denizbadem
Ana Kamp
Ynt: Yosun Dalış Merkezi İçin Uyarı
İlginize teşekkür ederim.
Olayları aşağıda detaylı olarak anlattım. Başkana aktarabilirseniz çok mutlu olurum.
Temmuz ayında Yosun Diving Kıvılcım isimli bayandan kurs aldık. Kurs, sırasında 3 arkadaş hepimiz aynı tedirginliklere sahiptik. Hanım, dersi bilmiyor dedik ilk akşam. Okumaya çalışıyor, sayfaları kaybediyordu. Hakim değildi konulara.
Saroz’a sığ su eğitimine götürdü bizi. 3 arkadaş kötü bir teknede curcunada, ilgisizlikte başladık giyinmeye. Kıvılcım Ay isimli şahıs, ödemeleri aldıktan sonra bambaşka birine dönüştü. İlgisiz, alakasız ve maalesef sorumsuz.
Sığ su eğitiminde, maske çıkarma işlemini ve ekipmanı takıp çıkarma işlemini göstermedi. Son derin dalışında kalabalık bir öğrenci ekiple daldı. Sorun olabileceğini düşünmeden!
4 öğrenci ve bir tek kendisi suyun altına indik. İki kişinin “sorun var” demesi üzerine, benimle kursa başlayan bir arkadaşımı alıp su üstüne çıkardı 20 metrede yalnızdım. Sağımda bir kişi daha çırpınıyordu, bütün bunları izledim. Sonra yavaş yavaş panik yapmaya başladım ben de. Olayları hala dün gibi hatırlıyorum. Su yutmaya başladım. Kendi başıma teknenin neresinde olduğumu bilemeden o panikle, yukarı doğru palet vurmaya başladım. Bir yandan dua ediyordum ölmemek için. Bir yandan da kafamı tekneye vurmamak için yukarı bakıyordum. Bütün bunları içgüdüsel olarak yaptım. Acil bir durumda nasıl davranmam gerektiğini kendim düşünüp buldum öyle bir anda. Yanımda bir eğitmen ya da o hanım yoktu. Sağ olsun…
Ben bütün bunlardan sonra kadının yüzüne hiçbir şey demedim. Seviyesini ve kalitesini görmüş tecrübe etmiş olduk Saroz yolculuğunda…
Bröveler için 3 kez ofisine gittik, defalarca telefon ettik. Hepsinde bir bahane buldu. “Taşınıyorum, evleniyorum müsait olamadım” dedi. Bir şey demedim çünkü zaten artık dalış yapamayacağımı düşünüyordum. Korkularım varken, brövenin de bana faydası yoktu. Ancak parasını ödediğim sertifikamı almak istiyordum. Aylarca oyalandık, diğer arkadaşlarım da aradı kadını. Telefonlara çıkmamaya başladı. Gülru adlı arkadaşım, Kadıköy’e federasyona gitti 3 -4 kez. Oradaki bayan da ben ona verdim ondan alın brövelerinizi dedi.
Yine uzun bir süre geçti, şikayet dilekçesi yazdım. Dilekçeyi gören TSSF çalışanı, hemen beni aradı. Biz yardım ettik size bize niye faks yolladınız dedi.
Beklediğim tek şey;
“Yaşananlar yüzünden üzgünüz, hayatınızı tehlikeye atan bu okulla ilgili gereken yapılacaktır. Geçmiş olsun” demeleriydi.
Sonra brövelerin bana ulaştırılması için yeniden bir telefon trafiği vs. derken 8 ay sonra biz brövelerimizi ödediğim kargo bedeliyle almış olduk.
Her yerde, her an, her dalış yaptığımız teknede artık bu olayı anlatıyorum.
İlginize teşekkür ederim.
Olayları aşağıda detaylı olarak anlattım. Başkana aktarabilirseniz çok mutlu olurum.
Temmuz ayında Yosun Diving Kıvılcım isimli bayandan kurs aldık. Kurs, sırasında 3 arkadaş hepimiz aynı tedirginliklere sahiptik. Hanım, dersi bilmiyor dedik ilk akşam. Okumaya çalışıyor, sayfaları kaybediyordu. Hakim değildi konulara.
Saroz’a sığ su eğitimine götürdü bizi. 3 arkadaş kötü bir teknede curcunada, ilgisizlikte başladık giyinmeye. Kıvılcım Ay isimli şahıs, ödemeleri aldıktan sonra bambaşka birine dönüştü. İlgisiz, alakasız ve maalesef sorumsuz.
Sığ su eğitiminde, maske çıkarma işlemini ve ekipmanı takıp çıkarma işlemini göstermedi. Son derin dalışında kalabalık bir öğrenci ekiple daldı. Sorun olabileceğini düşünmeden!
4 öğrenci ve bir tek kendisi suyun altına indik. İki kişinin “sorun var” demesi üzerine, benimle kursa başlayan bir arkadaşımı alıp su üstüne çıkardı 20 metrede yalnızdım. Sağımda bir kişi daha çırpınıyordu, bütün bunları izledim. Sonra yavaş yavaş panik yapmaya başladım ben de. Olayları hala dün gibi hatırlıyorum. Su yutmaya başladım. Kendi başıma teknenin neresinde olduğumu bilemeden o panikle, yukarı doğru palet vurmaya başladım. Bir yandan dua ediyordum ölmemek için. Bir yandan da kafamı tekneye vurmamak için yukarı bakıyordum. Bütün bunları içgüdüsel olarak yaptım. Acil bir durumda nasıl davranmam gerektiğini kendim düşünüp buldum öyle bir anda. Yanımda bir eğitmen ya da o hanım yoktu. Sağ olsun…
Ben bütün bunlardan sonra kadının yüzüne hiçbir şey demedim. Seviyesini ve kalitesini görmüş tecrübe etmiş olduk Saroz yolculuğunda…
Bröveler için 3 kez ofisine gittik, defalarca telefon ettik. Hepsinde bir bahane buldu. “Taşınıyorum, evleniyorum müsait olamadım” dedi. Bir şey demedim çünkü zaten artık dalış yapamayacağımı düşünüyordum. Korkularım varken, brövenin de bana faydası yoktu. Ancak parasını ödediğim sertifikamı almak istiyordum. Aylarca oyalandık, diğer arkadaşlarım da aradı kadını. Telefonlara çıkmamaya başladı. Gülru adlı arkadaşım, Kadıköy’e federasyona gitti 3 -4 kez. Oradaki bayan da ben ona verdim ondan alın brövelerinizi dedi.
Yine uzun bir süre geçti, şikayet dilekçesi yazdım. Dilekçeyi gören TSSF çalışanı, hemen beni aradı. Biz yardım ettik size bize niye faks yolladınız dedi.
Beklediğim tek şey;
“Yaşananlar yüzünden üzgünüz, hayatınızı tehlikeye atan bu okulla ilgili gereken yapılacaktır. Geçmiş olsun” demeleriydi.
Sonra brövelerin bana ulaştırılması için yeniden bir telefon trafiği vs. derken 8 ay sonra biz brövelerimizi ödediğim kargo bedeliyle almış olduk.
Her yerde, her an, her dalış yaptığımız teknede artık bu olayı anlatıyorum.