıştan geziyoruz.İçine girmiyoruz.Zaman kısıtlı.
Sağdan devam ederek Moskova Nehrine iniyoruz.Sarayın arkasından dolaşacağız.Oradan Rus-Ortodoks Kilisesine gideceğiz.Geçen yıl birçok Katolik kilise ve Katedral görmüş ve gezmiştik. Ortodoks kilisesini merak ediyoruz.Dünyanın en büyük özerk Ortodoks Kilisesiymiş.Eşim hazırlıklı gelmişti.Eteksiz almıyorlar diye yanına etek bile almıştı.Başörtüyü unutmuş, ama onuda bi şekilde uyduracaktı.Öyle okumuş bir yerlerde.
Nehre doğru yürürken çimenlerin üzerine serpiştirilmiş bir sürü euro'lar gördük.Muhtemelen sahte idi.Şöyle bir bakındık ne bu diye.Adam çimenlerin üzerine uzanmış, affedersiniz kadında oturmuş çişini yapıyordu onca insanın geçtiği bu yerde.Bizde ne bu diye sormaktan vazgeçtik.Acaba neyi protesto ediyordu?(Ben Özgür'e ormanda bile yaptıramıyorum,benzinciye kadar tutuyor çocuk)Nehre iniyoruz.Bir tarafta nehir,bir tarafta saray biraz yürüyoruz.Nehir üzerinde gemiler var.Yük gemileri.Biz orada iken herhangi bir gezi teknesi göremedik.Neredeydi bilmiyorum.Kilisenin tepesi görünüyor,kuleleri.Dini yapılar hep böyle.Ya kuleleri var yada minareleri.Nehir kenarında biraz yürüdükten sonra Kiliseye ulaşıyoruz. Karnımızda acıktı yani.Çantadan azıkları çıkarıp yiyoruz.Üzerine de su.Kilisenin bahçesinde.Bu kilisede de kapalı.Ama gezenler çok.Bahçesinde hediyelik eşyalar satılıyor.Her zamanki gibi buradan da incik boncuk misali bir şeyler alıyoruz.Kilisenin terasına çıkıyoruz.Koca bir ekran.Patrik vaaz veriyor.(Canlı değil)Terasın altında kocaman bir meydan var.herhalde burada da ayin yapıyorlardır.Rus Ortodoks Kilisesi bir zamanlar bütün Ortodoksların koruyuculuğa soyunmuştu.Bu yolla Osmanlı Devleti'nin de iç işlerine karışma hakkı elde etmişlerdi.(1774 Küçük Kaynarca Antlaşması)Unuttum Kilise alanı içinde Rus Çarı II. Aleksandr'ın bir heykeli var.Yanında da çadır içinde Rus tarihi ile ilgili sine-vizyon gösterisi vardı.Adamlar tarihlerini aktarırken para alıyorlar.Vermedim tabii, girmedim ki.Katedralin güney tarafında Moskova Nehrinin üstünde köprü var.Araç trafiğine kapalı.Katedralin güney kapısından çıkarak direk köprü ile karşıya geçiyorsunuz.Köprü girişinde ve üzerinde satıcılar var.Güzel bir koku geliyordu.Baktık bademden yapılmış bir şekerleme.Değişik tat ve aromalarda bademler satılıyor.Bizim çok hoşumuza gitti.Giderseniz tadınız.Kilise gezintimizi tamamlayarak geri dönüşe geçtik.Bayağıda yorulduk,epey yol yürüdük çünkü.Geri dönüşte Kremlin Sarayının oradan geçeceğiz,ama alt geçidi bulamıyoruz.Küçük çocukla yürüyen biri genç. biri yaşlı kadına geçidi soruyoruz.Bize kendilerini takip etmemizi söylüyorlar.Onlar önde biz arkada yürüyoruz.
-Ozan; yani bu Ruslar'a birşey sorunca cevap vermiyorlar, aman bir şey sormayın diyorlardı.Bak bunlar bize yardım ediyorlar.
-Amann baba ben ne bileyim.
Herkes herşeyi yazıyor, çiziyor kime inanacağız.İnanın gezi boyunca kime ne sorduysak bize yardımcı oldu.Kimse bizi terslemedi.Madem bilmiyordunuz neden buralara geldiniz demedi.Çok ilginçtir, geçen sene navigasyon bozulduğu için Paris'ten çıkarken Almanya yolunu bulamamış, döner kavşakta üç tur atmış, taksicileri görüp onlara sormuştuk.Kendi aralarında yolu tarif ederken kavga bile etmişlerdi, sen biliyorsun ben biliyorum diye.
Ruslar hakkında söylenenlere pek itibar etmeyiniz.Yalnız tedbiri de elden bırakmayın derim.
Kadınların yardımı ile alt geçidi buluyoruz.Tekrar Kremlin Sarayının önündeyiz parkta.Hava da ısındı.Güneş çıkıyor, ısınıyorsun, güneşin önününe bulut geliyor üşüyorsun.Nasıl bir hava anlamadım gitti.
Sarayın batı tarafında(bize göre öyle) bir anıt var.Meçhul asker anıtı.Aynısı Kiev'de de vardı.Askerlerin nöbet değişimi varmış izlenecek ama daha nöbet değişimine var.Beklemeyelim gidelim ağır bastı ve oradan ayrıldık.Yine ana kapıdan meydana girdik ve sarayın karşısından çıktık.Birde alışveriş merkezi gezelim dedik.Orada tarihi bir binada alışveriş merkezi vardı.Girdik,hiç bir şeyin üzerinde fiyat yazmıyor.zengin bir yere benziyor.Fiyat olmadığı için bizim buralarla kıyaslama imkanımız olmadı.Zaten yorgunduk,daha erken olmasına rağmen(saat 6 gibi) hostele dönüp biraz dinlenmeyi uygun gördük.
Çünkü yarın önümüzde 750 km'lik yol var.Üstelik Sankt-Petersburg için bir gün düşünüyoruz.
Yemek hazırlayıp bir güzel karnımızı doyurduk.Biraz dinlendik,yarınki kalacağımız yeri filan ayarladık.Akşam oldu.
Ozan sizi bir yere götüreceğim dedi.
-Ya oğlum yarın yola gideceğiz, yorulduk zaten, nereye gideceğiz?
-Gidince görürsünüz.
-Tamam ya gidelim o zaman.
Bu arada şehir içinde nadir araç kullandım.Genellikle Ozan(Oğlum) kullandı.Ben biraz sıkıntı yaşıyorum.Genç adam.Onun deyimiyle yardır yardır gidiyorsun.
Düştük yola.Gide gide bir yere geldik. Uzanta bir bina.Önünde büyük bir havuz.Işıl ışıl.Gençler son model arabalarını çekmişler,müzik son ses kızlı-erkekli takıyorlar.Çevrede acayip bir kalabalık var.
-Ya oğlum nereye geldik biz?
-Şu karşı bina Moskova üniversitesi.
-Ne yapacan burda.
-Bakacağım öyle bir.
-Tamam siz gidin.Burası pek tekin bir yere benzemiyor.Polis filan gelir,yasaktır.Akşam akşam uğraşmayalım.
Eşim,oğullarım gittiler.Ben arabanın yanında kaldım.Bir yandan da tedirgin oluyorum.Yabancı plaka.İçlerinden biri bişey derse ne yaparım.Birçoğunun kafaları iyi. Bişey olmaz dedim kendi kendime.Oralarda dolaşmaya başladım.Biraz sonra bir patırtı.Pat pat.Ya ne oluyor demeye kalmadı havada havai fişekler patlamaya başladı.Şu işe bak, sanki bizi karşılıyorlar.
Ne şanslıyız değil mi?
Bizimkilerde geldiler.Hadi karşıya gidelim."Asıl gitmemiz gereken yer orası idi" dedi, Ozan.Sür karşıya.Biz karşıya geçene kadar havai fişeklerde azalmaya başladı.Gittik.Amanın o da ne.Yüzlerce motorsiklet. Hepside süper.Neyi kutladılar o akşam öğrenemedik.Bulundukları yer muhteşemdi.Yüksekte bir yer.Oradan Moskova manzarası muhteşemdi.Çevresinde botanik bahçesi var.Tepenin adı neydi?bilmiyorum.Bilenler lütfen yazsınlar.Gündüz manzarası nasıl bilmiyorum ama gece manzarası çok güzeldi.
Oradan huşu duygular .içinde ayrıldık.Ozan bir yere daha gideceğimizi söyledi.Gidelim bakalım.Yarın ne zaman uyanırsak öyle yola çıkarız.
Yeni ve Eski Arbat'ı göreceğiz.Kuzeyden güneye Moskova Nehrini geçince bambaşka bir şehirle karşılaşıyoruz.Koca koca apartmanlar(onlara rezidans mı diyorlar?) binanın tamamı ışıklandırılmış,cıvıl cıvıl ışıklı tabelalar, reklam panoları, yanımızdan geçen lüx otomobiller, kapitalizmin tam göbeğindeyiz.Burası yeni Arbat Caddesi imiş.Biz eskisine gideceğiz. Navigasyon bizi götürdü.Arabamızı park ettik, girdik araç girmeyen eski Arbat Sokağına.Klasik bizim İstiklal caddesi gibi bir yer geldi bana.(Kültürel değerini daha sonra öğrendim) Geç vakit olduğu için fazla kimse de yoktu.Boydan boya yürüdük.Sokağın sonunda Mc Donalds var.Küçük oğlumun en çok sevdiği harf M harfi.Görünce onu karnım acıktı dedi.(Gezdiğimiz ülkelerin hepsinde mutlaka bunlardan birşey yemiştir.)Biraz bekledikten sonra yiyeceğini aldı.Geri arabaya geliyoruz.Bu seferde sıkıştım baba demesin mi.ne yapacağız şimdi?Nerede tuvalet bulacağız?
-Ozan kardeşini şu barlardan birine götür.Patlayacak çocuk.
Girdiler bir bara.Yapıp çıktılar.Kimse de burası tuvalet mi kardeşim demedi. Sağ olsunlar.Bizim burada olsa herhalde tuvalet bozuk olurdu.Arabamıza bindik. Hostele geldik.Bu arada saatte 1 gibi oldu.Dedim ben yatıyorum.Siz ne zaman yatarsanız yatın.Yarın sabah herkesi 7'de ayakta istiyorum.Kahvaltıyı yolda yapacağız,uyudum.